Japon Kültürüne Yolculuk : Zen Sanatı ve Çay Seremonisi

Ece Dirhemsiz
Ece Dirhemsiz
Bir gün gelecek elbet, ütopyalar güzeldir.
spot_img
spot_img

Zen Budizmi‘nde yer alan gündelik yaşantının farkında olma hali, yani “anda kalma” oldukça önemli bir noktayı temsil eder. Farkındalık hali tam olarak bulunduğumuz anın farkında olma durumunu belirtir. Zen yani “meditatif hal” sezgisel bilgeliği temsil ediyor. Böylelikle kişi iç gözlem halinde kalıyor. Zihniyet, zen pratiğinde önemli bir nokta çünkü yapılan işe dikkatini vermek bu kültürde oldukça önemli sayılıyor. Japon kültürüne baktığımızda ise zen ve çay seremonisinin bir araya getirilip harmanlandığını görmekteyiz. Çay seremonisi, birçok kültürde ikonikleşmiş, Japon kültürünün temsili olarak bilinir. Japonya’da çay, bir içecek olmaktan çok daha fazlasını ifade eder. Bu yazımızda sizlerle birlikte bir Japon geleneği olarak bilinen çay seremonisine ait bilgi yolculuğuna çıkacağız.

Çay Seremonisi ve Budizm

Japonya ve Çin’den gelmekte olan çay, cermoni kelimesi zen ile benzer anlamları taşımaktadır. Çay Çin üzerindeki Ch’an rahipleri tarafından meditasyonda kullanılırdı. Dokuzuncu yüzyıldan itibaren Çin’e gitmek üzere seyahat eden Japon Budist rahipler çay ile geri döndü. Bir efsaneye göre ise, zen kurucusu Bodhidharma meditasyon esnasında uyanık kalmak için göz kapaklarını çıkardı ve çay bitkileri Bodhidharma’nın göz kapaklarından döküldü. Şimdilerde çay seremonisi olarak bilinen tören eski bir zen rahibi tarafından yaratıldı.

Çay Seremonisi Geleneği

Japonlar, Budist inancından dolayı çaya sanatsal bir anlam yüklemişlerdir. Çin’de Japonya’ya göre 900 yıl daha eski bir kültür olmasına rağmen bir çoğumuz Japon seremonilerini daha iyi biliyoruz. Kökeni 15. yüzyıla kadar giden geleneksel bir tören olan Çay seremonisi tam anlamıyla “the way of tea” olarak bilinir. Chado yani “Cha” çay anlamına gelir, “do” yapmak yapılış yöntemi anlamlarını içerisinde barındırır. Öyle ki Çay seremonisi kültürüne baktığımızda yüzyıllardır kullanılan çayın daha önceleri ilaç olarak da kullanıldığı bilinmekteydi.

Meditasyon sırasında bir şifalanma aracı olarak kullanıldığından söz etmiştik. Çaya sadece yönetici sınıflar ve asil soylu aileler ulaşabiliyordu. Samuray sınıfı, siyasi ittifak yolları kurmak amacıyla çay törenleri düzenlerdi. Geleneksel Japon savaşçıları olarak bilinen samuraylar başlangıçta paralı asker birliklerinden oluşmaktaydı. Zamanla kendi kültürlerini geliştirerek Japon sanatına katkıda bulundular. Japon halkı zaman içerisinde çay içme törenlerini bir gelenek haline getirdi ve çay içmenin huzurlu bir ritüel haline gelmesiyle birlikte Japonya’da eşsiz bir kültür ortaya çıkmış oldu. Osaka bölgesindeki Sakai şehrinde yaşamını sürdürmüş olan Sen no Rikyū  tarafından başlatılmış bir gelenek olduğu düşünülüyor. Rikyu, wabi-sabi felsefesiyle çay içme etkinliğini birleştirerek yaşama minimalist bir yaklaşım getirmiş oldu. Tüm çay ustaları düşünüldüğünde Rikyu onların en önemlilerindendir biridir. Rikyu aracılığıyla wabi-sabi (kusurun kabulü) bugünün sanat formu olmuştur. 

 

Çay törenlerini özel kılan en önemli şey ise zamanın sadece bir kez yaşandığını anlatmaktı. Törene katılım sağlayan herkes o anda her şeyi unutarak sadece orada bulunan diğer insanlarla birlikte çay içiyorlardı. Törende önemli olan dört tema vardı bunlar; Uyum, saygı, saflık ve huzurdu.  Çay törenlerinde anda kalarak yaşanılmakta olan zamanın farkındalığı sağlanmış oluyordu.

Manevi uyanışların en önemlisi kabul edilen bu törende, çay hazırlama sürecinden içilme anına kadar yapılan tüm eylemler oldukça önemlidir; insanın ruhsal deneyimlerini ve sessizliği simgeler. Bu dört tema şunları ifade eder; konuklar, ev sahipleri, doğa ve diğer her şey birlikte uyum içerisindedirler. Herkes aynı seviyededir, herkes birbirine saygı duyar sonsuz bir etkileşim içinde olur. Saf kalpli olmak, yani açık bir kalbe sahip olarak her şeye aynı değerde bakmak anlamına gelir. Aydınlanmış bir kalple hayata bakmak bu sonsuz döngünün farkında olmak önemlidir. 

Zen Sanatı ve Çay Seremonisi Nasıl Yapılır?

Japonca Chadou olarak da ifade edilen çay seremonisi, ikamet edilen noktalardan uzakta, doğaya yakın hatta doğanın içerisinde küçük yerlerde yapılmaktaydı. Yapılacak törende mekanın doğal olmasına ve sade görünmesine oldukça dikkat edilirdi. Mekan içerisinde mevsime özgü doğal çiçekler kullanılırdı. Tüm eşyaların birbirine uyumlu olması önemli değildi çünkü bu seremoni, sessizliği öğreten bir kültürün etkisindeydi. Konuklara ikram edilecek olan çay, bölgenin en taze yapraklarından yapılırdı. Çoğunlukla kama ismi verilen çaydanlıklar kullanılır, chawan isimli çay sunulan kaseler konuklara servis edilirdi. Çay içerken mükemmel olmayan hatta kusurlarla dolu bardak ve demlikler kullanılırdı bu tercihin sebebi, hayatı olduğu gibi kabul ederek yaşamaktan geçiyordu.

Ritüel sırasında belirli konular konuşulmaktaydı. Törende sosyal engel bulunmazdı ve politikadan söz etmek yerine gündelik yaşamın konuları sohbet havası içerisinde konuşulurdu. Bütün misafirlere eşit davranılmaktaydı, konuklar odaya alçak bir kapıdan dizlerinin üzerinde girerlerdi, en kısa seremonilerin 45 dakika boyunca sürdüğü bilinmekte. Ayrıca törene katılan konuklarında abartı ve süsten uzak kıyafetler tercih etmeleri beklenir, sade bir kimono giyerek törene katılabilirlerdi. Konukların ağır kokulardan kaçınmaları istenmekte ve mücevher takmamaları gerekmekteydi. Bunun nedeni ise törende sosyal engelin bulunmamasıydı, törene katılan tüm konuklara eşit şekilde davranılırdı. Ev sahibi için konukların birbirlerinden hiçbir farkı yoktu. Onları ayrıcalıklı kılan hiçbir şey olmamalıydı. Bu sebeple törene katılan konukların kıyafetleri de oldukça sade olmalıydı. 

Japonya’da çay seremonisi chadou ismiyle biliniyor ve çaya giden yol anlamını taşıyor. Japonya’da chadou sanatı üzerine eğitim veren okullar da bulunuyor. Bu eğitimde Japon kültürü ön planda tutulmakta. Halen çok değer verilen bu kültür, görgü kazanımı açısından ülkede çeşitli kurslar aracılığıyla insanlara aktarılıyor. Öyle ki, Japonya’da bir çay seremonisi deneyimlemek, kültürel önemi büyük tarihi bir geçmişe yolculuk yapmanızı sağlıyor.

Kaynak:

Sartwell C. (1995) Yaşama Sanatı: Dünya Tinsel Geleneklerinde Gündelik Hayatın Estetiği. İstanbul: Ayrıntı 

https://www.japan.travel/en/guide/tea-ceremony/ 

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.