İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Editör:
Sena Yiğit, Mehmet Samet Acar, Gülizar Nehir Gülkanat

Bilginin kudretiyle efsanelerin yan yana geldiği bir şehir ve o şehirde bir kütüphane. Bu yazıda antik dünyanın akıl merkezinde yükselen, görkemli bilgi hazinesi İskenderiye Kütüphanesi’nin tarihine ortak oluyoruz. Aristoteles’in öğrencilerinden Kraliçe Kleopatra‘ya kadar uzanan, yetişen alimlerin sayısının çok fazla olduğu bu kütüphanenin baştan sona yolculuğuna, yaşadıklarına ve tanıklık ettiklerine gelin birlikte göz atalım.

İskenderiye Şehri’nin kuruluşu ve Büyük İskender

Evrimagaciorg

Büyük kumandan İskender, babası Philippos’un MÖ 336’da vefatı üzerine Makedonya’da tahta geçti. 13 yıllık hükümdarlığı boyunca Hindistan içlerine kadar girerek Yunan kültürünü Doğu’da geniş bir alana yayarak büyük bir coğrafyanın hakimi oldu. Bu hakimiyet Eski Yunan kültürü ve Doğu’nun buluşması Helenizm olarak adlandırıldı. Bu buluşma bilim, sanat ve felsefe alanında da etkisini göstermekten çekinmedi. Büyük İskender tahta çıkar çıkmaz ayaklanan Yunan devletleriyle mücadeleye, ardından Pers İmparatorluğuna karşı kazanılan bir zafer ve altındaki tüm sömürge topraklarını kontrolü altına almayı başardı. Tüm bunların ardından Mısır’da yeni bir başkent kurma hazırlığına girilmişti. Konumu itibariyle Nil’in yaydığı çamurdan etkilenmeyecek bir yerde olup, mimari planını ise Deinokrates’e emanet edilen, eski küçük yerleşmelerin birleştirilerek kurulduğu bu şehir İskenderiye olacak ve bu ismini de İskender’in ölümünün ardından alacaktı.

İskenderiye şehri üç etnik bölgeye ayrılmıştır: ilk olarak Serapeum adlı, Mısır’da kutsal sayılan, Apis boğasına tapınılan tapınağın inşa edildiği Mısır bölgesi; ikinci bölüm ise Kraliyet saraylarının, kütüphanelerin bulunduğu Brucheion Mahallesi, üçüncü ve son bölüm ise Musevilerin olduğu Musevi bölgesidir. Bu bölgelerde Yunan, Yahudi, Lübnanlı, Suriyeli; faklı diller konuşan, farklı dinlere sahip topluluklar hayat sürmüştür. İskenderiye’de evler, taştan ve etrafını kanallarla çevrili olup bu kanallardan Nil Nehrinden su getirilip şehre dağıtımı sağlanıyordu. İskenderiye zaman içerisinde Doğunun en büyük ve en zengin şehri haline geldi ve MÖ 280 yılında Mısır Kralı Ptolemy II. Philadelphus tarafından tamamlanan İskenderiye Feneri, Helenistik dönem için önem taşıyan bir yapı halindedir.

İskenderiye coğrafi anlamda hem çok kısa zamanda büyük bir gelişim göstererek hem de Yunan kültürünün Mısır’a girmesinde aracı olarak Helenistik Kültürün merkezi haline gelmeyi kısa bir sürede başarmıştır.

İskenderiye’de Bir Kütüphane

İskenderiye Kütüphanesi gztcom

Eski çağın en büyük ve evrensel kütüphanesi İskenderiye kütüphanesi, Yunan yazmalarını papirüsler sayesinde uzun yıllar korumuş, Akdeniz’den Karadeniz’e bir kitap ağı oluşturmuş, çeşitli yerlerden ilim insanlarının binlerce kitap yazması ve derlemesine sahiplik ederek Doğu ve Batı’nın sentezi bu kütüphanede oluşmuştur. Öyle ki Ayasofya’nın kubbe inşasındaki hesaplamaları onun ünlü iki mimarından biri olan Antemios, İskenderiye Kütüphanesinde bulunan bazı eserleri referans alarak yaptığı bilinmektedir.

Helenistik dönemde İskenderiye Kütüphanesi kurulmadan önce de daha küçük ve özel kütüphaneler bulunurdu. Bunlar; Eski Grek Kitap Koleksiyonları, Özel Şahıs Kütüphaneleri, Kıbrıslı Nicorates’in Kütüphanesi, Platon’un Kütüphanesi, Aristoteles’in Kütüphanesi, Demosthenes’in Kütüphanesi ve bundan da fazlası o dönemde karşılaştığımız kütüphanelerdir. Tüm bu kütüphanelerin varlığında İskenderiye Kütüphanesi, bu kütüphanelerden etkilenmiş ve faydalanmıştır demek mümkün.

Büyük İskender’in MÖ 323 tarihinde ölümüyle birlikte imparatorluk komutanları arasında paylaştırılmış ve MÖ 301’de Mısır’da Plolemaioslar, krallıklarını Büyük İskenderden devraldıkları kültür yaklaşımıyla korumayı sürdürmüş, ilime, edebiyata gereken alakayı vermek adına bir kütüphane kurma amacını taşımışlardır. Tüm bu kütüphane kurma fikrini I. Ptolemaios, ortaya koymuş gelecek Ptolemyler ise kütüphaneye gerekli özen ve çalışmaları yapmaktan çekinmemişlerdir.

İskenderiye Kütüphanesi bir kütüphane olmaktan çok edebi araştırma enstitüsü olarak biçimlendirilmiştir ve Dünyanın dört bir yanından kitap toplatılıp kütüphanenin arşivine yerleşmiştir.

Kütüphanenin Fiziki Yapısı

gztcom

Günümüzde kütüphaneden yalnızca üç taş blok ve bir hatip heykelinin alt kısmı kalmış olsa da fiziki yapısı için çağdaşı olan, dönemin kütüphane yapıları ve elde edilen arkeolojik bilgiler bu konuda fikir sahibi olunmasını sağlamıştır. İskenderiye Kütüphanesi; Eski Çağ yapı tarzına göre şekillendirilmiş olmakla birlikte, portrik ve sütunlu galerileri mimari yapısında barındırır. Merdiven ve podyum üzerlerindeki sütundaki izlerden bir üst katı daha olduğu anlaşılmaktadır. Nişlerin ve apsislerin üzerinde bulunan pencerelerden aydınlandığı yine bilinen mimari özelliklerindendir.

Kütüphanenin İdari Yapısı

İskenderiye Feneri arthipocom

İskenderiye kütüphanesi bir Krallık Kütüphanesi olduğundan hiyerarşik idari yapısı da kral tarafından belirlenmekteydi. Kütüphane, Kraliyet öğretmeni unvanıyla eğitim görmüş ve yükselmiş kişiler tarafından yönetilmekteydi. Bu kişiler aynı zamanda rahip ve ilim adamları olurdu. Kütüphanenin kendi içinde her bir bilim dalında yetkin çalışmalarını, araştırmalarını, kütüphanecilik işlerini yaptıkları üst düzey görevliler/bilim insanları bulunurdu.

Kütüphanede görev almakta olan bir diğer yapı ise katip ve müstensihlerdi. Kölelerden oluşan müstensihler; eskiyen bir kitabı yeniden yazma, kütüphaneye kitap alma/satma gibi görevleri olan kişilerdir. Bu kişiler yazdığı satır sayısı kadar ücret almaktaydı.

Kütüphanenin İç Durumu

gztcom

Kütüphanenin içerisinde büyük okuma salonları bulunmamaktaydı. Kitap depo kısımları ve okuma alanı bir alanda bulunup zamanla birbirlerinden ayrılmıştır. Kitaplar listelenip kategorize edilerek salonlarda yerlerini almıştır. İskenderiye Kütüphanesi aynı zamanda dönemin kültür faaliyetlerinin de sürdürüldüğü bir yerdir. Kütüphanedeki ilim insanları konferans ve münazara salonlarında konferans verir, tartışma ve karşılaşmalar da bu salonlarda yapılırdı.

Roma Devletinde Kütüphanenin Tahribi

Hristiyanlığın Resmi Din Olmadan Önceki Tahribi

Sezar İskenderiyenin önünde Giovanni Antonio Pellegrini Wikimedia Commons

MÖ 88 yılında Mısır’ı hakimiyeti altına alan iç savaş dönenimde İskenderiye de kendi payına düşeni almış ve büyük bir yıkıma uğramıştır. Kütüphanede yer alan, ilim ve bilim insanlarının, öğrencilerin İskenderiye’yi terk edişleri de kütüphaneye büyük bir darbe vurmuştur. Bu süreçte farklı dönemlerde farklı kişiler ve olaylar sebebiyle Roma Devleti’nin Hristiyanlığı resmi dil kabulünden önce kütüphanenin tahribe uğradığı bilinmektedir.

Bunlardan ilki Caeser Dönemi tahribi. Bu dönemde Caeser, Mısır’daki taht kavgalarını fırsat bilerek Mısır’a saldırmış ve yabancı kuvvetler sayesinde de Mısır’ı teslim altına almıştır. Bu süre zarfında kütüphanenin yakıldığı ve içerisindeki zengin bilgi birikimin bulunduğu kırk bin kitabın hasar aldığı Saneca’nın yazıları doğrultusunda bilinmektedir. Ardından dönem Yahudileri ile Yunanlılar arasında yaşanan sorunlardan kaynaklı Traianus Döneminde de tahribe maruz kalındığı yine bilinen bir gerçektir. Geriye kalan dönemler ise Domitius ve Diocletianus dönemleri. Bu dönemlerde de Kütüphane tahribe uğramış, tarih süreci içerisinde zorlu koşullardan geçmiştir. Her ne kadar sonuç beklenen gibi olmadıysa da, İskenderiye kütüphanesi var olmaya çalışmıştır.

Hristiyanlığın Resmi Din Olduktan Sonraki Tahribi

Kütüphane Tahribi 10layncom

Roma İmparatorluğunda ve İskenderiye Kütüphanesi kurulurken paganizm revaçtaydı ve kütüphane bu anlayışıyla kuruldu. Eserler, çalışmalar, eğitimler hep paganizm üzerineydi. Paganizmin önemli bir merkezi olarak bilinen İskenderiye’de Hristiyanlığın yayılmasıyla tabii ki kütüphanedeki işleyiş değişti. Daha katı ve hoşgörüsüz bir hal almıştı. Bu nedenle Hristiyanlık ve putperestlik adına yapılan mücadelelerde kütüphane yine kendi payına düşeni almış, tahribe uğramıştı. Bu mücadelelerle birlikte çok sayıda Hristiyan’ın öldüğünü bunun üzerine büyük bir ayaklanma yaşandığını, tüm bu çatışmalar sırasında farklı görüşler sebebiyle Serapeion Kütüphane ve Tanığının tarih sahnesinden silindiğini bilmekteyiz. Yine barındırdığı kitaplar sebebiyle İskenderiye Kütüphanesi’nin dönem İmparatoru olan Marcion tarafından 455 yılında yakılma emrinin verildiği ve kütüphanenin en büyük yıkıma en yıkıcı şekilde uğradığı son tahribinde, Serapeion Kütüphanesi gibi tarih sahnesinden ne yazık ki silindi.

Hz. Ömer ve İskenderiye Kütüphanesi

worldarkeolojiblogspotcom

İskenderiye Kütüphanesi’nin tahribi ile ilgili Müslümanların kütüphaneye tahribe uğrattığı veya uğratmadığı yönünde iddialar çeşitli kaynaklarda, tarihçilerin eserlerinde mevcut. Bu iddialar Müslümanların fethinin altı asır sonrasında, halihazırda o tarihlerde var olmayan bir İskenderiye Kütüphanesi üzerinde olmuştur. Yani ortaya atılan iddiaların asılsız olduğu o tarihlerde Kütüphanenin zaten büyük bir tahribe uğrayıp yakıldığı bilinmektedir. Rönesans sonrası geçmiş dünyanın kaynaklarına ilgi ve alaka arttıkça, var olan doğrular üzerinden bu şekilde gerçeği yansıtmayan söylemler artmıştır.

Sebepler her ne olursa olsun bilginin yuvası her daim kutsal olmalı. Kitaplar, sayfalar yalnızca okundukça değerli olup kişilerin zihninde var oldukça kendini gerçekleştirebilir. Tarihten silinen yalnızca sayfalarca zengin bilgi, birikim, kültür değil insanlığın kendi tarihi, mirasıdır. Bu mirasa sahip çıkması gereken onu yok edenle aynı kişi, insandır.


Kaynakça

Çelik, Mehmet ve Sezgin Güçlüay. Hz. Ömer ve İskenderiye Kütüphanesinin Yakılması Meselesi. Yüksek Lisans Tezi, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Tarih Anabilim Dalı.
Erişim tarihi: 13 Şubat 2025.

Ortaylı, İlber. “İskenderiye Kütüphanesi.” Dergipark. Erişim tarihi: 13 Şubat 2025.

Sümeyra Yüksel
Sümeyra Yüksel
There is no "Answer" But Elenor is the Answer.

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Dante’nin İlahi Komedyası’nda İnsanlığın Mitolojik ve Manevi Seyahati: Kayboluşun Karanlığı ve Kurtuluşun Işığı

Dante’nin İlahi Komedyası; insanlığın ahlaki seçimlerini sorgulamasına, içsel çatışmalarını aşmasına ve evrensel sorulara yanıt bulmasına rehberlik eder.

Kırmızının Tonlarına Bürünmüş 7 Yabancı Albüm Kapağı

Temalarında kırmızı renginin ön planda olduğu ve gizli anlamlarıyla bizi farklı yolculuklara çıkaran albümleri sizler için derledik.

Marmaris’te Yaz Rüyası: 5 Günlük Keşif Rotası

Ege ve Akdeniz'in incisi Marmaris için keyifli bir yol rotası.

Editor Picks