Kitap Önerisi: Tarihte Toplumsal Cinsiyet

 

Kitap seçimi aslında göründüğü kadar kolay olmayan, emek isteyen ve  herkese göre değişen kriterlere sahip olan bir iştir. Bir kısım okur, sadece içerik inceler bir kısım okur, yazar endeksli gider bir kısım okur ise ikisine birden bakar ve tabuları olmadan kitap seçimi yapar.

Bir oranlama yapıldığında aslında yazarı, yazarın alanı ve kitabın içeriği ile inceleyip, analiz neticesinde bilgi birikim veyahut kültürel olarak veya hiç değilse okura bakış açısı katacak olan kitabı seçmek aslında zordur.

Bu haftaki kitap önerisinde Tarihte Toplumsal Cinsiyet – Merry E. Wiesner Hanks yer alıyor. Öncelikle Merry E. Wiesner Hanks kimdir? Alanı nedir? Hangi konularda okurlar tarafından eleştirilmiştir?

Merry E. Wiesner Hanks, Wisconsin- Milwaukee Üniversitesi’nde tarih profesörüdür. Alanında “uzman” denilebilecek niteliğe sahip tarih bilgisi ile dünya çapında adını duyurmuştur. Aynı zamanda yazdığı kitaplar üniversitelerde ders kitabı olarak okutulmaktadır. Esasen modern dönem Avrupa çağı tarihçisidir.

Tarihçilik anlayışı objektif olup aynı zamanda orijinaldir. Tarihi makro-mikro olarak ayırmayıp iki alanı da birbirine harmanlayarak tarih alanında eserler vermektedir. Özellikle tarihte “kadın” “cinsiyet” ve “cinsiyetçilik” konularında çalışmış ve yine bu alandaki eserlerini objektif şekilde kaleme almıştır. Kısa Dünya Tarihi, Erken Modern Dönemde Avrupa 1450 -1789 ve Tarihte Toplumsal Cinsiyet kitapları ile öne çıkmıştır.

Tarihte Toplumsal Cinsiyet- Merry E. Wiesner Hanks

Tarihte Toplumsal Cinsiyet kitabında insan hakları, MÖ dönemden bu yana kadın-erkek hakları, ayrımları her dönemi ve kültürü değerlendirerek ele almıştır. Kitap okurlarına adeta tarihsel ve sosyolojik olarak bilgi seli sağlamaktadır. Yazar tarafından her konu öncelikle dönem ve şartları izah edilerek akabinde başta insan hakları olmak kaydıyla okuru bilgilendirmektedir.

Kitapta toplumların sosyolojik yapısı ele alınırken ülke ülke değerlendirilmiş  ve genel olarak ele alınan ülke toplumunun dini yapısı da gözetilerek analizlerde bulunulmuştur.  Aynı zamanda erkeklerin de belirli dönemlerde köle olmaları veyahut zengin olmamaları ve orta sınıfa ait olmalarından kaynaklı olarak uğradıkları ayrımcılıklar da objektif olarak yer almaktadır.

Eserde aslında MÖ dönemden bugüne kadar aristokrat kadınlar, entelektüel kadınlar, bulundukları toplumun yükselmesini sağlayan ve dünyaya katkısı bulunmuş ancak ismi duyulmamış veya duyulması engellenmiş kadınlara yer verilmektedir. Feminizm hareketi nedir, nasıl başladı ve devam ediyor kısmı ise en başından itibaren yanlış bilinen tabuları yıkarak ele alan yazar tarafından, detaylı şekilde okura aktarılmaktadır.

Kadınların her dönemde yer aldığı ve aslında imkanlar tanındığında neler yapabildiği özellikle savaş dönemleri de gözetilerek aktarılmıştır. Sadece kadın olunmasından kaynaklı olarak aldığı ücretin azlığı, mesleki olarak yükselmesi bir yana işe dahi alınmayışının halihazırda geçmişten günümüze uzanan bir sorun olduğu kitapta detaylı şekilde ortaya konulmuştur.

Kitapta en dikkat çekici bölümlerden birisi kadın hükümdar/hanedanlar kısmıdır. Yazar tarafından burada en çok İngiltere kraliçesi I. Elizabeth eleştirilmiştir. Özellikle eleştirilen kısım ise Elizabeth’in asla evlenmemesi ya da çocuğu olması ve bunun asıl sebebinin de gücünü başka biriyle paylaşma gibi bir isteği olmamasına bağladığı yönünde oluşudur.

Zaman içinde, göreviyle ve halkıyla evli bir kraliçe olarak imajını geliştirmesi ve “Bakire Kraliçe” lakabını kazanmasının altında, ” erkekler olmadığı halde ülkesini ticaret ve sömürgecilik alanında geliştirmesi” şayet erkek olsaydı gücünün daha fazla olacağına olan inancı olduğu belirtilmiştir.

Keza yazar tarafından kitapta I. Elizabeth’in “Ben, bir kadının zayıf ve çelimsiz vücuduna sahip olduğumun farkındayım ama bende bir kralın-bir İngiltere Kralı’nın da – yüreği ve midesi var” sözleri aktarılarak akıllarda kalıcı objektifliğini ortaya koyarak eleştirisi dile getirilmiştir. Aslında buradan da anlaşılacağı üzere tarihçi kimliği ile kaleme aldığı eserinde tarafsız olarak değerlendirmeler ve anlatımlar yer almaktadır.

Türk okurlar tarafından kitap hakkında yapılan eleştiriye değinecek olursak; Bilindiği üzere Türkiye kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyan ilk ülkeler arasındadır. Ancak diğer ülkeler bu konuda ele alınırken Türkiye hakkında bilgi verilmemiştir. Atatürk Devrimleri arasında olan kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmasının; tarihsel olarak analizlerle hazırlanan kitapta yer almaması açıkçası Türk okurlarını tabir yerindeyse hayal kırıklığına uğratmaktadır.

Ancak bu denli ilgi çekici ve geçmişten bugüne gündemsel olarak bilgi seli ve değerlendirmelere sahip kitap hakkında yazarın okurları tarafından yapılan eleştirilerden birisi ve hatta en dikkat çekici olanı kitabın anlatımının ağır olmasıdır. Her ne kadar bölümlere ayrılarak dikkat dağıtılmayacak şekilde kaleme alınmışsa da anlatımı oldukça yavaştır. Bunun sebebinin ise profesör oluşu ve ağırlıklı olarak ders kitabı niteliğinde eserler vermesi olduğu düşünülmektedir.

 

 

 

Elif Darıcı
Elif Darıcı
"ben seninle karşılaşacağımı bilsem başka türlü yetiştirirdim kendimi"

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Notting Hill: Londra’nın En Renkli Yüzü

Notting Hill; renkli sokakları, pazarı ve kültürel dokusuyla Londra’da hem ruhunuza hem gözünüze hitap eden özel bir semttir.

Dostoyevski’nin Rus Edebiyatı Üzerindeki Etkisi

Dostoyevski, Rus edebiyatında sadece bir isim değil aynı zamanda döneminin edebiyat anlayışına da yön veren önemli bir yazardır.

Söylenti Radarında Bu Ay: Isaac Winemiller

Isaac Winemiller, sakin melodileri ve içe dönük sözleriyle müzikal yalnızlığı estetik bir deneyime dönüştürüyor. Bu ay Söylenti Radar'ında onunla tanışın!

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Editor Picks