Türkiye’de kadınlar günlük hayatlarının içinde, bazen hiç beklemedikleri anlarda şiddet tehdidiyle karşı karşıya kalabiliyor. Evde, işte, sokakta… Bazen bir söz bazen bir mesaj, bazen de en yakınından birinin davranışıyla başlayan bu durum, çok kısa sürede büyük bir tehlikeye dönüşebiliyor. Bu durumu önlemek için yasal düzenlemeler, mobil uygulamalar, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM) veya elektronik kelepçe gibi yöntemler kullanılıyor. Ancak toplumda hâlâ şunlar konuşulmakta: Bu önlemler gerçekten yeterli mi? Kadınlar kendilerini gerçekten güvende hissedebiliyor mu? Bu noktada Türkiye’nin uyguladığı stratejilere bakmak önem kazanıyor.
Yasal Güvence: 6284 Sayılı Kanun

Kadınları şiddetten koruyan en önemli yasal düzenlemelerden biri 6284 sayılı Kanun olabilir. Bu kanun kadınların sadece kağıt üzerinde değil, gerçek hayatta da korunmasını sağlamak için çıkarıldı. Şiddet gören veya tehdit altında olan bir kadın, mahkemeye giderek hızlıca uzaklaştırma kararı alabiliyor. Delil sunması da şart değil. Kadının kimliği ve adresi gizlenebiliyor. Fail, kuralları ihlal ederse zorlama hapsi ile karşı karşıya kalabiliyor.
Beş Adımlı Strateji: 2021-2025 Ulusal Plan

6284 Sayılı Kanun’un yanında IV. Ulusal Eylem Planı (2021-2025) da kadına yönelik şiddetle mücadelede kullanılan bir diğer yöntem. Bu planda beş ana hedef var: kadınların adalete daha kolay ulaşabilmesi, koruyucu hizmetlerin geliştirilmesi, farkındalık çalışmaları, politika ve koordinasyonun güçlendirilmesi ve düzenli veri toplanması. Bu plan kapsamında eğitim programları, kamu spotları ve yerel yönetim işbirlikleri hayata geçiriliyor.
Sahada ise kadınlara destek veren önemli kurumlardan biri ŞÖNİM‘ler. Bu merkezde kadınlara psikolojik, hukuki ve sosyal destek sağlanıyor. ŞÖNİM’in 7 gün 24 saat açık olması özellikle acil durumlarda çok büyük önem taşıyor. Ayrıca Alo 183 hattı da uzun yıllardır kadınların en hızlı ulaşabileceği yardım kanallarından biri.
Teknoloji Desteğiyle Mücadele: KADES ve Elektronik Kelepçe

Kadına yönelik şiddeti önlemede teknoloji de sürece dahil edilerek KADES (Kadın Destek Uygulaması) uygulaması geliştirildi. Bu uygulama sayesinde bir kadın tek tuşla güvenlik güçlerine ulaşabiliyor. Yine elektronik kelepçe sistemi, şiddet uygulayan kişinin uzaklaştırma kararını ihlal etmesi halinde anında uyarı veriyor. Bu yöntem kadınların biraz daha güvende hissetmesine katkı sağlayabiliyor.
İstanbul Sözleşmesi: 6284 sayılı Kanun Yeterli mi?

Uluslararası alanda, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi‘nden çekilmesi uzun süre tartışma yarattı. Hükûmet, “6284 sayılı Kanun ve Ulusal planlar yeterli” diyerek içerideki yasal düzenlemelere ağırlık verdi. Ancak pek çok uzman ve sivil toplum örgütü, uluslararası denetim mekanizmalarından vazgeçmenin uygulamadaki eksikleri arttırdığını ve kadınların güvenlik endişesini büyüttüğünü söylüyor. Türkiye’nin uluslararası standartlardan uzaklaşması bu mücadelenin gücünü zayıflatıyor.
Şeffaflık ve Sivil Toplumun Rolü

Şiddetin boyutunu tam görebilmek için daha fazla veri ve şeffaflık gerekiyor. Resmi istatistiklerin düzenli paylaşılmaması politika üretiminde eksiklik yarattığını düşünüyorum. Sivil toplum örgütleri de bu nokta da önemli bir rol üstleniyor. Örneğin, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı hem kadınlara destek oluyor hem de uygulamadaki “aksaklıkları” dile getiriyor.
Mücadele Kağıt Üstünde Kalmasın

Türkiye’de kadına yönelik şiddetle mücadele, 6284 sayılı Kanun, Ulusal Eylem Planı, ŞÖNİM ve KADES gibi araçlar kadınlara umut veriyor. Ancak şiddeti tamamen önlemek için daha kapsayıcı, şeffaf ve kararlı bir uygulama gerekiyor. Bugün hâlâ birçok kadın uzaklaştırma kararına rağmen ne yazık ki hayatını kaybediyor. Bu merkezlerde acil çağrılara geç müdahale edilebiliyor. Kadına yönelik şiddet olaylarına ilişkin veriler, kamuoyuyla düzenli paylaşılmıyor. Yani yasal çerçevenin varlığı tek başına yeterli değil; uygulamanın sahada tam anlamıyla işlemesi, her kurumun aynı ciddiyetle sorumluluk üstlenmesi gerekiyor. Bu konuda siyasi idarenin tutarlılığı, kurumlar arası koordinasyon ve toplumsal farkındalık önem taşıyor.
Yaşam hakkı toplumun en temel hakkıdır. Hiçbir kadın “Başıma bir şey gelir mi?” kaygısıyla yaşamak zorunda kalmamalı. Güvenli bir hayat sadece kadınların değil hepimizin sorumluluğu. Çünkü kadına yönelik şiddeti önlemek; sadece kadınların değil, bütün bir toplumun eşitlik ve adalet mücadelesidir.
Kaynakça
Türkiye Cumhuriyeti. 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun. Resmî Gazete, 20 Mar. 2012. Web.
T.C. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü. Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele IV. Ulusal Eylem Planı (2021–2025). T.C. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, 2021. Web.
T.C. Adalet Bakanlığı. Elektronik Kelepçe Uygulaması. Denetimli Serbestlik Daire Başkanlığı. Web.
Council of Europe. Istanbul Convention: Turkey’s Withdrawal (2021). Council of Europe, 2021. Web.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve T.C. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı. Kadına Yönelik Şiddet İstatistikleri ve Veri Çalışmaları. TÜİK. Web.
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı. Yayınlar ve Raporlar. Mor Çatı, 2023. Web.
Kapak görseli: cumhuriyet.com.tr


