Her oyuncunun filme hazırlanışı farklıdır. Joaquin Phoenix ise yaptığı araştırmalar ve kendini rolüne hazırlama teknikleri oldukça ilginçtir. Gladiator filmi ile kötü adam rolü nasıl oynanması gerektiğini gösteren, Her filmiyle sempatik ve naif yanını gördüğümüz, Joker filmi ile oynadığı rolü yaşadığını gözler önüne seren Phoenix’in hayatını ve yedi adet filmini konuşacağız.
Joaquin Phoenix’in Zorlu Geçen Çocukluk Hayatı

28 Ekim 1874, Río Piedras‘ta dünyaya geldi. Joaquin’in abisi River Phoenix henüz 23 yaşındayken uyuşturucudan dolayı hayatını kaybetti. Komaya girdiğinde yanında Joaquin vardı ve 911 aramasını o yaptı. Aktör olan abisi de Joaquin gibi oldukça yetenekliydi ve gelecek vaat ediyordu. Annesi ve babası gezgin hippilerdi. 60’ların sonunda “Tanrı’nın Çocukları” isimli tarikata üye oldular. Tarikattın kendilerine göre olmadığının farkına varan ebeveynler bu topluluktan çıkmaya çalıştılar. Bu zamana kadar “Bottom” soyadını kullanıyorlardı. Küllerinden doğan anlamına gelen “Phoenix” soyadına geçerek tarikattan uzaklaşmaya çalıştılar. Kaçak bir gemiyle Amerika’ya gittiler. Hayat standartları oldukça düşüktü. Tek odalı bir dairede 7 kişi kaldılar. Dairesinde çocuk bulunmasını istemeyen kiracı geldiğinde 5 kardeş çamaşır makinasının arkasında saatlerce saklanıyorlardı. Parasını sokaklarda şarkı söyleyerek kazanıyordu. Kardeşi River gibi Joaquin de bir doğa aşığı ve aktivistti. Bir röportajında 3 yaşından beri sıkı bir vegan olduğunu söylemişti. Oscar’lı oyuncu The Guardian’a şöyle konuşmuştu:
“Çalışırken hayatımı terk ediyorum. Giysilerimi giymiyorum ya da kim olduğumu hatırlatan müzikleri dinlemiyorum. Arkadaşlarımla ya da ailemle iletişim kurmuyorum.”
7- Her (2013)

Bu filmde Phoenix 1 senedir eşiyle boşanmaya çalışan oldukça duygusal bir karakteri, Thedoro’yu canlandırıyor. Bu süreçte yaşadığı ağır yalnızlığı ve konuşma ihtiyacını yapay zeka ile dolduruyor. Her ilişkide olan iniş çıkışlı ruh hallerini oldukça gerçek ve duygusal olarak görüyoruz. Daha sakin, daha duygu yüklü bir karakter izliyoruz. Filmde yakın çekimlerde oldukça gördüğümüz Phoenix’in mikro ifadeleri de, büründüğü empatik Thedoro karakterinin duygu derinliğini yansıtıyor. Konuşmadan size yaşadığı duyguyu, kusursuzca anlatıyor. Filmde tanıştığı Catherine rolündeki Rooney Mara ile ise şuan nişanlılar.
6- The Master (2012)

Savaş sonrası topluma uyum sağlamaya çalışan ikinci Dünya Savaşı gazisi Freddie Quell karakterini canlandırıyor. Canlandırdığı karakter çenesini kasarak konuşuyor. Ulusal halk radyosuna söylediği bir röportajda bunun daha gerçekçi ve doğal olabilmesi için diş doktoruna üst ve alt dişlerine yerleştiği, çenesini kapalı tutmasını sağlayan özel bir tasarım yaptırdığını anlatmıştı. Her canlandırdığı karaktere yaptığı küçük detaylar onun profesyonelliğini kanıtlar nitelikte. Ayrıca hapishaneye atılma sahnesinde Phoenix, öfkesini nasıl yansıtması gerektiğini oldukça ilginç bir araştırma yaparak bulmuş. The New York Times’a verdiği bir röportajında esaret altında kalan ve kaçmaya çalışan vahşi hayvanları inceleyerek bu sahneyi gerçekleştirdiğinden bahsediyor. Hatta o kadar rolüne kendini kaptırıyor ki senaryoda olmadığı halde tuvaleti kırıyor.
5- Walk the Line (2005)

Biyografik bir film olan yapımda Phoenix, Johnny Cash‘i canlandırıyor. Canlandırmasının en büyük nedenlerinden biri ise Johhny Cash’in hayatta olduğu zamanlarda, böyle bir film olacaksa başrolde Phoenix’in olmasını istemesiydi. Bu çok doğru bir karar olmuş çünkü Johhny Cash’in bakışlarından gitarı çalışına kadar neredeyse aynı kişiler denilebilecek kadar iyi bir aktörlük sergiliyor. Folsom Hapishanesi sahnesini çekerken ekibinin figüranlara gerçek mahkumlar gibi davranmasını istedi. Phoenix, The Guardian’a verdiği bir röportajda mahkumların yemek yemelerine, herhangi bir şey içmelerine veya tuvaleti kullanmalarına izin verilmediğini söyledi. Bu sayede sahnede gergin bir ortam yakaladılar. Oyunculuk yeteneklerinden bahsetsek de bunu söylemeden geçemeyeceğiz, filmdeki tüm şarkıları Phoenix kendisi seslendiriyor. Film çekimleri esnasında bağımlı olduğunun farkına varmıştı ve çekimler bittikten sonra alkol bağımlılığı için rehabilitasyon merkezine yattı.
“Walk the Line’ı çekerken içki içtiğimin farkına vardım. Günlük bir içici değildim ama yapacak başka bir şeyim yoktu, beni durduracak hiçbir şey yoktu. Kendimi iyi hissetmem için alkole yaslanıyordum. Gerçekten olan buydu.”
4- Ladder 49 (2004)

Jack Marrison (Joaquin Phoenix), Ladder 49 isimli iftaiye biriminde çalışmaktadır. Mesleğini fazlasıyla tehlikeli ve fedakar bir şekilde icra etmektedir. Marrison, ailesini kurtarmak için büyük bir yangınla karşı karşıya kalacak ve film bu şekilde ilerler. Bu role hazırlanırken Phoenix sadece araştırma yapmakla yetinmedi ve bir iftaiye akademisine kaydoldu ve mezun oldu. Bir ekiple birlikte çalıştı ve gerçekten bir itfiaiyeci olmak nasıl bir şey bunu deneyimlemiş oldu. Bu sayede canlandıracağı Jack Marrison karakterini ortaya çıkarmış oldu.
3- Gladiator (2000)

Gladyatör, Roma’nın kanlı mücadelelerini gösteren klasik bir intikam hikayesidir. Phoenix’in ilk akıllarda kalan performansını sergilediği film diyebiliriz. Phoenix’in uzun zamandır vegan olduğundan bahsetmiştik. Film Antik Roma döneminde geçtiği için kıyafetlerin deriden olması gerekiyordu. Deriden bir kıyafet giymeyi reddetti ve onun için özel sentetik kostüm hazırlandı. Bu rol için Phoenix ilk tercih değildi. Hatta Phoenix, Commodus olarak iyi bir iş çıkaramayacağını düşünüyordu ve bu onu çekimlerde çok etkiliyordu. Öyle bir noktaya gelmişti ki, Russel Crowe‘dan kendisine fiziksel şiddet uygulamasını istiyordu bu sayede karakterin moduna girebilsin. Bu endişeleri boşunaymış çünkü o kadar iyi kötü adam rolünü oynadı ki, vizyona girdiği zamanlarda neredeyse izleyen herkes karakterden nefret etti.
2- Two Lovers (2008)

Film, Rus yazar Fyodor Dostoyevski‘nin “Beyaz Geceler” adlı kısa öyküsünden esinlenmiştir. Phoenix ve Gwyneth Paltrow, birbirlerine karşı çekim hisseden komşuları canlandırıyorlar. Bu yapım diğer filmleri kadar popüler olmasa da eleştirmenler tarafından oldukça beğenilmişti. Eleştirmen Richard Brody, “Joaquin Phoenix, James Gray’in gergin ve melankolik Brighton Beach romantizminde kendi kendini en çok yenen performansını oynuyor” dedi. Bu filmden önce Phoenix bu sektörü bırakacağını ve müziğe odaklanmak istediğini söylemişti. “Bu, oyuncu olarak son performansım olacak. Artık film yapmıyorum. Çok ciddiyim.” demişti.
1- Joker (2019)

Aslında çizgi romandan esinlenen Joker filmi alıştığımız süper kahraman filmlerinden ziyade Taxi Driver ve The King of Comedy gibi karakter analizlerinin üzerinde duruyor. Phoenix, seneler boyunca toplum tarafından dışlanmıştır ve ileri safhalarda psikolojik sorunları olan Arthur Fleck karakterini canlandırıyor. Filmde adım adım Joker karakterinin oluşum süreçlerini Phoenix kusursuzca oynuyor. Tüm hayatı boyunca bu filme hazırlanmış gibi oynamış dediğimiz Joker filmi Phoenix’e, Oscar’a 4. kez adaylığının sonunda En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kazandırdı. Joker “acı çekermiş gibi” gülüşünü keşfetmek 4 ayını aldı ve bu rol için neredeyse 23 kilo verdi. Todd Phillips’in isteği üzerinde filmde çok fazla doğaçlama sahnesi bulunmakta. Joaquin Phoenix, Joker’inin ikonikleşen tuvalette yaptığı dans da doğaçlamalardan biri.
Joaquin Phoenix her filmde farklı bir surata ve karaktere bürünerek asıl kimliğini unutturuyor. İlerleyen zamanlarda eminiz ki çok daha iyi işler başaracak. Yeni projelerini merakla bekliyoruz.


