İngiliz Edebiyatı, Dünya Edebiyatı’nda göze çarpan en önemli ve etkileyici alanlardan bir tanesidir. Orta Çağ’dan günümüze kadar uzanan gerek roman gerekse şiir kültürüyle edebiyat dünyasına birçok katkıda bulunan İngiliz Edebiyatı’nın yazarlarını, eserlerini hepimiz duymuşuzdur. Gelin, okuyan herkesin içinde merak uyandıran İngiliz Edebiyatı’na ve nereden başlamanız gerektiğinize birlikte göz atalım.
İngiliz Edebiyat Tarihi
İngiliz Edebiyatı, Dünya Edebiyatı’na sonradan İngilizce adını alacak dilin en eski haliyle yazılan “Beowulf” eseriyle giriş yapar. Epik bir şekilde yazılan Beowulf hikayesi, Anglo-Sakson grupların Britanya Adaları’na geldiklerinde beraberinde getirdiği çeşitli diyalektlerin oluşturduğu bir dille yazılmıştır. Anglo-Sakson dönemden günümüze kadar gelen İngiliz Edebiyatı’na tarihsel bir bakış açısıyla yaklaşacak olursak birçok döneme ayrıldığını görebiliriz. Bu dönemler bazı listelerde tarihi olaylara dayanarak bazılarında ise yazım dili ya da hakim olan edebiyat akımları üzerinden ayrılır. Tarihsel süreci baz alarak 7 dönemi sizler için inceledik.
Eski İngilizce Dönemi

Elizabeth Çağı (Rönesans Dönemi)

Artık gelişme ve aydınlanma dönemine adım atan İngiltere’nin bu dönemi, ismini dönemin hükümdarı Kraliçe I. Elizabeth‘ten alır. Kraliçe’nin de yardımlarıyla gelişen edebiyat ve tiyatro dünyası bu dönemde birçok ünlü ismin ev sahipliğini yapmıştır. İngiliz Edebiyatı denince ilk akla gelen isimlerden birisi William Shakespeare bu dönemde Kraliçe huzurunda birçok tiyatro oyunu yazmış ve yayımlamıştır. Günümüzde bile hala oldukça popüler olan “Romeo ve Juliet”, “Hamlet” ya da “Othello” gibi Shakespeare oyunları bu dönemde yazılmıştır. Shakespeare’in en büyük rakibi olarak bilinen Christopher Marlowe da aynı dönem yazarlarından birisi olarak “Büyük Timurlenk” ve “Doktor Faustus” gibi önemli eserler yazmıştır.
Restorasyon Dönemi
Restorasyon Dönemi İngiliz Edebiyatı, İngiltere’de 1660 ile 1689 yılları arasındaki dönemi, İngiltere’nin Monarşi rejimine geri döndüğü ve Kral II. Charles‘ın tahta çıktığı zaman dilimini kapsar. Bu dönem politik, sosyal ve kültürel anlamda büyük değişimlere sahne olmuş ve bu değişimler doğal olarak edebiyat dünyasına da yansımıştır. Restorasyon Dönemi İngiliz Edebiyatı’nın en önemli özelliklerinden biri de dildeki değişimdir. Bu dönemde, İngilizce dilinde önemli bir evrim yaşanmış ve modern İngilizcenin temelleri atılmıştır. Örneğin, Rönesans Dönemi yazarı William Shakespeare’in eserlerine bakıldığında “thee, thou” gibi kalıplara rastlanırken bu dönemde İngilizce daha da sadeleşerek günümüze daha yakın bir dile evrilmiştir.
Restorasyon Dönemi İngiliz Edebiyatı’nın öne çıkan yazarları arasında John Dryden, Aphra Behn, John Bunyan, Samuel Pepys ve John Milton gibi isimler yer almaktadır. John Dryden, tiyatro oyunları ve şiirleriyle tanınırken Aphra Behn özellikle kadın yazarların yazdığı eserlerin kabul görmesine katkıda bulunmasıyla tanınır. John Bunyan, “Pilgrim’s Progress” adlı eseriyle ünlüdür ve Samuel Pepys, “Pepys’in Günlüğü” adlı eseriyle anılır.
Romantik Dönem

İngiliz Edebiyatı’nda Romantik Dönem, 18. yüzyılın sonlarından 19. yüzyılın ortalarına kadar süren büyük bir edebi yenilik ve değişim dönemidir. Bu zamana kadar ele alınan “mantıksalcılık”, bu dönemde reddedilmiş bunun yerine bireyciliğe, duyguya ve hayal gücüne daha fazla yer verilmiştir. Doğa, Romantik Edebiyat için merkezi bir temadır ve yazarlar, fikirlerini ifade etmek için genellikle doğayı tasvir eden yazılar kaleme alırlar. Duygu da ana temalardan birisidir ve Romantik yazarlar eserlerinde aşk, tutku ve umutsuzluk gibi yoğun duyguları sıklıkla kullanırlar. Bireycilik bir başka önemli tema olarak karşımıza çıkar ve Romantik yazarlar genellikle bireylerin benzersiz niteliklerini ve yeteneklerini överler. Bu dönemin en ünlü eserlerinden, Gotik Edebiyatın bir ürünü de olan Mary Shelley‘nin “Frankenstein”ı bilim, teknoloji ve insanlık temalarını araştırırken Jane Austen‘in “Gurur ve Önyargı”sı İngiliz toplumunu eleştirir; aşk, sınıf ve evlilik temalarını araştırır.
Romantik Dönem İngiliz Edebiyatı’nda göze çarpan bir diğer unsur ise şiirdir. İngiliz Edebiyatı’nda şiir türünün Altın Çağ’ı olarak Romantik Dönemde, romanlarda da olduğu gibi şiirde de duygular ön plana çıkmıştır. Lirik türde yazılan bu şiirler artık hikaye anlatmaktan ziyade şairin yaşadığı duyguları tasvir etmeye başlamıştır. Bu dönemin en ünlü eserlerinden bazıları arasında William Wordsworth‘un ve Samuel Taylor Coleridge‘in “Lirik Baladlar”ı, Percy Bysshe Shelley‘nin “Prometheus Unbound”u ve John Keats’in “Bir Bülbüle Övgü”sü yer alır. Bu eserler duygusal yoğunlukları, canlı görüntüleri ve Romantik Dönemin temalarını ve fikirlerini keşfetmeleriyle tanınırlar.
Viktorya Dönemi

1837’den 1901’e kadar süren İngiliz Edebiyatı’nda Viktorya Dönemi, İngiltere’de hızlı sanayileşme, kentleşme, sosyal ve politik reformlar yaşayan ülke ile birlikte büyük bir değişim ve karışıklık dönemine damgasını vurmuştur. Viktorya Dönemi Edebiyatı’nın temel özelliklerinden biri, yazarların çevrelerindeki dünyayı hem fiziksel çevre hem de sosyal ve kültürel anlamda doğru bir şekilde yansıtma çalışmasıyla gerçekçiliğe odaklanmasıdır. Bu gerçekçiliğe genellikle bir sosyal amaç duygusu eşlik eder; pek çok yazar sosyal adaletsizlikleri ve eşitsizlikleri vurgulamaya ve sosyal reformu savunmaya çalışır. Örneğin dönemin önemli yazarlarından Oscar Wilde‘ın Viktorya toplumuna bir eleştiri niteliğindeki “Dorian Gray’in Portresi” adlı romanı, dönemin zihniyeti tarafından ahlaksızlıkla suçlanmış hatta sansürlü bir şekilde basılmıştır. Viktorya Dönemi’nin en ünlü yazarlarından bazıları arasında “Oliver Twist” ve “Büyük Beklentiler” gibi romanları Viktorya Dönemi Londrasını canlı tasvirleriyle yazan Charles Dickens ve sinema dünyasına da konu olan “Dracula” eseriyle tanınan Bram Stoker yer alır.
Modernizm Dönemi

20. yüzyılın başlarından II. Dünya Savaşı’nın sonuna kadar süren İngiliz Edebiyatı’nda Modernizm Dönemi, önceki dönemleri karakterize eden geleneksel edebi biçimlerden ve üsluplardan önemli bir şekilde ayrılır. Bu dönemde, yazarların çalışmaları aracılığıyla modern dünyanın karmaşıklıklarını ve belirsizliklerini anlatmaya çalıştıkları yeni yazım şekilleri ortaya çıkmıştır. Örneğin James Joyce, “bilinç akışı” adı verilen bir teknikle yazdığı “Ulysses” romanında aslında insan zihninin karmaşıklığını yazılarına aktarmayı amaçlamıştır. Aynı şekilde dönemin ünlü yazarlarından Virgina Woolf, “Mrs. Dalloway” ve “Deniz Feneri” gibi eserlerinde kimlik, toplumsal cinsiyet ve bilinç temalarını konu edinmiştir. Dönemin ünlü şairleri arasında ise “Çorak Ülke” şiiriyle anılan T.S. Eliot ve “Lady Chatterley’in Sevgilisi“ şiiriyle tanınan D.H. Lawrence yer almaktadır.
Çağdaş İngiliz Dönemi
1950’lerden günümüze kadar gelen İngiliz Edebiyatı’nın bu dönemi çok çeşitli stiller ve temalarla anılır. Bu dönem, Postmodernizm gibi yeni edebi hareketlerin ortaya çıkışına ve kadınlar, siyahiler, LGBTQ+ bireyler de dahil olmak üzere toplum tarafından dışlanan toplulukların seslerinin yükselmesine olanak sağlamıştır. Herkesin bildiği Yüzüklerin Efendisi, Harry Potter gibi filmler bu dönemde yazılarak edebiyat dünyasına fantastik bir bakış açısı katmıştır. Dönemin en önemli yazarlarından kabul edilen Margaret Atwood ise “The Handmaid’s Tale” adlı distopik romanıyla kültürel bir değer haline gelmiştir.
Özetlemek gerekirse Anglo-Sakson dönemden günümüze kadar gelen İngiliz Edebiyatı, Dünya Edebiyatı’nda çok önemli bir rol oynar. İster şiir, ister düz yazı tercihinde, her alanda oldukça iyi eserleri barındıran İngiliz Edebiyatı’nda hangi dönemden başlanırsa başlansın ufku geliştirebilecek yeni bakış açıları edinmek mümkün.
Kaynakça
Boone, B. (2019). English Literature 101: From Jane Austen to George Orwell and the Enlightenment to Modernity. Adams Media.
Urgan, Mina. İngiliz Edebiyatı Tarihi. İstanbul: İletişim Yayınları (2019).
Keenan, Siobhan. Restoration Literature: An Anthology. Wiley-Blackwell, 2002.



