Şimdi Terk Edin Çadırımı dosyası ile 2008 yılında Yaşar Nabi Nayır Şiir Ödülü’ne layık görülen Veysi Erdoğan geçtiğimiz günlerde yeni şiir kitabıyla okurlarıyla buluştu. Şairin “devrilmiş bir cümlenin dilsizliğiyim” dediği yerden kalbimize işleyen dizeleri sizlerle paylaşıyor, kendinize dair bir şeyler bulacağınızı umut ediyoruz. Keyifli okumalar Söylenti ailesi!
- “biliyorum bundan sonrası bıçaktır
biliyorum bu keder burada bitmez” (sf.15) - “kabuk, yaraya dair bir inleyiştir” (sf.16)
- “ben olmayanım yeryüzü defterinde
burası benim değil bu dağ bu ırmak bu ağaç
ne ruhuma kayıtlı bir gök ne gövdemde bir lale
varlığın kenarında dolaşan eksik bir kimseyim” (sf.17) - “boynumda yas dilimde eksilen bir cümleyle
acının ağzından inleyen sular için
gövdemden kopardığım taşlar üstüne
içe doğru büküle büküle
kağıda serilen bu yaraya yokluk biledim” (sf.20) - “neşterle bulunmuş bir anlamın kıyısındayım
ne elimde bir kitap ne aklımda bir yasa
rüzgar taşıyorum aşağılarda dolaşan ruhum için
katran okunmuş ağzımla bıçak duruyorum karşımda” (sf.24) - “asılı kaldım gövdeme oturan çukurun dibinde
bir kelime daha yok şuraya gideyim
bozgun bir gökyüzü duruyor kanatlarımda
devrilmiş bir cümlenin dilsizliğiyim” (sf.31) - “sesimi çıkarmadan simsiyah bir vakitte
ruhuma bağladığım büyük bir taşla
kendimden düşmek istiyorum” (sf.46) - “bu beni kerem eder
bu sırtıma yüklediğim boşluk beni
bu kulağıma dolan fısıltının kabuğu beni
bu kırılan cam dağılan buz dökülen dünya
aklımı sustuğum bu yokluk beni kerem eder” (sf.48) - “diliyorum bileğimi büktüğüm kendim
beni apaçık beni kıyısız beni bir zümrüt vakti
bir semender yolunda bıraksın akşamın eliyle
kaybolayım kurtların uluduğu simsiyah bir kederle” (sf.51) - “ben ki yetişemedim ay batarken zambakların yasına
duyamadım bana eğilmiş bir yaprağın fikrini
zamanın gövdesine uzanmış nilüferleri anlayamadım
benim su olamamış ellerimin sonrası yok artık
çamurdu giydim dünyaydı gördüm yoldu geçtim” (sf.53) - “akan bir şeyler vardı solumda usul usul
belki dünyaydı belki değildi bıraktım
çiçeğin biri yanıma geldi beni diledi kendine
çiçeğin beni dilediği yeri kestim bıraktım” (sf.54) - “güllerin akşamına konuk olduğum bir vakit
çok üşümüş bir yarayla geldiğinde bana
kalbin kirasını vermekle geçecekmiş ömrüm” (sf.57) - “insan, başlangıçtan evvel kendine kilitlidir” (sf.59)
- “çok oldu: ruhum kambur içim sürgülüdür evvele
çok oldu: kalp dediğin sol yamaçta eksik bir harftir” (sf.65) - “bana eğil, ölecekmişim gibi değil
bana gel, kanatları bilenmiş bir rüzgarla
bana sarıl, insanın öyküsüdür bu, anlatamam sana” (sf.66) - “gördüm ki bazı harflerin kimsesi yoktur
bu bilerek incinmiş bir kelimenin ikinci bahçesi
bu avlusuna kış döktüğüm ömürden bir cümledir” (sf.69) - “ben ki ellerimi bıraktığım aklımın defterinde
kalbimi açık unuttum kaç kere” (sf.71) - “sana indim: göğsündeki güvercinler içime uçtular” (sf.75)
- “yürüdüm yüzyıl süren bir kahrın ortasından
aklımda bekleyen kızıl bir akşamla işte hazırım
bu incinmiş gövdemi taşıyabilirim yokluğa
bu incinmiş ve susmayan gövdemle
ne zaman istersem bir çiçeğe ad olabilirim” (sf.84) - “çıkıyorum işte yürüdüğüm bu gövdeden
çıkıyorum işte toza bulanmış bir ruhla
boşluğu bozdum zamanı yırttım gölgem yok
kendimden biri değilim” (sf.88)Ve Yayınevi, 2020


