Ana SayfaSinemaFilm AnaliziKingdom of Heaven İncelemesi:...

Kingdom of Heaven İncelemesi: Hiçbir Şey, Her Şey

Editör:
Aleyna Kavak

William Monahan’ın senaristliğini üstlendiği ve Karayip Korsanlar’da Will Turner’ı ve Yüzüklerin Efendisi’nde Legolas’ı canlandıran Orlando Bloom’un başrolde yer aldığı 2005 yapımı Kingdom of Heaven (Cennetin Krallığı) filminin dümeninde, ünlü yönetmen Sir Ridley Scott’u görüyoruz. 2005 yılı, sinemalar için oldukça hareketli bir yıldı zira Harry Potter ve Ateş Kadehi, Yıldız Savaşları: Bölüm III – Sith’in İntikamı, Ölü Gelin, Narnia, Charlie’nin Çikolata Fabrikası, V for Vendetta gibi önemli filmlerle aynı yılda çıkış yaptı Kingdom of Heaven. Sinemalarda kötü bir başarı elde eden bu film, 130 milyon dolarlık bütçeye karşılık olarak Amerika ve Kanada’da 47 milyon dolarlık bir hasılat elde etti. Scott, filmin Amerika piyasasındaki başarısızlığının kötü reklam politikasından dolayı kaynaklandığına işaret ederek filminin dinî çatışmanın bir sunumu olarak değil, bir aşk ve macera filmi olarak sunulduğunu ima etti. Çekim aşaması, Scott’ın daha önce Gladiator ve Black Hawk Down filmlerini çektiği Fas’ın Ouarzazate şehrinde ve İspanya’nın çeşitli bölgelerinde gerçekleşti. Film ilk olarak 20th Century Fox tarafından 6 Mayıs 2005’te dünya çapında yayınlandığında karışık görüşler ve eleştirilere maruz kaldı. Bunun üzerine, 23 Aralık 2006’da Scott yeniden bir yönetmen kurgusu yayınladı. Bir nebze olsun eleştirmenlerce beğenilen bu kurgu, filmin nihai hâli olarak görülüyor.

Orlando Bloom, Eva Green, Edward Norton, Liam Neeson, Jeremy Irons ve Dawid Thewlis gibi önemli ve tecrübeli isimleri içinde barındıran Kingdom of Heaven, Haçlı Seferleri’nin gerçekleştiği 12. yüzyılda Fransız bir demirci olan Balian’ın perspektifinden, semavi dinler için kutsal olan Kudüs’ün hikayesini bize anlatıyor.  

Kendi günahlarının affedilmesi ve merhum eşinin ruhunun huzur bulması ümidiyle, Balian, babası Barisan Godfrey’in Hristiyanların elindeki Kudüs’e olan yolculuğuna katılır ve böylece artık hayatı geri dönülemez bir noktaya sapmıştır. Basit bir demirci olarak başlayan kaderi, kuşatma altındaki Kudüs’ün savunulmasında önderlik etmesiyle zirveye ulaşacaktır. 

Orlando Bloom’un oyunculuğu eleştirilirken Edward Norton, Eva Green, Liam Neeson ve Suriyeli aktör Ghassan Massoud filmdeki ikonik karakterleri canlandırarak Kingdom of Heaven’i daha izlenebilir kılmayı başardı. 

Tarihsel Açıdan Kingdom of Heaven 

Tarihî kurgu olarak anılan bu film, doğal olarak tarihsel açıdan doğru olmayan unsurlar barındırmaktadır içinde. İlk olarak şunu söylemek isteriz ki: Balian of Ibelin gerçek bir kişi olsa da, bu şahıs film için yeniden kurgulanmıştır. Aslında Fransa’da doğmayan karizmatik karakterimiz, gayrimeşru bir varis de değildir. Zaten Fatih William gibi birkaç istisna dışında, gayrimeşru varislerin hanedan soyunu devam ettirmesi eşine çok az rastlanan bir olaydır. Ayrıca Ibelin, Sybylla’dan ziyade, Baldwin’in üvey annesi ile evlenmiştir. 

Tarihî kaynaklar, Selahaddin Eyyubi’nin Kudüs’ü birkaç kez kuşattığını fakat başarısız olduğunu gösteriyor ve Gerçekten de cüzzamlı olan Kral Baldwin ile Selahaddin Eyyubi’nin arasında bir çeşit barış anlaşması olmasına rağmen, bu pek filmde yansıtıldığı şekilde değildir. 

Kalenin duvarlarında Danse Macabre işlemelerine rastlasak da ölümün evrenselliğini vurgulayan bu 15. yüzyıl sanat akımı Kara Veba’dan sonra ortaya çıktı. 

Danse Macabre

Balian Kudüs savunmasını üstlendiğinde çok çeşitli ve başarılı stratejiler ile Selahaddin Eyyubi’nin ihtişamlı ordusunu şaşkınlığa uğratmıştır fakat askeri geçmişi olmayan basit bir demircinin nasıl birdenbire Kudüs’ü kıdemli bir savaş komutanı gibi yönetecek kadar deneyim kazandığı bir soru işaretidir. Ayrıca, her ne kadar filmde Kudüs bir çöl şehri gibi gösterilse de, bu ikonik şehir o kadar da kurak bir coğrafyaya değildir sahiptir. Son olarak da, dönemin şartları gereği, o zamanlar iki yüz bin kişilik bir orduya sahip olup onu yönetmek, pek de mantığa sığabilecek bir şey olduğu söylenemez. 

Basit Bir Propaganda Filmi Mi?

Hem vizyona girdiği dönem hem de yönetmenin önceki propaganda dolu filmi Black Hawk Down göz önünde bulundurulduğunda, Kingdom of Heaven’ın da az çok buna benzer bir ürün olacağını varsaymak gayet doğal ancak Ridley Scott yaptığı bu film ile seyircileri şaşkınlığa uğratmayı başarmıştı.

2000’li yılların başı, 11 Eylül saldırısının yaşandığı ve George W. Bush önderliğindeki ABD’nin nükleer ve kimyasal silahlara sahip olduğu iddia edilen Irak’ı, dünya barışını sağlamak amacıyla işgal ettiği dönemdir. İslamofobinin zirvede olduğu bu dönemde sinemalara böylesi bir iş sokmak açıkçası büyük cesaret isteyen bir hareket. Haçlı Seferlerinde pek çok Yahudi yerleşkesinin talan edilip yağmalanması sebebiyle, bu filmin arkasındaki önemli bir desteğin Yahudi lobisinden geldiğini de söylemek yanlış olmayacaktır.

Edward Norton’un canlandırdığı Cüzzamlı Kral Baldwin

Ridley Scott ve William Monahan’ın ellerinde şekillenen bu film, iki dinin sahip olduğu ortak noktalara değinip barış içinde yaşadıkları toprakları vurguluyor. Jeremy Irons’ın canlandırdığı Tiberias karakteri “Tanrı için savaştığımızı sanıyordum. Sonra zenginlik ve toprak için savaştığımızı anladım” diyerek oldukça çarpıcı bir noktaya parmak basıyor. 

Her ne kadar Haçlı Seferleri, Avrupa ve Dünya tarihi için karanlık bir dönem olsa da, filmdeki Haçlıların durduk yere Ortadoğu’ya işgalci olarak geldiği algısı yanlıştır. Ne de olsa Müslümanlar, Kudüs’ü ilk başta Hristiyanların elinden alıp İspanya üzerinden Avrupa’ya yayılmamışlar mıdır?  

Tarihsel olarak zayıf ve izleyeni yer yer yoran Kingdom of Heaven, bariz bir kültürel hegemonyaya sahip olmasa da genellikle Hristiyanların gözünden izlediğimiz bir filmdi. Guy of Lusignan gibi filmdeki kötü karakterlerin oldukça sığ, içi boş, düzgün motivasyonlardan yoksun ve karikatürize bir şekilde tasvir edildiğini de söylemek yanlış olmayacaktır. Her şeye rağmen; ikonik sahneleriyle, yüksek prodüksiyonlu savaş sekanslarıyla ve kaliteli oyuncu kadrosuyla Kingdom of Heaven, oldukça cesur bir yapım olarak tarihe geçmiştir.

Mehmet Samet Acar
Mehmet Samet Acar
ph'nglui mglw'nafh cthulhu r'lyeh wgah'nagl fhtagn

Yazarın Popüler Yazıları

Yazarın Son Yazıları

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

İlginizi Çekebilir

Perfect Days Film İncelemesi: Sıradan Olanın Mükemmelliği

Wim Wenders’ın Perfect Days filmi, sıradan olanın güzelliğine vurgu yaparak yaşamanın ne kadar kolay olduğunu hatırlatıyor.

Cornetto Üçlemesi: Sinemada Yeni Bir Deneyim

Yönetmenliğini Edgar Wright'ın yaptığı ve "Cornetto Üçlemesi" olarak bilinen eser, birbirinden hikaye bağlamından ayrılan ve başarılı oyuncuları, kaliteli mizahı, heyecan dolu sahneleri ile sinema izleyicilerinin favori komedi yapımları arasında yer almaktadır.

Kuzuların Sessizliği Filminin Psikolojik Bağlamda İncelenmesi

Ana-akım Batı sinemasının en önemli polisiye-gerilim filmlerinden biri olan Kuzuların Sessizliği’ni psikolojik bağlamda ele aldık.

Köylüler Film İncelemesi: Tabloların Yansıttığı Trajik Bir Hikâye

Köylüler, kadın olmayı ahlaki konular üzerinden trajik bir hikâyeyle ele alırken aynı zamanda da farklı tekniğiyle büyülü bir atmosfer sunuyor.

Son Yazılar

Müzikal Atışmalar: Sezen Aksu ve Yıldız Tilbe

Yıllardır merak edilen Yıldız Tilbe Ve Sezen Aksu küslüğünü sizlerle inceliyoruz! Birbirlerine atıfta bulundukları şarkılara birlikte göz atalım.

Haftalık Frekans #37

Fırından yeni çıkmışçasına sıcak keşiflerimizle bu haftanın frekansıyla sizlerleyiz!

Orhan Pamuk Okumayı Sevdiyseniz Okumanız Gereken Yazarlar

Eserleriyle kendine hayran bırakan Orhan Pamuk'u okumayı sevdiyseniz okurken büyük keyif alacağınız benzer yazarları sizler için derledik! 

Sanat Dönemleri Serisi: Enstalayson Sanatı

Enstalasyon sanatı, mekan ve sanatın iç içe geçerek bütünleştiği bir ifade biçimidir. Yaratıcı ve göz alıcı örneklerini sizler için derledik!