Geçmişte ve günümüzde kadın olmak her zaman daha zor olmuştur. Kadınlar; ezilen, hor görülen, hakları gözetilmeyen, söz sahibi olamayan hatta bir eşyaya verilen değer kadar önemi olmayan varlıklardı. Viktorya döneminin bu yok sayan tavrına Jane Eyre varlığını ortaya koyarak kadının gücünü göstermiştir.
Zorlu Çocukluk Yılları

Jane Eyre küçük yaşta anne ve babasız kalan bir kız çocuğudur. Bu yüzden akrabasının yanında yaşamak zorunda kalır fakat orada istenmez ve her türlü kötü muameleye maruz kalır. Bunlara rağmen Jane, küçük yaşta olsa da adalet duygusunu ve onurunu korur. Jane ”Başkaları beni sevmiyorsa, onların sevgisi için yalvarmaktansa ölmeyi tercih ederim” diyerek yalnızlıkla büyümüş, kendi onurunu hiçe saymamıştır. Jane Eyre olmak kendini sevmek ve öncelik yapmak demektir.
Jane ilerleyen zamanlarda Reeds ailesinin yanından gönderilir. Lowood yatılı okulunda yaşamını sürdürmeye devam eder. Lowood okulunun yöneticileri orada kalan çocukları aç ve soğukta bırakıp asla acımazlar. Jane hastalığın ve ölümün olduğu o dört duvar arasına düşer ve tek çaresi güçlü olup yolunu çizmektir. ”Ben bir kuş değilim; beni ağlara düşüremezsin: Ben özgür iradesi olan bir insanım.” Jane Eyre olmak başkalarının seni tanımlamasına izin vermemektir.
Yıllar geçer ve Jane, Lowood’da büyür. Jane her şeye rağmen orada bir şans yakalar. Miss Temple ve Helen Burns’ten destek görür. Bu iki kadın sayesinde Jane, insanlığı, sabrı öğrenir ve ahlak dersini iyi alır. Helen ona gerçek gücün öfke olmadığını, içsel sükunet olduğunu öğretir. Böylece Jane, kırılmadan ayakta kalmayı öğrenir. Jane Eyre olmak şartlar ne olursa olsun gücü kendinde bulmaktır.
Kendi Yolunu Çizme ve Aşk Deneyimi

Genç kız olur. Hatta mürebbiyelik mertebesine gelir. Lowood’dan ayrılarak Thornfield malikanesinde mürebbiye olarak çalışmaya başlar. Jane bir kadın olarak meslek sahibi olmuştur, kendi parasını kazanmaya başlamıştır. Bir erkeğin egemenliği altında değil, kendi özgürlüğü ile yaşamını sürdürür. Bu yetişkinlik döneminde Jane, aşk ile tanışır. Dönemin erkeklerini daha üst seviyede tutmalarına ve sınıf farkına karşın Jane, ahlakını koruyarak gerçek aşkı yaşar; “sen ve ben eşitiz” mesajını verir. Jane Eyre olmak aşkı da sonuna kadar yaşamaktır ama bunu yaparken sınırlarını korumak ve eşit olduğunu bilmektir.
Olgunluk: Jane Eyre Olmak

Thornfield malikanesinde sorunlar yaşayan Jane, oradan uzaklaşır ve özgürlüğünün rotasını yeniden oluşturur. Kendinden emin, kararlı ve dik duruşludur. Bu sürede ailesini bulur, ona miras kalır. Jane, içsel gücünü kazanır, maddi ve manevi olarak bağımsızlığını korur. Kendi ayakları üzerinde durur. Jane Eyre olmak zorluklar ne olursa olsun onlara göğüs germek, inancını kaybetmemektir.
Genel Bir Bakış

Jane Eyre Viktorya döneminin adaletsizliklerine, kadınların yok sayılmasına, kendi fikirlerini özgürce paylaşamamalarına, duygularını dışa vurmaktan korkmalarına rağmen tüm bunları görmezden gelerek kendi benliğini oluşturmuş, boyun eğmemiş, kendi parasını kazanmış, aşkını korkusuzca yaşamış, kadının gücünü göstermiş, kendi kimliğini oluşturmuş, davranış ve sözleriyle rol model olarak tarihte iz bırakmıştır.
Jane Eyre olmak, özgür olmaktır.
Jane Eyre olmak, aşkı doyasıya yaşamaktır.
Jane Eyre olmak, eşit olmaktır.
Jane Eyre olmak, güçlü olmaktır.
Jane Eyre olmak, kendi değerini bilmektir.
Jane Eyre olmak, söz sahibi olmak demektir.
Jane Eyre olmak, yönetilmeye izin vermemek demektir.
Jane Eyre olmak, özsaygı demektir.
Jane Eyre olmak, benliğini bulmak demektir.
Jane Eyre olmak, adaletli olmaktır.
Jane Eyre olmak, sabırlı olmaktır.
Jane Eyre olmak, yalnızlıktan güç doğurmaktır.
Jane Eyre olmak, önce ben diyebilmektir.
Jane Eyre olmak, onurunu korumak demektir.
Jane Eyre olmak, ahlaklı olmak demektir.
Kaynakça:
Bronte, Charlotte. Jane Eyre . Wordsworth Editions. Öne çıkarılan görsel. https://www.nytimes.com/2011/
|