Kütüphaneler, kitapseverler olarak zaman geçirmekten çok keyif aldığımız mekânlar. Sessizliğine, kokusuna kapıldığımız bu eşsiz ortamlarda çoğu zaman tarihte bir yolculuğa çıkarız. İstanbul, bu tarihi bize dolu dolu yaşatan şehirlerin başında gelir. İstanbul kütüphaneleri, geçmişten günümüze hem Osmanlı’nın el yazmalarıyla dolu geleneksel vakıf kütüphanelerini hem de modern dijital kütüphaneleri içinde barındıran bir yapıya sahip. Bu yazımda geçmişten günümüze İstanbul’un tarihi kütüphanelerini derledim. İyi okumalar…
15.-19. Yüzyıl Dönemi Osmanlı Kütüphaneleri
1. Süleymaniye Kütüphanesi – (1557)

Osmanlı’nın en büyük el yazması koleksiyonuna sahip Süleymaniye Kütüphanesi, Mimar Sinan elinden Süleymaniye Camii külliyesinin bir parçası olarak inşa edilmiş. İslam dünyasının en önemli yazma eser merkezlerinden biri olan mekanda 50.000’den fazla el yazması eser dahil toplamda 100.000’den fazla eser bulunur. Ayasofya Camii’ne ait en eski eserleri içinde barındıran koleksiyonunun yanında Fatih Sultan Mehmet dönemine ait eserleri de içeren Fatih koleksiyonu, Osmanlı padişahlarının topladığı nadir eserlerle Nuruosmaniye koleksiyonu da burada mevcut. Bazı nadir eserlerin cilt kapaklarının içine Osmanlı dönemi kâtiplerinin küçük notlar ve gizli mesajlar bıraktığı da söylenir. Tarihin yanında bilime de ışık tutan bu yapı, İbn Sina, Biruni ve Takiyüddin gibi Osmanlı ve İslam dünyasının büyük bilim insanlarına ait astronomi ve tıp el yazmaları, uluslararası araştırmacılar tarafından da incelenmiştir. Takiyüddin’in teleskop gözlemleri ve Osmanlı dönemi gökbilim çalışmalarıyla ilgili yazmaları, modern astronomi tarihine ışık tutan önemli kaynaklar arasında yer alır. Hem araştırmacılar hem de tarih meraklıları için eşsiz bir bilgi hazinesi sunan Süleymaniye Kütüphanesi’ni, Beyazıt’ta ziyaret edebilirsiniz.
2. Köprülü Kütüphanesi – (1661)

Osmanlı’nın bilgi köprüsü olarak nitelenen, Sadrazam Köprülü Mehmet Paşa vasiyetiyle kurulan Köprülü Kütüphanesi, İstanbul’un tarih kokan semti Çemberlitaş’ta yer alıyor. Osmanlı mimarisini taşıyan kütüphane Fazıl Ahmet Paşa tarafından kurulmuş. Dönemin bağımsız olarak inşa edilen ilk vakıf kütüphanesi unvanına sahip yapı küçük bina, bir caminin ya da medresenin binasına ait olmadan tek başına varlığını sürdürüyor. İçinde, el yazmalarıyla dolu yapıda İslami ilimler, edebiyat, coğrafya içerikli pek çok eser yer alıyor. Kurulduğu dönemden bugüne kitap vakfetme kültürünü yaşatan yapı, günümüzde Süleymaniye Kütüphanesi’ne bağlı olarak hizmet veriyor ve içindeki eserler de koruma altında.
3. Atıf Efendi Kütüphanesi – (1741)

İstanbul’un tarihi semtlerinden birinde, Vefa’da bulunan Atıf Efendi Kütüphanesi, Osmanlı’nın bilgiye verdiği önemin en güzel örneklerinden biri olarak karşımıza çıkar. Adını da önemli devlet adamlarından biri olan kitap koleksiyoneri Atıf Efendi’den alan yapı, vakıf kütüphaneleri geleneğinin en kıymetli temsilcilerinden biri olarak günümüze kadar ulaşır. Bugün, Türk ve İslam Eserleri Kütüphanesi olarak da anılan Atıf Efendi Kütüphanesi, tarih meraklıları için ilgi çeken mekanlar arasında. Koleksiyona ait nadir kitaplar ve el yazmalar içeren kütüphane, Osmanlı tarihine ait bir çok zengin kaynağa da sahip. Kurucusu Atıf Efendi, kütüphanenin sürdürülebilirliğini sağlamak ve kitapların bakımıyla ilgilenmeleri için görevliler atamış ve mekana bazı kurallar koymuş. Bu da onun eserlere, el yazmalarına verdiği önemin bir göstergesi olarak biliniyor.
4. Nuruosmaniye Kütüphanesi – (1754)

İstanbul’un tarihi yarımadasında, Kapalıçarşı’nın hemen yanı başında yükselen Nuruosmaniye Kütüphanesi, sadece kitaplardan ibaret bir yapı olmayıp, aynı zamanda dönemin ilim ve sanat anlayışının birer yansıması olarak bilinen en eski yapılardan. Osmanlı’nın ilk barok tarzı külliyelerinden birinin parçası olarak yıllarıdır varlığını sürdürmüş. Bu külliyenin fark yaratan yanı, bir camiye bitişik inşa edilen ilk bağımsız kütüphane olması. Döneme ait eserler içinde daha çok nadir el yazmalarına yer verilen kütüphanede İslam ilimleri, tarih, coğrafya ve felsefe gibi farklı alanlarda da birçok esere ulaşmak mümkün. Buradaki el yazmaları 8000 üzerinde matbu eser olarak biliniyor. Bugün, Türk ve İslam Eserleri Kütüphanesi bünyesinde hizmet veren kütüphane yenileme çalışmalarıyla günümüz kütüphane teknoloji ve düzenine uyum sağlıyor.
5.Ragıp Paşa Kütüphanesi-(1762)

Osmanlı kütüphanelerinin hazine niteliğindeki yapıtlarından biri olan Ragıp Paşa Kütüphanesi, dönemin en seçkin kitap koleksiyonlarına sahipliği ile bilinir. 18. yüzyıl sadrazamlarından Koca Ragıp Paşa adıyla anılan yapı bir medreseye ek inşa edildi. Laleli semtinde, şehrin tarihi bir noktasında olunca da zamanın en önemli ilim merkezlerinden biri olarak sadrazamın kendi koleksiyonunu da dahil ettiği bir hazine oldu. Hat sanatlarıyla işlenmiş duvarlarında ahşap kitaplık rafları, tarihe tanıklık edebilmemizde somut birer tanık olarak oluşturulmuş gibidir. Yapıyı diğer Osmanlı dönemi kütüphanelerinde ayıran yönü, bilim insanlarının elinde çıkmış orijinal eserleri barındırmasıdır. İbni Sina’nın tıbbi çalışmalarını, Katip Çelebi’nin coğrafya konulu eserlerini, şair divanlarını görmek mümkün bu tozlu raflarda. Günümüzde, Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi’ne bağı olarak Laleli’de hizmet veriyor.
6.Beyazıt Devlet Kütüphanesi-(1884)

Beyazıt Kulesi’nin gölgesinde, İstanbul Üniversitesi’nin hemen yanında yer alan, hem Osmanlı hem de Cumhuriyet döneminde kitapların korunması ve araştırmacılara sunulması açısından önemli bir görev üstlenen Beyazıt Devlet Kütüphanesi sadece bir kütüphane değil; aynı zamanda gazetelerden dergilere, eski yazma eserlerden günümüz kitaplarına kadar geniş bir arşive sahip bir bilgi hazinesidir. Bugün içinde 1 milyondan fazla kitap, nadir eser ve arşiv belgesi bulunur. Aynı zamanda Türkiye’deki ilk milli kütüphane olma özelliğine de sahiptir. Osmanlı’da halkın kitaplara daha rahat ulaşabilmesi amacıyla inşa edilen ilk kütüphane olan Beyazıt Devlet Kütüphanesi, 1884 yılında dönemin Maarif Nazırı (Eğitim Bakanı) Mehmed Kamil Paşa tarafından kurulur. O dönemki adı Kütüphane-i Umumi-i Osmani olan kütüphanenin kurulma amacı kitapların daha geniş bir kesime ulaştırılmasıydı. Çünkü kuruluşuna dek o dönemde kitaplar çoğunlukla medrese ve vakıf kütüphanelerinde saklanıyordu. Ancak halkın erişimi kısıtlıydı. Kütüphane sayesinde kitaplar halk arasına yayıldı. Tarihle en taze bağlardan birini kurduğumuz bu kütüphanede bir düşünün, 1800’lerden kalma bir binada, belki de Osmanlı zamanında da okurların elinde dolaşmış bir kitabı alıp okuyorsunuz. Kubbenin altındaki loş ışık, ahşap raflardan gelen eski kitap kokusu ve sessizlik… Tam anlamıyla bir zaman yolculuğu hissi verir insana.
20. Yüzyıldan Günümüze Kadar Gelenler
7.İstanbul Üniversitesi Merkez Kütüphanesi – (1924)

En çok vakit geçirdiğim kütüphane diyebileceğim eşsiz bir kütüphanede sıra. Türkiye’nin en büyük akademik kütüphanelerinden biri olan İstanbul Üniversitesi Merkez Kütüphanesi, Laleli tramvay hattına bakan büyük camlarından bakarken gözlerimizi, bir yandan da ruhumuzu dinlendirdiğimiz bir mekan. Kütüphane, İstanbul Üniversitesi’nin merkezî noktalarından birinde yer alıyor ve akademik çalışmalar için ideal bir ortam sunuyor. Büyük okuma salonları, tarihi mimarisi ve geniş kitap koleksiyonu ile burası sadece bir kütüphane değil, adeta bir kültür mabedi.
Kütüphane, Osmanlı döneminde medrese ve vakıf kütüphanelerinden alınan kitapları da bünyesine katarak zengin bir koleksiyon oluşturdu. Zamanla Türkiye’nin en büyük üniversite kütüphanelerinden biri haline geldi ve bugün hâlâ binlerce öğrenciye, akademisyene ve araştırmacıya hizmet veriyor. Restore edilmiş halini ziyaret edeceğimiz kütüphane ana kampüse çok yakın, Edebiyat Fakültesi’ne komşu bir konumda. Ayrıca İstanbul Üniversitesi Merkez Kütüphanesi, sadece İstanbul Üniversitesi öğrencilerine değil, akademik çalışma yapmak isteyen herkese açık bir araştırma alanı sunuyor. Sessiz okuma salonları, modern dijital kaynaklar ve zengin arşivi ile burası birçok öğrenci ve akademisyen için vazgeçilmez bir yer. Üstelik dijitalleşme projeleri kapsamında, birçok eski eser ve belge artık çevrimiçi olarak erişilebilir hale getiriliyor. Böylece araştırmacılar, İstanbul Üniversitesi Merkez Kütüphanesi’nin zengin arşivine dünyanın her yerinden ulaşabiliyor.
8.İstanbul Atatürk Kitaplığı – (1981)

İstanbul’un göbeğinde, Taksim ile Harbiye arasında gizli bir kültür hazinesi var: İstanbul Atatürk Kitaplığı. 1981 yılında kurulan ve şehrin en önemli araştırma kütüphanelerinden biri olan bu özel mekân, yalnızca kitap severlerin değil; akademisyenlerin, tarihçilerin ve araştırmacıların da vazgeçilmez adreslerinden biri. İstanbul Atatürk Kitaplığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı olarak 1981 yılında kuruldu. O dönemden bu yana, İstanbul’un en kapsamlı arşivlerinden birine sahip olmasıyla biliniyor. Kütüphanenin koleksiyonunda Osmanlı’dan günümüze kadar gelen çok sayıda kitap, dergi, gazete ve arşiv belgesi bulunuyor. Ama bu kütüphane sadece kitaplardan ibaret değil. Burada haritalar, fotoğraflar, el yazmaları ve eski İstanbul’a dair belgeler de mevcut. Yani, İstanbul’un geçmişine dair bir şeyler öğrenmek istiyorsanız, burası tam bir bilgi hazinesi. Ancak kütüphaneye girişler 2022 yılından itibaren sadece araştırmacılar tarafından sağlanıyor. Genel okuyucular ve öğrenciler, yakınlarda bulunan Taksim Sevgi Soysal Kütüphanesi’ne yönlendiriyor.
Günümüz teknolojisine ayak uyduran Atatürk Kitaplığı, pek çok arşivini dijital ortama aktarmış durumda. Yani İstanbul hakkında araştırma yapıyorsanız veya eski gazetelere göz atmak istiyorsanız, bunu internet üzerinden bile yapabilirsiniz. Özellikle Atatürk Kitaplığı Dijital Arşivi, eskiden yalnızca fiziksel olarak erişilebilen birçok belgeyi artık çevrimiçi olarak sunuyor.
9.İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Kütüphanesi – (2007)

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, Suna ve İnan Kıraç Vakfı tarafından 2007 yılında kurulmuş ve İstanbul’un tarihi, sanatı ve kültürü üzerine akademik çalışmaları desteklemek amacıyla faaliyet göstermeye başlamıştır. Kütüphane ise bu enstitünün en önemli parçalarından biri olarak, araştırmacılara ve meraklılara geniş bir bilgi kaynağı sunmaktadır. Enstitü, Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi İstanbul’u üzerine kapsamlı bir araştırma merkezi işlevi görür. Bu kütüphane, özellikle tarihçiler, mimarlar, sanat tarihçileri ve İstanbul’un geçmişine ilgi duyan herkes için paha biçilmez bir hazinedir. İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, Suna ve İnan Kıraç Vakfı tarafından 2007 yılında kurulmuş ve İstanbul’un tarihi, sanatı ve kültürü üzerine akademik çalışmaları desteklemek amacıyla faaliyet göstermeye başlamıştır. Kütüphane ise bu enstitünün en önemli parçalarından biri olarak, araştırmacılara ve meraklılara geniş bir bilgi kaynağı sunmaktadır.
İstanbul tarihi üzerine önemli bir koleksiyon içeren kütüphane, Beyoğlu’nun kalbinde, Meşrutiyet Caddesi’nde yer alıyor. Eğer İstanbul’un keşmekeşinden biraz uzaklaşmak ve sessiz bir ortamda çalışmak istiyorsanız, burası tam size göre. Modern tasarımı ve ferah okuma salonları ile kütüphane, sessiz ve konsantrasyonu artıran bir atmosfer sunuyor. Üstelik İstanbul hakkında derinlemesine bir araştırma yapıyorsanız, buradaki kaynaklara göz atmadan geçmek olmaz.
10.Salt Araştırma Kütüphanesi – (2021)

Sanat, tasarım ve şehircilik üzerine modern bir araştırma merkezi olan, tasarımı, geniş dijital arşivi ve araştırmacılara sunduğu eşsiz kaynaklarla Salt Araştırma Kütüphanesi, sadece bir kütüphane değil; aynı zamanda bir kültür ve araştırma merkezi. Salt Araştırma Kütüphanesi, Salt Galata’nın içinde yer alan ve herkesin kullanımına açık olan bir araştırma merkezidir. Salt’ın sunduğu sanat, mimarlık, tasarım, kent çalışmaları, sosyal bilimler ve çağdaş kültür alanlarında geniş bir kaynak koleksiyonuna sahip. Salt Araştırma Kütüphanesi, araştırmacılara dijital ortamda erişim sağlayarak bilgiyi daha ulaşılabilir hale getiriyor. Kütüphanenin sunduğu Salt Araştırma Platformu ile belgeler, kitaplar ve makaleler dijital ortamda taranabiliyor. Ayrıca açık erişim koleksiyonları aracılığıyla, sanat tarihi, mimarlık ve kent araştırmaları alanında geniş bir dijital veri tabanı sunuluyor. Kütüphanenin arşiv belgeleri ve fotoğraflar koleksiyonu, İstanbul ve Türkiye’nin sosyal ve kültürel dönüşümüne dair benzersiz kaynaklar içeriyor. Bu dijital arşivler sayesinde, kütüphaneye fiziksel olarak gidemeyenler bile Salt’ın kapsamlı kaynaklarından faydalanabiliyor.
11.Rami Kütüphanesi – (2023)

Modern halk kütüphanelerinden biri olarak çok seveceğiniz Rami Kütüphanesi, 2023 yılında kapsamlı bir restorasyon sürecinin ardından kapılarını ziyaretçilere açtı. Osmanlı döneminden kalma tarihi bir askeri kışlanın modern bir bilgi ve kültür merkezi haline getirilmesiyle, İstanbul’a eşsiz bir kütüphane kazandırılmış oldu ve Türkiye’nin en büyük kütüphanelerinden biri hâline geldi. Bu dönüşüm sadece bir yenileme projesi değil; aynı zamanda İstanbul’a kazandırılmış büyük bir kültürel miras olarak da öne çıkıyor. Tarihi atmosferi bozmadan restore edilen kışla, artık bilgiye, sanata ve öğrenmeye adanmış devasa bir alan haline gelmiş durumda.
36.000 metrekarelik kapalı alan, 2,5 milyon kitap kapasiteli dev bir koleksiyon, dijital ve basılı kaynaklarla zenginleştirilmiş arşiv, çocuk ve gençler için özel okuma salonları ile en büyük kütüphane olma özelliğini taşıyor. Ayrıca kütüphanenin en dikkat çekici özelliklerinden biri geniş yeşil alanları ve bahçeleri. Sessiz, huzurlu ve doğa ile iç içe bir ortamda kitap okumak isterseniz, burası tam size göre.
12.İBB Baruthane Kütüphane- (2023)

İBB Baruthane Kütüphanesi, tarihi bir mirası modern bir kültür merkezine dönüştüren harika bir mekân. Boğaz’ın kıyısında, yemyeşil bir bahçede, huzur dolu bir atmosferde kitap okumak isteyenler için mükemmel bir kaçış noktası. Baruthane Kütüphanesi’nin bulunduğu yapı, adını Osmanlı döneminde barut üretimi için kullanılan fabrikalardan alıyor. 18. yüzyılda inşa edilen ve uzun yıllar Osmanlı ordusuna hizmet veren bu tarihi yapı, zamanla işlevini yitirmişti. Ancak İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin restorasyon çalışmalarıyla 2023 yılında kütüphane olarak yeniden hayat buldu. Bu dönüşüm, yalnızca bir binanın yenilenmesi değil, İstanbul’un kültürel mirasının korunarak yaşatılması açısından da büyük bir adım oldu. Bugün bu tarihi mekân, kitapseverler için bir bilgi ve huzur yuvası. İBB Baruthane Kütüphanesi, İstanbul’un en güzel noktalarından birinde, Sarıyer’de, Boğaz kıyısında yer alıyor.
Kaynakça
Aydın, Bilgin. “İstanbul Kütüphaneleri Tarihine Dair Araştırmalar”. Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, Cilt 8, Sayı 16, 2010, 333-344.
“Cumhuriyet Dönemi İstanbul Kütüphaneleri”. Büyük İstanbul Tarihi. Cilt 7. 2015.
“Osmanlı Döneminde İstanbul Kütüphaneleri”. Büyük İstanbul Tarihi. Cilt 7. 2015.
“İstanbul’un En İyi Kütüphaneleri”. Oggusto. Web. Erişim Tarihi: 26.03.2025.