İnsanın Hikayesi

Seda İpekli
Seda İpekli
Seda İpekli,1985 yılında İstanbul’da doğmuştur.Aslen Makedonyalıdır.Evli ve bir çocuk annesidir.Beykent üniversitesi radyo televizyon programcılığı ve Anadolu üniversitesi işletme bölümlerinden mezun olmuştur. Bitirdiği bölümlerden bağımsız olarak çocukluk hayali olan havacılık sektörüne girerek bir dönem Türk hava yollarında kabin memuru olarak hizmet vermiştir. Sonrasında birbirinden farklı kurumsal firmalarda da marka yöneticiliği yapmıştır. Ayrıca Başkent İletişim Bilimleri Akademisinde spikerlik eğitimini tamamlayarak da bir dönem yerel kanallarda ve sosyal medyada program yöneticiliği yapmıştır. Ekstradan kadın sığınma evlerine gönüllü destekçi olarak hizmet vermektedir.Kadınlar ve çocuklara yönelik sosyal sorumluluk projelerinin başında yer almak onun için her zaman öncelik olmuştur.Bu yüzden kendisini çok şanslı ve ayrıcalıklı hissettiğini de her zaman paylaşmıştır. Yazmayı,okumayı ve her geçen gün kendisine birşeyler katmayı ilke haline dönüştüren Seda İpekli aldığı kişisel gelişim eğitimi sayesinde de ikinci hayali olan yazarlık kariyerine “negatif insan diyeti”adlı kitabıyla başlamıştır.
spot_img
spot_img

İnsanın hikayesi aslında ayrıntılı ve uzun bir hikayeyi özlü ve kolay anlaşılır biçimde yirmi birinci yüzyıl okuru için yeni baştan anlatan bir yapıt. Okul yıllarımızda birçoğumuzun “sıkıcı” olarak adlandırdığı tarih derslerinin kafa karıştırıcılığı düşüncesini tam olarak bu kitap sayesinde geride bırakıyoruz da diyebiliriz.

“O” çok uzun soluklu insanlık tarihimizin meraklı bir öyküye dönüştüğü sayfalarda; atalarımızın mağaralardan bozkırlara, göçebelikten yerleşik hayata nasıl geçtiğine, imparatorluklardan çok uluslu devletlere nasıl ve ne şekilde evrildiğine yakından tanıklık edebiliyoruz. Biz “İnsan” türünün dünyamızdaki türeyişini, gelişimini, tarım ve hayvancılıktaki başarılarını, başka bölgelere göçmelerini, doğa ve birbirleri ile olan mücadelelerini, devletçikler ve devletler kurmalarını ve hatta imparatorluklar kurmalarını özetle insana dair merak ettiğiniz ne varsa birçoğunu anlaşılır bir anlatımla bu yapıtta bulabileceğinizi düşünüyoruz.

Kitabın yazarı olan James C. Davis’in hayatına baktığımızda son derece donanımlı bir eğitmen olduğunu ve Amerika’da Pennsylvania Üniversitesi’nde 34 yıl tarih öğretmenliği yaptığını görüyoruz. Modern Avrupa uluslarının doğuşu ve özellikle de Venedik tarihi alanında tarihçilerin kaynak olarak kullanabileceği dört kitap yazan Davis bizim gibi alan dışından insanlara yönelik olarak da taş devrinden günümüze kadar tarihimizi roman tadında okuyabileceğimiz bu kitabı hazırlıyor. 

Kitabın büyük bir hikâyeyi öğrenmek, hatırlamak ya da unutulup gitmiş eksik parçalarını tamamlamak isteyenler için bir başucu kitabı olduğunu da söyleyebiliriz. Her ne kadar ismi “İnsanın Hikayesi” olsa da, aslında halkların kısa bir özeti niteliğinde ve avcı, toplayıcı, homo erectus ve homo sapiens hikayelerine de yer veriliyor. Ağırlık homo sapiens, sapiens türde yani günümüz insanında. Bu kısım da Sümerler ile başlıyor, Antik Yunan, Pers uygarlığı derken bugünkü modern devletlere kadar geliyor. Tarihle ilgili olan kısımlarda 2. Dünya Savaşı, Soğuk Savaş, Kore, Vietnam ve Küba gerginlikleri gibi savaşlar hakkında bilinmeyen detaylara yer verilmesinin okurlar için oldukça faydalı olduğunu söyleyebiliriz. Amerikalı yazarın kendi ülkesini eleştiren sözleri de Davis’in tarafsız bir bakış açısına sahip olduğunun göstergesi olarak değerlendirebiliriz. 

Kitapta genel olarak ilk insanların ilkel yaşantısından toplum düzeyine geçişi anlatılıyor fakat o geçiş sürecinde kurduğu uygarlıklar ve o uygarlıkların kendi arasındaki savaşlarını, mücadelesini, günlük yaşantısını, yönetim biçimini, icatlarını, en ince ayrıntısına kadar bölüm bölüm sade ve akıcı bir dille mercek altına alıyor. Örneğin bir bölüme Atina ve Spartalılar’ı koyuyor, diğer bölüme Çinliler’i, başka bölüme de Moğol devletini… Liste  uzayarak devam ediyor. Ta ki yakın tarih ve günümüzün devletleri konusuna gelene kadar ve yazar bunları anlatırken kronolojik sıralamayı bozmuyor, gelişigüzel anlatmadığı için de  anlattıkları akılda kalıcılık sağlıyor. Tarih kitaplarının genelde sıkıcı olmasının sebebi belki de böylesine akıcı ve sade bir dil kullanılmayışı olabilir.

Özet niteliğindeki tüm bu anlattıklarımızdan sonra sıkılmadan, gönül rahatlığıyla okuyacağınız 478 sayfalık bir tarih serüveni sizleri bekliyor. Keyifli okumalar dileriz.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.