José Saramago Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Editör:
Deniz Filiz
spot_img

Nobel Ödüllü Portekizli yazar José Saramago‘nun edebi kişiliğini, eserlerini ve hayatını sizler için mercek altına aldık!

Çocukluk, Gençlik ve Yaşlılık Yılları

“Anlık bir olaydı bu, yalnızca bir an sürdü, ama anısı ömrüm oldukça aklımdan silinmeyecek.” (Küçük Anılar, sf.14)

José Saramago, Portekiz’in Lizbon kentinin kuzey kıyısında küçük bir köyde, Azinhaga‘da doğdu. 1922 yılının Kasım ayında yoksul bir ailenin evinde gözlerini dünyaya açtı. Doğup büyüdüğü Lizbon‘da öğrenim hayatını devam ettirdi. Fakat ne yazık ki ailesinin yaşadığı ekonomik zorluklardan dolayı eğitimini yarıda bırakmak zorunda kaldı. Sonraki yıllarda geçimini sağlamak için makinistlik eğitimi aldı ve ardından teknik ressamlık, editörlük, çevirmenlik gibi farklı meslek gruplarında çalıştı. Yıllar birbirini kovalarken çeşitli alanlarda çalışmaya devam etti. Diario ve Lisboa gazetelerinde editörlük yaptı. Portekiz Yazarlar Birliği‘nin yönetim kurulunda görev aldı. 1944’te Ilda Reis ile ilk evliliğini yaptı ve bu evlilikten bir çocuğu oldu. 1988 yılında ise kendsi gibi gazetecilik yapmış Pilar Del Rio ile evlendi. 2010 yılında da, biricik eşi Pilar Del Rio ile birlikte taşındığı Kanarya Adaları‘nda hayata gözlerini yumdu.

Romancı Kimliğiyle José Saramago

“Ne biçim bir dünya bu, kimisinin işi vardır, ama boş gezmek ister, kimisi de çalışmak ister, ama iş bulamaz.” (Umut Tarlaları, sf. 268)

José Saramago, çevresini iyi gözlemleyebilen, cesur, kalemini sakınmayan oldukça duyarlı bir yazardı. Yapıtlarında yaşamının büyük bir kısmını geçirdiği Portekiz’in yönetimini eleştirdi, halkının yanında oldu ve ne olursa olsun haksızlığın karşısında dik durdu. Doğup büyüdüğü, bir süre çalıştığı ve türlü yokluklarla yaşadığı Lizbon’un, ilerde romanlarına konu olacağını bilmiyordu. Büyük bir yazar olacağını da.

Henüz yirmili yaşlarındayken “Günah Ülkesi” adlı ilk romanı 1947 yılında yayımlandı. Büyük bir yazar olacağının ayak sesleri duyulmaya başladı. Ardından epey uzun bir süre, on dokuz yıl kadar, hiçbir şey yazmadı. İkinci romanı Ressamın El Kitabı‘nı 1977 yılında yayımlandı. Ardından 1982 yılında“Baltasar ile Blimunda, 1984 yılında Ricardo Reis’in Öldüğü Yıl, 1986 yılında “Yitik Adanın Öyküsü”, 1989 yılında “Lizbon Kuşatmasının Tarihi”, 1991 yılında “İsa’ya Göre İncil”, 1995 yılında ses getiren romanı Körlük, 1983 yılında otobiyografik ögeler barındıran “Portekiz’e Yolculuk”, 2005 yılında “Bilinmeyen Adanın Öyküsü” yayımlandı. “Umut Tarlaları”, “Bütün İsimler”, “Mağara”, “Kopyalanmış Adam”, “Görmek”, “Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş”, “Küçük Anılar”, “Filin Yolculuğu” ve “Kabil” adlı eserleri de romancı kimliğinin şekillenmesinde rol oynayan önemli eserleridir. Romanlarının yanında 1966 yılında “Muhtemel Şiirler” adlı bir şiir kitabı, oyunlar ve siyasi makaleler kaleme aldı.

 “İsa’ya Göre İncil” kitabı yayımlandıktan kısa bir süre sonra kilise tarafından eleştirilere maruz kaldı ve sansürlendi. Bu kitapta yazdıklarından dolayı da kiliseden aforoz edildi ve hayatının sonuna kadar kalacağı Kanarya Adaları‘na taşındı.

Bembeyaz Bir Süt Denizi: Körlük

“Neden kör olduk, Bilmiyorum, bunun nedeni belki bir gün
keşfedilir, Ne düşündüğümü söylememi ister misin, Söyle,
Sonradan kör olmadığımızı düşünüyorum, biz zaten kördük,
Gören körler mi, Gördüğü halde görmeyen körler.
” (Körlük sf. 374)

En bilinen romanlarından olan ve alegorik bir anlatımın kullanıldığı “Körlük”, Saramago’nun röportajlarından birinde söylediğine göre, yazma fikrinin tohumları bir restoranda aklına “Ya hepimiz kör olsaydık?” sorusunun aklına düşmesiyle atılmıştır. Kitaptan yazdığımız yukarıdaki alıntısında da görebileceğiniz üzere, Saramago “nokta”yı kullanmaz. Bu nedenle kitabı okurken karşılıklı konuşmada kimin konuştuğunu ayırt etmek ve cümleyi anlamlandırmak zaman zaman biz okurlar için zorlayıcı olabilir.

Bir salgının, insanları kör eden korkunç bir hastalığın yayılmasıyla başlar roman. İnsanlar teker teker kör olmaya başlar. İnsanların kör olma hali, kitapta “bir süt denizi” olarak tasvir edilir. Sanki apaydınlık bir ışığa gömülmüştür her şey. Bu korkunç salgın, bir kişi hariç, doktorun eşi hariç, herkesin kapısını çalar. Saramago’nun yarattığı bu distopyada, “körlük” diye tanımlananın aslında insanların gerçeğe olan körlüğünü gösteriyor. İlerleyen sayfalarda da insanların kötü bir durumdayken bile insanların nasıl ayrışabileceğini, vahşetin, dehşet verici her türlü olayın olabileceğini anlatıyor. “Körlük”ün devamı niteliğinde ve benzer konuların işlendiği “Görmek” romanında da dolaylı yollardan bir sistem eleştirisi mevcuttur. Bu romanında da bir seçim günü halkın seçimi protesto etmek amacıyla sandıklara gitmediğini, oy kullanmadıklarını anlatılır.

Zaman İçinde Şekillenen Dünya Görüşü

“…, her insan kendi savaşını verir,…” (Umut Tarlaları, sf. 312)

Yaşadığı dönemin havasını soluyan José Saramago, kapitalist düzeni eleştirdi ve 1969 yılından başlayarak Portekiz Komünist Partisi‘nde son nefesine kadar aktif olarak rol aldı. Bu yıllarda edebiyat ile ilişkisini koparmadan kendi siyasi görüşlerini belli eden siyasi yazılar kaleme aldı. Politik görüşü de zaman içerisinde şekillendi. Eserlerinde gözlemcilik yeteneğiyle ve tarih bilgisiyle yoğurduğu anlatımıyla politik görüşünü birleştirdi. Yazdıklarından dolayı sıklıkla eleştirilere maruz kaldı.

Bunların yanında, iktidarın dini insanları kontrol etmek amacıyla kullanmasına karşıydı. Baskıcı bir otoritenin, dayatmaların ve sorgulamadan dini öğretilerin kabul edilmesini doğru bulmuyordu. Ateist olan José Saramago‘nun dini konuları ele aldığı “İsa’ya Göre İncil” ve “Kabil” adlı iki eseri, yoğun tartışmalara neden olmuş, hatta “İsa’ya Göre İncil” romanı kilisenin onu aforoz etmesine neden oldu.

Geç Kalan Bir Ödül: 1998 Nobel Ödülü

“Ben karamsar değilim, dünya çok kötü.” 

José Saramago‘nun kendine özgü üslubuyla yazdığı kitapları geniş kitlelere ulaşmayı başardı. Eserleri çeşitli dillere çevrildi. Yayımlanan başarılı eserleri sonucunda 1998 yılında Nobel Ödülü‘nü kazanan ilk Portekizli yazar ünvanını aldı. Böylelikle Portekiz edebiyatını dünyaya tanıtmış oldu. Camoes ve Sao Paulo Edebiyat ödülleri de aldığı diğer önemli ödüllerdir.


Kaynakça:

“José and Pilar: A Love Story” huffpost.com. Web. 17.06.2024.

“José Saramago: ‘Aslında kötümserim, ama kendimi kafamdan vuracak kadar değil.'” oggito.com. Web. 17.06.2024.

“José Saramago: ‘Tarafsız ve Objektif Bir Anlatıcı Fikrine Karşıyım'” cins.com.tr. Web. 18.06.2024.

Muhteşem hikayeci: José Saramago” evrensel.nethaber. Web. 18.06.2024.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.