Çağan Irmak filmleri dediğimiz zaman alelade filmler değil, aksine yıllar sonra bile insanın hafızasından silinmeyen filmler aklımıza gelir. Tekrar dönüp izleme ihtiyacı duyduğumuz bu filmleri her izleyişimizde daha önce fark etmediğimiz detaylar yakalarız. Bakış açımızı değiştiren genelde yaşanmışlıklarımız ve tecrübelerimizdir. Değişen bakış açımızla daha önce bize önemsiz görünen ufak detayları anlamlandırmaya başlarız çünkü hepsinde kendimizden bir parça buluruz. Bu yazıda Çağan Irmak’ın 2008 yılında vizyona giren ve çok beğenilen Issız Adam filmi üzerinden ilişkilerde bağlanma stillerinden biri olan kaçıngan bağlanmayı ele alacağız.
Çağan Irmak’ın Issız Adam’ı Üzerine

Issız Adam’dan bahsedecek olursak film, Alper ve Ada’nın Beyoğlu’nda bir sahafta karşılaşmaları ile başlar. Ada, sahne tasarımı mezunudur ve çocuklar için kostümler dikmektedir. Kendi dünyasında sakin bir şekilde mutlu bir hayat sürerken Alper’le tanışır. Alper ise restoranı sahibi başarılı bir şeftir. Ancak hayatı adeta ikiye bölünmüş gibidir. İş hayatında başarılı ve disiplin sahibidir, özel hayatını kolay kolay çevresine yansıtmaz. İlişki hayatı ise bir o kadar karmaşıktır. Tek bir kişiye bağlı kalamaz, hayatı hep tek gecelik ilişkiler etrafında dönmektedir. İkisinin tanışması başlayan hikayeleri çok uzun sürmeyecektir.
Kalbindeki Boşluğu Doldurabilmek

Ada ve Alper’in ilişkilerini etkileyen, Alper’in kaçıngan bağlanma stili çevresinde gelişen kişiliği olmuştur. Kapalı bir kutu gibi olan Alper, kız arkadaşı olmayan ve hep tek gecelik ilişkileri tercih eden biridir. Uzun süre kimseyle birlikte kalamaz ve kendisi hakkında konuşmayı sevmez. Alper içinde var olan bu boşluğu, ”Ben her şeyi tükettim Ada.” diyerek ifade eder. Yine de bu boşluğu Ada ile tamamlamak ister. Ancak Ada’yı ne kadar severse sevsin yine de tamamlanamaz. Günümüz ilişkilerinde de örneklerini görebileceğimiz bu durum, ilişkilerde kaçıngan bağlanma olarak adlandırılır.
Issız Adam‘ı izlerken kendimizi ister istemez bu ilişki türünü anlamaya çalışırken ve neden diye sorarken buluruz. Neden insan kendisine ve sevdiği insana bunu yapar? Kavuşma imkanı varken neden ayrılığı seçerler? Bunun için sorunun biraz temeline inmek gerekiyor. Bağlanma, çocuğun kendisine bakan kişi ile arasında kurduğu ilişkidir. Farkındalığını kazanmaya başlayan çocuk, ebeveyni ile arasında gelişen ve tekrarlanan deneyimler sayesinde bağlanma stilini geliştirir. Çocuklar dünyaya ilk geldiklerinde savunmasız ve ilgiye muhtaçtır. Kendilerine sığınacak güvenli bir yuva ararlar. İşte bu yuvayı ona sağlayacak olan annedir. Anne ile çocuk arasındaki temas, gülümseme hatta başa kondurulan küçük bir öpücüğün eksikliği bile aradaki bu bağı etkileyebilir. Anneden yeterince ilgi ve sevgi görememek veya iletişimsiz bir ortamda büyümek gibi nedenler kaçıngan bağlanma stilinin ortaya çıkmasına sebep olabilir.
Kaçıngan bağlanma gösteren birey, yalnız olmakla birlikte yalnızlığa gelemeyen bir insandır. Kısacası hayatında her zaman birilerinin varlığına ihtiyaç duyar ancak hayatına giren insanlarla uzun süre devam edemez. Yoluna eninde sonunda tek başına devam eder. Düşünülenin aksine iletişimi oldukça kuvvetli olan bu insanlar son derece sosyal olabilmektedir. Ancak bu sosyallik belli bir süre sonra yerini bireysellik ihtiyacına ve sessizliğe bırakmaktadır. Issız Adam filminde Ada ve Alper’in ilişkisinde bunun örneğini görmek mümkündür. Alper, Ada ile tanışabilmek için vazgeçmeden çabalar. İlişkilerinin ilk zamanlarında birbirlerini sevdiklerini ve mutlu olduklarına dair kesitler görürüz. Her şey yolunda gibidir. Film ilerledikçe seyircide “belki” düşüncesi oluşmaya başlar. Belki de ayrılmazlar, belki mutlu sonla biter. Ne yazık ki Çağan Irmak filmlerinde son derece realist bir yönetmendir ve hayatın bu kadar tatlı olmayacağını bir kez daha bize hatırlatır.
Geçmişin Şekillendirdiği Yarım Kalmış Hikayeler

Alper küçük bir şehirden İstanbul’a gelmiş ve restoranında orta sınıf üstüne hizmet vermektedir. Filmde Alper’in geçmişine ve annesiyle olan ilişkisine dair çok detaylı bilgi yer almaz. Kaçmak istediği geçmişine, İstanbul’a gelen annesi aracılığı ile küçük bir bakış atma fırsatı yakalarız. Belirgin bir baba figürü de olmadığı için onda kaçıngan bağlanma oluşmasında annesinin rolü olduğu varsayımında bulunabiliriz. Annesi Alper’e kıyasla çok daha dışa dönük bir insandır. Alper ise annesinin geçmişini temsil eden bir figür olması nedeniyle çevresinde bulunmasından rahatsız olur.
Annesi, Ada ile konuştuğu sahnede oğlundan şöyle bahseder: “Alper azıcık başka başka bir oğlandır. Söylemez solumaz derler ya öyle biri. Sevdiğini belli etmez hiç. Konuşmaz, sıkıntısını demez…Ufaklığından beri öyle geldi öyle gitti.” Annesi de oğlunu tanımaktadır aslında ve Ada’yı oğlunu içinde bulunduğu yalnızlıktan kurtarabilecek bir umut ışığı olarak görür. “Gayret et kızım, onu bırakma,” der. Ada her ne kadar ilişkiyi korumak istese de Alper kendisinden ayrılmak istediğini söylediğinde bu duruma şaşırmaz. Ada’nın Alper’in kaçıngan bağlandığını en başından fark ettiğini, onu sıkmamak ve uzaklaştırmamak için özen gösterdiğini görürüz. Öyle ki Alper’in nasıl bir tepki vereceğini bilemediği için bir türlü onu sevdiğini söyleyemez. Alper’in sarhoş olduğu bir anı değerlendirerek sevgisini dile getirir. Ancak Alper cevap vermez ve sadece gülümsemekle yetinir. Kaçıngan ilişki stilinde birey duyguları ile açıkça yüzleşemez. Alper de bu sahnede Ada’nın duygularıyla yüzleşmektense sessiz kalmayı tercih etmiştir.
Yaşanmışlık Değil Yaşanabilirlik İhtimali

“ Sen dizime yattın,
ben bir hikaye anlattım
ve sen büyüdün.”
Issız Adam’ı belkiler içinde izlerken, son sahnede Ayla Dikmen’in ”Anlamazdın” şarkısı eşliğinde Alper ve Ada’nın birbirine sımsıkı sarıldığı görülür. Seyircinin aklında kalan sorulardan birisi de şüphesiz, Ada mücadele edip Alper’in olduğu insanı değiştirmeye çalışsaydı neler olurdu sorusudur. Alper, mesafeli duruşundan vazgeçerek tam anlamıyla Ada’ya açılır mıydı yoksa Alper’in kendini adım adım geri çekmesi her ikisine de daha çok mu zarar verirdi? Sanırım bu sorunun cevabını bilmek imkansız. Ada ve Alper yıllar sonra karşılaştığında ikisinin de yüz ifadelerinden anlarız ki, acı verici olan yaşanmışlıklar değil yaşanma ihtimali olup yaşanamayanlardır.
Kaynakça
Yetişkinlerde Bağlanma Stilleri Nelerdir ve İlişkilerimizi Nasıl Etkiler? VePsikolog. Web. Erişim Tarihi: 12.05.2024
Bağlanma Teorisi ve Bağlanma Stilleri. Nora Psikoloji. Web. Erişim Tarihi: 11.05.2024
Erzan, Tuba. Uluç, Sait. Yıldırımlı, Gamze. ”Deneyimin Doğasına Gelişimsel Bir Bakış: Yetişkin Bağlanma Sınıflamaları ve Geştalt Temas Biçimleri Arasındaki İlişkinin İncelenmesine Yönelik Bir Ön Çalışma”. Edebiyat Fakültesi Dergisi (2007)
Kapak görseli: indyturk.com


