İnsan boyutunu geçen büyüklükteki resimlerinde tasvir ettiği; bedeni yaralar, kıllar ve et katmanlarıyla kaplı mutsuz kadınlarıyla tanınan çağdaş genç İngiliz sanatçı Jenny Saville’in eserleri, sanat yolunda yaptığı gözlem ve araştırmalar sonucunda alışagelmişin dışında bir içeriğe sahip. Bedensel normları eleştiren Saville, kadın bedeninin güzelliklerini sanat dünyasına yeni baştan tanıtmıştır.
“Sizce ressam nedir? Çevresinde gelişen kalp kırıcı veya huzur verici hadiselerin farkına varıp, kendisine şekil veren politik bir kişiliktir. Resim, evleri dekore etmek için yapılmaz. Resim, bir savaş aracıdır.”
– Pablo Picasso
Jenny Saville’nin Sanat Yolu
Jenny Saville, 1970’de İngiltere’de doğmuştur. Glasgow Sanat Okulu’nda lisans eğitimini tamamlamış, tam da bu sıralarda Amerika’nın seçkin üniversitelerinden birinde (University of Cincinnati) kazandığı burs sayesinde geçici bir süre Amerika’ya yerleşmiştir. Sanatı için yapacağı incelemelerin ilk kıvılcımlarını da burada atacaktır.
Zamanla Amerika’nın kültürüne karışan sanatçı, etrafta gördüğü tişört ve şortlar içinde pek çok iri yapılı ve beyaz kadınla karşılaşmıştır. Kilolu fakat açık (o zamanlar için toplumsal beden algısı düşünüldüğünde bu durumun ona biraz garip gelmesi normal olabilir), bedenini olduğu gibi seven insanlara çokça şahit olmuş ve bu durum hoşuna gitmiştir. Sanatı için kırılma noktalarından ilki de bu sayede gerçekleşmiş diyebiliriz.
Toplum Normlarına Karşı Jenny Saville Duruşu

Toplumda iri ve etli kadının varlığı somut olarak varken, 20. yy resimlerinde toplumun kilolu ve “kusurlu” kadınlarına yer verilmemiştir. Saville’e göre sanatta ve toplumda var sayılan kadın; ince, narin, alımlı görünen seks objesi haline getirilmiş figürlerdir. Fakat Saville buna karşı gelerek, kadının erkeklere konu olacak bir objeden çok daha fazlası olduğunu düşünmüştür.
Yaşadığı dönemin toplumsal algısına karşı, ona göre kadın sadece bir nesne ve görünüşten ibaret değildir, bu yüzden sanatında da kadını sadece bir görüntü olarak yansıtmadığını belirli bir düşünceyle resmettiğini özellikle vurgulamıştır. Bir kadın olarak bu duruma kişisel bir mesele ve feminist duygularla yaklaşmıştır. Ayrıca Jenny Saville, John Dewey’in deneyim ve sanat yaklaşımından hareket ederek sanat yapıtının oluşumunda kendisinin veya modellerinin deneyimlerine önem vermiştir. Saville’nin çalışmaları, kişisel deneyime önem veren günlük hayattan kopmamış yapıtlardır.
Saville’nin Güzellik Formları
“İnsanın beden algısı o kadar keskin ve bilgilidir ki, bir bedene dair en ufak bir ipucu onu tanımayı tetikleyebilir.”— Jenny Saville

Saville’ye göre güzellik algılarıyla ilgili ciddi bir problem bulunmaktadır. Sanatçıya göre kadın bedenindeki güzellik algısı erkeğin fantezilerine göre şekillenmiştir. Oysa Saville güzelliği düşündüren formların çok daha farklı olabileceğini savunmuştur. Sanat dünyası içimde Saville’ye özgünlük katan en önemli noktalardan biri de bu bakışı olmuştur.
Resmedildiğinde bir yaranın, ameliyat izinin, sivilcenin, rastgele damarların, bir etin katmanının dahi bir anlamda güzelleşebileceğini söylemiştir. Modellerine bakıldığında da devasa boyutlarda kadınların sivilceleriyle, vücutlarından taşan beyaz etlerinin taşıdığı kıllarla görürüz. Kadın modelleriyle birlikte transseksüel modelleri de dikkat çeker. Buradan Saville’nin toplumun görmediği birden çok gerçekliğe de değinmekten çekinmediği gözlemlenmektedir.
Saville’nin Yükselişi
Sanatçı insan bedeninin görünümüne dair derin incelemeler yapmış, incelediği sanat yapıtlarının yanı sıra Amerika’da okuduğu dönem doktorların yaptığı cerrahi operasyonları canlı izleme fırsatını yakalamıştır. Saville boyayı insan eti rengi haline getirip bir tür macuna benzeterek bol ve kütlesel kullanmıştır. Terli eti daha dolgun resmedebilmek için boyaya bol yağ katmıştır. Bu sebeple de sanatçının çalışmalarını görenler resmin gerçekçiliği ve büyüklüğü karşısında hayran kalmıştır.

1992’de yaptığı yılsonu sergisinde satın alanların arasında İngiltere’nin önde gelen sanat koleksiyoncusu Charles Saathci de dahil olmak üzere, sanatçının bütün çalışmaları satın alınmıştır. Çalışmalarına hayranlık besleyen Saathci, Saville’ye bir anlaşma teklif etmiştir. Anlaşmada Saathci, Saville’nin tüm yeni çalışmalarına destek vererek kendi galerisinde sergileyeceğini söylemiştir. Saville’nin yükselişi ve adını duyurması Saatchi’nin bu teklifiyle zirve yapmıştır.
Saville’nin Sanatında Beden:
Saville’ye göre yapıtların oluşum sürecinde kendisine kaynaklık eden birçok etkin unsur vardır; tıbbi kitaplar, dergiler, filmler gibi günlük yaşamda karşımıza çıkan her şeyden gelebilmektedir. Kısaca sanatçı çevresinde gördüğü veya etkilendiği her şeyi sanatına kendi üslubuyla yansıtabilmiştir. Gözleme önem veren Saville’nin etkilendiği sanatçılardan birkaçı şu şekildedir: Michelangelo, Rembrant ve Valezquez.

Örneğin, Rembrant’ın “Derede Banyo Yapan Kadın” resminden çok etkilenmiştir. Çalışmaları süresince bu resme çok fazla bakmıştır.

Valezquez’in “Papa” eserindeki kırmızılar ve diğer resimlerindeki çinko beyazı, sanatçıyı doygun renk konusunda etkilemiştir.

Amerika’da uzun süre cerrahi operasyonları gözlemlemesinin yanı sıra vücut anatomisi, vücut kasları konusu üzerine Michelangelo’yu da inceler ve çalışmalarını referans alır.
Saville’nin Akım ve Tekniği

Jenny Saville zihnindekini tam olarak yansıtabilmek için sürrealizm ve realizmi bir arada kullanmıştır. Bu karışıma psikolojik realizm adı verilmektedir. Eserlerinin büyük bir bölümünde de yağlıboya tekniğini kullanmıştır. Ayrıca bakıldığında grafiti, suluboya, fotoğraf ve pleksiglas üzerine monte edilmiş baskı teknikleri de görülebilmektedir. Son çalışmalarında karakalemle yapılmış eserlerine rastlanmaktadır.
Jenny Saville’nin Yeni Teması: Annelik

Günümüz dünyasında sanat alanında birçok profesyonel halen anneliğe geleneksel kodlarla yaklaşarak “anne olmayı” sanatçının toplum ve sanat hayatını kısıtlayan bir unsur olarak görmektedir. Bu sebeple kadın sanatçıların çoğu sanat ya da çocuk seçiminde bulunmak zorunluluğunda kalmıştır. Bu seçim zorunluluğunu katılmayan Saville kişisel deneyimlerini sanatına yansıtmaya anne olduktan sonra da devam etmiştir.
Saville, toplumun beden olguları üzerine kurguladığı alışılmış kodlardansa insanın ve bedenin daha fazlası da olabileceğini gösterdiği gibi “anne veya sanatçı olmak” gibi bir sanat dünyası kodlamasının da bakışını değiştirmiştir. Sanatçı kişisel olarak deneyimlediği annelik temasını, çoğu zaman kendini, kendi bedenini betimleyerek ortaya koymuştur.
Jenny Saville’nin Diğer Çalışmalarından Birkaçı



Kaynak
https://www.metmuseum.org/art/collection/search?q=Jenny+Saville&sortBy=Relevance
https://www.artsy.net/artist/jenny-saville
https://www.artnet.com/artists/jenny-saville/biography
https://www.nationalgalleries.org/art-and-artists/artists/jenny-saville
https://www.artforum.com/events/jenny-saville-4-195996/
https://www.re-thinkingthefuture.com/architectural-community/a7656-jenny-saville-10-iconic-artworks/
D. Ezgi, Jenny Saville ve Dışlanan Bedenler (2018), web, http://www.kargamecmua.org/dergi/sayi/126/4585#