Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Fatmanur Ercan
Fatmanur Ercan
En sevdiği renk mor olan kadın: 'rüzgardasavrukbaşınabuyruk'
spot_img
Editör:
Sinem Aykın
spot_img

Kayayı Delen İncir, Ahmet Turgut Uyar‘ın, 1982 yılında ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü‘nü kazanan şiir kitabıdır. Kitap, 1980’lerin başındaki siyasal ve toplumsal atmosferin izlerini taşır. Diğer kitaplarına göre daha yoğun bir toplumsal içeriğe sahiptir. Bununla birlikte, bireysel inziva, varoluşsal kaygılar ve umut-umutsuzluk ikilemi şiirlerinin temelini oluşturmaya devam eder. Umutla ilgili olarak da şu sözleri sarf eder:

“Yaşamı anlamsız bulduğum zamanlar oldu, ama hiç solgun bulmadım. Ayrıca solgun ve anlamsız olan dirimin kendisi değil, yaşam içinde, yaşamı belirleyen yaşama parçalarıdır. Yaşamı anlamsız bulsaydım kayayı delen incir adını vermezdim kitabıma.”

Kayayı Delen İncir Metaforu: Dilde ve Şiirde Yeni Bir Dönem

Turgut Uyar’ın siyah beyaz portresi | wikipedia.org

Turgut Uyar’ın önceki kitaplarında özellikle Dünyanın En Güzel Arabistanı, Tütünler Islak, gibi kitaplarında yer alan şiirler daha içsel ve bireyseldir. Tema olarak insanın yalnızlığı, aşkın kırılganlığı ve melankoli göze çarpar. Kayayı Delen İncir bu anlamda Turgut Uyar’ın şiir yolculuğunda bir kırılma noktasıdır. Dili daha sade, daha doğrudan ama hâlâ imgeseldir. Şair, 12 Eylül’ün toplumsal travmasını, bastırılmış sesini ve kolektif acısını sezdirir. Ama bunu doğrudan politik bir dille değil, metaforlarla ve sessizlikle yapar. Bu imgeleri genellikle doğadan ve gerçek yaşamdan alır. İncir, yağmur, taş, su, eylül… Uyar’ın önceki şiirlerindeki melankoli ve yenilgi duygusu Kayayı Delen İncir’de yerini sabırlı bir direnişe, umuda bırakır. İncir yumuşak, kırılgan bir meyvedir; kaya ise sert ve katıdır. Ama yine de incir sabrıyla kayayı deler. Yumuşak olanın gücünü, görünmeyenin sabrını anlatır. İncir, bu dönüşümün metaforudur. Kırılgan ama köklü, sessiz ama dirençli.

Uyar, şairaneliğe ve “şair arketipi”ne karşı olsa da bu kitapta toplumsal duyarlılıkları şiir dilinin inceliğinden ödün vermeden işlemiştir. Şiirsel araştırmalarıyla ve dilin sınırlarını zorlayarak kullanışıyla Türk şiirine yenilikler getirmiştir. Biçim çalışmalarıyla dönemin sınırlarını aşmıştır. Eserde yer alan şiirsel dipnotlar, yazıldığı çağın ötesinde bir sanatsal değere sahiptir.  O meşhur “Eylül toparlandı gitti işte,” dizesi kitaptaki Acıyor şiirinin son dizelerinde yer alır. Şiir baştan sona bir şaheser… Uzun olduğu için sonundan sevdiğim bir kesiti bırakıyorum:

“Tavrım bir çok şeyi bulup coşmaktır
Sonbahar geldi hüzün
İlkbahar geldi kara hüzün
Ey en akıllı kişisi dünyanın
Bazen yaz ortasında gündüzün
sevgim acıyor
Kimi sevsem
Kim beni sevse

Eylül toparlandı gitti işte
Ekim falan da gider bu gidişle
Tarihe gömülen koca koca atlar
Tarihe gömülür o kadar “

Bu kitabı özel kılan bir diğer şey de Uyar’ın yaşamının son dönemine ait olmasıdır.
Yani bu kitap, hem bir hesaplaşma ve kapanış hem de bir veda kitabıdır. Şiirlerdeki bir bilge sessizliği, kabullenişi bundan olsa gerek. Kayayı Delen İncir,  şairin kendisiyle ve dünyayla vedalaşmasının hissiyatını verir.

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın diğer kitaplarının yanında zaman zaman gölgede kalmış olsa da, şiir dünyasında derin bir yankı uyandırmaya devam etmiştir. Kitap, kırk iki yıl sonra, 2024 yılında Yapı Kredi Yayınları tarafından Toplu Şiirler ve Öyküler ciltlerinde yeniden yer aldı. Bu baskı, herhangi bir değişiklik yapılmadan, şairin özgün düzeni korunarak yayıma hazırlanmıştır.

 

Turgut Uyar’ın kitap dosyasını hazırlarken yaptığı karton kapak | selcuksoyalp.wordpress.com

günler geçer ve çalışır şafağın değirmeni
kim bilebilir ki kimi neyi eskittiğini
ben ne kadar önemserdim kendimi hay allah
sen ne kadar kumraldın aynalarda hay allah
temmuz tam bu işe göredir bana kalırsa
gel bağışlayalım birbirimizi”

Ayrıca şairin kitap dosyasını hazırlarken yaptığı o karton kapak, yıllar sonra bu baskının kapak görseline dönüştü. İtiraf etmeliyim ki, o meşhur karton kapaklı Kayayı Delen İncir’i yıllarca aradım. Sonradan anladım ki, aslında böyle bir baskı hiç olmamış. Ta ki Yapı Kredi Yayınları, geçen yıl Uyar’ın kendi hazırladığı o kapak tasarımını yeniden kullanarak kitabı yayımlayana dek. Kapağın güzelliğini görünce bunun pek de haksız bir arayış olmadığını bir kez daha anladım.

Kitabın Adı Nereden Geliyor?

Marmara Adası, Kayayı Delen İncir
Turgut Uyar’ın Kayayı Delen İncir’ine adını veren ağaç | evvel.org

Turgut uyar bu kitabı Marmara Adası’nda, Kole Plajı üzerinde bulunan Mehmed Bektaş‘a (Camcı Mehmed) ait küçük bir plaj işletmesinde yazmıştır. Bir kır gazinosu görünümündeki, biraz köhne, tahta masa ve sandalyeden oluşan bir mekân… Mekâna, görselde yer alan kayaların arasındaki çatlaklardan çıkan büyük bir incir ağacı doğrudan bakıyor. Uyar, bütün gün orada oturduğu için çok büyük ihtimalle kayayı delen incir oradan gelmektedir. Bugün o ağaç hâlâ ayaktadır.

Bu salaş mekân Marmara Adası’na gelen ve Marmara merkezde kalan entelektüel camiadan herkesin uğradığı bir yerdi. 70’lerin altın çağının yaşandığı yer ve zamanlar… Tomris Uyar da burayı Yaza Yolculuk kitabında “Ölen Otel” olarak adlandırmıştır. Sanıyoruz ki bu adlandırmayı, oradaki edebî atmosferin kayboluşunu o zamandan sezdiği için yapmıştır.

“ey gözleri maden
çünkü aşk bir suçlamadır
sonuna kadar yaşanmamışsa
bir bardak birada yeni bir deniz
ve yağmur
eski bir denizde yeni bir ada
yaşanmamışsa”

Yeditepe İstanbul dizisinin on yedinci bölümünde Yusuf, bir seyyar kitapçının zabıtadan kaçmasına yardım eder ve bu  yardımından dolayı kitapçı ondan bir kitap almasını istediğinde yusufun aldığı kitap kayayı delen incir, bölümün sonunda okuduğu şiir ise “Kırlardan Geliyorlar“dır.

“kırlardan geliyorlar ellerinde sümbülteber
elbette kırlardan kırlardan gelecekler
başka türlü nasıl güzelleşir bu akşamüstleri
söyleyin nasıl dayanılır dükkanlara depolara
bu katran kokusu başka türlü nasıl geçer”

________________________________________________________________________

Kaynakça:

  • Uyar, Turgut. Kayayı Delen İncir. Yapı Kredi Yayınları, 2024.
  • Turgut ile Tomris Uyar’ın Marmara Adası’nda “Kayayı Delen İncir’in Hikâyesi”. Web. Erişim Tarihi: 08.11.2025.
  • Kayayı Delen İncir. Düzce Damla. Web. Erişim Tarihi: 08.11.2025.
  • Herkes ve Birkaç Kişi: Kayayı Delen İncir. Hikâyelerdir Geriye Kalan. Web. Erişim Tarihi: 08.11.2025.
spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.

Yusuf Atılgan’ın Evreninde 5 Farklı Tema

Yusuf Atılgan’ın metinlerinde yalnızlık, yabancılaşma, aidiyetsizlik, bastırılmış arzular ve bitmeyen bir arayış birbirine karışır.

Altı Çizilenlerde Bu Ay: İlhan Berk

Söylenti Edebiyat editörleri, Altı Çizilenler köşesinde bu ay, doğum gününde, Behçet Necatigil'in deyişiyle Şiirimizin Uç Beyi'ne İlhan Berk'e yer veriyor!