Doğanın doğru renk ve pigment kullanımıyla bir ayna şeklinde tabloya yansıtılması anlamına gelen manzara resmi, 17.yüzyılda özellikle Hollandalı ressamlar arasında oldukça rağbet görmüştür. Bir manzarayı duyuları ile algılayıp gerçeklik yorumu ile tuvale döken en başarılı sanatçılardan biri ise Jan van Goyen‘dir.

13 Ocak 1596 tarihinde, Leiden-Hollanda doğumlu olan Goyen, 10 yaşında çıraklık yapmış, büyüdüğünde ise orada ve Haarlem‘de bulunan birkaç ressamdan ders almıştır. En önemli ve bilinen öğretmeni ise Hollanda manzara resminde natüralizmin öncüsü olan Esaias van de Velde‘dir. Bir diğer etkilerini eserlerinde gördüğümüz ressam ise Henry Van de Velde’dir. Onun detayları, güçlü renk lekeleri ve kalabalık kompozisyonları Van Goyen’in çalışmalarını etkilemiştir. Aynı zamanda Goyen de tıpkı öğretmenleri gibi birçok ressama öncü olup bildiklerini aktarmıştır. Onun en bilindik öğrencilerinden biriyse ileride kızıyla evlenecek olan Jan Steen‘dir. Goyen daha sonra 1632 yılında Lahey‘e yerleşip hayatına orada devam etmiştir. Orada yaşadığı süre boyunca da doğayla iç içe günler geçirip köylerin, dağların, ormanların ve nehirlerin içinden çıkmamıştır. İlk manzara resmini de burada resmeden ressam, sonraki çalışmalarını da daha çok buradan aldığı ilhamla resmetmiştir. Serüvene düşkün biri olarak bilinmesiyle birlikte Fransa, İngiltere ve Belçika’yı gezmiştir. Yine de başka ülkeler görmüş olsa bile özellikle Hollanda’yla kendisini sınırlamıştır ve Den Haag (genelde kanallarını), Delft, Rotterdam, Leiden ve Gouda kırsalını çevreleyen köyleri boyamıştır.

Ürettiği eserler ne yazık ki o hayattayken çok değer görmemiş, tabloları nadiren yüksek fiyatla satılabilmiştir. Maddi durumu çok iyi olmadığından da bir tablonun maliyetini en aza indirmek için kullandığı renkleri ve pigmentleri ucuza alıp uzun süreler boyunca kullanmıştır. Hatta öyle ki o zamanlarda toplu alımlar daha sık ve kârlı olduğundan tablolarını toptan satmıştır. Aynı zamanda çok başarılı bir peyzajcı da olan Goyen, gerek müzayede gerek sanat değerlendirme gibi işlerden elde ettiği kazançlarla ailesine yardım etmeyi de ihmal etmemiştir. Buna rağmen hayatının çoğu döneminde finansal krizlerle ve iflaslarla uğraşmıştır. Türkiye’den ithal edilen ve egzotik bir ürün olan lale soğanları, araziler ve evler hakkında spekülasyon yapmıştır. Lâkin 1637’de lale pazarı çöktüğünde kendisi de ciddi kayıplara uğramıştır. Araziler ve evlerdeki spekülasyonlar da farklı olmamıştır.
Goyen’in Ünlü Eserleri
Sanat dönemi olarak ele aldığımızda Barok Dönemi‘ne yakın duran Goyen, resimlerinde Hollanda’nın çeşitli güzelliklerini idealizasyona yer vermeden betimlemeyi başarmıştır. Manzaralarında geniş bir perspektif kullanmış ve palet renklerini genellikle yeşil, sarı ve kahverengi tonlarında tercih etmiştir. Genelde ağaç konulu büyük boyutlu en iyi yapıtlarını 1640’tan sonra gerçekleştirmiştir. Bu yapıtların güzelliği bulutlu bir gökyüzünün nüanslarında ve su üzerinde yansımalarından gelmektedir. Tüm bu teknik bilgileri ve yeteneğiyle eserlerine bakan insanların içinde estetik doğa güzelliğini uyandırmayı başarmıştır. İşte, o eserlerden en popülerlerini sizler için derledik.
İki Meşe Ağacı ile Manzara

Goyen için meşe ağacı, manzaralarında çok kullandığı bir motiftir. “İki Meşe Ağacı ile Manzara” tablosunda da resmettiği meşe ağaçlarından biri diğerinden daha yaşlı gözükmekte ve bu görünümün zaman kavramını ifade ettiği söylenmektedir. Renk pigmentlerine gelirsek de hep kullandığı renkleri bu eserinde de kullanmıştır. Alışılagelmişin dışında göze çarpan tek farklı renk ise bulutlu gökyüzünün gri tonlarında olmasıdır bu da bir nevi ıssızlığı temsil etmektedir. Kendisi eserlerinde küçük ve gündelik figürlere de oldukça yer verir. Ağaçların altında bulunan iki küçük figür ise boyutlarının küçük oluşu sebebiyle meşe ağaçlarını yeniden öne çıkarıp onların anıtsallıklarını yüceltir nitelikte konumlandırılmıştır. Tablonun orijinal hali Amsterdam’daki Rijksmuseum‘de bulunmaktadır.
Meşe Ağacı ile Manzara

Bu yapıtındaysa ressamın günlük yaşamdan esinlendiği hemen anlaşılmakta ve ressam bu eserinde de yine meşe ağacını kullanmıştır. Gövdesi eğik yaşlı meşe ağacı, dalları ve yapraklarıyla birlikte âdeta gökyüzüne ulaşmak istiyormuş gibidir. Ağacın etrafındaki köylülerin ise tamamen doğal bir şekilde kendi işleriyle uğraştığını anlamaktayız. Goyen’in bir diğer özelliği ise dingin ve sakin sahneleri incelikle işliyor olmasıdır; örneğin bu tabloya baktığımızda köylülerin yüzyıllardır değişmemiş yaşam biçimlerini sürdüklerini anlamamızı sağlamıştır. Bu tablonun orijinali ise The Hermitage, St. Petersburg’da bulunmaktadır.
Sakin

Goyen’in renk tonlarında biraz değişikliğe gittiği bu eserinde ise gözümüze ilk çarpan âdeta bir gökçe olan gökyüzüdür. Mavi tonlarıyla büyük bir alanı kaplayan gökyüzündeki ışıklar denizin yüzeyini belli noktalarda aydınlatmaktadır. Tablonun adı gibi sakinlik hissinin ağır bastığı bu ortamda denizde görünen balıkçı figürleri sükunet içinde aktivitelerine devam etmektedirler. Bu tablonun orijinali ise Güzel Sanatlar Müzesi, Budapeşte’de bulunmaktadır.
Haarlem Denizi

Resmetmeyi ve izlemeyi her zaman sevdiği Haarlem’in manzara resimlerinden biri ise Haarlem Denizi‘dir. Tabloda topraktan çıkmış gibi görünen sade griler, yanık kahverengiler ve toprak yeşiller hakimdir. Çok ufak da olsa gözüken buğday tarlaları ve oradaki çiftçiler sarı tonlarıyla betimlenmiştir. Hollanda’nın şiirsel ve düşsel değerlerini de yansıtabilmek için toprak, su ve gök arasında sıkı bir uyum kurmuştur. Van Goyen’in bu güzel tablosunun orijinali Özel Koleksiyonu‘nda bulunmaktadır.
Son olarak Goyen, Hollanda’nın altın çağında adını neredeyse herkese duyurmuş ve gerek peyzaj gerek gravür gerek resim sanatında insanlara öncü olmayı başarmıştır. Ardında bıraktığı ve günümüzde bilinen yaklaşık 1.200 resim, artı gravür ve çizimlerle Van Goyen hem oldukça üretken hem de oldukça etkili bir sanatçıydı. 27 Nisan 1656’da Lahey’de yoksul bir biçimde yaşama gözlerini yuman Jan van Goyen’i sanat camiası adını uzun yıllar geçse de hep zenginlikle anacaktır.
Kaynak
Jan van Goyen | Hollandalı ressam (delphipages.live)
Nilüfer Öndin, Barok Resim ve Heykel Sanatı, Hayalperest Yayınevi, İstanbul, 2018.