Kadınların Görünmez Zincirleri: Külkedisi Sendromu

Editör:
Guşef Alhas, Berfin Dağaslan
spot_img

Küçük bir kızken babaların gözüne girebilmek için gösterilen çabalar, büyüyünce toplumun beklentilerine uyum sağlamak adına verilen tavizler… Peki, gerçekten bir kadının hayatı bu kadar mı? Carl Jung’ın dediği gibi: “Başkalarının beklentileri üzerine inşa edilen bir hayat, senin hayatın değildir” ancak masallar, özellikle de Külkedisi, kadınlara başka bir şey öğretmiştir: Uyum sağlarsan, sabredersen, güzelliğinle fark edilip seçilirsen, sonunda ödüllendirilirsin fakat bu masallar, sadece büyülü dünyalar yaratmaz; aynı zamanda toplumsal rolleri ve kadınlardan beklenenleri de kodlar.

Külkedisi Sendromu Nedir?

Külkedisi Sendromu Nedir? | pinterest.com

Çocukluk yıllarımızda izlediğimiz masallardaki Külkedisi’ni hatırlar mısınız? Üvey annesi ve kardeşleri tarafından hor görülen, evin tüm işlerini yapan, tüm zorluklara sabreden ve nihayetinde bir prens tarafından kurtarılan genç kız… Külkedisi, iyi kalpli, samimi ve sakin bir karakterdir. Gördüğü kötü muameleye karşı koymakta zorlanmış ve zamanla bunu kabullenmeye başlamıştır. Kendini savunma gücünü yitirdikçe, kurtuluşunu bir kurtarıcıda aramaya başlamıştır. Tıpkı diğer kadınlar gibi… İşte bu, “Külkedisi Sendromu” olarak tanımlanır. Bu masalın bize verdiği mesaj açıktır: Kadınlar ne kadar çalışkan, sabırlı ve güzel olursa sonunda birileri tarafından fark edilir ve hak ettikleri hayata ulaşırlar. Erkekler güçlü, seçen ve kurtaran figürlerdir; kadınlar ise sessiz, fedakâr ve kurtarılmaya muhtaçtır. Bu durum sadece bir masalın içeriği değil, toplumsal yapının kadınlardan beklediği rolün bir yansımasıdır. Toplum, kadınları “itaatkâr, uyumlu ve bağımlı” olmaya yönlendirirken erkeklere de “güçlü, koruyucu ve seçici” olmayı öğretir. Bu noktada Külkedisi, sadece bir masal kahramanı değil, kadınlara biçilen toplumsal rolün en eski temsilcilerinden biri hâline gelir.

Beyaz Atlı Prensini Arayan Külkedisi Kadınlar

Beyaz Atlı Prensini Arayan Külkedisi Kadınlar | pinterest.com

Colette Dowling, Sindrella Kompleksi adlı eserinde kadınların bağımsızlıktan neden korktuğunu sorgular ve şöyle der: “İlerleme fırsatımız varken neden geri çekilme eğilimi gösteririz?” Masallar, kadınlara pasif roller biçer. Külkedisi’nin de bu pasifliği, toplumun kadından beklediği rolü yansıtır. Kadınlar, güzel, zarif ve sabırlı olurlar ancak bu durum, onların kendi güçlerini keşfetmelerini engeller. Masaldaki ayakkabı denemesi de tam olarak bu durumu simgeler. Küçük ayağa sahip olan kadın, toplumun ona biçtiği kalıplara uyan kadındır. Ayakkabının her bir kıza uymaması, aslında toplumun onlara biçtiği kalıpların da ne kadar dar ve sınırlayıcı olduğunu gösterir. Kadınlar, toplumsal normlar tarafından doğru olmak için belirli ölçülere uymaya zorlanırken  bu ölçülere uymayan kadınlar dışlanır. Külkedisi’nin beklediği beyaz atlı prens ise aslında sadece bir kurtarıcı figürü değil, toplumun kadına biçtiği kalıbın bir parçasıdır. Kadınların, kendi güçlerini fark etmeleri, bu kalıpların bozulmasına yol açacak ve bu da toplumsal yapıyı tehdit edecektir. Sistem bunu istemez çünkü kadınların güçlü ve bağımsız olması sistem için bir tehdit unsurudur.

Modern Dünyanın Külkedisi Kadınları

Modern Dünyanın Külkedisi Kadınları| pinterest.com

Külkedisi masalının farklı versiyonları, Disney uyarlamaları ve modern romantik filmler hep aynı temayı işler. Romantik filmlerde, sıradan bir kadın, karizmatik ve güçlü bir erkek tarafından fark edilerek hayatı değişen bir karaktere dönüşür. Çocuk kitaplarında, prensesler çoğunlukla pasif figürlerdir. Onların hikâyeleri, bir prens tarafından seçilmeleriyle tamamlanır. Moda ve reklam sektöründe, kadınlara sürekli “daha güzel olursan daha mutlu olursun” mesajı verilir. Medya tarafından dayatılan bu algılar, kadınların kendi gücünü fark etmelerine engel olur. Kadınlar, sürekli olarak güzel ve seçilebilir olma baskısı altında kalırken kendilerini bu dar kalıplara hapseder. Kadınların bağımsızlık ve güçlerini fark etmeleri ancak bu kalıpların dışına çıkabilmeleriyle mümkün olacaktır.

Külkedisi’ni Yeniden Yazmak

Külkedisi’ni Yeniden Yazmak | walpaper.mob.org

Masalların ve medya anlatılarının kadınlara biçtiği roller, gerçek dünyadaki eşitsizliklerin de bir yansımasıdır. Bir masalın içinde hapsolmuş gibi hissetmek, bazen kültürel ve toplumsal kodların bir sonucudur ancak günümüzde pek çok kadın, kendi hikâyesini yazmaya ve geleneksel kalıpları sorgulamaya başlar. Peki, masallar ve medya bu değişime ayak uydurabilir mi? Yoksa yeni nesiller de kendilerini eski hikâyelerin içinde mi bulacak?

Sonuç olarak, Külkedisi sadece bir masal kahramanı değil, kadınların tarih boyunca yaşadığı toplumsal baskının bir yansımasıdır. Masalları sadece fantastik hikâyeler olarak görmek yerine, onların inşa ettiği dünyayı sorgulamak belki de en büyük adımdır.


Kaynakça

Dowling, Colette. Sindrella Kompleksi. 2020 Basım

Kikwell. Külkedisi Sendromu:Bir Kurtarıcı Arıyor Olabilir misiniz? Web

Kandaz, Mine. Külkedisi Sendromu. 2024. Web

Gündüz, Şafak. Dergipark. Karadeniz. 2017. Web

Erum, Tazeen. The History of Gender Ideology in Brothers Grimm’s Fairy Tales. Web

Sharif, Umme Hanee. From Fairy Tales to Disney Movies: Gender Roles and Stereotypes Then and Now. Web

Özgürbüz, Merve Esra. Külkedisi Masalını Yeniden Yazmak: Külprensi ile Vejetaryen Külkedisi Adlı Resimli Kitapların Karşılaştırmalı İncelemesi. 2021. Web

Patrick, Vivian. Külkedisi Zulüm Sendromu. 2021. Web

Öne çıkan görsel: Pinterest

spot_img

2 YORUM

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.