Kadınların Siyasete Girişi ve Cumhuriyet’in İlk Kadın Belediye Başkanı: Sadiye Hanım

Editör:
Mehmet Samet Acar
spot_img

Kadın hakları, sadece Türk tarihinde değil dünya tarihinde de tartışılmakta olup halen daha kadını yok sayan, görmeyen toplumlar mevcuttur. Kadın kapalı kapılar ardında değil eğitimde, sağlıkta, siyasette, ekonomide ve kısaca hayatın her alanında aktif bir şekilde rol almalıdır. Bir toplum kadını yok saydıkça, görmezden geldikçe; çürümeye, yok olmaya  mahkumdur. Bu yazımızda kadınların seçme ve seçilme haklarını nasıl kazandıklarından ve ilk Türk kadın belediye başkanı Sadiye Hanım’dan bahsedeceğim.

“Ey Kahraman Türk Kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.”

Osmanlı Toplumunda Kadın

GÜNÜN BELLEĞİ: Osmanlı döneminde kadının tarih sahnesindeki yeri | Ekmek ve Gül
Ekmekvegül

Osmanlı’da kadın, diğer ilk Türk devletlerinde olduğundan çok daha farklı bir konumdaydı. Osmanlı toplumunda kadın, siyasi, sosyal ve ekonomik haklardan yoksun olarak yaşamını sürdürmekteydi. Osmanlı toplumunda kadınların belli bir çalışma hayatı yoktu. Şehirde yaşayan kadınlar, günlerinin çoğunu evlerinde geçirmekte olup kırsalda yaşayan hanımlar ise daha çok bağ, bahçe gibi çeşitli tarımsal faaliyetlerde bulunuyorlardı. Tanzimat dönemine kadar Osmanlı’da kadın, daha çok demir pencereler ardından hayatı izlemekteydi.

Tanzimat Fermanı‘nın ilanıyla birlikte Osmanlı Devleti’nde eğitim, sosyal, kültürel ve ekonomik alanda birçok yenilikler yapılmıştır. Toplumsal hayatta yaşanan bu değişimler kadınlarında yaşamını büyük oranda etkilemiştir. İlköğretim, erkeklere olduğu kadar kız çocuklarına da zorunlu olmuştur. Kız Rüştiyeleri, Kız Sanayi Mektepleri ve Kız Öğretmen okulları açılmakla birlikte kadınları sosyal ve kültürel hayattaki faaliyetleri her geçen gün artmıştır. Osmanlı yenileşme faaliyetleri içerisinde kadınlar da gazete ve dergiler aracılığıyla kendilerini ifade etme fırsatı bulmuşlardır. İlk kadın dergisi olan Terakki-i Muhadderat ile başlayan kadın dergiciliği Şükufezar adıyla yazar kadrosunun tamamının kadınlardan oluştuğu dergiyle sayılarını giderek artırmışlardır.

II. Meşrutiyet döneminde birçok dernek ve cemiyetlerle bir araya gelen kadınların çoğu, hayırsever olmakla birlikte feminist nitelikli kadın örgütlerinde doğuşuna öncülük etmişlerdir. Osmanlı’nın modernleşme döneminde kadın hakları üzerinde çalışan dönemin aydın, yazar, romancı kimliğiyle Halide Edip Adıvar da toplum içerisinde kadının yükselmesi ve çalışma hayatına atılması üzerinde birtakım faaliyetlerde bulunmuştur.

Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı derken Osmanlı’da erkek nüfusun yarıdan fazlası cepheye gitmesi üzerine sosyal ve ekonomik hayatta kadınlara duyulan işgücü artmıştır. Bu sebeple fabrikalarda ve gündelik işlerde kadınların çalışması zorunlu olmuştur. 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi’nden sonra Anadolu’nun yer yer işgal edilmesine karşı yalnızca erkeklerden değil kadınlardan da şiddetli tepkiler gelmiştir. Başta Halide Edip olmak üzere Anadolu’nun her ilindeki kadınlar, çeşitli dernek ve cemiyetler kurarak işgalleri protesto amaçlı mitingler düzenlemişlerdir. 1919 yılından itibaren başta Sivas olmak üzere Kastamonu’da, İzmir’de ve Anadolu’nun diğer vilayetlerinde Müdafaa-ı Hukuk Kadınlar Şubesi kurularak Kuvayımilliye’ye destek vermişlerdir. Böylelikle kadınların çeşitli cemiyetler kurmaları, derneklerde aktif rol oynamaları erkeklerle ortak çalışma alanları yaratmış; toplumsal hayatta var olmalarını hızlandırmıştır.

Cumhuriyet ve Kadın

Adalı Dergisi | Kadının Seçme ve Seçilme Haklarına 1882'den İtibaren Bakmak
Adalıdergisi

Cumhuriyet ile birlikte gelen birçok kadın hakları olduğu gibi kadının en temel hakkı olan seçme ve seçilme hakkı hemen verilmemiştir. Kadın, yaşamak kadar değerli olan bu hakka neredeyse Cumhuriyetin 10. yılında sahip olmuştur. Hatta kadınlara seçme ve seçilme kanunu, TBMM’de şiddetli tartışmalara dahi sebep olmuştur.

Türkiye Büyük Millet Meclisi‘nin açılması ardından Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte Mustafa Kemal; Türk kadınlarının hak ettikleri mevkide olmalarını, siyasi ve sosyal faaliyetlerde en az erkekler kadar kadınların da katılması gerektiğini vurguluyordu. Milli Mücadele’nin en çetin günlerinde Ankara‘da dönemin Milli Eğitim Bakanı olan Hamdullah Suphi Bey’in başkanlığında I. Maarif Kongresi toplandı. Kongreye katılan bazı mebuslar, kadın ve erkek öğretmenlerin bir arada olmasını doğru bulmamış, Türkiye Muallim ve Muallimler Derneği Birliği’ni Mustafa Kemal’e şikayet etmişlerdir. Bunun üzerine Mustafa Kemal Paşa, kongrenin toplanmasında büyük emeği olan Mazhar Müfit’i çağırarak onu azarlar:

“Siz kongreye katılan muallime hanımlar ile muallim beyleri ayrı oturtmuşsunuz, halbuki karışık oturmalıydınız…” 

Bu olay hem karma eğitimin ilk tohumlarını hem de Mustafa Kemal’in kadına verdiği değeri göstermektedir.

“Bir toplum, cinsinde yalnız birinin zamanın gereklerini kazanmasıyla yetinirse o toplum yarıdan fazla eksiklik içinde kalır.”

İlim ve fen erkeğe olduğu kadar kadın için de gereklidir. Mustafa Kemal, gerek yurt gezilerinde gerekse meclis konuşmalarında sürekli kadın ve erkeğin toplum içinde eşit olduğunu, kadınların eğitiminden önemle bahsetmiştir. 3 Mart 1924 tarihinde çıkarılan Tevhid-i Tedrisat kanunu ile kız ve erkek çocuklarının birlikte öğrenim göreceği karma eğitim sistemi kabul edilmiştir. Ardından 17 Şubat 1926’da kabul edilen Medeni Kanun ile kadın-erkek eşitliği, kadının mirastan pay alması, velayet hakkı, boşanma hakkı gibi kendi özlük haklarını kazanmışlardır. Kadınlar, iş ve çalışma hayatında sayılarını daha da artırmış olmalarına rağmen siyasi haklara sahip olamamıştır. Aile ve toplum içinde birtakım haklar doğrultusunda erkeklerle eşit hale gelen kadınlar, Seçme ve Seçilme Kanunu gibi en temel yurttaşlık hakkını kazanmaları Medeni Kanun’un kabulü kadar kolay olmamıştır.

“Toplumun bir organı sağlam bir şekilde çalışırken diğer bir organı çalışmazsa, o toplum felçlidir.” 

KADINLARA SEÇME VE SEÇİLME HAKKI VERİLİŞİNİN 77. YILINI KUTLUYORUZ
Eğitimİş(Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası)

TBMM açıldıktan sonra değiştirilen İntihab-ı Mebusan Kanununda kabul edilen nüfusun 18 yaşını doldurmuş her Türk erkekten biri olmak üzere intihab (seçme) hakkına sahiptir. Böylece seçimlere sadece erkekler dahil edilmiş, kadınlar dahil edilmemiştir. Kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmamasına rağmen 1923 seçimlerinde Kilis, Kastamonu, Malatya, Ankara, Yozgat, Gaziantep, Tarsus, Antalya, Düzce, Konya, Elazığ, Burdur ve İzmir’deki ikinci seçmenler; Latife, Mevhibe (İnönü), Galibe (Okyar), Müfide Ferit (Tek) Hanım ile Milli Mücadele’nin kadın kahramanlarından Kara Fatma’ya oy vermiştir.

Bu dönemde kadınlar, her ne kadar seçme ve seçilme hakkına sahip olamasalar da kendi aralarında siyasi partiler kurmuşlardır. Nezihe Muhiddin Hanım başkanlığında 16 Haziran 1923’te Kadınlar Halk Fırkası adıyla siyasi bir parti kurulmasına rağmen fırkanın çalışmalarına izin verilmedi. Kadınlara tanınmayan yalnızca erkeklere tanınan bu intihab hakkı mecliste şiddetli tartışmalara yol açtı. Bolu Milletvekili Tunalı Hilmi Bey, 1923’te TBMM’nin bir oturumunda kadınlara da seçme ve seçilme hakkının verilmesini teklif etmişse de çok sert ve ciddi tepkiler almıştır. Her şeye rağmen Tunalı Hilmi Bey, Türkiye’deki kadın nüfusunun erkeklerden fazla olduğunu, halkçılık ilkesinin bir gereği olarak seçme ve seçilme hakkının erkekler kadar kadınlarında hakkı olduğunu vurgulamıştır. 1924 yılında TBMM’deki Anayasa görüşmelerinde “kadınların da oy vermesi” konusunda Anayasa’nın 10. maddesinde yer alan 18 yaşını bitiren her Türk’ün milletvekili seçimlerine katılabileceğini” ve aynı zamanda 11. maddesinde geçen “30 yaşını bitiren her Türk’ün milletvekili olarak seçilebileceğine” dair her iki maddede tartışma konusu olmuştur. Kadınların da oy kullanıp siyasete katılmasından yana olan Beyazıt Milletvekili Şefik Bey ve Dersim Milletvekili Feridun Bey, Anayasanın 10. ve 11. maddelerinde yazan “her Türk” ifadesini kadınları da kapsadığını belirtmişseler de mecliste sert tepkilere sebep olmuştur. TBMM’de yaşanan bu hararetli tartışmalardan sonra kadınların oy vermesi konusunda yeterli çoğunluk sağlanamamış, bütün ümitler boşa çıkmıştır.

Kadınlar temel haklarını elde etmek amacıyla 1924’te Türk Kadınlar Birliği kuruldu. Bu birlik, 1927’de tüzüğüne siyasi hakların kadınların da sahip olması gerektiğine dair bir madde koymasıyla yeniden tartışmalara yol açtı.

Atatürk ve Türk Kadını : Mustafa Kemâl ATATÜRK - GuncelMeydan
GuncelMeydan.com

“Bizim toplumumuzun başarısızlığının nedeni, kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz ilgisizlik ve kusurdan doğmaktadır… Bundan dolayı bizim toplumumuz için ilim ve fen gerekli ise bunları aynı derecede hem erkek hem de kadınlarımızın kazanmaları gerekir…”

Türkiye’de kadınların siyasete girişi, 3 Nisan 1930’da çıkarılan Belediyeler Kanunu ile olmuştur. Bu kanunla birlikte kadınlara ilk kez yerel seçimlere katılma ve seçilebilme hakkını kazanmıştır. Türkiye’nin ilk kadın belde belediye başkanı olarak Sadiye Hanım seçilmiştir. 1930 yılında Artvin’in Yusufeli ilçesine atanan Sadiye Hanım, Türkiye’nin ilk kadın politikacılarından birisidir. İlk kadın il belediye başkanı Müfide İlhan ise 1950’de Mersin’de seçilmiştir. Belediyeler Kanunundan sonra 26 Ekim 1933’te Köy Kanunu ile kadınların Köy İhtiyar Heyetine ve muhtarlık seçimlerine katılabilme hakkını elde etmiştir. Gül Esin, Aydın Karpuzluya bağlı Demircidere Köyü’nde ilk kadın muhtar olarak seçilmiştir. Kadınlar artık siyaset meydanında görünmeye başlamışlardı. Belediye, Muhtarlık derken son olarak da 1934 yılında kadınlara milletvekili olabilme hakkı tanınarak Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun 10 ve 11. maddeleri değişikliğe uğramıştır. İlk milletvekili seçimi şubat 1935’de yapılarak 18 kadın milletvekili Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girdi.

İlk Kadın Belediye Başkanı: Sadiye Hanım

İlk Kadın Belediye Başkanımız Sadiye Hanım Kimdir? - Ankara'dan Son Dakika; Ekonomi, Finans ve İş Dünyası Haberleri
TicariHayat.com

Türkiye’nin ilk kadın belediye başkanı olan Sadiye Hanım, doğum ve ölüm tarihleri tam olarak bilinmemekle birlikte kimi kaynaklar, 1897 yılında İstanbul’da doğduğu tahmin edilmektedir. Asıl adı Sadiye Ardahan olarak bilinmekte olup çocukluğunu İstanbul’da geçirdi. Babası Ersisli Arslan Bey, Çıldır Kaymakamlığı görevinde iken Ermeniler tarafından şehit edildi. Ardahanlı Gazi Atabey ile evlenerek “Ardahan” soyadını almıştır. Bu evlilikten Ali Babür Ata Ardahan adında bir oğlu olmuştur.

Siyasi Yaşamı

Türkiye'nin İlk Kadın Belediye Başkanı Kimdir?
Elif Konaç

Sadiye Hanım, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kadın belde belediye başkanlarından biridir. Kimi kaynaklar ilk kadın belediye başkanı olarak Müfide İlhan’ı gösterseler de doğruluğu tam olarak kanıtlanmamaktadır.

1930 yılında Belediye Kanunu ile birlikte kadınlara belediye seçimlerine katılma hakkı tanınmıştır. Aynı yıl yapılan seçimlerde Sadiye Hanım, Artvin’in Yusufeli Kılıçkaya kasabasında belediye başkanı olarak seçilmiştir. iki yıl kadar bu görevde kalan Sadiye Ardahan, 1950’de Mersin belediye başkanı olarak seçilmiştir. Sadiye Hanım’ın belediye başkanlığı sırasında teyzesinin kızı Mediha Hanım ise Türkiye’nin ilk kadın belediye meclis üyesi olarak seçilmiştir. Sadiye Hanım’ın ağabeyi Kadri Bey ise Oltu Milletvekili Şavşatlı Hamşioğlu Rüstem Bey ile Nafikar Hanım’ın kızı Vasfiye Hanım ile evlenmiştir. Kılıçkaya’da “Paşa” olarak anılan Vasfiye Hanım, Kılıçkaya’nın eski belediye başkanlarından Tuncay Özarslan’ın annesi olarak bilinmektedir.

Türkiye Cumhuriyet’in aydın kadınları, Avrupalı kadınlardan önce seçme ve seçilme hakkını elde etmiştir. Türkiye’deki kadınlar, 1930’lu yıllarda seçme ve seçilme hakkına kavuşurken İtalya’da 1948, Japonya’da 1950, Fransa’da 1944 ve İsviçre’de 1971 yılında kavuşmuştur. Kadınların seçme seçilme hakkını kazanmasında Mustafa Kemal Atatürk’ün büyük katkıları vardır. Atatürk olmasaydı, Türk kadını; ne siyasette ne de toplumsal hayatta söz sahibi olabilecekti. Türk kadını, bugün dahi Atatürk’e çok şey borçludur. Mustafa Kemal Atatürk, bir ulusun organlarını kadın ve erkek diye ayırmadan toplum içerisinde ikisini de eşit kabul etmiştir.


Kaynakça

BOZKURT, Birgül-İbrahim Bozkurt, “Türkiye’nin İlk Kadın İl Belediye Başkanı Müfide İlhan ve Mersin’deki Çalışmaları” Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi, Yıl:10, Sayı:19(Bahar 2014)

DOĞRAMACI, Emel, “Atatürk ve Kadın” Atatürk Araştırma Dergisi, Yıl: 1988, Cilt: 5, Sayı: 13, 91-106

ÖZER, Sevilay, “Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkı Verilmesinin Türk Kamuoyundaki Yanları” Mart-2013, Sayı: 85

UZUN, İsmail, “Kadın Haklarının Kazanılmasında Bir Cumhuriyet Kadını: Afet İnan(1908-1985)” Ahi Evran Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2017, Cilt 3, Sayı 1, S: 73-85

SOYLU, Elif- Ezgi Bozbay Ekmekçi, “Cumhuriyet Sonrası Kadının İş Hayatında Ön Plana Çıkan Bazı Temsilcileri” The Journal Of Academic Social Science Studies, Yıl: 17, Sayı: 100, S: 481-498, Yaz 2024

08Haber.com

binyaprak.com

https://www.instagram.com/gecmisdiziler/reel/C6NvO-mt/-Il

Kapak Görseli: TicariHayat.com

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

İsmail Bilgin – Enver Paşa Bir Adanmışlık Öyküsü | 50 Alıntı

İsmail Bilgin bu eserinde, Enver Paşa’nın yaşamını ilkesel bağlılık ve tarihsel temsil çerçevesinde ele alarak dönemin düşünsel iklimini yeniden yorumlamaktadır.

Edip Cansever’in Şiirlerine Yansıyan Hiçlik Travması

Edip Cansever, İkinci Yeni’de bireyin travma, boşluk ve hiçlik duygusunu işler. Şiirlerinde varlıkla yokluk arasında sıkışan ruhsal boşluktaki bireyleri anlatır.

Viyana’da Bir Hafta: Sanat, Tarih ve Lezzet Dolu Gezi Rehberi

Viyana; sanat, müzik ve tarihle iç içe bir şehir. Sarayları, müzeleri, kafeleriyle görsel bir şölen sunuyor. 1 haftada keşfedin, aşık olmaya hazır olun!

İnsanlığımı Yitirirken Neden Bu Kadar Eleştirildi?

Bu yazımızda, Dazai’nin İnsanlığımı Yitirirken romanını psikolojik yönleriyle ele alıp eleştirilme sebeplerini inceliyoruz

Duygusal Farkındalık Üzerine: İçindeki Ben’e Sarılmak

Duygusal farkındalık, kendi benliğimize sarılmanın ilk adımıdır. Bastırılan her duygu benliğimizi içimizdeki zindanlara mahkum eder. duygularımızı fark etmek pusulayı bizlere çevirir.

Nasıl Popüler Oldu: Skyfall

Adele'in kült parçası Skyfall'un zirveye tırmanma öyküsüne bir bakış.

Taxi Driver Filminden Unutulmaz Replikler

Taxi Driver filminin yalnız adamı Travis Bickle'ın adım adım delilikten ''sözde'' kurtarıcılığa evrildiği hikayesinin unutulmaz repliklerini derledim.

Cumhuriyet Aydınları: Zafer Toprak

Zafer Toprak, Aydınlanma ve Kemalizm'i buluşturarak Türkiye'nin modernleşme sürecine yön veren seçkin bir tarihçiydi.

Misery Film Analizi: Sapkın Tutku

Stephen King'in aynı adlı eserinden uyarlanan Misery, fanatizm ve tutku kavramlarına yönelik bir gerilim sunuyor.

Codependent (Bağımlı İlişki) – Meredith Grey & Derek Shepherd (Grey’s Anatomy)

Grey's Anatomy, Meredith ve Derek çifti üzerinden codependent (bağımlı ilişki) kavramını örneklerken, aşkın bazen kişisel hedeflere ve benliğe zarar verebileceğini görüyoruz.

Editor Picks