Müzik kitlelerce insan ruhunun gıdası olarak tanımlanmıştır. Bu gıdanın aracısı olan şarkılar ise yıllar boyunca birçok konuyu işlemiş ve sanatçılar yoluyla bir nevi toplumların aynası görevi görmüştür. Aşk, yaşam-ölüm, aile, politik eleştiriler derken liste uzar gider… Bu listede, tarih boyunca ilhamını savaştan; savaşın anlamsızlığından, yaşattığı acılardan ve söndürdüğü hayatlardan alan şarkıları inceleyeceğiz. Ebedi barışın sağlanamadığı günümüz dünyasında dahi milyonlarca insanı yuvasından etmekte olan “savaş” kavramını gelin bir de şarkılardan dinleyelim.
1) Megadeth – Holy Wars…The Punishment Due
Thrash metalin incilerinden Holy Wars… The Punishment Due, Megadeth’in 1988 yılında Kuzey İrlanda’da gerçekleştirdiği konser sırasında yaşananlardan ilham alınarak yazılır. Grubun kurucu solisti Dave Mustaine’in anlatımıyla; sahnedeyken kendisine fırlatılan bir bozuk para gitarına zarar verir ve yaşanana sinirlenen Dave alkolün ve kısıtlı tarih birikiminin etkisiyle kalabalığa “İrlandayı İrlandalılara geri verin’’ şeklinde bağırır. Bu çıkışın ardından konseri dinleyen kalabalıktaki Protestanlar ve Katolikler arasında çılgın bir isyan ve çatışma tetiklenir. Ertesi gün şehirden kurşun geçirmez bir otobüs ile kaçırılırcasına ayrıldıklarını belirten Mustaine, Holy Wars’ı bu vahim olayın ilhamıyla turne sırasında yazdığını belirtir.
“Brother will kill brother
Spilling blood across the land
Killing for religion
Something I don’t understand”
2) Pink Floyd – When the Tigers Broke Free
Henüz 5 aylıkken babasını 2. Dünya Savaşı’nda kaybeden Pink Floyd efsanesi Roger Waters, When the Tigers Broke Free ile babasının ve savaşta hayatını kaybeden diğerlerinin ruhlarını yâd eder. Donuk bir ağıt havasında geçen şarkının sözlerinde Waters, babasının ve silah arkadaşlarının cephede bir hiç uğruna can verişlerini ve dönemin Birleşik Krallık hükümdarı Kral George’un bu kaybı aileye bildirişini ironik fakat üzücü biçimde ele alır. Şarkıda geçen ‘Tigers’, İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanlar tarafından kullanılan yıkıcı tanklara hitaben kullanılır.
“They were all left behind
Most of them dead
The rest of them dying
And that’s how the High Command
Took my daddy from me”
3) R.E.M. – Orange Crush
Orange Crush, şeytanın detaylarda gizli olduğu bir şarkı. Bu şarkıyı dinlerken hissettirdiklerine veya kendinizi ritminin verdiği coşkuya kaptırarak altında yatan anlama dikkat etmeden dinlemek çok doğal. Fakat taşıdığı mesaj bir o kadar acı verici. Orange Crush diyince akla tatlı mı tatlı sıkma portakal suyu gelse de burada temsil ettiği Vietnam Savaşı sırasında Amerikan ordusu tarafından kullanılan “Agent Orange” isimli kimyasal. Hem de etkisi sadece atıldığı yeri çürütmekle kalmayan; kendisine maruz kalan insanların yıllar sonra dahi kansere yakalandığı, bebeklerin nefes alma güçlükleri ile doğduğu bir kimyasal.
“I’ve got my spine, I’ve got my orange crush
(Collar me, don’t collar me)
I’ve got my spine, I’ve got my orange crush
(We are agents of the free)
I’ve had my fun and now it’s time to serve your conscience overseas
(Over me, not over me)
Coming in fast, over me (oh, oh)”
4) Alice In Chains – Rooster
Acımasız yaşanmışlıklar, bunları göğüsleyen insanlar ve bu insanların diğerleri üzerindeki etkileri… Grunge efsanesi Alice In Chains’in Rooster’ı bu döngünün en güzel meyvelerinden. Grubun gitaristi ve söz yazarlarından Jerry Cantrell, Vietnam Savaşı’nda çarpışmak adına ailesini geride bırakmak zorunda kalan babasının iç dünyasına bir ışık tutar. Cantrell verdiği bir röportajda şarkının yazım sürecinden şöyle bahseder; “Anne-babasız büyüyen veya ailesi kopuk her gencin yaşadığı gibi ben de kırgınlık hissettim fakat Rooster’da olaya bir de babamın bu süreçte neler yaşamış olabileceğini düşünerek bakmak istedim.’’ İsmini babasının Vietnam Savaşı’ndaki lakabından alan Rooster, grubun en çok beğenilen parçaları arasındadır.
“Ain’t found a way to kill me yet
Eyes burn with stinging sweat
Seems every path leads me to nowhere
Wife and kids, household pet
Army green was no safe bet
The bullets scream to me from somewhere”
5) Gun’s N Roses – Civil War
Civil War, isminden de anlaşıldığı üzere savaşın ‘civil’ tarafına ışık tutan bir parça. Sözleriyle dinleyicisine temelde her savaşın tarafları kadar masum insanları da etkileyişi ve zenginlerin ekmeğine yağ sürerken fakirleri daha dibe itişini ele alan protest bir Gun’s N Roses klasiği. Axl Rose, Duff ve Slash imzası taşıyan şarkı, Vietnam Savaşı ve Amerika’daki insan hakları ile ilgili mesajlarının yanı sıra Kennedy süikastini ele aldığı bir bölüme de sahip.
“D’you wear a black armband
When they shot the man
Who said “peace could last forever”
And in my first memories
They shot Kennedy
I went numb when I learned to see
So I never fell for Vietnam
We got the wall of D.C. to remind us all
That you can’t trust freedom”
6) Rage Agains the Machine – Bulls On Parade
Grammy ödüllü grup Rage Agains the Machine, protest şarkılar denince şüphesiz akla ilk gelenlerden. Bulls On Parade parçası, dönemin Amerikan Başkanı Ronald Reagan’ın Sovyetler Birliği için kullandığı ‘Evil Empire‘ terimiyle aynı isimli albümde yer alıyor. Zack de la Rocha’nın sert vokali ile şarkının sözleri birleşerek Amerikan ordusunun agresif tutumunu benzer bir agresiflikle eleştirir. ABD’nin dünya siyasetindeki tavrını adeta gözü dönmüş bir boğaya benzeten şarkının klibi de 1996 MTV Müzik Klibi Ödülleri’nde “En İyi Hard Rock Klibi” dalında aday gösterilmiştir.
“Weapons not food, not homes, not shoes
Not need, just feed the war cannibal animal
I walk the corner to the rubble that used to be a library
Line up to the mind cemetery now
What we don’t know keeps the contracts alive and movin”
7) Linkin Park- Hands Held High
Amerikan Ordusu’nun Ortadoğu’da fiziki olarak aktif rol aldığı bir dönemde Linkin Park yaşananlara kayıtsız kalamaz ve 2007 yılında Hands Held High ile George Bush yönetimini eleştirerek vatandaşlarına boyun eğmeme çağrısında bulunur. Baştan sona askeri bir marş temposunda ilerleyen şarkıda Irak Savaşı, zengin-fakir eşitsizliği ve yakıt fiyatlarını eleştiren mesajlar bulunur. Grubun kurucu üyelerinden Mike Shinoda verdiği bir röportajda şarkıyı “George Bush’a uzatılan koca bir orta parmak” olarak tanımlar.
“When the rich wage war, it’s the poor who die
Meanwhile, the leader just talks away
Stuttering and mumbling for nightly news to replay
The rest of the world watching at the end of the day
Both scared and angry, like what did he say?”
8) Bob Dylan – Masters Of War
Bob Dylan her ne kadar kendi deyimiyle Masters Of War’ı savaş karşıtı bir şarkı olarak görmediğini söylese de konu tartışmaya gayet açık. Savaştan çok Amerikan liderleri ve siyasetçileri, yani kitleleri savaşa iten mekanizmanın kolu ile oynayan her kimse bu kesimi hedef alır usta isim. Soğuk Savaş’ın etkisini giderek tetiklendiği dönemlerde yazılan şarkı nefret içerikli sözlere de sahip. Dylan bu nefret söylemlerini bir röportajında şöyle anlatır; “Daha önce hiç böyle bir şey yazmamıştım. Sonunda insanların ölmesini umduğum tür şarkılar söylemeye alışkın değilim fakat bu sefer başka seçeceğim yoktu. Bu şarkı bir nevi bardağı taşıran son damlaya bir tepki niteliğinde.”
“And I hope that you die
And your death will come soon
I’ll follow your casket
By the pale afternoon
And I’ll watch while you’re lowered
Down to your deathbed
And I’ll stand over your grave
‘Til I’m sure that you’re dead”
9) Iron Maiden – Run to the Hills
Birçok sanatçı tarihi bir olayı ele almış ve onu sanatıyla harmanlayıp ortaya keyifli eserler çıkarmıştır fakat bir olaya üç farklı perspektiften bakan bir şarkı bulmak zordur. Run to The Hills tam da bu tanıma uyan bir şarkı. Iron Maiden, dinleyicilerine Amerika’nın kolonileşme sürecini hem istilacılar hem yerliler hem de onları dışarıdan izleyen üçüncü şahısların ağzından anlatan bir şaheser sunar. İlk bölümde yerlilerin sesini dinleriz; “White man came across the sea, he brought us pain and misery”. İkinci bölüm Avrupalı istilacıları temsil eder; “Chasing the redskins back to their holes, fighting them at their own game”. Son bölüm ise bu çatışmaya şahit olan üçüncü bir şahısın ağzından dökülür; “Selling them whiskey and taking their gold, enslaving the young and destroying the old”.
“We fought him hard, we fought him well
Out on the plains we gave him hell
But many came, too much for Cree
Oh, will we ever be set free?”
10) Radiohead – Harry Patch (In Memory Of)
Harry Patch, 25 Temmuz 2009 tarihinde vefat edene kadar 1. Dünya Savaşı’nı görmüş son kişi olma özelliğini taşımaktaydı. Radiohead vokalisti Thom York, bir röportajında bu efsane gazinin anısına bir şarkı yazma ilhamını 2005 senesinde BBC Radio’da dinlediği bir program olduğunu söyler. Harry Patch’in söyledikleri kendisini öyle etkiler ki buna kayıtsız kalamaz ve işe koyulur. Şarkının sözleri tamamen Harry Patch’in anlattığı anılardan esinlenilerek yazılır. Şarkı Patch’in ölümünün hemen sonrasında Radiohead’in websitesinde £1 karşılığı satışa çıkar ve buradan elde edilen gelir İngiltere’de ordu mensuplarına yardım amacıyla kurulmuş Royal British Legion’a bağışlanır.
“I’ve seen demons coming up from the ground
I’ve seen hell upon this Earth
The next will be chemical
But they will never learn”
11) U2 – Sunday Bloody Sunday
Birleşik Krallık ve İrlanda kökenli birçok gruptan bölgenin gerilimli dönemlerini ele alan protest şarkılara tanıklık ettik. U2 da bu grupların başında gelen gruplardan. 30 Ocak 1972’de İngiliz birliklerinin insan hakları yürüyüşü yapan İrlandalıları katletmesiyle tarihe adını ‘Kanlı Pazar’ olarak yazdıran günü konu alır Sunday Bloody Sunday. İsmi gereği yanlış anlaşılmaya açık oluşu sebebiyle bir dönem IRA’lı militanların marşı olarak kabul edilir fakat U2 şarkının mesajı hakkında bir konser sırasında beyaz bayrak açarak “Bu bir İsyan değil, bu kanlı pazar” diyerek tartışmalara son verir.
“And the battle’s just begun
There’s many lost, but tell me who has won?
The trenches dug within our hearts
And mothers, children, brothers, sisters torn apart”
12) The Cranberries – Zombie
90’ların unutulmaz parçalarından İrlandalı grup The Cranberries’in Zombie’si bu listenin olmazsa olmazlarından. Kuzey İrlanda ve İngiltere arasında yaşanan politik gerilimin tırmandığı dönemde dinleyiciye buluşan Zombie, ayrılık yanlısı İrlanda Cumhuriyeti Ordusu’nun (IRA) gerçekleştirdiği saldırılar sonucu hayatını kaybeden çocuklara ithafen yazılır. Grubun solisti Dolores O’Riordan, Zombie şarkısının sözlerini yazarken “its not me” sözünde “İrlandalıyım ama bunu yapan ben değilim” ifadesini kullanır.
“It’s the same old theme
Since nineteen-sixteen
In your head, in your head, they’re still fighting
With their tanks, and their bombs
And their bombs, and their guns
In your head, in your head, they are dying”
13) Black Sabbath – War Pigs
Kimi zaman politika kimi zaman din, ele aldıkları konu değişse de kalitesinden hiçbir zaman ödün vermeyen bir grup varsa o da efsanevi grup Black Sabbath’tır. Vietnam Savaşı’nın etkisinin bütün dünyayı kasıp kavurduğu dönemde üretken bir sanatçı olup bu konuya dil uzatmamak imkansıza yakın denebilir. Grup, War Pigs fikrini Avrupa Turneleri sırasında bir Amerikan Hava Kuvvetleri üssünde dinledikleri savaş hikayelerinden alır ve bunu müziğe döktüklerinde ortaya metal klasiklerinden Paranoid albümünün giriş parçası çıkar. Şarkıda insanın bitmek bilmeyen öldürme arzusu ve savaşın yıkıcılığından bahsedilir. Dönemin basçısı ve söz yazarlarından Geezer Butler 2017’de verdiği bir röportajda War Pigs’in yazım aşamasıyla ilgili şöyle der: “Britanya içine çekilmenin eşiğindeydi, sokakta protestolar vardı, Vietnam karşıtı her türlü şey yapılıyordu. Savaş, gerçek Satanizmdir. Politikacılar gerçek satanistlerdir. Ben de bunu söylemeye çalışıyordum.”
“Politicians hide themselves away
They only started the war
Why should they go out to fight?
They leave that role to the poor, yeah”
14) Dire Straits – Brothers In Arms
Baştan sona dinleyicisini bir John Steinbeck romanının ortasına bırakırcasına bestelenmiş Brothers In Arms, sadece ritmiyle değil sözleriyle de bizlere Steinbeck’i hatırlatır; sisle kaplı dağlar, ovalar, vadiler, tarlalar ve de olmazsa olmaz bir dram… Şarkının çıkış noktası grubun solisti Mark Knopfler’in babasıyla arasında geçen bir diyalogdan gelir. Baba-oğul Falkland Savaşı hakkında tartışırlarken babasının Ruslar ve Arjantinliler hakkında “Silah Kardeşleri” benzetmesi yapması oğluna bu isimde bir şarkı hatta albüm yapma fikrini verir. Knopfler’in kaleme aldığı parça 1982 yılında Arjantin ve İngiltere arasında Falkland ve Güney Georgia Adaları’nın hakimiyeti üzerine yapılan Falkland Savaşı’nda ölmekte olan bir askerin hislerine tercüman olur. Savaşın anlamsızlığı ve insan üzerindeki yıkıcı etkisini en yalın şekilde birinci ağızdan anlatır nitelikte bir Dire Straits klasiği.
“Now the sun’s gone to hell and
The moon’s riding high
Let me bid you farewell
Every man has to die
But it’s written in the starlight
And every line in your palm
We’re fools to make war.
On our brothers in arms”
15) Metallica – One
Ernest Hemingway şaheser romanı Çanlar Kimin İçin Çalıyor’u aynı isimle Ride The Lightning albümünde yorumlayarak savaşa olan bakışını dışa vuran Metallica’nın bu listede ele alacağımız şarkısı One. Başka bir kitap uyarlaması olan parça, hikayesini Dalton Trumbo 1939’da kaleme aldığı Johnny Got His Gun isimli savaş romanından alıyor. One, 1. Dünya Savaşı sırasında cephede gözlerini, kulaklarını, ağzını ve uzuvlarını kaybeden fakat zihni canlı kalmış bir askerinin çaresizliğini betimliyor. James Hetfield ve Lars Ulrich imzası bulunan şarkı gerek sözleri gerekse ritmiyle yaralı bir askerin öfkesi ve umutsuzluğunu en saf ve direkt şekliyle dinleyiciye aktarmayı başarıyor.
“Darkness imprisoning me
All that I see
Absolute horror
I cannot live
I cannot die
Trapped in myself
Body my holding cell”
KAYNAKÇA
Songfacts. Web. 06.05.2022
The Cranberries – Zombie: Nedir Bu Şarkının Hikayesi?. Söylenti Dergi – Ecem Şimşek. Web. 06.05.2022