Kendini Kanıtlama İhtiyacı ve Rekabet Nasıl Gelişir?

Editör:
Aylin Koçcu
spot_img

Modern yaşamda pek çok birey, görünürde bir neden yokken kendini sürekli kanıtlama ve başkalarıyla rekabet etme ihtiyacı hissediyor. Bu durum sadece bireysel huzuru değil, toplumsal ilişkileri de olumsuz etkileyebiliyor. Peki bu dürtüsel davranışların temelinde ne yatıyor? Kendini kanıtlama ihtiyacı ve rekabet temamızın altında yatan sebep “fallik fiksasyon ve egodur. Öncelikle bu iki kavramı kısaca açıklayalım.

Fallik Fiksasyon Nedir?

https://sproutsschools.com/psychosexual-development-theory-freud/

Regresyon kavramı ile çok sık karıştırılan savunma mekanizmasıdır. Fiksasyon, belli bir gelişim dönemine takılı kalma ile kendini gösterir. Regresyon ise gerilemedir ve geçicidir.

Fiksasyon kendi içerisinde üçe ayrılır.

1-Oral Fiksasyon: Anne sütünün az ya da çok alınmasına göre değişir.
2-Anal Fiksasyon: Tuvalet eğitiminin baskıcı ya da fazla rahat verilmesine göre değişir.
3-Fallik Fiksasyon: 3-6 yaş döneminde çocuklarda ödipal karmaşa adı verilen bir evre yaşanır. Bu evrede erkek çocuklarda oedipus kompleksi (anneye duyulan hayranlık), kız çocuklarda ise  elektra kompleksi  (babaya duyulan hayranlık) gelişir.

Bu kompleksler çocukların aynı cins ebeveynine özdeşim kurması ile atlatılır. Eğer atlatılamazsa çocuklarda fiksasyon yani saplantı gelişir. Erkek çocukta anneye bağlılık saplantısı, kız çocukta ise -anneyi rakip olarak gördüğü için- hemcinslerini kıskanma gibi bir saplantı oluşur.

 Ego Nedir?

https://sproutsschools.com/psychosexual-development-theory-freud/

Ego kavramını açıklamak için Sigmund Freud‘a başvuracağız. Freud’a göre insan kişiliği karmaşıktır ve üç bileşene sahiptir. Freud’un ünlü psikanalitik teorisinde üç bileşene sahip olan kişiliğimizde id, ego ve süperego bulunmaktadır.

İd, kişiliğin doğuştan var olan tek bileşenidir. Kişiliğin bu yönü tamamen bilinçdışı ile hareket ederken içgüdüsel ve ilkel davranışları içerir. İd, tüm arzuların, isteklerin ve ihtiyaçların anında tatmin edilmesi için çabalayan haz ilkesi tarafından yönlendirilir.

Ego ise bilinçli zihinde işlev görür. Kişiliğin gerçeklikle başa çıkmaktan sorumlu olan bileşenidir. İd’in arzularını gerçekçi ve sosyal olarak uygun yollarla tatmin etmeye çalışan gerçeklik ilkesine dayalı olarak çalışır.

Süperego beş yaş civarında ortaya çıkmaya başlar. Süperego, ebeveynlerimizden ve toplumdan edindiğimiz içselleştirilmiş ahlaki standartları ve idealleri tutar. Süperego, davranışlarımızı mükemmelleştirmeye çalışır. İd’in kabul edilemez tüm dürtülerini bastırmaya çalışırken egonun gerçekçi ilkeler yerine idealist standartlara göre hareket etmesini sağlamaya çalışır. Toplumda en iyi, en mükemmel ve en idealize edilmiş halimizle var olmamız için çabalamaktadır.

İd, ego ve süperego ile üç bileşene sahip kişiliğimiz dengede olursa sağlıklı bir kişiliğe sahip oluruz ki Freud’a göre, sağlıklı bir kişiliğin anahtarı id, ego ve süperego arasındaki dengedir. Egomuz, id ve süperegonun istekleri ve ihtiyaçları karşısında ılımlı davranabilirse sağlıklı bir kişiliğimiz ortaya çıkar. Freud, bu unsurlar arasındaki dengesizliğin uyumsuz bir kişiliğe yol açacağına inanıyordu. İşte bu uyumsuzluğun sonucunda karşımıza “kendini kanıtlama ihtiyacı ve rekabet” çıkmaktadır. Çünkü bazı bireylerde ego, içsel çatışmalarla başa çıkma konusunda zorlanır. Bu kişiler ya süperegonun katılığına kapılır ya da id’in dürtülerine yenik düşer. Bu durumlarda ego, kendini gerçekçi değil, savunmacı biçimlerde gösterir. Aşırı rekabet, gösteriş, alınganlık gibi davranışlar bu savunmaların dışa vurumudur.

Kendini Kanıtlama İhtiyacı ve Rekabet

https://sproutsschools.com/psychosexual-development-theory-freud/

  Kendini kanıtlama ve rekabet durumunda, yukarıdaki bölümde de bahsettiğimiz gibi hem psikanalitik açıdan hem de rasyonel-davranışsal açıdan bunun kökü erken çocukluk ve çocukluk döneminde yatmaktadır. Bu kompleksler 3-6 yaş aralığındaki fallik fiksasyon adı verilen dönemde çocukların, ebeveyn ve ebeveyn figürleri ile özdeşim kurması ile atlatılır. Eğer atlatılamazsa çocuklarda fiksasyon yani saplantı gelişir.

Gelişimin fallik aşaması, öncelikle karşı cinsten ebeveynden ilgi görme arzusuna ve aynı cinsten ebeveynle bu ilgi için kıskançlık ve rekabet duygusuna odaklanır. Çocuk bu dönemde, karşı cinsten ebeveynle bir bağ kurarken, aynı cinsten ebeveyni doğal bir rakip olarak görmeye başlar. Eğer çocuk bu karmaşayı çözemezse, ileriki yaşamında rekabeti ve kıskançlığı ilişkilerinde içselleştirebilir. Bu da sürekli üstün olma ve onaylanma ihtiyacına dönüşebilir. Freud, bu noktadaki saplantıların aşırı kibirli, gösterişçi ve cinsel olarak saldırgan yetişkin kişiliklerine yol açabileceğini öne sürmüştür. Fallik döneme ait saplantılarda ilişkilerle ilgili sorunlar, rekabet, otorite ile ilişkilerde kendini gösterir. Fallik dönem fiksasyonunda nevrozlar ve anksiyete bozuklukları ortaya çıkar. Bu dönemde beden gelişiminin yanında zihinsel gelişiminde de önemli bilişsel, davranışsal gelişmeler olur.

 Tüm bu döneme ait saplantılar bireyde otorite, aile bireyleri, çevre-iş ve yakın arkadaşlar ilişkilerinde rekabete yönelmesi ile karşımıza çıkabilmektedir. Bireyler, çevresinde kendisi için potansiyel tehdit olarak gördüğü kişiler ile nedenini bilmeden ego duygusunun zihnini ele geçirmesi ve rekabet duygusuyla ile yarışabilir.

Kendini Kanıtlama İhtiyacı ve Rekabetten Nasıl Kurtuluruz?

https://sproutsschools.com/psychosexual-development-theory-freud/

Peki saplantılar tam olarak nasıl çözülüyor? Birey bu durumu fark ettiğinde ne yapabilir? Freud’un psikanalitik teorisine göre aktarım süreci bu tür saplantıların tedavisinde önemli bir rol oynar. Esasen eski saplantı yenisine aktarılır ve bu süreç kişinin sorunla bilinçli biçimde başa çıkmasını sağlar.

Terapi özellikle düşünce ve davranış kalıpları geliştirmek için çeşitli davranışsal, bilişsel ve bilişsel-davranışsal terapilerden yararlanarak kendinizi, duygularınızı ve zihninizi daha iyi tanıyabilirsiniz.

Kendi kendine yardım yöntemleri; farkındalık, fiziksel aktivite, rahatlatma teknikleri, günlük tutma ve olumlamalar ile kendinizde güçlü yanlarınızı ortaya çıkarabilirsiniz. Böylece, ego duygunuzu kontrol altına alır, karşınızdaki bireye kendinizi kabul ettirmeye ihtiyaç duymadan ve rekabet etmeden ilişki kurabilir, iletişim içerisinde bulunabilirsiniz.

Günümüzde sosyal medya ortamlarında sıkça rastladığımız, başarılarının abartılı sunulması ya da sürekli kıyaslama hâlinde olma hâli, fallik fiksasyonla bağlantılı ego savaşlarının modern yüzüdür. Bu nedenle ki modern dünyada sık sık uyaranlarla karşılaşıp tanıdığımız hatta tanımadığımız bireyler ile rekabet içerisine girebiliyoruz. Rekabete dayalı bu içsel çatışmaları aşmanın en etkili yollarından biri, kişinin kendine karşı şefkatli bir tutum geliştirmesidir. Kendini koşulsuz kabul etmek, en derin savunma mekanizmalarının bile dönüşümünü başlatabilir.


Kaynakça:

Küsüroğlu, Sabri Mert. “Evrim Ağacı”, https://evrimagaci.org/id-ego-ve-superego-nedir-freudun-yapisal-kisilik-kurami-gunumuzde-kabul-goruyor-mu-11867. Erişim Tarihi 5 Haziran 2022.

Singh, Shreela. “Quora”, https://www.quora.com/What-is-the-psychology-behind-people-who-feel-the-need-to-constantly-prove-themselves-and-brag-over-others-for-no-reason-at-all. Erişim Tarihi 2024.

Cherry, Kendra. “Verywellmind” , https://www.verywellmind.com/what-is-a-fixation-2795188. Erişim Tarihi 12 Kasım 2024.

“Wikipedia”, https://tr.wikipedia.org/wiki/Fallik_d%C3%B6nem. Erişim Tarihi Şubat 2025.

Öne Çıkan Görsel: https://sproutsschools.com/psychosexual-development-theory-freud/

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.