İnşallah Erkek Olur Film İncelemesi: Erkek Egemen Düzenin Gölgesinde Kadının Mücadelesi

Editör:
Asiye Tuna Deniz
spot_img

Amjad Al-Rasheed’in ilk uzun metraj filmi İnşallah Erkek Olur (2023), ataerkil toplumun kadına sunduğu yaşam seçeneklerini sorgulayan, çarpıcı ve politik bir anlatıdır. Kadın bedeni, toplumsal cinsiyet rolleri, sistematik eşitsizlikler etrafında örülen bu hikaye, Orta Doğu sinemasında feminist bir duruş sergiler. Bu etkileyici yapımın detaylarına beraber göz atalım. 

Kadınlığın Hukuku, Sessizliğin Direnişi

İnşallah Erkek Olur (2023), Justwatch

Film, Ürdün’de geçen sade ama sarsıcı bir hikâye üzerinden kadınların yasal güvenceden nasıl yoksun bırakıldığını, cinsiyet rollerinin nasıl katılaştığını ve kadınlar arası ilişkilerin bu sistemde nasıl kırılganlaştığını gözler önüne serer. Kocasının ani ölümünün ardından kızıyla birlikte yaşadığı evde kalma hakkı dahi elinden alınmak üzere olan Nawal, sisteme karşı doğrudan başkaldırmaz ama boşlukları zorlayarak direnmenin yollarını arar. Yan karakterlerden biri olan Lauren ise bu sessizliğe karşı doğrudan söz alır: O, ataerkil sistemin çelişkilerini ifşa eden, bedeniyle ve sözleriyle sistemi eleştiren bir kadın figürüdür. Film, yalnızca bireysel bir adaletsizlik değil; bir toplumsal yapının kadın bedenine, anneliğe, cinselliğe ve mülkiyete dair işleyişini katman katman açar.

Kadın ve Yasa: Erkeklik Üzerinden Tanınan Haklar

İnşallah Erkek Olur (2023), Bant Mag.

Nawal, eşi Bilal’in ölümünden sonra, yasalar gereği kız çocuğu annesi olduğu için ev üzerindeki hakkını kaybeder. Erkek kardeşler, mirası talep ederek onu evden çıkarmak ister. Nawal, hem kızını hem geçmişini korumak için çaresizce bir plan geliştirir: kocasının ölümünden önce hamile kaldığını iddia eder. Bu kurmaca, kadının sisteme karşı yalan söylemesi değil; hayatta kalmak için yasal dili manipüle etmek zorunda kalmasıdır. Çünkü Ürdün’de miras, soyun erkek çocuk üzerinden devamı ilkesine dayalıdır. Kadın, ancak erkek doğurursa korunur. Film, bu çarpık hukuksal gerçekliği dramatize ederken, Nawal’ı suçlayarak değil; sistemin çürümüşlüğünü teşhir ederek anlatır.

Lauren ve Ataerkinin Çelişkileri : “Seks Yapmak İçin Hayatını Mahvetmen Gerekir”

İnşallah Erkek Olur (2023), Hdfilmcehennemi

Filmin en dikkat çekici ve politik karakterlerinden biri Lauren’dir. Nawal’ın bakımını üstlendiği yaşlı kadının torunu olan Lauren, evli olduğu erkek tarafından aldatılmış ve istenmeyen bir gebelik yaşamıştır. Kürtaj yaptırmak ister ancak bu Ürdün’de yasadışıdır. Lauren, yalnızca gizli bir merdiven altı klinikte bu hakkını kullanabilir. Ardından eşi tarafından dövülür. En dikkat çeken kısmı ise Lauren’in şu sistem eleştirisidir: “Geleneğimize göre bir kadın bir adamı beğenir ve onunla seks yapmak isterse evlenmesi gerekir; evlilik de çocuk demektir. Yani seks yapmak için bir tuzağa düşüp evlenerek hayatını mahvetmen gerekir.” Bu replik, kadın cinselliğinin nasıl çift yönlü kuşatıldığını gösterir: Kadın evli değilse ahlaksız ilan edilir, evliyse doğurmak zorundadır.

Lauren’in isyanı, kadınların yalnızca aile içinde değil, kendi bedenleri üzerinde bile söz hakkına sahip olmadığını ortaya koyar. Üstelik ailesi de onu desteklemez. Annesi, kocasının onu aldatmasını doğal karşılar. Kadınlar arası kuşak çatışması burada netleşir. Lauren bir bilinç figürüyse, annesi bu baskıcı düzenin içselleştirilmiş bir uzantısıdır. Nawal, Lauren’in kürtaj sürecine yardım eder. Ancak bunu hamilelik testi karşılığında yapar. Bu da filmde kadınlar arası ilişkinin saf dayanışmadan çok çaresizliğe dayalı bir pazarlığa dönüşmüş hâlini gösterir. Kadınlar birbirinin umudu değil, bazen mecburiyetidir. Bu durum, patriyarkanın kadınları yalnızlaştıran doğasını gözler önüne serer.

Nesnelerin Söz Hakkı: Filmin Sembolik Dünyası

İnşallah Erkek Olur (2023), Filmarasıdergisi

İnşallah Erkek Olur, yüksek sesli bir başkaldırı filmi değildir. Aksine, onun en çarpıcı gücü, gündelik eylemler, sıradan nesneler ve neredeyse söze dökülmeyen anların taşıdığı sembolik anlamlarda yatar. Film, kadının maruz kaldığı baskıyı anlatırken nesneleri birer tanık, mekânları birer hapishane ya da geçit, sessizliği ise bir silah hâline getirir. Nawal için ev yalnızca içinde yaşadığı yer değil, varlığını tanımlayan tek maddi ve sembolik teminattır. Bu ev, bir erkek (koca) tarafından sağlanmış, onun adıyla tescillenmiştir. Ev kadına ait değildir; ancak bir erkek doğurursa “onda kalmasına izin verilir.” Bu yönüyle ev, kadının tarih boyunca miras dışı bırakılmasının mekânsal tezahürüdür. Evden atılmak, Nawal için yalnızca fiziksel değil; toplumsal ve kimliksel bir silinme tehdididir.

Filmin sonunda Nawal’ın sürmeye başladığı kamyonet, klasik anlamda bir ulaşım aracı değildir. O ana kadar erkeklerin sürdüğü bu taşıt, kadın karakterin ilk kez kendi istikametine yöneldiği, ilk kez kendi rotasını çizdiği anı temsil eder. Direksiyon, burada erkekliğin metaforudur; onu kadının ellerine vermek, iktidarın alan değişimini gösterir. Nawal artık “taşınan” değil, hareket ettirendir.

İnşallah Erkek Olur (2023), FilmArası Dergisi

 Film boyunca dikkat çeken sahnelerden biri, erkek çocuklarının Nawal’a dönerek şunları söylemesidir: “Poşetin olayım!” Gülerek ve oyun gibi söylenseler de, bu cümle kadının toplum nezdinde neye indirgendiğinin trajik bir temsilidir: Kadın, taşınan, içi doldurulan, şeffaf, şekilsiz ve kolayca atılabilir bir nesne gibidir. Kadın bedenine dair bu kültürel imgelem, filmi izleyen izleyiciye önce gülümsetir, ardından rahatsız eder. Nawal’ın sonunda çocuklara poşetle vurması ise bu nesneleşmeye karşı ilk fiziksel tepkidir. Küçük gözüken büyük bir kırılma noktasıdır. Nawal’ın devlet dairelerinde koşturduğu belgeler, yalnızca bir bürokrasiye değil; kadının hak talebinde bulunabilmesi için “kanıt sunma” zorunluluğuna işaret eder. Kadının deneyimi, sözü ya da beyanı geçersizdir; geçerli olan yalnızca imzalı, onaylı ve “erkekçe” düzenlenmiş belgelerden oluşan bir sistemdir. Bu sembol, patriarkal hukuk düzeninde kadının ancak belgeyle “var” sayılabileceğini gösterir.

Nawal, film boyunca az konuşur. Bu suskunluk korkudan ya da çaresizlikten değil bir stratejiden kaynaklanır. Konuşmak, erkeklerin alanıdır; kadın ise varlığını kelimelerle değil, eylemlerle ve sabırla kurmak zorundadır. Sessizlik burada itaat değil; duygunun ve mücadelenin bastırılmış, yoğun haliyle dışavurumudur. Nawal konuşmaz ama sürer. Bağırmaz ama hamilelik yalanını kurar. Sessizlik, onun en keskin dilidir.

Direniş Sessizce Başlar

İnşallah Erkek Olur (2023), IKSV

İnşallah Erkek Olur, kadınların ataerkil sistem içinde hayatta kalmak için verdikleri görünmez savaşları görünür kılar. Film, yalnızca yasal adaletsizlikleri değil; cinsiyet rollerinin içselleştirilmesini, kadınların sistemin hem mağduru hem de taşıyıcısı hâline gelmesini, cinsellik ve annelik üzerinden uygulanan tahakkümü sorgular. Lauren, filmde sistemin karşısında açık bir bilinçle duran, bedeninin sahibi olmak isteyen kadını temsil eder. Nawal ise sistemi içinden zorlayarak kendine alan açmaya çalışan kadın figürüdür. İki kadın farklı yollarla ama aynı baskıya karşı koyar.

Son sahnede Nawal kamyoneti sürdüğünde, aslında sadece bir yerden bir yere değil, sistemin sınırlarının dışına doğru hareket etmektedir. Direniş bir haykırışla değil, bir direksiyonu ele almakla başlar. Ve bu başlangıç, artık kadının erkeğin varlığına ihtiyaç duymadan hareket edebileceğinin görsel kanıtıdır.

Filmin fragmanına buradan ulaşabilirsiniz.

Kaynakça

Öne çıkarılan görsel: MUBI

Benli, Betül. “Sistematik Bir Zulüm: İnşallah Erkek Olur.” Film Arası Dergisi, sayı 19, Temmuz 2023, ss. 58–66.

Denk, Kaan. “İnşallah Erkek Olur: Ana, Kız, Kutsal Oğul.” Altyazı Sinema Dergisi, sayı 127, Mayıs 2024, ss. 34–41.

Soysal Kaymak, Sena. “İnşallah Erkek Olur Film Analizi.” senasoysal.com.tr, Aralık 2023.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Tiramisu: İtalyan Mutfağının En Tatlı Başarısı

Bir tatlıdan çok daha fazlası: Treviso'dan doğup dünyaya yayılan tiramisunun kültürel ve gastronomik yolculuğu.

Jacob Elordi: Modanın Kural Bozan Çocuğu

Euphoria dizisinin genç yeteneği Jacob Elordi, oyunculuğu kadar stili ile de meşhur bir kişilik. Elordi'nin dolabında yolculuğa çıkıyor ve tarzını keşfediyoruz.

Karadeniz’de Sonbahar: Doğasına Hayran Kalacağınız 7 Yayla

Karadeniz’in büyüleyici yaylalarıyla doğanın kalbinde bir yolculuğa çıkın. Ayder’den Pokut’a, Gito’dan Kafkasör’e uzanan bu rota; huzur, macera ve eşsiz manzaralar sunuyor.

İstanbul Mimarisi: Süreyya Operası

Kadıköy’ün sanatla özdeşleşen simgesi Süreyya Operası, yaklaşık bir asırlık tarihiyle kentin kültürel mirası ve gururudur.

Sait Faik: Adacılığın Ritüellere Yansıması

Sait Faik'in adacılığı, doğayla ve insan sevgisiyle örülmüş bir kaya parçasına sığınan rutin hayatın ta kendisidir.

Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Temizlik Takıntısı

Hastalık korkusuyla büyüyen Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın temizlik takıntısı, yaşamına ve romanlarına mizahi biçimde yansımıştır.

Sherlock Dizisinin Unutulmaz Replikleri: Oyun Başlıyor

Sherlock dizisinin ustalıkla yazılan, şarap gibi yıllanmış, akıllara kazınan repliklerine birlikte göz atalım.

Çocuklara Boşanma Nasıl Anlatılır?

Boşanma çocuklar için zor bir süreçtir. Doğru kelimeler, doğru zaman ve sevgiyle güvenin varlığı, bu süreci atlatmada büyük önem taşır.

Aftersun Filminin Unutulmaz Replikleri

İzleyenlerin kalbinde bir burukluk bırakan Aftersun filminin repliklerini inceliyoruz!

Kayıp Tanrılar Ülkesi Aslında Ne Anlatıyor?

Usta yazar, maharetli kalemiyle okurunu da yanına alıp Berlin ve Bergama'ya gidiyor; işlenmiş bir dizi cinayetin perde arkası arkeoloji, mitoloji ve tarihin ışığında aydınlanıyor.

Editor Picks