Kali: Yaratan, Koruyan ve Yok Eden Karanlık Tanrıça

Arşiv
Arşiv
Söylenti Dergi'de geçmiş zamanda yazar olan dostlarımızın eserleri bu hesapta arşivlenmektedir. Yazar onayı olduğu sürece kaynak göstererek kullanmak serbesttir.
Editör:
Ece Günay
spot_img

Anlatılarında bulunan tanrı ve tanrıçalar, inanç sistemleri, sözlü gelenek ve yazılı eserleriyle yelpazesi geniş bir yapıya sahip olan Hint mitolojisi, ilginç tasvir ve figürlere ev sahipliği yapmaktadır.

Mısır, Yunan ve İskandinav mitolojileri gibi Hint mitolojisini oluşturan panteon ve insanlar arasında bir etkileşim görülmektedir. İnsanlar, tanrılar ve tanrıçalardan sahip oldukları temsiller doğrultusunda isteklerde bulunurlar; bu isteklerin gerçekleşmesi için gereken aksiyonları da gerçekleştirirler. Karanlık tanrıça Kali ise sahip olduğu düalist yapısı ile Hint panteonunda yer alan önemli bir tanrıçadır.

Tanrıça Kali, Yoga Journal

Zıtlıkların Oluşturduğu Bütün

Kali ismi, “kara” ve “zamanın hükümdarı” anlamlarına gelen “kala” kelimesinden türemiştir (Tezokur 119). Başka bir kaynakta ise Sanskritçe kökenli olan bu ismin “siyah olan” ve “ölüm olan” anlamları olduğu da belirtilmektedir (Cartwright). Tanrıça olan Kali ise yoganın evrensel enerji evreleri olan yaratma, koruma ve yok etme ilişkilendirilmektedir. İyilik, saflığı yaratma enerjisi ile yaratılmıştır, hırs ve çalışkanlık ile krallığını koruma enerjisi ile korumuştur, cehalet ve tembellik karanlığını ise yok etme enerjisi ile ortadan kaldırmıştır. Bu açıdan Brahman ile ilişkilendirilmektedir (Tezokur 119).

Singapur Sri Veeramakaliamman Tapınağı’ndaki Kali Heykeli, Richard Tulloch

Kali, dış görünüş açısından panteonda yer alan diğer tanrı ve tanrıçalardan daha farklıdır. Üçünü gözü, Şiva‘yı ayağının altında gördüğünde dışarı çıkan dili, kara ya da koyu bir mavi olarak tasvir edilen teni ve gözleri kanla sulanmış, ikiden fazla kolala sahip bir kadın figürü ortadadır. Bunun haricinde yeni kesilen kafalardan oluşan kolyesi, insan kollarından doluşan korsesi, elindeki palası, çocuk cesetlerinden oluşan ve kafatasına sahip küpeleri ile ortadan olan adın figürü; vahşet saçan bir kadına evrilmiştir (Tezokur 119,Sönmezdağ Zöngür 140). Çıplaklığı ile ise doğurganlık, cinsellik ve dişil enerjiyi vurgulamaktadır (Cartwright).

Kali’nin düalist yapısının tasvir edilişi hem korkutucu hem de anne şefkatine sahip bir tanrıça olmasından kaynaklıdır. Savaş alanındaki kana susamış savaşçı kadınken aynı zamanda şefkatiyle beraber saf bir genç kadındır (Monaghan 17). Kali, sahip olduğu bu zıt karakteristik özellikleriyle birlikte güven duygusu aşılamaktadır. Savaş alanındaki korkutucu kana susamış olan kadın, ona inanan insanları yaydığı vahşet ve dehşetle korumaktadır. Bu koruma iç güdüsü ise içindeki saf anaç duygulardan doğmaktadır. Kali bu içgüdü sayesinde gerek tanrıları gerekse insanları kurtarmıştır. Dışarıdan göründüğünde birbirinden bağımsız olarak ele alınabilecek bu tanrıça figürü vahşilik ve şefkati, koruma noktasında bir araya getirmiştir.

Kali’nin Doğuşu

Supernatural gibi fantastik dizilerde kullanılan bir figür olan Kali’nin doğuşu hakkında birbirinden farklı görüşler bulunmaktadır. Bu görüşlerin ilki, ana tanrıça olan Durga’ya dayandırılmaktadır. Durga’nın kaşağından doğan Kali, Durga’nın korkutucu bir formu olduğu da söylenmektedir (Sönmezdağ, Zöngür 140). Başka bir kaynakta, Kali’nin Durga’nın kuşağı yerine alnından doğduğunu anlatmatadır. Durga, bufalo şeytanı Mahishasura ile şavaştığı esnada çok öfkelenmiştir. Bu öfkenin patlamasıyla Kali Durga’nın alnından doğmuştur. Bu hikayenin devamı ise Kali’nin dansının gerçekleşmesiyle devam etmektedir (Tezokur 122).

Bu konu hakkındaki bir diğer görüş ise Kali’nin Parvati’den doğduğu şeklindedir (Cartwright). Parvati, yaşamlarının ilkinde Şiva’nın eşi olan Durga’nın kendisidir. Durga olan yaşamının sonlanmasının ardından ikinci yaşamında Parvati olarak doğduğuna, tekrardan Şiva ile evlenmek istemiş ve bunun için uğraşmaktadır (Sönmezdağ Zöngür 128). Parvati ve Kali arasındaki ilişki ise Parvati’nin tek renginin koyulaşması ile Kali’ye dönüşmesiyle ortaya çıkmaktadır. Bu nedenden ötürü Kali’nin isimlerinden birisi de kılıf anlamına gelen Kaushika’dır (Cartwright).

Kali’nin doğuşunu anlatan başka görüşte yine Parvati ve Kali ikilisi ön plandadır. Parvati’nin sadece erkeklere ve tanrılara dehşet saçan Daruka adındaki iblisi yenmesi istenmiştir. Bu iblis sadece bir kadın tarafından yok edilebilmektedir. Parvati ise bu isteği Şiva’nın boğazından aşağıya atlayarak kabul etmiştir. Bunun nedeni, Şiva’nın yaratılış esnasında okyanusun yükselerek dünyayı kirleten zehir olan halahala’yı yutması ve zehri hâlâ boğazında muhafaza etmesidir. Parvati Şiva’nın boğazına saklı olan zehirle bütünleşmiş ve Kali’ye dönüşmüştür. Yeni formuyla Şiva’nın boğazından çıkan Kali, Daruka’yı hızlı bir şekilde yenmiş ve dünyayı bir kere daha kurtarmıştır (Cartwright). Bu görüş Linga Purana’da anlatılmaktadır (Monaghan 19).

Kali’nin Dansı esnasında Şiva cansız uzanmaktadır, Dollsofindia

Kali ve Şiva ikilisi için söylenen iki temel görüş bulunmaktadır. Bu görüşlerin ilki Kali’nin Şiva’nın eşi olduğu şeklindedir. İkinci görüş ise Kali’nin, eril enerjiyi temsil eden Şiva’nın dişil enerjisi olduğu yönündedir (Akmaz 705). Kali ve Şiva dendiğinde akla gelen ilk hikâye ise Kali’nin dünyayı yok eden dansı ve Şiva’nın bu dansı durdurmasıdır. Bu hikâyede farklı şekillerde anlatılmaktadır.

Kali’nin Dansı’nın anlatıldığı bir versiyonunda, Kali’nin doğumuna yönelik görüşlerden birisi ile çakıştığı görülmektedir. Daruka’nın baş kötü olduğu bu görüşte, Kali’nin Daruka’yı öldürmesinin ardından dansını gerçekleştirmeye başlamıştır. Kali’nin sergilediği bu dansın şiddeti arttıkça dünya dayanamaz hale gelmektedir. Bu noktada Şiva devreye girmektedir. Şiva kılık değiştirerek küçük bir erkek çocuğuna dönüşmüştür. Hayaletlerin ve cinlerin bulunduğu bir ölü yakma töreninin çevresine erkek kılığında giden Şiva, ağlamaya başlamıştır. Ağlayan erkek çocuğunu fark eden Kali ise çocuğu anne şefkati ile göğsüne yaslayarak emzirmeye başlar. Şiva, emdiği süt aracılığı ile Kali’yi öfkesinden arındırmıştır. Şiva Kali’nin sakinleşmesiyle hayaletler, cinler ve gulyabanilerin desteğini alarak tandava dansını icra etmiştir. Bunun nedeni Şiva’nın önlem almak istemesidir, bu dans ile beraber Kali’nin herhangi bir cephe alması önlenmiştir (Tezokur 123).

Kali’nin Dansı’nın genel olarak mitolojide bilinen hikayesi ise Daruka’yı yenmesi ile benzerlikler göstermektedir. Şeytanları yenen Kali’nin gözü hiçbir şeyi görmemeye başlamıştır. Kali’yi durdurmak ve insanlığı korumak için Şiva cennetten inmek zorunda kalmıştır. Cennetten indikten sonra Şiva, Kali’nin ayaklarının altına cansız bir şekilde uzanmıştır. Şiva’yı cansız bir şekilde uzanır halde gören Kali ise kana susamışlığından arınmıştır ve böylece insanlık yok olmaktan kurtulmuştur. Bu hikâye için ise savaşların son bulmadığını fakat eril enerjinin ve erkeklerin temsili olan Şiva’nın dişil enerji ve kadınların temsili olan Kali’ye teslim olduğu, yeni nesillerde de erkekler ve kadınların bunu uygulaması gerektiğini belirten kaynaklar bulunmaktadır (Tezokur 124).


Kaynakça

  • Akmaz, Gökhan. “Hint Mitolojisinde Ölüm Ve Ölüm Sonrası.” Journal Of International Social Research 13.69 (2020). Erişim Tarihi: 09.08.2023
  • Cartwright, Mark. “Kali.” World History Encyclopedia, 21 June 2013, www.worldhistory.org/Kali/. Erişim Tarihi: 11.08.2023
  • Monaghan, Patricia. Goddesses in World Culture Volume 1. Praeger, 2011. Erişim Tarihi: 09.08.2023
  • Sönmezdağ  Zöngür, Canan. “Hinduizm’i̇n Önemli̇ Tanri Ve Tanriça Heykelleri.” The Journal Of Academic Social Sciences, Vol. 52, No. 52, 2017, Pp. 113–147. Erişim Tarihi: 10.08.2023
  • Tezokur, M.&Nbsp; Hadi. “Hindu Mezhebi Şaktizm: Tanrıça Kali.” Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Vol. 22, 1 June 2019, Pp. 118–128. Erişim Tarihi: 09.08.2023
spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Love Bombing Kavramının Chuck Bass ile Eşleştirilmesi

Chuck Bass'in Blair'e yaptığı aşk bombardımanının gerçek aşk değil de manipülasyon olması.

Söylenti Aylık Frekans

Söylenti Müzik Frekansı ile sonbaharın gizemli, esintili ve en sevilen zamanlarına, Ekim ayına hoş geldiniz! Önerilerimiz sizin için hazır.

Valide-i Muazzama : Mahpeyker Kösem Sultan

Naib-i saltanat unvanıyla Osmanlı İmparatorluğu'nu yaklaşık 30 yıl yöneten Mahpeyker Kösem Sultan, attığı adımlarla hanedanın kaderine yön vermiştir.

Hafıza Mekanları: Anıtların Psikolojik ve Toplumsal Etkileri

Anıtlar, toplumsal hafızayı korur ve kimliğimizi inşa eder. Kolektif hafıza ve kültürel aktarımın dönüştürücü gücüdür.

Eşeği Saldım Çayıra – Kazak Abdal | Şiir İncelemesi

Kazak Abdal hayatı ve bilinen şiirlerinden olan Eşeği Saldım Çayıra eserinin incelemesi.

Twinless Film İncelemesi: İki Yalnız, Bir Kayıp

Başrolde Dylan O'Brien'ın yer aldığı kayıp, yalnızlık, bağ kurma arayışı, yas süreci üzerine dokunaklı bir film olan Twinless film incelemesine göz atın.

Alice in Borderland 3. Sezon İncelemesi: Neden Beklentiyi Karşılayamadı?

Alice in Borderland dizisinin 3. sezonun her oyununda Chishiya'nın zekâsını arayıp, Aguni'nin fedakârlığını andık diyebilirim. 

Evrensel Duygular: Anlamadan da Hissedeceğiniz 8 Şarkı

Dili fark etmeksizin ruhunuza dokunan, evrensel duygusal taşıyan 10 şarkıyı keşfedin. Melodik parçalarla hazırladığımız liste, her anınıza eşlik edecek!

Viktoryen Dönemde Kadın İmgesi: “Evdeki Melek”

Viktoryen dönemde ‘Evin Meleği’ ideali, kadını fedakâr ve itaatkâr bir role hapsetti. Gilman ve Woolf bu miti sorgulayarak özgür kadının sesini aradı.

Jane Austen ve Aşkın Sosyal Eleştirisi

Jane Austen, romanlarında aşkı sadece romantik bir duygu olarak değil; statü ve kadınların konumu üzerinden ele alarak dönemin evlilik anlayışına eleştirel bir bakış atar.

Editor Picks