Geçmişten günümüze pek çok sanat eserine ve sanatçıya ev sahipliği yapan, adını duyduğumuzda bizi, huzurlu sakin ve bir o kadar estetik sokaklarına götüren ülke İtalya’nın, yürekli kalemlerinden çıkan yazı eserlerini daha önce duymuşsunuzdur. Fakat tarihçesini bilmek edebiyat anlayışınızda bambaşka bir kapı aralayacak. Orta Çağ Latin Edebiyatı olarak başlayan bu uzun yolculuğu ve ortaya çıkan eserleri sizler için derledik. Keyifli okumalar!

Geçmişten Bugüne İtalyan Edebiyatı Nasıl Şekillendi?
İtalyan Edebiyatı, 12-13.yüzyıllar arasında ortaya çıkar. Batı Roma İmparatorluğu’nun yıkılışından 13.yüzyılın başına kadar İtalya’da gelişen edebiyata “Orta Çağ Latin Edebiyatı” denir. İtalyan halk dilinde yazılmış ilk edebi belgelere bu yüzyılın başlarında rastlanır. İtalya’nın 19.yüzyıla kadar siyasal birliğini kuramaması sebebiyle Katolik kilisenin de etkisinde kalarak yazılı metinlerde uzun süre Latince dil kullanılmıştır. Bu nedenle yerel dilin yaygınlaşması da, diğer baskın dillerin aksine Avrupa genelinde aksamıştır. İtalyan edebiyatının ilk zamanlarında, Orta Çağ Latin Edebiyatı kadar önemli olan bir diğer unsur da, 11. Yüzyılın sonundan itibaren Kuzey Fransa ve Provans‘ta ortaya çıkan şiirsel ve kültürel harekettir. 19. yüzyıldan başlayarak Fransa’da özgün bir cömertlik ve erdem edebiyatı gelişmiştir. Eserleri, aynı tema etrafında ve aynı ana karakterlerin yer aldığı bir dizi eserden oluşur. Bu edebiyatın kültürel temeli Orta Çağ Latin Edebiyatı ile Fransız ve Provans edebiyatlarında aranmalıdır.
Günümüze ulaşan ilk İtalyan eser, “Ritmo Laurenziano” (Laurenziano’nun Ritmi)’dir. Bu şiirsel eseri, o dönemlerde yaşamış bir soytarının ya da şakacının yazdığı söylenir. Konusu bir piskoposa yapılan övgüdür. İtalyan eserler bu dönemlerde çoğunlukla uyarlama ya da çeşitli eklentiler yapılarak kaleme alınmıştır.
1208-1250 yılları arasında her türlü pratik amaçtan ve öğretiden uzak olup sadece sanat amacına yönelik olan ve biçim mükemmelliğine ulaşmayı amaçlayan “Sanat Şiiri” alanı, seçkin ve ufak bir aydınlar grubuna hitap eder. Sicilya’yı yöneten Kutsal Roma-Germen İmparatoru II. Friedrich’in sarayında geliştiği için bu akımı temsil eden ozanlar grubu “Sicilya Okulu” olarak adlandırılmıştır. Sicilya Okulu’nun kökeni Provans liriğine dayanır. 13. yüzyılın ilk yıllarında İtalya’ya gelip buraya yerleşen Provanslı halk ozanları bu şiir türünü de beraberinde getirmiştir.

14.yy’ın sonlarına doğru İtalyan Edebiyatı, resmi olarak Rönesans ile başlamıştır. Dante Alighieri, Francesco Petrarca ve Giovanni Boccacio en köklü temsilcilerindendir. Bu dönemde Dante ölümden sonra sırasıyla cehennem, araf, cennette geçen seyahati konu alan İlahi Komedya‘yı kaleme almıştır. Aynı zamanda Giovanni Boccaio’nun büyük bir veba salgınını konu alan “Decameron”u bu dönemin en önemli ve değerli eserlerinden olmuştur. Bu dönemin öne çıkan yazarlarından bir diğeri de Ludovico Ariosto‘dur. 1474 ile 1533 yılları arasında yaşamış olan Ariosto, “Hümanizm” terimini keşfetmesi ile tanınır. Ariosto, Rönesans hümanizmini anlatan destansı aşk şiirleriyle de tanınır. 15. yüzyılda, İtalya’da hümanist hareketin yükselişi, eski Yunan ve Latin klasiklerinin yeniden incelenmesini tetiklemiştir. Devam eden süreçte İtalyan Edebiyatı Batı akımlarından etkilenmiştir.
İtalyan Edebiyatı Okumaya Nereden Başlamalı?
İtalyan Edebiyatı, her ne kadar Dante’nin İlahi Komedya‘sı, Boccacio’nun Decameron’u, Umberto Eco’nun Gülün Adı eserleri ile bilinse de çok daha fazlasını içerir. İtalyan Edebiyatını keşfetmek isteyenler için birkaç önemli eseri sizler için bir araya getirdik.
Italo Calvino – Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu

Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu kitabının içerisinde iki ayrı kurgusal katman yer alır. İlki; yarım kalan ve ne olursa olsun tamamlanmayan, diğeri ile temas noktaları olsa da iç içe geçmiş haldedir. Kitabın sonunda anlamlı bir biçimde kesişirler ve on roman kurgusundan oluşurlar. Öteki katman aynı kitap içerisinde okurun öyküsüdür. Aynı şekilde sonu yoktur. Aslında yazar okura hiçbir hikayenin bir sonunun olmadığını aktarır. Kelimelerin, anlatıların ancak dünya yok olduğunda tükeneceğini keşfeden okur, kurgunun ve anlatının sonsuzluğunun farkındalığına ulaşır.
“Edebiyatın çabası gerçekte dilin sınırlarından kurtulma çabasıdır; bu çaba, söylenebileceklerin en son noktasına kadar uzanır; edebiyatı harekete geçiren, sözlükte olmayanın çağrısı ve çekiciliğidir.”
Alessandro Manzoni – Nişanlılar

Alessandro Manzoni, hem kırsal kesimden iki gencin evlenme serüvenini hem de 1620’den başlayarak takip eden on yılın toplumsal, siyasi, dinsel olayları ile toplumun yapısını anlatan bu eseri yazmaya 1821 yılında başlamıştır ve eseri 1823’te bitirmiştir. Uzun kontroller ve düzenlemeler sonrasında 1827’de üç cilt olarak yayımlamıştır. Kitabı, 1840 yılında Toskana lehçesi ile baştan yazmıştır. Yazar, karakterlerin başından geçenleri, savaşlar, kıtlık, ekmek ayaklanmaları, veba gibi toplumsal öğelerle harmanlayarak anlatır.
Giovanni Boccacio – Decameron

Bir veba salgını sırasında, on kişilik bir topluluk veba salgınından kaçmak için yakındaki dağın eteğinde bir malikaneye çekilir. On kişilik grup iki hafta orada kalır. Her gün aralarından bir kral ve kraliçe seçerler ve onların yönetimi altında, şehrin karmaşasından uzakta mutlu bir yaşam sürmeye çalışırlar. Cuma ve cumartesi günleri hariç öğleden sonra herkes hikâye anlatır. Bu sayede günde on hikâye olmak üzere toplam yüz hikâye anlatılır. Bu hikayelerin bazıları çok komik, bazıları çok üzücüdür. Decameron, bu hikayelerin bir araya gelişini veba salgını teması içerisinde işler.
Ovidius – Dönüşümler I-XV

Ovidius‘un Dönüşümler adlı mitolojik eseri, evrenin yaratılışından Julius Caesar‘ın ölüm dönemine kadar yaşanmış hikayeleri konu alan, epik şiir türünde bir eserdir. Aynı zamanda mitolojik ögelerinin epik yansıtılması bakımından Yunan-Roma mitolojik derlemesi de sayılabilir. İçerisinde 250’den fazla öykü bulunur.
Dante Aleghieri – Yeni Hayat
İtalyan ozan ve politikacı Dante Aleghieri‘nin, hayatı boyunca yalnızca iki kez gördüğü ve İlahi Komedya’da yer verdiği Beatrice’ye duyduğu aşkından ayrıca bu aşka karşılık bulamadığından bahsettiği şiirlerden oluşur. Genç yaşta ölen Beatrice’ye yıllar boyunca şiirler yazar. Yeni Hayat için kaleme aldığı şiirleri, 30 yaşındayken kitaplaştırıp aşkını ölümsüzleştirerek bu aşkı İlahi Komedya‘nın zirvesine yerleştirmiştir.
Italo Svevo – Zeno’nun Bilinci

Zeno’nun Bilinci, James Joyce tarafından keşfedilen ve tanıtılan Italo Svevo tarafından yazılan bir İtalyan klasiğidir. Italo Svevo‘nun başyapıtı Zeno’nun Bilinci; çaresiz, bilge, şanssız, şüpheci ve suçlu bir adamın hikayesini anlatır. İtalyan Edebiyatında psikoanalitik kurgunun öncüsü olan Zeno’nun Bilinci, okurların beğenisini kazanmada önemli bir rol oynamıştır.


