“Sorsan kimse av olmayı seçmez ama sen seçiyorsun işte…”
57. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Senaryo ve En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülleriyle taçlanan İnsanlar İkiye Ayrılır, Tunç Şahin’in yönetmen koltuğunda oturduğu 2020 yapımı, BluTv ve Bir Filmin yapımcılığını üstlendiği bir dram-gerilim filmi olarak karşımıza çıktı. Filmin başrollerini Burcu Biricik, Pınar Deniz ve Aras Aydın paylaşıyor. Uzun bir süre önce vizyondan kalkmış olan İnsanlar İkiye Ayrılır’ı, şu an BluTv ve Netflix platformları aracılığıyla izleyebilirsiniz.
Film Hakkında Bazı Notlar
Bankaya yüklü miktarda borcu olan Ceren (Pınar Deniz), saf, insanlara kolay inanan bir profil taşır. Bankanın danışmanlığını üstlenen bir şirketle farkında olmadan hayatını baştan aşağı değiştirecek bazı olaylar yaşar. Ortada bir borç, bu borcun peşinde olan bir danışmanlık şirketi ve şirketin en gözde çalışanları vardır. Bu çalışanlar ise Duygu (Burcu Biricik), soğukkanlı ve işine son derece odaklı birisi olarak karşımıza çıkıyor, Bahadır (Aras Aydın) ise daha iyi ve ılımlı görünen karakter rolündedir. Filmde, bu ikilinin rekabetleri sonucu işleri nasıl bambaşka bir boyuta sürüklediğine tanık oluyoruz. Her ikisi de prim alabilmek uğruna Ceren’i manipüle ederek kendi danışanı olması adına çabalar. Sonrasında Ceren aslında bir danışan mı, yoksa av mı sorusu film boyu kafanızı kurcalayabilir.
Spoiler İçererir!
Filmin giriş sahnesinde günümüze ithafen animasyon bir banka reklamı kullanılmış. İlgi uyandıran bir giriş olduğu söylenebilir. Filmin başından itibaren Müge (Başak Daşman) bankanın avukatı olarak herkese karşı sergilemiş olduğu tutumu ve soğukkanlılığıyla açıkça göz dolduruyor. Filmi izlerken oyuncunun sahiden bir avukat olduğunu düşünebilirsiniz. Filmin danışmanlık şirketinin ikna kabiliyetiyle müşteriler üzerindeki (gizli) baskıcı tutumu, hakimiyet kurmak adına bazı taktikler geliştirmesi açıkça herkesi ben de bunları yaşıyor muyum acaba sorgusuna maruz bırakıyor denilebilir.
Duygu ve Bahadır’ın prim uğruna girdikleri rekabet gün geçtikçe büyür. Duygu, Ceren’i Bahadır’dan uzak tutmak adına konuya erkeklere hiçbir koşulda güven olmayacağına dem vurarak girer ve Ceren’i etkilemeyi başarır. Bahadır’ın onunla ilgilenmesini, ödemesine yapacağı yapılandırmaya dair verdiği bütün o sözleri Ceren’in genç ve güzel bir kadın olmasına yorar. Bahadır’ın onunla bu yüzden çok fazla ilgilendiğini, ona yardımcı olmayıp daha önce de kendisi gibi genç ve güzel danışanlarını bu şekilde kandırdığından bahseder; ama kendisi öyle midir?
Duygu Ceren’e ben senin yanındayım görüntüsü vermekten çekinmez. Bahadır da bu esnada boş durmayacaktır elbette. Ceren’le geçirdikleri zaman gün geçtikçe artmaya ve farklı bir hal almaya başlamaktadır. Ceren bazı noktalarda Bahadır’ı sorgulamaya ve Duygu için bilgi toplamaya, ses kayıtları almaya başlar. Her şey Duygu’nun planladığı gibi gitmektedir ta ki Ceren Bahadır’a aşık olana kadar.
Ayrıca flashback sahneleri filmin olmazsa olmazları diyebiliriz. Filme heyecan katan ve işleyişi anlamamızı sağlayan çoğu şeyi bu sahneler aracılığıyla görmüş olduk. Ekibin tanışma hikayesi, Duygu ve Bahadır’ın bir araya gelişi, Tilbe’nin duygusallığı ve iyi niyetiyle bu işe aslında hiçbir zaman uygun olmadığına bu sahnelerde yeniden tanık oluyoruz. Duygunun aslında felsefe mezunu olması; ama Türkiye şartları altında alanında çalışamadığını ve öğretmenliğe zaten yönelemediğini, para ihtiyacıyla bu tarz bir işe mecbur kalmasını görmek herkesi bazı konularda düşündürmeli. Duygu’nun mecbur kaldığı bu işin seminer eğitiminin tamamen borçlu, alacaklı ve banka üçlemesi üzerine ilerlemesiyle açıkça etik kuralların hiçe sayılmasına şahit olmak pek hoş bir deneyim olmuyor. Zaten bu eğitime daha çok alacaklı olma eğitimi de diyebiliriz.
Duygu’nun eğitim esnasında sağladığı başarıyla Eray’a umut vermesi gözlerden kaçmıyor. Duygu daha ilk günden dişli bir çalışan olabileceğini gösteriyor. Fakat bunlardan önce Duygu bir kararsızlık yaşar Eray da ona bu sayede düzenden bahseder. Sorsan kimse av olmayı seçmez ama sen seçiyorsun işte.. Ya şimdi o dosyayı ararsın ve avcı olursun ya da buradan çıktığında üç vakte kadar seni ararlar ve sen av olursun mesajıyla Duygu’yu harekete geçirmeyi başarır. Duygu böylece bu iş için ilk adımı atar.
Tekrardan günümüze dönecek olursak Tilbe’nin hamile haliyle danışmanlık şirketinde yaşadığı üzüntü ve sonrasında Duygu’ya işten ayrılacağından bahsetmesi ve Duygu’nun bu esnada yaşadığı üzüntü izleyenlerin aklında bazı soru işaretleri bırakıyor. Filmi izlerken en çok zorlanacağınız kısım, kim iyi kim kötü her sahnede fikrinin değişmesine yönelik anlar yaşanması olabilir. İlerleyen süreçte Duygu ve Bahadır’ın bu iş uğruna daha fazla neler yapabileceğini tanık oluyoruz.
Ceren bu alacaklıların, daha doğrusu danışmanların pençesinden kurtulabiliyor mu?
Eray Ege Danışmanlık için beklenmedik gelişmeler yaşanmaya başlıyor. Avcı olduğunu asla kaybetmeyeceklerini düşünen bir şirketin nasıl av haline geldiğini görmek isterseniz eğer şimdiden iyi seyirler!
Filmin fragmanına göz atmak isterseniz;






