Korku Komedi Sineması: Mizah ve Gerilim Bir Arada

Editör:
Berfin Sayarsoy

Türler, filmleri birbirinden ayırmak adına kullandığımız en tanımlayıcı sınıflandırma aracıdır. Net bir tanımlama yapma konusunda kusursuz bir sınıflandırma aracı olmasa dahi izleyicinin tercih ettiği tarzda filmleri bulması adına yardımcı olduğu kesindir. Tek bir türde iş yapmak istemeyen yapımcılar, türleri hibrit bir hale getirerek içeriklerini zenginleştirdiler. Bu hibrit türlerin en yaygını da komedi üzerinden oldu: Korku ve komedi çoğu insanın beklemediği bir birleşim olarak sunuldu.

İki ayrı kavram olarak bakıldığında korku ve komedi, oldukça uyumsuz gözükebilir. Ancak senelerdir pek çok türden korku filmi, bu birliktelik ile sunularak izleyicilerden olumlu tepkiler aldı. İki türde de benzer tarzda bir formül uygulanarak, filmin izleyiciyi şaşırtma unsuru ile kıskacı altına alması hedeflenmektedir. Hissiyat olarak izleyiciye benzer duyguları yaşatmasalar dahi temelde kullandıkları matematik, benzer bir iskelet oluşturmaktadır. Bu filmlerde komedi unsuru, başlangıçta karakterlerin korku hikâyesine yerleştirilmesiyle yapılmıştır. Zamanla dördüncü duvarı yıkarak yapılan meta anlatılar ile komedi unsurları sağlanmaya çalışılmıştır. Diğer bir yandan da ardı ardına hem korku hem de komedi unsuru verilmesiyle izleyiciye birden fazla his yaşatmak amaçlanmıştır. Bu melez türe giriş yapmak isteyenler için, hem popüler olan filmleri hem de az bilinen filmleri bu listede derledik.

Scream (1996)

Yönetmen: Wes Craven

Korku-komedi deyince ilk akla gelen işlerden olan Scream, Wes Craven’ın bu türde ilk filmlerinden biri olmasa dahi kuşkusuz en popüleridir. Çıktığı dönemde birçok markaya ilham olmuş ve birçok senaristin meta anlatıyı kullanmasını sağlamıştır. Yıllar sonra bile hayran kitlesini korumayı başarabilmiştir.

Açılış sekansıyla meşhur olan serinin ilk filmi, Ghostface isimli bir katilin Woodsboro’da seri cinayetler işlemesini konu alır. Bu cinayetler içerisinde Sidney (Neve Campbell) ve arkadaşları Ghostface’in bir sonraki hedefi olmaktan kaçmaya çalışırlarken, muhabir Gale (Courtney Cox) ile polis memuru Dewey (David Arquette) katilin kim olduğunu bulmaya çalışmaktadırlar.

Zombieland (2009)

Yönetmen: Ruben Fleischer

Meta anlatı içeren korku-komedi filmlerinin diğer bir popüler örneğidir. Ancak Zombieland, güldürü öğesi olarak meta anlatıyı ana yöntemi olarak kullanmaz. Aksine daha çok karakter odaklı bir güldürü sunar. Karakterleri kendi çaplarında absürt, eğlenceli ve sıra dışıdır. Fakat tüm bunlar bir yana hepsinin geçmişinde dramatik bir altyapı bulunur.

Oyuncu kadrosunda Jesse Eisenberg, Emma Stone, Woody Harrelson, Abigail Breslin gibi isimlerin olduğu Zombieland, Amerika yerle bir olduktan sonra her bir karakterin kendince gayeleri olduğu, yer yer birbirleriyle yer yer zombilerle çatıştıkları hayatta kalma temalı bir zombi filmidir.

Creep (2014)

Yönetmen: Patrick Brice

Found Footage ve Shockumentary alt türleri içerisine de giren Creep, tam anlamıyla bir korku-komedi olarak görülmeyebilir. Ancak, içerisinde tıpkı durum komedilerinde yapılan başkası adına utanma, rahatsız olma hissi üzerinden hem mizah hem de gerilim unsuru verilmeye çalışılması açısından bu melez türe alınabilir. Bolca doğaçlama içeren film, gerçekçiliği ile de izleyici germekten çekinmez.

Mark Duplass’ın kariyer performanslarından birini verdiği Creep, kameraman Aaron’ın (Patrick Brice) internette gördüğü bir ilan aracılığıyla, ölmekte olan bir adamın kaydını almak için onun gözden ırak evine gitmesini ele alıyor. Birbirleriyle vakit geçirdikçe karşısındaki adamın tuhaf davranışları ikili arasında yaşanacak gerilimli anlara sebebiyet veriyor.

Shaun of The Dead (2004)

Yönetmen: Edgar Wright

Bakıldığında George Romero’nun klasiği Night of the Living Dead’in parodi filmi olarak görülebilecek olan Shaun Of The Dead, aslında Romero’ya saygı duruşunda bulunan oldukça orijinal bir filmdir. Edgar Wright’ın sevdiği işlere bol bol referans yapmaktan çekinmediği, hızlı tempo kamera kullanımı ve kinetik kurgusu ile ön plana çıkan işlerinden birisi olan Shaun of the Dead, Cornetto Üçlemesi‘nin ilk filmidir.

Edgar Wright’ın favori ikilisi Nick Frost ve Simon Pegg’in başrolünde olduğu Shaun of the Dead, Shaun (Simon Pegg) isimli karakterin, eski kız arkadaşıyla tekrar bir arada olmaya çalışmasına odaklanır. Bir zombi kıyameti sırasında bir yandan hayatta kalmaya çalışan Shaun, diğer yandan da eski sevgilisini geri kazanmaya çalışır.

Psycho Goreman (2020)

Yönetmen: Steven Kostanski

Psycho Goreman, listedeki diğer filmlere kıyasla daha az bilinen bir filmdir. Özellikle görsel efektleriyle öne çıkar. Psikolojik gerilimi iyi sağlayan bir film olsa da komediye dayalı anlatı daha baskındır.

Mimi (Nita-Josée Hanna) ve Luke (Owen Myre) adlı ikizler, farkında olmadan senelerdir mühürlenmiş olan evrenin en kötü varlıklarından birini yeniden diriltirler. Onu kontrol etmek için kullandıkları bir taşla, kendi çocuksu isteklerini gerçekleştirmesi adına bu varlığı kontrol altına alırlar. Bu varlığı geçmişte hapseden suikastçıların dikkatini çeken ikili, suikastçıların dünyaya gelmesine vesile olurlar.

Society (1989)

Yönetmen: Brian Yuzna

Body Horror temalı bir korku-komedi filmi olan Society, başından sonuna kadar paranoyayı en saf haliyle hissedebileceğiniz, yer yer kâbus gibi gelen ve özellikle sonlara doğru hiç beklenmedik bir manevrayla izleyiciyi şaşırtan, görüp görülebilecek en tuhaf filmlerden birisidir. Film, hiç beklenmedik bir şekilde abartılı ve absürt diyaloglarla izleyiciyi aynı anda hem güldürmeyi hem de ürkütmeyi başarır. Screaming Mad George’un makyajda çığır aşan işi, filmi unutulmaz kılan bir başka etkendir.

Bill Whitney (Billy Warlock), kendisini içerisinde bulunduğu hayata ve sınıfa ait hissetmiyordur. Bu durum Bill’de, çevresindeki herkesin göründüğünden farklı olduğunu düşündüğü bir paranoya yaratır. Zaman geçtikçe paranoyasının gerçekliğe dayanan yanları olduğunu fark edecektir.

Jennifer’s Body (2009)

Yönetmen: Karyn Kusama

Jennifer’s Body, kadın perspektifinden cinselliğe daha safça ve doğal bir bakış sunar. Senaristi Diablo Cody, alışılmışın dışındaki karakter tasarımı ile başarılı bir iş çıkarıyor. Yanlış pazarlanmasından ötürü çıktığı dönem insanlar tarafından yerden yere vurulmuş olan bu film, üzerinden bir süre geçtikten sonra türünün kült filmlerinden olmuştur.

Needy (Amanda Seyfried) ve Jennifer (Megan Fox), çok yakın arkadaşlardır. Jennifer’ın gittikleri bir konserden sonra kaçırılıp, erkekleri baştan çıkarmaya çalışan bir iblise dönüşmesinin ardından arkadaşlık ilişkileri değişir.

Dellamorte Dellamore (1994)

Yönetmen: Michele Soavi

Yurt dışına Cemetery Man ismiyle sunulan film, bir çizgi roman uyarlamasıdır. 70 ve 80’lerin sonunda İtalyan film yapımcıları daha çok televizyona iş çıkarmaya başlamışlardı. Fakat Argento ve Bava gibi isimler hala daha bağımsız korku yapımlarına bütçe sağlıyorlardı. Filme kaynak olan çizgi romanda Rupert Everett üzerinden bir esinlenme vardır. Filmin başrolünde de yine Rupert Everett’i görürüz.

Filmin adında da anlaşılabileceği üzere Dellamorte Dellamore, sevgi, ölüm ve zombiler üzerine bol bol felsefi sorgulamalar içerir. Film, bir mezarcının her gece tekrar tekrar dirilen ölüleri öldürme zorunluluğu ve bu rutinine sıkışıp kalmasını ele alır.

Evil Dead 2 (1987)

Yönetmen: Sam Raimi

Sam Raimi, serinin ilk filminde korku türünün verdiği ciddiyeti korumaya çalışmıştır. Ancak düşük bütçenin azizliğine uğradığı için filmdeki ciddiyete dair bir tezat doğmuştur. Bu yüzden yönetmen, ikinci filmde mizahi yönü yüksek bir anlatıya geçiş yapmıştır. Film, fiziksel komediye ve pratik efekt kullanımı üzerinden rahatsız ediciliğe odaklıdır. İlk filmin haklarını tam anlamıyla alamamışlardır. Bu yüzden filmin tonunu büyük ölçüde değiştirmek zorunda kalmışlardır.

Ash Williams (Bruce Campbell), arkadaşlarıyla beraber bir kabin evine gelir. Kabinde buldukları antik bir kitap aracılığıyla şeytanlar onlara saldırmaya başlar. Grup kendisini aniden bir hayatta kalma mücadelesinde bulur.

Braindead (1992)

Yönetmen: Peter Jackson

Braindead filmi ile Peter Jackson, yaratıcılığının sınırlarını zorladığı bir iş ortaya koydu. Kiwi mizahı olarak geçen Yeni Zelanda güldürüsünü içinde barındıran film, çoğu insan için rahatsız edici olabilecek düzeyde sahneler içerir. Yeni Zelanda’da çekilen en büyük görsel efektli filmlerden biri olmuştur.

Lionel’in annesi bir fare-maymun tarafından ısırılır. Annesinin zombiye dönüşmesinin ardından Lionel, annesinin çevresine vereceği zararı minimuma indirmeye çalışır. Bunun için kendisini hayatının aşkı dahil çevresindeki herkesten soyutlar ve karanlık güçlere karşı bitmek bilmeyen bir savaşa girer.

 

Arda Çelik
Arda Çelik
There are certain rules someone must abide by to survive a scary movie.

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Dante’nin İlahi Komedyası’nda İnsanlığın Mitolojik ve Manevi Seyahati: Kayboluşun Karanlığı ve Kurtuluşun Işığı

Dante’nin İlahi Komedyası; insanlığın ahlaki seçimlerini sorgulamasına, içsel çatışmalarını aşmasına ve evrensel sorulara yanıt bulmasına rehberlik eder.

Kırmızının Tonlarına Bürünmüş 7 Yabancı Albüm Kapağı

Temalarında kırmızı renginin ön planda olduğu ve gizli anlamlarıyla bizi farklı yolculuklara çıkaran albümleri sizler için derledik.

Editor Picks