Kitap Kapaklarının Eserler Üzerindeki Etkisi: Esere İlk Bakış

Editör:
İclal Yaka
spot_img

Aklımızın köşesinde kitabı kapağına göre yargılama deyimi yer etse de çoğumuz kitabı kapağına göre seçiyor; kitap, kapağıyla öne geçiyor bizler için. Okuyucunun gözüne hitap etmesi de o kitabın okunma oranını büyük ölçüde etkiliyor. Bu da okuyucunun kitap kapağını, eserin küçük bir yansıması olarak görmesinden kaynaklanıyor.

15. yüzyılın gelmesiyle beraber kitap basımı da artık kolaylaşmış ve ucuzlaşmıştı. Başta sadece deriden ibaret olan kitap kapakları şimdi kitabın içeriği hakkında bize bilgi sağlıyor ve bir pazarlama aracı olarak kullanılıyor. Her kategoride farklılık gösteren kitap kapakları, özellikle de sosyal medyanın da etkisiyle okuyucu nereye gidiyorsa oraya doğru sürükleniyor demek yanlış olmaz. Öyle ki bazı kategorilerin kitap kapakları artık birbirinin kopyası olma yolunda gidiyor.

1- Kitap Kapakları Okuyucu Üzerinde Ne Kadar Etkili?

ForbesBooks.com

Eserin içeriğine ayna tutan kitap kapakları görsel bir ön söz gibidir. Kitabı koruma işlevlerinin yanı sıra kitaba ilk bakışta verilen anlamı şekillendirir ve okuyucuyu içine çekme görevlerinden birini üstlenir. Yazarın bizlere sunmak istediği dünyaya bir fragman niyetindedir. Bu yüzden de etkisi küçümsenemez. Ne kadar özenli ve yaratıcı hazırlanırsa o kadar bizlere eser hakkında öncülük eder. Şunu da unutmamak gerekir bir kitabın kapağı, esere dair ilk fikirlerimizi şekillendirir; bu izlenimle örtüşmeyen bir içerikle karşılaştığımızda ise olduğundan daha sert eleştirme ihtimalimiz artar. Yani bu bağlamda kapağın yalnızca estetik bir unsur değil, aynı zamanda okuyucu ve eser arasındaki ilk köprüyü kuran bir araç olduğunu da söyleyebiliriz. Renk seçimlerinden yazı biçimine, görsel unsurlardan başlığa kadar her detay okuyucunun kafasında okuma deneyimiyle ilgili bir ön yargı oluşturur. Bu sebeple bir eserin kapağının tasarımı, kitabın teması ve duygusal atmosferiyle uyumlu olması, okuyucunun beklentilerini doğru yönlendirmek açısından da büyük önem taşır.

2- Kitap Kapakları ve Örtüşmeyen Yazar Niyeti

Dönüşüm ve Lolita

Kitap kapak tasarımı her ne kadar okuyucu ve eser arasında köprü oluştursa da bazı noktalarda yazar ile ters düştüğü görülmüştür. Bunun en açık örneği Franz Kafka‘nın Dönüşüm kitabında karşılaştığımız durumdur. Kafka, Dönüşüm kitabında Gregor Samsa‘nın böceğe dönüşmesini anlatmasına rağmen Kafka özellikle kitap kapağında herhangi bir böcek çizimi istememiştir. Kafka, bu çizimin okuyucuların hayal gücüne zarar vereceğini düşünmüştür. Dolayısıyla da Gregor Samsa’nın dönüşümden sonraki formunu tamamen okuyucunun hayal gücüne bırakmıştır. Kafka’nın edebiyat algısı belirsizlikten oluşur, kapaklarında böcek olan Dönüşüm kitapları da bu algıyla ters düşer ve olayı somutlaştırır. Bir diğer örneğimiz ise Lolita kitabının yazarı Vladimir Nabokov‘dur. Nabokov, kitabının kapağında küçük çekici bir kız konulmasına karşı çıkmıştır. Bazı kapakların romanı sarsıcı bir aşk hikâyesine indirgediğini ve bu yüzden okuruna eseri yanlış anlamasına yol açtığını düşünüyordu. Nabokov’a göre Lolita karakteri hiçbir zaman bir cinsel nesne olarak temsil edilmemeliydi. Bu noktada da fark ediyoruz ki zaman zaman eserin aslında vermek istediği mesajı ve derinliği farklı yönlere çekiyor kitap kapakları. Eserin tonunu da çarpıtmış oluyor.

3- Kapakların Kategori Ayrıştırıcı Etkisi

ShinyWords.com

Bazı kitap kapakları daha ilk bakışta bize o kitabın ne türde olduğunu anlatır. Kullanılan renk paletinden tutun yazı tipine hepsi birer ayrıştırıcı unsurdur. Bu unsurlar eseri polisiye, genç yetişkin, çocuk, kişisel gelişim, romantik gibi türlerin içine yerleştirir. Bir kitapçıya girdiğimizde bu türlerin farklılıkları daha da gözle görülebilir olur. Korku kitaplarının olduğu bölüme gittiğimizde bizi kırmızı, gri, siyah tonlarının hakim olduğu kitaplar karşılar. Romantik kitap bölümünde ise daha pastel renkler, karakter figürler ve duygusal görseller yer alır. Çocuk kitaplarındaysa parlak renkler ve dikkat çekici, farklı yazı fontlarıyla tasarlanmış kapaklar bulunur. Kitap kapaklarının eseri kategorilemesi bir yandan iyi bir yandan da kötü bir durum olarak görülebilir. İyi yanı, okuyucu kendi zevk aldığı kitabı daha anlaşılır bir biçimde seçip kapağından dolayı yanılma durumuyla karşılaşmaz. Ne beklediyse onu bulma ihtimali bir nevi yüksek olur. Kötü yanı ise bu şekilde kalıplara koyulmuş kitapların bir süre sonra tekdüzeleşmesi. Bu işin ticari kısmını da ele aldığımız zaman kitapların satması için yapılan kapaklar bir süre sonra birbirinin aynısı olmaya başlıyor.

“Kitap kapakları, kitabı raflarda kategorize eder, okurun ne bekleyeceğini önceden söyler; bu, kitabın satış başarısını doğrudan etkileyen bir araçtır.” -Chip Kidd

Sonuç olarak kitapları, kapaklarına göre yargılamakta haksız değiliz. Kapaklar, kitaba dair birçok unsuru karşımıza çıkarıyor ve biz okuyucuları da öyle yönlendiriyor. Eserin kimliğinin önemli bir parçası olan kitap kapağının baştaki koruma işlevinden nasıl farklı noktalara evrildiğini de gözler önüne seriyor. Zamanla gerçekleşen bu evrim bize o toplumun değer ve estetik anlayışı hakkında da bize bir şeyler söyleyebilir. Aynı zamanda farklı ülkelerde farklı versiyonları olan kitaplar için de geçerlidir bu. Kitap kapakları sadece bir görsel unsur değil ayrıca o eserin algılanış biçimini, nasıl hatırlandığını şekillendiren bir etkendir.


Kaynakça:

Öne çıkan görsel: tarihteniz.wordpress.com

Cessarado, Alessandra. “A brief history of Book Covers”. Domestika. 8 Mar. 2024. Web. Erişim Tarihi: 04.06.2025.

“Kafka’s Metamorphosis: A Journey of Identity With Language as a Vehicle”. Close/Distant Readings. Web. Erişim Tarihi: 04.05.2025.

Lubaroff, Will. “The History of Book Printing: What Were the First Books Printed On?” Walsworth. 10 May 2024. Web. Erişim Tarihi: 05.06.2025.

Rascher, Matthias. “Vladamir Nabokov Marvels Over Different ‘Lolita’ Book Covers.” Open Culture. 15 June 2024. Web. Erişim Tarihi: 05.06.2025.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Eşeği Saldım Çayıra – Kazak Abdal | Şiir İncelemesi

Kazak Abdal hayatı ve bilinen şiirlerinden olan Eşeği Saldım Çayıra eserinin incelemesi.

Twinless Film İncelemesi: İki Yalnız, Bir Kayıp

Başrolde Dylan O'Brien'ın yer aldığı kayıp, yalnızlık, bağ kurma arayışı, yas süreci üzerine dokunaklı bir film olan Twinless film incelemesine göz atın.

Alice in Borderland 3. Sezon İncelemesi: Neden Beklentiyi Karşılayamadı?

Alice in Borderland dizisinin 3. sezonun her oyununda Chishiya'nın zekâsını arayıp, Aguni'nin fedakârlığını andık diyebilirim. 

Evrensel Duygular: Anlamadan da Hissedeceğiniz 8 Şarkı

Dili fark etmeksizin ruhunuza dokunan, evrensel duygusal taşıyan 10 şarkıyı keşfedin. Melodik parçalarla hazırladığımız liste, her anınıza eşlik edecek!

Viktoryen Dönemde Kadın İmgesi: “Evdeki Melek”

Viktoryen dönemde ‘Evin Meleği’ ideali, kadını fedakâr ve itaatkâr bir role hapsetti. Gilman ve Woolf bu miti sorgulayarak özgür kadının sesini aradı.

Jane Austen ve Aşkın Sosyal Eleştirisi

Jane Austen, romanlarında aşkı sadece romantik bir duygu olarak değil; statü ve kadınların konumu üzerinden ele alarak dönemin evlilik anlayışına eleştirel bir bakış atar.

Shirley Jackson’ın Amerikan Gotik Edebiyatındaki Yeri

Shirley Jackson, Amerikan gotiğine modern bir ses getirmiş ve kalıcı bir iz bırakmıştır.

Amerikan Edebiyatında 4 Yalnız Kahraman

Amerikan edebiyat tarihinin en önemli temsilcileri haline gelmiş kahramanlarımızın ne kadar soyutlanmış bireyler olduğunu farketmiş miydiniz?

Tarihi Eser Rotası: Geçmişten Müzeye Serüven

Müzelerde sergilenen her bir eserin yolculuğu o kadar uzun ki... Gelin, sergilenme sürecine kadar rotaya bir göz atalım...

Bir Günde Geçen 5 Roman

Hızlı geçen yirmi dört saatimizi bir de romanlardan okuyup hissedelim. İyi okumalar.

Editor Picks