Kaçık Porno Film İncelemesi: Bad Luck Banging or Loony Porn

" hide_table_content="td_encvalW2dpemxlXQ=="]

Türkiye’de ilk olarak gösterimini 40. İstanbul Film Festivalinde gerçekleştiren, Romanya Yeni Dalgası’nın son dönemlerde dikkat çeken yönetmeni Radu Jude’un yazıp yönettiği Kaçık Porno filmi, 71. Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı ödülüyle taçlandırıldı. 4. Başka Sinema Ayvalık Film Festivali’nde(BSAFF) seyredebilme fırsatı bulduğumuz filmin, 5 Mart’ta “MUBİ” platformunda yer alacağını da ekleyelim.

“Romanya Yeni Dalgası”nın Tarihsel Referansına Kısa Bir Bakış

Yönetmen Radu Jude’un Romanya yeni dalgasının önemli bir temsilcisi olarak görülmesinden hareketle, “yeni dalga”nın referans aldığı tarihselliğe kısaca değinmek gerekmektedir. Öncelikle Romanya’nın eleştirilen Komünist Rejimi ile birleşmesinin tarihsel arka planına bakmak gerekir. I. Dünya savaşı sonunda Büyük Romanya Krallığı’na dönüşmesinin ardından yaşanan 1929 Büyük Buhranı ile yoksullaşan Rumen halkı, bir de II. Dünya savaşının patlak vermesiyle daha da çöküşe uğramıştı. Bu sırada SSCB’nin müdahale ve yardımlarıyla birlikte 1947 yılında Romanya Sosyalist Cumhuriyeti kuruldu. Tek partili siyasi sistem ve devletçi politikalar ile birlikte geçen yıllar, muhalif seslerin bastırıldığı dönemleri beraberinde getirdi. Eğitimin ve sağlık sisteminin ücretsiz oluşu, Romanya’nın 1960’lı yıllarda kendi otomobilini üreten bir ülke haline gelmesi gibi ekonomik ve sosyal gelişmeler, diğer bir yandan dış borçları da arttırmıştı. 1980’lere gelindiğinde dış borçların ödenemez duruma gelişi ve ülke siyaseti içerisinde devam eden Çavuşesku’nun tek parti – tek adam rejiminin toplumda yarattığı rahatsızlıklar, devletçi ve sosyalist rejime olan güveni sarstı. 1980’lerin sonunda anti-komünist güçler Ulusal Kurtuluş Cephesi’ni kurdu ve kapitalist ABD ve Avrupa’nın desteğiyle güçlendi. Aralık 1989’da Ulusal Kurtuluş Cephesi tarafından Çavuşesku ve komünist siyasete yönelik başlatılan ayaklanma, başarıya ulaşarak Nikolay ve (eşi)Elena Çavuşesku, ayaklanmacılar tarafından kurulan bir mahkemede televizyonda naklen yayınlanarak, yargılandı ve kurşuna dizildi.

Darbe sonucunda 1990 seçimleri gerçekleştirildi ve Ulusal Kurtuluş Cephesi %66 oy ile birinci parti oldu ve hazırlanan Romanya Cumhuriyeti Anayasası Aralık 1991’de kabul edildi. Devletçi sosyalizmden kapitalizme geçiş, hiç gecikmeden 1990-1993 yılları arasında uygulamaya sokulan neo-liberal politikalar ile eş zamanlı gerçekleşti. Yabancı sermaye sahiplerinin Romanya’nın özelleştirmelerinden büyük pay alır hale gelmesi, enflasyonu arttırarak halkın daha da yoksullaşmasına yol açtı.[1]

Rumen Yeni Dalga sinemasının, yukarıda çok sınırlı bir şekilde değinilen tarihsel süreçler kapsamında, Romanya’nın geçirmiş olduğu siyasi, ideolojik ve nihayetinde ekonomik dönüşümlerin yol açtığı toplumsal sorunlar ve çelişkilerden beslendiği söylenebilir. Kimi sinema eleştirmenlerine göre “komünist” rejim ile bir hesaplaşma olarak görülen Rumen Yeni Dalga sineması, tarihsel olarak incelendiğinde ezbere bir şekilde tek bir ideolojinin “canavar”lığına indirgenerek yorumlandığını göstermektedir. Bu yorumlanış şekli yönetmen Radu Jude’un da dikkatini çekmiş ve son filminde başvurduğu montaj sinemasının kaynağını oluşturan şu sözleri dile getirmesine yol açmıştır:

“Niyetim sadece olanı değil, ardındakini göstermek zaten. O nedenle montaj sinemasına başvurmam gerekiyordu. Kentin dinamiği, yaşananlar ve karakter arasındaki bağlantılar bir araya gelmeliydi ki yaşadığımız gerçekliğin mümkünse tamamına hâkim olalım. Kentler agresif ve şiddet doludur dediğimizde, aslında kendimizi anlatıyoruz. Çünkü kentler biziz. Bizlerin oluşturduğu topluluklar bütünü. Kent, nasıl organize olduğumuza, nasıl davrandığımıza dair fikir verir. Sadece şiddet, kabalık, cinsiyetçilik değil bahsettiğim. Sınıfsal ayrımın vehameti de çok önemli. Komünist rejimde metro sistemi gibi şahane işler de yapıldı ama son dönemlerinde Çavuşesku’nun kenti nasıl da tarumar ettiğini de biliyoruz. Gelgelelim diktatörlüğün sona erdiği 1990’lara, yani demokrasiye bir şekilde kavuştuğumuz yıllara dair özrümüz yok. İşte bundan sonrası, bu gördüğümüz çöküş bizim eserimiz, çöküş biziz.”[2]

Kaçık Porno İncelemesi

Romanya sinemasının son dönemlerde yer aldığı konumu göstermek üzere kısa bir tarihsel anlatımın ve yönetmenin kendi anekdotunun ardından inceleyeceğimiz filme dönebiliriz. Kaçık Porno, sinematografik açıdan izleyicisine üç bölümden oluşan bir anlatı sunuyor. Filmin ilk sekansı, Emi(Katia Pascariu) ve eşinin amatör bir seks videosu ile başlıyor. Üç bölümden oluşan filmin ilk bölümü, Emi’nin Bükreş’te acele bir yürüyüşle okul müdürünün evine gidişini izliyoruz. Ev içerisinde gerçekleşen müdür ve Emi’nin konuşmalarından, seks videosunun Emi’nin eşi tarafından internet paylaşımına açıldığını ve Bükreş’in prestijli okullarından birinde öğretmen olan Emi’nin hem sosyal hem de mesleki hayatının tehlikede olduğunu anlıyoruz. Seks videosu okul içerisinde yayıldığı için okul müdürü, Emi’ye olay hakkında kendini ifade edeceği bir toplantı hazırladığını söyler. Yönetmen filmin yarım saati bulan ilk kesitinde, izleyiciye vermiş olduğu bu bilgilerin yanında Romanya’nın gündelik yaşantısını ve çeşitli sahneleriyle yozlaşan halkı göstermek üzere, kadrajını Emi’nin yürüyüşleriyle kente çevirmektedir. Kent içerisinde yer alan halk pazarları, alışveriş merkezleri, eğlence parklarıyla izleyici yaşantıya dahil edilir. Seyyar bir stant açarak fermuar tamiri yapan bir insandan, market kasasında indirim konusunda tartışan insanlara, arabasını kaldırıma park edip eril bir dille hakaretler savuran insan(sı)lara kadar hem ekonomik hem de sosyal yozlaşmanın birçok tezahürünü görürüz. Şehrin yoğun gürültüsünde telefonu çalan Emi’nin konuşabilmek için kapalı bir alan ararken slot oyunlarının oynandığı mini bir kumarhane içerisine girmesi ile yönetmen kent tezahürlerini seyirciye iletmeye devam eder. Emi, bu konuşmada seks videosunun kontrolden çıktığını ve neredeyse her platforma defalarca kez yüklendiğini öğrenir.

Filmin üç bölümden oluşan ikinci parçasında Radu Jude, tarihi video arşivleri ve kişisel perspektifinden ortaya çıkmış videolar ile Romanya’nın ideolojik, siyasi, kültürel, ekonomik, sosyal yönlerini karmaşık konular ve parçalarla izleyiciye aktarır. Sovyet montaj sinemasının yöntemlerini, oldukça eleştirel bir dil ile seyirciyle buluşturan yönetmen, geçmiş ve günümüz sinemasıyla bir köprü kurar. Türkçeye “Küçük fıkralar, işaretler ve harikalar sözlüğü” olarak çevrilen bu bölüm, isminden de anlaşılacağı üzere imgeler üzerinden yönetmenin adeta kendi zihinsel süreçlerinin ifşasını içermektedir. Öyle ki kuşkusuz her film, senaryosuyla, kurgusuyla, planlarıyla nihayetinde bir eser olarak, yönetmenlerin bilinç düzeylerinin bir ifşasıdır. Ancak, Kaçık Porno filminin özellikle de ikinci bölümünü oluşturan bu aşama, örneğine az rastlanılacak bir samimiyet gösterisidir. İzleyici, seks videosu sosyal medyada yayılmış bir öğretmenin savunmasını izlemeden önce, toplumun değer yargılarını oluşturan tarihsel bir geçmiş ile yüzleştirilmektedir. Böylece yönetmen, her şeyden önce ahlak ve değer kavramlarını tartışır.

“H. Broch siyasi kayıtsızlığın ahlaki çöküşle ilgili olduğunu belirtir, siyaseten mahkûm insanlar ahlaken suçludur ve Almanlar hiçbir zaman Hitler’in iktidara gelmesinden sorumluluk duymamıştır çünkü kendilerini apolitik görüyorlardı.”

Son bölümde Emi, düzenlenen toplantıda kendisini açıklamak ve okuldaki diğer meslektaşlarına hesap vermek üzere görev aldığı okula gider. Pandemi koşullarına denk gelen filmin bu sahnesi sosyal mesafeler de dikkate alınarak okulun bahçesinde çekilir ve herkeste maske vardır. Tuhaf bir şekilde bu sahnede herkesin maske takması, yarım saatten uzun süren toplantının havasını oldukça olumlu etkilemiş gözüküyor. Yönetmen, Emi’ye yönelik hakaretleri, eleştirileri, zorbalıkları mimik kullanmaya yer vermeyerek sözel şiddetin çarpıcı unsurlarıyla gerçekleştiriyor. Toplantı, “porno”nun bir tabletten herkese izletilmesiyle başlayarak, videoda yer alan fantezilerle dalga geçmeler ve aşağılamalarla devam ediyor. Videoda izlenen şeyin “normal” seks olmadığı “fahişe”lerin yaptıklarıyla benzer olduğu, videodaki kişinin eşi olmadığı gibi türlü söylemler karşısında Emi, cevaplarını hiç sakınmadan ve net bir şekilde veriyor. Öğretmenlerinin pornosunu izleyen çocukların psikolojisini olumsuz yönde etkilediğini öne süren ebeveyn ve meslektaşlarına Emi’nin cevabı haklı olarak, yetişkin platformlarına çocukların erişim sorumluluğunun ailelerin kontrolünde olması gerektiğine yöneliktir. Ancak, tüketim kültürünün bir parçası olan porno sektörünün diğer tüm tüketim alanları gibi kontrolsüz bir hale gelmesi, Emi’yi öğretmen kimliği nedeniyle açık bir hedef haline dönüştürüyor. Seks videosundan çıkan tartışmalar dallanıp budaklanarak, Emi’nin ahlak yargılarına, tarih derslerinde çocuklara ideoloji aşıladığına, bir Yahudi olduğuna, derslerde eşcinselliği savunarak çocukları etkilediğine yönelik “kaçık” iddialara kadar varıyor. Okul müdürünün Emi’nin okuldaki geleceğine ilişkin oylama önerisiyle son bulan bu bölüm, yönetmenin 3 alternatif final tercihiyle taçlandırılıyor.

Kaçık Porno, karakter ile izleyicinin bağının başarılı bir şekilde kurulduğu, yaşanan olayları gerçekçi bir şekilde aktaran bir film. Böyle bir projeye denk geldiği bir haber sonrasında başlayan yönetmen, tek bir olay içerisine yerleştirdiği temel kavramları özgün bir sinema diliyle birleştiriyor. Radu Jude, bir porno kaydı etrafında toplum, cinsiyet, değer yargıları ve siyaset gibi kavramları kimi zaman gerçekçi kimi zaman absürt tercihlerle izleyiciye aktarıyor. Filmin ilk bölümünde yer alan özellikle de kent sahneleriyle Romanya’nın, Türkiye ile benzer dokular taşıyan unsurlarını görebilir, ikinci bölümünde daha önce örneğine rastlamadığınız bir anlatım yöntemine şahit olabilir, üçüncü bölümde ise kimi zaman ülkemiz siyaseti içerisinde rastladığımız “seks kaseti ve tape” kavramının bir öğretmenin yaşantısını nasıl etkilediğini ve tüm bunlara rağmen savunmasını gerçekleştirebildiğini görebilirsiniz.

[1] Bu tarihsel anlatı, 2019’da yayınlanan Balkan ve Yakın Doğu Sosyal Bilimler Dergisi’nde “Balkanlar’da Devletçi Sosyalizmden Kapitalizme Geçiş: Arnavutluk, Bulgaristan ve Romanya” başlıklı, Doç. Dr. Caner SANCAKTAR tarafından araştırılıp yazılan makale referans alınarak anlatılmıştır. https://www.researchgate.net/publication/332350188

[2] https://altyazi.net/soylesiler/radu-jude-ile-bad-luck-banging-or-loony-porn-uzerine-soylesi

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Dante’nin İlahi Komedyası’nda İnsanlığın Mitolojik ve Manevi Seyahati: Kayboluşun Karanlığı ve Kurtuluşun Işığı

Dante’nin İlahi Komedyası; insanlığın ahlaki seçimlerini sorgulamasına, içsel çatışmalarını aşmasına ve evrensel sorulara yanıt bulmasına rehberlik eder.

Kırmızının Tonlarına Bürünmüş 7 Yabancı Albüm Kapağı

Temalarında kırmızı renginin ön planda olduğu ve gizli anlamlarıyla bizi farklı yolculuklara çıkaran albümleri sizler için derledik.

Marmaris’te Yaz Rüyası: 5 Günlük Keşif Rotası

Ege ve Akdeniz'in incisi Marmaris için keyifli bir yol rotası.

Feminizmin Gücü: Patriyarka’nın Sosyal Yapılara Etkisi

Patriyarkal sisteme meydan okuyan feminizm, kadını güçlendirip eşitlikçi bir toplum inşasına öncülük eder.