Avrupa ülkelerinden vize almanın gittikçe zorlaştığı şu günlerde sizlere en güzel vizesiz Avrupa deneyimini yaşatacak, ülkemize yakın ve bir o kadar da bize İtalya’yı anımsatan bir ülkeden bahsetmek istiyorum: Karadağ, diğer adıyla Montenegro!
Karadağ, Balkan ülkeleri arasında denize kıyısı olması, muhteşem doğası ve sakinliğiyle ön plana çıkıyor. Hem İstanbul hem de Ankara’dan direkt uçuşla kolayca ulaşabileceğiniz bu şirin ülke son yıllarda ülkemizde o kadar popüler olmuş ki artık Türkçe tabelalar ve menüler her köşesinde karşımıza çıkıyor. Gelin birlikle Karadağ’ın büyüleneceğiniz noktalarına göz atalım.
1. Kotor

Kotor, Karadağ’da konaklamayı tercih ettiğimiz, ülkenin en popüler şehirlerinden biri olup aynı zamanda UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Kotor Old Town, tarihi sokaklarında kaybolmak isteyeceğiniz ama isteseniz de kaybolamayacağınız kadar küçük ve şirin bir şehir. Old Town bölgesi, 1355 metre yüksekliğindeki Kotor Kalesi’nin içinde, korunaklı ve huzurlu hissetmenizi sağlarken yemyeşil dağları ve deniziyle sizi büyülüyor. Arnavut kaldırımlı sokaklarda dolaşabilir, kafelerin restoranların meydanlara açılan masalarında oturarak kahvenizi ya da sıcak şarabınızı yudumlayabilirsiniz.
Kotor’a gitmişken Restaurant City’de deniz mahsullerinden tatmayı, BBQ Tangja’da köfte yemeyi, meydandaki kafelerde oturup manzarayı seyretmeyi ve bol bol fotoğraf çekmeyi unutmayın!
Tavsiye etmediğim tek şey ise her köşede şubesine rastlayabileceğiniz yerel dondurma markası: Moritz EIS. Hayatımda yediğim en kötü dondurma olabilir; bizler bir Maraş dondurmacısı açsak Karadağ halkı gerçek dondurmayı tatmış olur. 🙂

2. Perast

Kotordan yaklaşık 40 dakikada ulaşabileceğiniz Perast deniz manzarasıyla, yeşiliyle masallar diyarından gibiydi. İtiraf edeyim hem bu kadar küçük, şirin hem de doğal güzelliği ile büyüleyen bir şehir uzun zamandır görmemiştim. Kısacık sahil yolu, deniz kenarındaki lüks restoranları, yol kenarında “Nar şarabı” (tam olarak böyle Türkçe yazıyordu) satan amcaları ile renkli, bir o kadar sade ve huzurlu bir kasabaydı.
Denizin ortasında tekne turu ile 5-6 dakikada ulaşabileceğiniz küçük bir ada: “Our Lady of Rocks”a (Kayaların leydisi) uğramayı da ihmal etmeyin, zira yine muhteşem fotograf kareleri yakalayabilirsiniz. Kısacası Perast’a uğramayı ve sahil kenarı restoranlarında deniz mahsüllerinden tatmayı, espressonuzu yudumlamayı ve tekne gezisi ile “Our Lady of Rocks” adasını gezmeden dönmeyin.
3. Budva

Plajlarıyla, manzarasıyla, tarihi dokusuyla Budva, Karadağ’ın en önemli turizm merkezi olmuş. Giderek artan popülaritesiyle beraber otel sayısının (ve maalesef inşaatların) da en yüksek olduğu bölge.
Budva’nın Old Town kısmı çok küçük olduğu için bir iki saatte buradaki turunuzu bitirip sahile doğru yürüyüş yapabilir, yaz mevsiminde gittiyseniz ünlü plajlarında yüzebilirsiniz. Jazz Plajı, Old Town plajı, Mogren plajı en popüler ve tertemiz denizinde doyasıya yüzebileceğiniz plajlar.
Yeme içme konusunda ise Old Town’da bulunan Casper Bar’ın keyifli bahçesinde biralarınızı yudumlayabilir, köşe başlarında bulunan sokak pizzacılarından Pizza Smile’dan aldığınız dilim pizzalarını meydanda otururken afiyetle yiyebilirsiniz.
Budva’ya gitmişken şu an otel olarak işletilen ama ziyarete açık Sveti Stefan Adasını görmeden, masmavi denizinde yüzmeden, Old Town sokaklarında gezinmeden dönmeyin.
4. Tivat- Porto Montenegro

Karadağ’ın hep doğal güzelliklerinden, Orta Çağ’dan kalma tarihi kasabalarından söz ettik ama bir de lüks yanından bahsedecek olursak Porto Montenegro‘dan söz etmemek olmaz. Burası lüks yatlar, tekneler, şık mağazalar ve restaurantların bulunduğu küçük bir bölge.
Porto Montenegro’ya gitmişken geniş sahil kenarında dolaşmadan, farklı markaların mağazalarını ve sanat galerilerini görmeden dönmeyin. Tabii ki dünyanın farklı ülkelerinin bayraklarını göreceğiniz yatları da 🙂
Özetleyecek olursak Karadağ, vizesiz Avrupa deneyimi yaşayabileceğiniz en iyi alternatiflerden. Para birimi Euro ancak yine de fiyatlar Avrupa’ya göre oldukça uygun. Konaklama seçenekleri ekonomik olup, otel ya da kalabalık bir grupsanız ev kiralamayı tercih edebilirsiniz. Ulaşım için en iyi alternatif kesinlikle araba kiralamak, toplu taşıma çok gelişmiş değil. Toplamda 2-3 gün ayırarak tüm popüler yerleri rahatlıkla gezebilir, yaz mevsiminde ise ücretsiz ve tertemiz plajlarında deniz tatili yapabilirsiniz.
Olumsuz bir noktaya değinecek olursam şehirlerin yapısı araç trafiğine uygun değil bu yüzden yaz sezonu trafiğin büyük bir problem olduğunu duyduk. Şehir merkezlerinde otopark bir sorun olduğu için olabildiğince merkezde konaklamanızı da tavsiye ederim ki kaldığınız yerden yürüyerek şehri keşfedebilin.
Kaynakça:
“Kotor Kalesi” .Losvista.com.Web.12.02.2024
Öne Çıkan Görsel: Dilcan, Eylem.Kotor.15.03.2025


