Joel Meyerowitz: Fotoğraflarıyla Sıradanlığı Sıradansızlaştıran Sokak Fotoğrafçısı

Editör:
Gülizar Nehir Gülkanat
spot_img

Sıradanlığı sıradansızlaştıran, akıp giden anı bir an olsun ellerimizle yakalamaya imkan sunan bir alan fotoğrafçılık. Ve Joel Meyerowitz; bu alandaki becerisini ustalıkla ortaya koyan, akıp giden zamana karşı anları yakalamasını bilen, tekdüze yaşamın tekdüze olmayan yanlarını fark edip bunları bir fotoğraf karesi içerisine sığdırmayı başaran isim.

Kimdir Joel Meyerowtiz?

Hayatını sanatın belki de en canlı, en hareketli ve bu hareketin hiç bitmeyeceği bir alana -fotoğrafçılığa- adayan, 1938’de New York’ta doğan ve Bronx’ta büyüyen Joel Meyerowitz; Amerikalı bir sokak, portre ve manzara fotoğrafçısıdır. Kendisi resim eğitimi almıştır. 1959’da Ohio Eyalet Üniversitesi’nden resim ve tıbbi illüstrasyon alanında derece ile mezun olmuş ve kariyer hayatına ilk adımı reklamcılık alanında sanat yönetmeni olarak çalışmaya başlayarak atmıştır.

Hayatının Seyrini Değiştirecek Olan İsimle Karşılaşması

Robert Frank, Malibu Eylül 2024

1962’de New York’ta reklam ajansında çalışırken ünlü fotoğrafçı Robert Frank ile reklam çekimini denetlemek üzere gönderilmesi, Robert Frank ile aynı ortamda bulunması Meyerowitz’in hayatının gidişatını başka bir yöne sevk edecek olan fotoğrafçı olma kararında oldukça etkili oldu.

Robert Frank ile karşılaşmaları hakkında şunları söyler: “Robert Frank o gün bana tek kelime etmedi ama beni derinden etkiledi. Oraya yürüdüm ve kelimenin tam anlamıyla dünyayı farklı gördüm. Baktığım her yerde hareket vardı, renk vardı.” Bu büyüleyici karşılaşma onun kariyerinin bir nevi dönüm noktası oldu. Bu karşılaşma onun için yeni bir maceraya doğru attığı ilk adım oldu.

Meyerowitz, Robert Frank’ın “The Americans” kitabından ve Garry Winogrand’ın çalışmalarından esinlenerek 35mm bir kamerayla sokaklara çıktı ve hayatını sokak fotoğrafçılığına adadı. Çekmiş olduğu fotoğraflar ile şehir yaşamındaki dinamizmle etkili kompozisyonlar yaratmayı başaran Meyerowitz, 35 mm’lik bir kameranın çerçevesine sığdırmayı ve yakalamayı başardığı anlar ile dönemin Amerika yaşamının bir belgesi niteliğinde çalışmalar ortaya koydu.

Renkli Fotoğrafçılığa Başlaması

Amerikan yaşamının bir belgesi niteliğinde olan çalışmalarını, renkli fotoğrafçılık ile çeşitlendirir. Renkli fotoğrafçılığı ciddi bir sanat olarak kabul etmeye karşı önemli direnişin olduğu bir dönemde, 1962 yılında renkli fotoğrafçılığa başlar.

“Sokakta renkli fotoğraflıyorum çünkü siyah beyazdan çok daha fazlasını anlatıyor.”

New York City 1976, Joel Meyerowitz

Renkli fotoğrafçılığın rağbet görmediği o dönemleri bir röportajında şöyle anlatır: “Kameraya koyduğum ilk film renkli filmdi çünkü daha iyisini bilmiyordum; dünya renkliydi, doğaldı. O dönemde rengin sanat olmadığı, siyah beyazın fotoğraf sanatı olduğu tartışması vardı.”  Bu sözleriyle dönemin fotoğrafçılık anlayışını bizlere yansıtırken aynı zamanda bu alanın bir savunmacısı olduğunu da ifade etmiş olur.

Stephen Shore ve William Eggleston gibi fotoğrafçılarla yalnızca rengi kullanan ilk genç sanatçı grubu olurlar. Amerika ve Avrupa’nın çeşitli yerlerinde yayımlanan bu üç ismin çalışmaları, bilhassa genç sanatçılar üzerinde etkili olur. Genç sanatçılarda fotoğraflarında renk kullanımına yönelmeleri konusunda bir etki yaratır.

Fotoğrafçılık Kariyeri

Kariyeri boyunca hazırladığı projelerde daha çok New York sokak manzaralarına ve insanlarına yoğunlaşsa da aslında çalışmaları oldukça geniş bir yelpazeye sahip. Sokak fotoğrafçılığına ek olarak çekmiş olduğu manzara ve şehir fotoğrafları bunun bir örneği niteliğinde.

Dairy Land, Proveincetown, Massachusetts 1976, Joel Meyerowitz

Çalışmalarının karşılığını Guggenheim Bursu, Ulusal Sanat Vakfı Bursu ve Kraliyet Fotoğraf Derneği’nin Yüzüncü Yıl Madalyası gibi çeşitli ödüllerle de alan Joel Meyerowtiz, kendinden sonraki kuşaklara rehberlik edecek ve onlara kendisinin düşüncelerini okuyup anlama konusunda yardımcı olacak nitelikte kitaplar kalem almıştır. Bu kitaplarda çalışmalarından örneklerin yanı sıra fotoğrafçılık anlayışına, kişisel birtakım görüş ve düşüncelerine de yer vermiştir. Kaleme almış olduğu kitaplardan bazıları şunlardır: How I Make Photographs, Where I Find Myself: A Lifetime Retrospective, Redhesads, Cape Light, Wild Flowers.

Joel Meyerowitz’in Fotoğrafçılığı

Hayatı gerçekçi bir şekilde kadrajına alıp yakalamasını bilen, basit fakat etkileyici bir şekilde sokakları anlatan Joel Meyerowitz’in fotoğrafa ve hayata karşı elbette felsefi bir yaklaşımı vardı. Bu felsefi yaklaşımını, fotoğrafçılığa olan bakış açısını çekmiş olduğu fotoğraflar ve yer aldığı çeşitli çalışmalar aracılığıyla anlamaya çalışmak zor olsa da vermiş olduğu röportajlarda, konuk çıkmış olduğu televizyon programlarında ve yayımlamış olduğu kitaplarında çeşitli ipuçları yakalayabiliriz.

1- Detayları önemsemek ve sırandaki güzelliği bulmak.
New York City 1965, Joel Meyerowitz

Belki de Joel Meyerowitz’i Joel Meyerowitz yapan şey için hayatın olağan akışı içerisinde yer alan sıradanlıkları; sıradan olarak nitelendirilen olaylardaki, nesnelerdeki, kişilerdeki güzelliği bulmak olduğunu söyleyebiliriz. Fotoğraflarını incelediğimizde de bunu net bir şekilde görebiliyoruz. Kendisi sokaktaki, alışkanlıklar zincirine dönüşmüş şehir hayatındaki kısacası günlük yaşamdaki karmaşaların içinde kaybolup giden detayları fark edebilen ve bunu başarıyla ortaya koyabilen bir isim.

“Çok fazla şey bekliyoruz. Çok zekice, çok karmaşık, çok güzel çekimler arıyoruz. Ancak etrafımızdaki ayrıntıların bilincinde olmayız. Ayrıntılarla çevriliyiz ve bunları anlamlandırmak bizim işimiz.”

Hayat yeterince gözlemleyemediğimiz, dikkat etmediğimiz kendine has pek çok güzellikleri içerisinde barındırıyor. Burada önemli olan nokta Joel Meyerowitz’in üzerinde durduğu gibi ayrıntıları aramak, bulmak ve yakalamak. Çünkü ayrıntılar büyük resmi daha iyi görmemizi sağlıyor. Büyük resmi anlamlandırma, bazı noktalar arasında bağlantılar kurma, farklı bağlamlar yaratma süreçlerine katkıda bulunuyor.

2-Anı kabul etmek ve fotoğraf çekerken harika anı beklememek.
New York City 1963, Joel Meyerowitz

35 mm’lik Lecia marka fotoğraf makinesi ile sokak sokak dolaşan Joel Meyerowitz için her şey aslında potansiyel bir resimdi. Çünkü “Dünya zaten sanat durumundaydı ve bu şekilde fark edilmeyi bekliyordu.” Sanat durumunda olan bu dünyada yalnızca içinde bulunulan anı – ne geçmişi ne sonrayı düşünerek- düşünerek hareket geçmek ve o anı yakalamak önemliydi.

3- Fotoğraf kimliğini bulmak.
Greece 1967, Joel Meyerowitz

Joel Meyertowitz’e “Amatör fotoğrafçılara verebileceğiniz tavsiye nedir?” diye bir soru yöneltildiğinde öncelikle kişinin fotografik kimliğini keşfetmesi gerektiğinden bahseder. Birçok insanın bir ödevi yerine getirmek veya öncesinde görmüş olduğu fotoğrafın bir benzerini çekmeye çalışmasını bir nevi eleştirir. Çünkü ona göre her birimizin gördüğümüz nesnelere, olaylara farklı karşılık verme şekillerimiz vardır. Önemli olan bir şeyi görüp onun fotoğrafını çekmek için durduğunda içindeki sesi dinleyip o içgörüyle hareket etmektir.

4- Anlam bağlantısı oluşturmak.
Joel Meyerowitz

Dışarıda bizim varlığımızdan bağımsız hareket eden ve akış halinde olan dünyadan çekilen fotoğraflar kişinin fotografik kimliğini ortaya koyuyor.  Fotografik kimliğini belirleyen ise fotoğrafçının çerçevenin içine koyduğu şeylerdir. Joel Meyetowitz’e göre fotoğrafın anlamını ve potansiyelini belirleyen de budur: Fotoğrafçının çerçeve içine koydukları ve çerçeve içine almayıp dışarda bırakmaya karar verdikleridir. Çünkü burada önemli olan ilgisiz gözüken şeyler arasında bir bağlantı kurmaktır; zıtlıklardan, renklerden, belki de farklı yönleri işaret tabelalardan yararlanıp aralarında bir örüntü kurmak ve ilişki yaratmaktır.

5-Sadece yapmak ve çok çalışmak.

Hızla değişen yaşamdaki ögeleri yakalamak elbet de kolay değildi. Hangilerinin çekilmeye değer olduğunu da kestirmek de kolay değildi. Fakat bunun yolunun – çekilmeye değer sahneleri yakalamanın- çok çalışmaktan, bol bol fotoğraf çekmekten geçtiğini Joel Meyerowitz biliyordu. 35 mm’lik Lecia marka kamerasını gittiği her yere götürerek durmadan denedi ve ardında harika görüntülerden oluşan pek çok çalışma ortaya koydu.

Çalışmalarından Örnekler

Joel Meyerowitz
Wellfleet, Cape Cod, 1977 Joel Meyerowitz
New York City 1966, Joel Meyerowitz
Florida 1967, Joel Meyerowitz

Kaynakça

”JOEL MEYEROWITZ”. IIPA. Web. Web Erişim Tarihi: 20.02.2024

“Joel Meyerowitz: Master of Color and Light in Street Photography”. About Photography Blog. Web. Erişim Tarihi: 20.02.2024

“The Young Gun Meets the Living Legend”. Vice. Web. Erişim Tarihi: 20.02.2024

“The Street Photography Greats: Joel Meyerowitz”. Brian Lloyd Duckett. YouTube/ Web.

“Joel Meyerowitz- ‘What you put in the frame determines the photograph’”. Phaidon. YouTube/ Web.

“THE MOST IMPORTANT ADVICE FOR AN AMATEUR PHOTOGRAPHER – JOEL MEYEROWITZ”. Masters of Photography. YouTube/Web.

Görseller:

“Joel Meyerowitz: Wild Flowers”. Exibart Street. Web Erişim Tarihi: 23.02.2024

“In Memorıam: Robert Frank”. Musee Magazine. Web Erişim Tarihi: 24.02.2024

“Joel Meyerowitz: How I Make Photographs”. Exibart Street. Web Erişim Tarihi: 23.02.2024

“Joel Meyerowitz: Lecia Hall of Fame 2016”. Exibart Street. Web Erişim Tarihi: 23.02.2024

“Joel Meyerowitz Towards Colour: New sho celebrates the photographer’s seminal work”. Creative Boom. Web. Erişim Tarihi:23.02.2024

 

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Söylenti Aylık Frekans

Söylenti Müzik Frekansı ile sonbaharın gizemli, esintili ve en sevilen zamanlarına, Ekim ayına hoş geldiniz! Önerilerimiz sizin için hazır.

Valide-i Muazzama : Mahpeyker Kösem Sultan

Naib-i saltanat unvanıyla Osmanlı İmparatorluğu'nu yaklaşık 30 yıl yöneten Mahpeyker Kösem Sultan, attığı adımlarla hanedanın kaderine yön vermiştir.

Hafıza Mekanları: Anıtların Psikolojik ve Toplumsal Etkileri

Anıtlar, toplumsal hafızayı korur ve kimliğimizi inşa eder. Kolektif hafıza ve kültürel aktarımın dönüştürücü gücüdür.

Eşeği Saldım Çayıra – Kazak Abdal | Şiir İncelemesi

Kazak Abdal hayatı ve bilinen şiirlerinden olan Eşeği Saldım Çayıra eserinin incelemesi.

Twinless Film İncelemesi: İki Yalnız, Bir Kayıp

Başrolde Dylan O'Brien'ın yer aldığı kayıp, yalnızlık, bağ kurma arayışı, yas süreci üzerine dokunaklı bir film olan Twinless film incelemesine göz atın.

Alice in Borderland 3. Sezon İncelemesi: Neden Beklentiyi Karşılayamadı?

Alice in Borderland dizisinin 3. sezonun her oyununda Chishiya'nın zekâsını arayıp, Aguni'nin fedakârlığını andık diyebilirim. 

Evrensel Duygular: Anlamadan da Hissedeceğiniz 8 Şarkı

Dili fark etmeksizin ruhunuza dokunan, evrensel duygusal taşıyan 10 şarkıyı keşfedin. Melodik parçalarla hazırladığımız liste, her anınıza eşlik edecek!

Viktoryen Dönemde Kadın İmgesi: “Evdeki Melek”

Viktoryen dönemde ‘Evin Meleği’ ideali, kadını fedakâr ve itaatkâr bir role hapsetti. Gilman ve Woolf bu miti sorgulayarak özgür kadının sesini aradı.

Jane Austen ve Aşkın Sosyal Eleştirisi

Jane Austen, romanlarında aşkı sadece romantik bir duygu olarak değil; statü ve kadınların konumu üzerinden ele alarak dönemin evlilik anlayışına eleştirel bir bakış atar.

Shirley Jackson’ın Amerikan Gotik Edebiyatındaki Yeri

Shirley Jackson, Amerikan gotiğine modern bir ses getirmiş ve kalıcı bir iz bırakmıştır.

Editor Picks