Keşfetmemiz Gereken Yazarlar: Tom Robbins

Tom Robbins Amerikan edebiyatının önemli isimlerinden biridir. Amerikalı roman, hikaye yazarı ve düşünürdür. Ayrıca amerikan edebiyatında mistik felsefenin ve postmodern mizahın özgün isimlerinden biridir.

Tom Robbins Kimdir?

Tom Robbins, tam adı Teoman Eugene Robbins, 22 Temmuz 1932’de Blowing Rock kasabasında, Kuzey Karolina’da doğdu. Robbins, Güneyli Baptist bir ailenin çocuğudur. Lise eğitimini Richmond, Virginia’da tamamladı. Lisede “en yaramaz çocuk” ödülüne layık görüldü. Üniversite için Washington ve Lee Üniversitesine gazetecilik okumak için gitti fakat disiplin sorunları nedeniyle mezun olamadan ayrıldı. Sonrasında New York’a yerleşerek şiir yazmaya başladı. 1957 yılında Amerikan Hava Kuvvetleri’nde iki yıl askerlik görevini yaptı ve 1959 yılında sivil hatına geri döndü. Sivil hayatına geri dönen Robbins, Richmond Enstitüsü’nde sanat bölümüne girdi ve üniversite gazetesinde editörlük yaptı. Seattle Times gazetesinde sanat eleştirmeni olarak çalıştı ve bu sırada bohem sanat çevreleriyle tanışarak alternatif kültürle iç içe oldu. Seattle’daki beat kuşağı ve LSD altkültürünün etkisi ile Tom Robbins, dönüm noktasını yaşadı ve yazarlığa yöneldi. Sanat eleştirmenliğini bıraktı, roman yazmaya başladı.

Roman Yazarlığı Süreci

Tom Robbins, roman yazarlığı sürecine doğrudan başlamamıştır. Öncelikle 1960’larda Seattle Times’da sanat eleştirmeni olarak bu kariyerine adım attı. Buradayken kendisinin ilgi alanlarını keşfetti. Kelime oyunlarına ve metaforik anlatıma ilgi duymaya başladı, yazılarında bize bunu gösterdi. Ayrıca LSD deneyimleri ve doğu felsefesine olan ilgisini romanlarına yansıttı.  Eserlerinde okuyucularına “mistik mizah” havası vermiştir. Robbins, bu yazarlık sürecinde Beat Kuşağı (Jack Kerouac, Allen Ginsberg) ve hippi kültüründen etkilenmiştir. Tom Robbins’in röportajlarından yola çıkarak bu döneme “gerçeği bulmak için kurgunun gücünü fark ettiğim yıllar” diye tanımladığını söyleyebiliriz.

Onun romanları, sıra dışı ve absürt konuları ve felsefi derinliği ile büyük ilgi topladı.İlk romanı “Dur Bir Mola Ver” ile edebiyat sahnesine 1971’de giriş yaptı. Ardından yayımladığı “Kovboy Kızlar da Hüzünlenir”, “Parfümün Dansı” ve “Ağaçkakan” romanlarıyla aynı özgür ruh, renkli karakterler ve hayal ile gerçeği iç içe geçiren anlatımıyla büyük ilgi toplayarak dünya çapında bir ün elde etti.

Tom Robbins’in Edebi Evreni ve Üslubu

Tom Robbins’in üslubu ve edebi evreni onu, çağdaş Amerikan edebiyatında eşsiz yapan iki esas yönüdür. Robbins, romanlarında felsefi derinlikten, sürreal mizahtan ve karşı-kültürel özgürlük duygusundan söz eder, bu kavramları yazılarında okuyucusuna iletir. Onun “edebi evreni”’nde gerçeklikle hayal, bilgelikle çılgınlık buluşur. Robbins’in romanlarında sıradan durumlar değil absürt olaylar vardır. Eserlerinde mantık ve fizik kuralları şekil değiştirmiş, bükülmüştür. Bu şekil değiştiren kavramlar bize Robbin’in metaforik’i kullandığını ve sıradanlık, düz düşüncede sabit kalmak yerine okuyucusunu düşünmeye zorladığımı göstermektedir. Mesela, “İnce Bacaklar ve Her Şey” adlı romanında kaşık, çorap gibi nesneleri canlı göstermiştir. Romanlarında, felsefe, aşk ve tutku, özgürlük ve bireysellik, mistik bilgelik, doğa ve beden, zaman ve ölüm, sanat ve isyan temalarıma yer vermiştir.

Tom Robbins’in dili büyülüdür, üslubu şiirsel oyuna benzer. Onu okurken hem derin hem eğlenceli aynı zamanda duygusal yazdığını anlayabilirsiniz. Mizahi, şiirsel, felsefi, erotik ama estetik, anarşik ve iyimser birbirinden farklı üslup ile karşılaşmak mümkündür. Robbins, felsefi fikirler her ne kadar derin olursa olsun onu bile alaycı mizahla anlatabilme kabiliyetine sahip bir yazardır. Okur onun yazılarını okurken hem güler hem düşünür. Mizahı farkındalık yaratmak için kullanır. Robbins cümlelerini kurarken çok özen gösterir. Ritmik ve ses açısından zengin cümleler seçer.  Klasik anlatılar gibi değildir onun kendine özgü bir dil performansı vardır. Robbins’in yazılarında çokça metafor ve sembol vardır. Her şey semboliktir ve Robbins bunu okuyucuya oyunbaz biçimde sunar.
Tom Robbins eserlerinde okuyucusu ile başka birisi aracılığı ile değil direkt kendisi doğrudan konuşur. Sohbet havasında ilerler, bu meta-anlatı tarzı sayesinde okuyucu ile arasında içten, samimi bir bağ kurmayı başarır.

Kaynakça: