Her insanın zaman zaman düşündüğü ve kendine dert edindiği yalnızlık ve yaşlılık sorunları Erkan Tahhuşoğlu’nun sade harmanıyla Koridor filminde oldukça narin şekilde betimlenmiş. Koridor filminin türü bakımından klasik düzeyde diyebileceğimiz bir dram filmi olmasının yanı sıra, bu tarz filmlerde dramaturjinin yaşatılabilmesi oldukça önemli. Keza Koridor filmi içerisinde bunun eksikliğini çok fazla hissetmiyoruz. Eğer sıkı bir Dram izleyicisiyseniz Erkan Tahhuşoğlu’nun yazıp, yönettiği Koridor filmi tam size göre diyebiliriz.
Koridor Filmi konu bakımından Müyesser (Emel Göksu) ve Zeliha (Ayşe Demirel) kardeşlerin içe dönük öznel yaşamlarına dışarıdan bir bakışla bakmamızı hedefliyor. Mekân kullanımı olarak çok fazla bir alternatif güdülmeden neredeyse tek mekânda çekilen, yaklaşık 1 saat 15 dakikalık bir sinematografi bizlere eşlik ediyor.
Müyesser, Zeliha’ya kıyasla her işe koşturan, daha dominant ve ofansif bir karakterken, Zeliha ise kırılmaya daha müsait, narin yaradılışlı, yaşlı olmasına rağmen oldukça hayat dolu, daha saf ve çocuk ruhlu bir karakterdir. Bu bağlamda normal aile yaşantısındaki iş dağılımına baktığımız zaman abla-kardeş ekolü çok iyi uyarlanmıştır; çünkü hemen her ailede yaşanan ‘’küçük çocuk, büyük çocuk’’ ayrımı burada daha bireyci şekilde gözlemlenir. Yani artık ‘’o daha küçük, kalk da şu işi sen yap’’ kelimeleri anne ve babadan çıkmış ve karakterlerin üzerine otomatik olarak yapışmıştır.
Koridorların derinleşip,
dehlizlere dönüştüğü bir dünyaya!
İki kardeş birbirlerine olağan güçleriyle sıkı sıkıya bağlıdır ve bunun yanında yıllardır beraber yaşayıp dertlerini ortak olarak paylaşırlar. Somut bir bakış açısıyla çocukları, komşuları olsa da senaryo içerisindeki olaylar bize, manevi olarak birbirlerinden başka kimselerinin olmadığını vurguluyor.
Buna güzel bir örnek olarak Komşu Nesrin’in (Elif Ürse) akan banyo tavanını iletmek için, kardeşlerin evine uğradığı sahnedeki diyaloğu sunabiliriz. Bu sahnede Nesrin akan banyo tavanı ile ilgili şikayetlerini kardeşlere ifade etmiştir. Sonrasında Nesrin ile Müyesser’in ikili diyalogları gerçekleşir.
Müyesser: ‘’Bir kapımızı çalan sensin, Hasibe’nin hiç arayıp sorduğu yok. Hiç kapımızı çalmaz.’’
Bunun üzerine Nesrin: ‘’Aşk olsun Müyesser abla, siz çalın kapısını o çalmıyorsa.’’ demesi, konuyu biraz farklı yöne çeker.
Sahnenin devamında Nesrin: ‘’Herkesin işi başından aşkın, kimseye de alınmamak lâzım.’’ diyerek konuyu kapatmaya çalışır.
Daha sonra Müyesser, katı bir şekilde ‘’Herkesin işi gücü var diyorsun ama Hasibe geçenlerde herkesi toplamış evine.’’ cümlesini kurarak Nesrin’e çıkışır.
Nesrin şaşırır ve ‘’Evet, ben de uğramıştım. Artık kalkayım, çocuklar evde bekliyor.’’ Karşılığını verir.
Müyesser arkasından ‘’Hasibeye giderken çocuklar evde beklemiyordu, bir bize gelince bekler.’’ diyerek az önce bahsettiğimiz konuya direkt olarak bir dokunuş yapar.
Neticede komşularının aslında cana yakınmış gibi görünen samimiyetsiz yakınlıkları vardır. Müyesser ve Zeliha’yı dolaylı yoldan dışlarlar ve bir nevi onları hor görürler. Anlattığımız sahneyi daha da destekleyen argümanlar, filmin sonlarına doğru başka sahnede yeniden önümüze çıkmaktadır.
Son olarak film içerisinde çeşitli sahnelerde rüya geçişleri yapılmaktadır. Bu sahneler aslında karakterlerin bastırılmış duygu yoğunluklarının dışa vurumu olarak kameraya yansır. Bu kısımlarda sahneler iç içe geçtiği için izleyicinin kafasının karışması durumuna karşın bu noktaya da değinmek istedik. Fakat bu konuya parmak basmamızın tek nedeni bu değil. Bu geçişler yapılırken kardeşlerin rahmetli anne ve babaları ara sıra kamerada görünür. İlk başta bir anlam çıkarılamasa da son sahnelere dayalı olarak bu temanın yine kardeşlerin manevi bağlarıyla alakası olduğunu ve en yalnız anlarında anne ve babalarını yanlarında hissettiklerini anlıyoruz.
- Söylenti Dergi ekibi olarak Erkan Tahhuşoğlu’nun yazıp, yönettiği Koridor filmini sizler için inceledik. Dilerseniz filme MUBI platformundan ulaşabilirsiniz. Söylenti’yle kalın…




