Kolektif Hafıza Toplumsal Travmalardan Nasıl Ortaya Çıktı?

Editör:
Sibel Sancaklı
spot_img

Travmalar insan deneyiminin kaçınılmaz bir parçasıdır. Psikolojik travmalar, kısaca; zorluğa, strese ve sıkıntıya yol açan olay veya olaylar bütününe verdiğimiz tepkiler olarak tanımlanabilir. Farklı şekillere bürünebilen ve doğası gereği oldukça karmaşık olan travmalar, bireysel ve toplumsal etkileri açısından farklılık gösterir. Hangi durum ile ilişkili olursa olsun; iyileştirilmediği, üstesinden gelinmediği ve dönüştürülmediği sürece travma etkileri ileri boyutlara gidebilir.

Travmalar, fiziksel ve psikolojik olarak iki ana başlıkta incelenebilir. Sadece psikolojik yönüne odaklanarak, travmaların bireysel ve özellikle toplumsal etkilerine, toplumsal travmaların kuşaklararası nasıl aktarıldığına ve kolektif hafızanın bu aktarımdaki işleyişine bakmak mümkündür.

Travmaları Anlamak

avita.com.tr

Travma kavramı, 18. yüzyıl öncesine kadar neredeyse sadece fiziksel travmaları tanımlamak için kullanılmıştır. Travmaların psikolojik etkisinin olduğu gerçeği 19. yüzyıl ortalarından sonra ancak görünür hale gelmeye başlamıştır (Özen 106).

Psikolojik travmaları, “bireyin ruhsal ve bedensel varlığını çok değişik biçimlerde sarsan,
inciten, yaralayan her türlü olay” şeklinde tanımlamak mümkündür (Özen 106). Travmaları; hayatımızı tehdit eden, korkutucu, baskılayıcı, güvenlik ve istikrar algımızı bozan durumlar olarak algılarız.

Psikolojik travmalar, bireyin olaylarla başa çıkma yeteneğini aşan; kendisini çaresiz, güvensiz veya duygusal olarak yetersiz hissetmesine neden olan durumlar içerisinde bulunduğunda ortaya çıkmaktadır. Travmanın etkileri bireyin kişilik özellikleri, travmanın doğası, önceki zihinsel sağlık durumu vb. gibi faktörlere bağlı olarak değişim gösterir.

Travmaların duygusal etkileri kaygı, korku, üzüntü, depresyon, öfke, sinirlilik, duygusal olarak kendini kapatma, utanç ve suçluluk olarak kendini gösterebilir. Zihinsel etkileri ise işgalci düşünceler, konsantrasyon zorlukları, olumsuz düşünce kalıpları, aşırı uyarılmışlık ve ayrışma gibi durumlarla karşımıza çıkabilir. Duygusal ve zihinsel etkilerin dışında travmaların fiziksel ve davranışsal etkileri de olabilir.

self.com

Travmaların kısa süreli ve uzun süreli etkileri değişiklik gösterir. Kısa süreli etkisinde duygusal, fiziksel, davranışsal ve zihinsel etkiler sürmeye devam edebilirken; uzun süreli travma etkilerinde Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB), Kompleks TSSB, depresyon türleri, kaygı bozuklukları, bağlanma sorunları vb. gibi rahatsızlıklar görülür. Fiziksel, duygusal veya cinsel suistimal; şiddete maruz kalma veya şiddete tanıklık etme, kayıp, ölüm, ani ayrılık, kaza, doğal afet, zorbalık, kriz, hastalık, savaş vb. durumlar sonrası psikolojik travmaların görülmesi mümkündür.

Travmanın üstesinden gelmek sabır, çaba ve genellikle profesyonel destek gerektiren, kişisel olan ve aşama aşama ilerleyen bir süreçtir. Her bireyin yolculuğu eşsiz olsa da, iyileşmek ve kontrol duygusunu yeniden kazanmak için belirli adımlar izlenebilir. Travmayı tanımak ve kabul etmek iyileşmenin ilk ve en önemli adımıdır, sonraki adımlar ise travmanın türüne ve kişinin karakteristik özelliklerine göre birçok şekilde çeşitlendirilebilir.

Kuşaklararası Yara İzleri ve Dayanışma

sivilsayfalar.org

Toplumsal travmalar, grupların ortak travmatik bir olay veya olaylar dizisi nedeniyle deneyimlediği psikolojik, duygusal ve sosyal etkilerin görüldüğü travmalardır. Sadece bireyleri değil; kolektifi, kültürleri, ulusları etkiler ve genelde etkisi uzun sürelidir. Bireysel travmanın aksine, toplumsal travma bir grubun birlikte deneyimlediği olaylardan kaynaklanır. “Travmalar bireysel olarak yaşandığında sadece olayı yaşayan kişileri değil o kişilere tanık olanları da etkileyerek topluma yayılır (Özyanık ve Tarlacı 123).” Böylece, sadece bireylerin psikolojik refahını değil, grubun kimliğini, kültürel normlarını ve sosyal yapısını da etkiler.

Toplumsal travma; doğal afetler, ekonomik krizler, savaşlar, şiddet olayları, çevre felaketleri, pandemi ve salgın hastalıklar, göçler vb. gibi olaylar sonucu ortaya çıkabilir. Semptomlar açısından toplumları etkisine alan travmaları kişisel travmalardan ayıran farklı özellikler yoktur, sadece kapsama alanları farklıdır. Toplumsal travmalar, kapsadıkları çoğulluk dolayısıyla; kolektif hafıza aracılığıyla nesiller boyunca aktarılarak kuşaklararası yara izleri oluşturabilir.

Bireysel travmaları iyileştirme süreci ile toplumsal travmaları iyileştirme sürecinde belirli değişkenler vardır. Her ne kadar travma sonrası iyileşme süreci bireysel düzeyde farklılık gösterse de toplumsal travmaların üstesinden gelinmesinde en önemli adım dayanışmadır. Dayanışma, hem bireysel hem de kolektif açıdan dayanıklılığı ve iyileşmeyi desteklediği için kolektif travma sırasında ve sonrasında hayati öneme sahiptir. Dayanışma olmadığı sürece toplumda bölünme ve ayrışmalar, izolasyon, uzun süreli yas süreci ve depresyon gibi durumlar kolektif travmanın yaralarını derinleştirebilir ve yeniden başlayıp ilerlemeyi zorlaştırabilir.

Toplumsal travmaların nasıl toplumları etkisi altına aldığına örnek vermek gerekirse; Türkiye’deki büyük depremlerden söz edilebilir. Ülkemizin deprem ülkesi olması gerçeği dolayısıyla en çok yara aldığımız felaketlerden birisi de depremlerdir. 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş ve çevresinde yaşananları fiziksel olarak orada bulunmayanlar da dahil olmak üzere tüm ülke vatandaşları hissetmiştir. Nasıl daha önce meydana gelmiş olan büyük şiddetli depremleri, savaşları, salgınları vb. olayları ailemizden, arkadaşlarımızdan ve yakın çevremizden işittiysek biz de ileriki nesillere yaşadığımız deneyimleri aktaracağız ve bu bir kuşaklararası döngü oluşturmuş olacak.

Kolektif Hafıza

ssir.org

“Acının kemiğe işlemesi gibi beden ruhsal acıyı taşıyan bir travmatik bellek oluşturur ve zamanla dayanılmaz seslerin, kokuların, görüntülerin ve şiddetli duyguların mekanı olur bu bellek (Zara 301).”

Kolektif hafıza, insanların geçmişleri hakkında sahip olduğu bilgilerin ortak havuzunu ifade eder. Bu kavram, bireysel hafızanın ötesine geçerek toplumların tarihlerini kapsar ve uyumunu şekillendirir. Hafıza tek başına var olup gelişebilecek bir olgu değildir, kolektiftir ve sosyo-kültürel bağlam içerisinde bize geçmişi hatırlatır (Koçak Oksev 156). Ayrıca, kolektif hafızanın oluşumu süreklilik halindedir, canlıdır ve şimdiki zamanın dinamikleri ile belirlenir (Koçak Oksev 157).

Kolektif hafıza ve travmalar arasında güçlü bir bağlantı vardır, çünkü toplumsal travmalar geçmişin nasıl hatırlandığı konusunda önemli rol oynar. Kolektif hafıza, toplumların travma deneyimlerini nasıl işlediği, yorumladığı, gelecek nesillere ilettiği konusunda ve travmaların kültürel kimliği, değerleri ve hatta geleceği nasıl şekillendirdiği konusunda çerçeve görevi görür.

Toplumlar, travmaların sebep olduğu acıyı ve kaybı paylaşıp korudukça toplumsal hafızanın ortaya çıkmasına yol açar. Travma yaratan olay tüm toplumu etkilediğinde kolektif bilinçte yer edinir. Toplumsal travmaların hafızada oluşturulması sayesinde acı anlamlandırılır, kayıplar onurlandırılır ve yaşanılanlar unutulmayacak bir yere konur.

Travmaların yarattığı kolektif hafıza, topluluk içinde kimliği ve uyumu yeniden inşa etmeye de hizmet eder. Toplumlar, travmayı birlikte hatırlayarak iyileşmeyi ve birliği teşvik eden bir dayanışma ve dayanıklılık duygusu geliştirir.

Sonuç olarak, bireysel travmalar kişisel düzeyde kalırken kolektif travmalar hem bireyleri hem de toplumları ilgilendirir. Toplumları derinden sarsan olay silsileleri kolektif hafızada yer edinir ve aktarılarak kuşaklararası yara izlerini oluşturur. Travmalar, etkilenen toplulukların kimliğini, değerlerini ve deneyimlerini şekillendirdiği için nesiller boyunca kolektif hafıza aracılığıyla varlığını korur.


Kaynakça

Koçak Oksev, Birgül. “Hafıza Çalışmalarında Yeni Bir Yaklaşım: Wikipedia’nın Bir Hafıza Mekanı Olarak Değerlendirilmesi ve Türkçe Vikipedi Örneği.” Sosyologca, no.9, 2015, pp. 153-167.

Özen, Yener. “Psikolojik Travmanın İnsanlık Kadar Eski Tarihi.” The Journal of Social Science, vol. 1, no. 2, 2017, pp. 104-117.

Özyanık, Tuğba ve Sultan Tarlacı. “Toplumsal Travma Döneminde Travma Sonrası Gelişim ve Temel İnançlardaki Sarsılmalar.” Gelişim ve Psikoloji Dergisi, vol. 3, no. 6, 2022, pp. 121-142.

Zara, Ayten. “Kolektif Travma Döngüsü: Kolektif Travmalarda Uzlaşma, Bağışlama ve Onarıcı Adaletin İyileştirici Rolü.” Journal of Clinical Psychiatry, vol. 21, no. 3, 2018, pp. 301-311.

Kapak Görseli: psikolaj.com.tr

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Valide-i Muazzama : Mahpeyker Kösem Sultan

Naib-i saltanat unvanıyla Osmanlı İmparatorluğu'nu yaklaşık 30 yıl yöneten Mahpeyker Kösem Sultan, attığı adımlarla hanedanın kaderine yön vermiştir.

Hafıza Mekanları: Anıtların Psikolojik ve Toplumsal Etkileri

Anıtlar, toplumsal hafızayı korur ve kimliğimizi inşa eder. Kolektif hafıza ve kültürel aktarımın dönüştürücü gücüdür.

Eşeği Saldım Çayıra – Kazak Abdal | Şiir İncelemesi

Kazak Abdal hayatı ve bilinen şiirlerinden olan Eşeği Saldım Çayıra eserinin incelemesi.

Twinless Film İncelemesi: İki Yalnız, Bir Kayıp

Başrolde Dylan O'Brien'ın yer aldığı kayıp, yalnızlık, bağ kurma arayışı, yas süreci üzerine dokunaklı bir film olan Twinless film incelemesine göz atın.

Alice in Borderland 3. Sezon İncelemesi: Neden Beklentiyi Karşılayamadı?

Alice in Borderland dizisinin 3. sezonun her oyununda Chishiya'nın zekâsını arayıp, Aguni'nin fedakârlığını andık diyebilirim. 

Evrensel Duygular: Anlamadan da Hissedeceğiniz 8 Şarkı

Dili fark etmeksizin ruhunuza dokunan, evrensel duygusal taşıyan 10 şarkıyı keşfedin. Melodik parçalarla hazırladığımız liste, her anınıza eşlik edecek!

Viktoryen Dönemde Kadın İmgesi: “Evdeki Melek”

Viktoryen dönemde ‘Evin Meleği’ ideali, kadını fedakâr ve itaatkâr bir role hapsetti. Gilman ve Woolf bu miti sorgulayarak özgür kadının sesini aradı.

Jane Austen ve Aşkın Sosyal Eleştirisi

Jane Austen, romanlarında aşkı sadece romantik bir duygu olarak değil; statü ve kadınların konumu üzerinden ele alarak dönemin evlilik anlayışına eleştirel bir bakış atar.

Shirley Jackson’ın Amerikan Gotik Edebiyatındaki Yeri

Shirley Jackson, Amerikan gotiğine modern bir ses getirmiş ve kalıcı bir iz bırakmıştır.

Amerikan Edebiyatında 4 Yalnız Kahraman

Amerikan edebiyat tarihinin en önemli temsilcileri haline gelmiş kahramanlarımızın ne kadar soyutlanmış bireyler olduğunu farketmiş miydiniz?

Editor Picks