Frigyalı bir köle olarak hayata gelen Epiktetos, zor şartlar altındaki yaşamını stoacı bir filozof olarak tamamlamıştır. Kendisi tarafından kaleme alınmış bir eseri bulunmasa da düşünceleri öğrencileri sayesinde günümüze kadar ulaşmıştır. Epiktetos’un; an’ı yaşamak, özgürlük, akılcılık, mutluluk ve sadelik üzerine inşa ettiği köklü felsefesi asırlar öncesine dayansa bile, insanlığın dertlerinin ortak bir paydada buluştuğunu bizlere gösteriyor. 2000 yıllık huzurlu yaşama rehberi olan bu eserden, anlam arayışınıza ışık tutacak alıntıları sizler için derledik. Keyifli okumalar!
- “Bir yerde yaşıyorken eskiden yaşadığın başka bir yerde olmanın hayalini kurma. Orada yaşadığın zevkleri, güzellikleri düşünme. Nerede yaşıyorsan oranın güzelliklerine bak, orada nasıl yaşanır onu anlamaya bak.” (Sayfa 15)
- “Güneşin, ayın, yıldızların, yerin ve denizin tadını çıkaran kişi ne yalnızdır ne de çaresiz.” (Sayfa 21)
- “İnsanların hoşlanmadıkları var olan şeyler değil, o şeylerle ilgili yargılardır. Örneğin ölüm ürkütücü değildir, sadece onun hakkında sahip olduğumuz fikir korkutucudur. Bu yüzden canımızı sıkan bir şey olduğunda asla diğer insanları değil, kendimizi suçlamalıyız. Cahil bir insan bir yanlış yaptığında başkalarını, az çok eğitimli bir insan kendini, tamamen eğitimli biri ise ne kendini ne de başkasını suçlar.” (Sayfa 26)
- “Bazı şeyler bizim kontrolümüzdedir ve bazı şeyler de değil. Kontrolümüz altında olanlar fikirlerimiz, arzularımız, nefretimiz, isteklerimiz ve tek bir kelimeyle söylenecek olursa bizim yaptıklarımızdır. Kontrolümüz altında olmayanlar ise bedenimiz, varlıklarımız, ünümüz, sahip olduklarımız ve tek bir kelimeyle söylenecek olursa yapmadıklarımızdır. Eğer bunlardan hangisinin size ait olduğunu bilirseniz hiçbir zaman zor durumda kalmazsınız, hiçbir kimseyi yargılamazsınız ve yaptığınız her şeyi gönülden yaparsınız. Tek bir düşmanınız olmaz, kimse sizi incitemez, çünkü tüm bunlara karşı sizi koruyan bir kalkanınız olur.” (Sayfa 39)
- “Nasıl ki olmamış bir inciri kopartıp yiyemezsen olgunlaşmamış bir fikri de zihninden çekip çıkartamazsın.” (Sayfa 41)
- “Bu dünya büyük bir şehirden ibaret. Bazı yerleri diğerleri daha iyi olabilsin diye yok oluyor, bazıları yer değiştiriyor, bazıları boyun eğiyor. Ama en nihayetinde hepsi dostlarla, doğanın birbirine bağladığı insanlarla dolu.” (Sayfa 46)
- “Kimse bir başkasının karakterini şekillendiremez. Kimse beni iyiliğe ya da kötülüğe teşvik edemez. Ben kendimin efendisiyim ve ne olduğuma ancak kendim karar veririm.” (Sayfa 49)
- “Sizin ruhunuzu aydınlatacak insanlarla arkadaşlık edin. Başkalarının görüşleri, sıkıntıları bulaşıcı olabilir. Onların üretken olmayan, olumsuz bakış açılarını kabullenerek kendinize kötülük yapmayın.” (Sayfa 50)
- “Bir doktor hasta bir adama diyor ki: ‘Dostum, ateşin var. Bugün hiçbir şey yeme, su iç.’ Kimse buna ‘Ne büyük bir hakaret!’ diye cevap vermiyor. Ama bir adama kalkıp ‘Arzuların zehirli, içgüdülerin zayıf, isteklerin tutarsız, güdülerin doğayla uyumlu değil, fikirlerin olgunlaşmamış ve yanlış’ dersen ona hakaret ettiğini söylüyor. Bir ayna insanı tam olarak göründüğü gibi gösterdiğinde olgunlaşamamış insanı kızdırıyor. Pek çoğumuz bedenimize laf edildiğinde kahroluruz ve bunu yaşamamak için elimizden geleni yaparız. Ama konu zihnimiz olduğunda hiç ilgilenmeyiz bile.” (Sayfa 53)
- “Her şeyi bilen bir adamın bir şey öğrenmesi imkansızdır.” (Sayfa 57)
- “Doğruyla yanlışı bilemeyen hiçbir zaman arzularını, içgüdülerini ve tiksindiği şeyleri şekillendirirken mantığını kullanamayacaktır; aslında hiçbir şey bilmezken tek kelimeyle kör ve sağır dolaşacaktır. Ama bu şaşırtıcı bir şey mi? İnsanlık başladığından beri zaten bütün hataların sebebi cehalet değil midir?” (Sayfa 57)
- “Eğer sahip olduğunuzdan daha güçlü bir karakteri oynarsanız aslında hem zayıf düşmüş hem de gerçekten güçlü olanı ihmal etmiş olursunuz.” (Sayfa 63)
- “Bilgisizlerden kaçın. Ancak onlarla birlikte olman gerekiyorsa da bir an bile dalma, yoksa sen de onların olduğu çukura düşersin. Zira insan kendisi ne kadar temiz olursa olsun etrafındakiler de öyle olmadığı sürece olacaklardan kaçamayacaktır.” (Sayfa 68)
- “Her şeyden öte kötü olan temel iki şey vardır. Katlanamamak ve kendimizi sakınmak. Yani katlanmamız gerekenlere dayanamadığımız ya da kendimizi mahrum bırakmak zorunda olduğumuz hazlardan vazgeçemediğimiz zamanlar. Eğer insan bu iki kelimeyi hep aklında tutsa bir günah işlemesi çok zor olacak ve mutluluğu, sükuneti yakalayacaktır.
Ancak bir şey yapmaya karar verdiyseniz ve yapıyorsanız pek çok kişi sizi yargılayacak dahi olsa onu yaparken görünmekten kaçınmayın. Zira yaptığınız şey doğru değilse zaten hiç yapmayın, ama eğer doğruysa başkalarının fikrini zaten neden önemseyesiniz?” (Sayfa 82) - “Mutluluğa giden tek bir yol vardır; o da hakkında hiçbir şey yapamayacağınız olaylar için endişelenmemek.” (Sayfa 87)
Epiktetos, Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir
Yayıma Hazırlayan: Aslı Perker
Destek Yayınları, 2019


