Inge Morath: Objektifin Arkasından Dünya

Ecemsu Sarıkaya
Ecemsu Sarıkaya
"no. this is somewhere to be. this is all you have, but it's still something. streets and sodium lights. the sky, the world. you're still alive." -disco elysium, 2019
spot_img
Editör:
Gülizar Nehir Gülkanat
spot_img

1947 yılında, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından dört fotoğrafçı kendi özgün tarzlarını ve dünya görüşlerini birleştirerek en önemli sanatçı kooperatifini kurdular: Magnum Fotoğraf Ajansı. 70 yılı aşkın süredir var olan bu ajansın yıldızlarından biri olan Inge Morath‘ı gelin beraber tanıyalım!

Inge Morath Kimdir?

Inge Morath, Videogren

Inge Morath, 1923 yılında Avusturya’nın Graz şehrinde dünyaya gelmiştir. Anne ve babası bilim insanıydı ve Morath’ın çocukluğu boyunca Avrupa’da farklı laboratuvarlarda ve üniversitelerde çalışmışlardır. Fransızca eğitim veren okullarda öğrenim görmüş ve ailesiyle birlikte 1930’lu yıllarda Darmstadt’a, ardından da Berlin’e taşınmışlardır.

Franz Marc, Blue Horse, 1911

“Tablolardan bir çoğunu heyecan verici buldum ve Franz Marc’ın Blue Horse tablosuna aşık oldum,
Sadece olumsuz yorumlara izin veriliyordu ve böylece düşüncelerimi saklayıp suskun kalmam gereken uzun bir dönem başladı.”

Ergenliği Nazi Partisi rejimi altında geçen Morath, 1937 yılında Nazi Partisi tarafından düzenlenen ve kamuoyunu modern sanata karşı kışkırtmayı amaçlayan Entartete Kunst (Dejenere Sanat) sergisiyle birlikte avant-garde sanata ilgi duymaya başlamıştır. O sıralar 14 yaşında olan Inge Morath için bu sergi bir dönüm noktası olmuştur.

Inge Morath’ın kamerasından Henri Cartier-Bresson, Paris, Fransa, 1961

“Sanırım onun fotoğraf çekme yöntemini incelerken, elime hiç kamera almadan önce kendimi nasıl fotoğraflayacağımı öğrendim.”

Morath için bir diğer dönüm noktası da, tahmin edebileceğimiz gibi, İkinci Dünya Savaşı’dır. Hatta öyle ki savaş biter bitmez Berlin’den Avusturya’ya dönmüştür. Savaşta yaşadıklarından etkilenerek de kamerasını mümkün oldukça savaşa döndürmemeye özen göstermiştir. Bu da bizlere sanatı konusunda bir fikir vermektedir.

Savaşın ardında çevirmen ve gazeteci olarak çalışmaya başlamış ve Münih’teki ABD Enformasyon Ajansı tarafından yayımlanan resimli dergi Heute için işe alınmıştır. Burada, bir diğer önemli fotoğrafçı olan Ernst Haas ile tanışır. Morath, dergide Haas’ın fotoğraflarına eşlik edecek makaleler yazar. 1949 yılında ise Morath ve Haas, Magnum Photos’un kurucularından biri olan Robert Capa tarafından işe davet edilmiş ve Morath burada editör olarak çalışmaya başlamıştır. Diğer bir kurucu olan Henri Cartier-Bresson ile çalışmak onu derinden etkilemiş ve bu dönemde fotoğrafçılığa ilgi duymaya başlamıştır.

Fotoğrafçılık ve Magnum Photos Serüveni

Inge Morath. Persepolis, İran, 1956.

“Kamerayı doğrulttuğunda baktığı şey için belirli bir sorumluluk hissediyordu. Marilyn’in şöhretinin altında yatan ıstırabını, acısını ve yaşam sevincini yakaladığı için Marilyn fotoğrafları özellikle empatik ve dokunaklı.”

Inge Morath, 1951 yılında fotoğrafçılığa Londra’da başlamıştır. 1953 yılında ise Magnum Photos’a fotoğrafçı olarak katılarak Henri Cartier-Bresson’a asistanlık yapmıştır. Asistanlık yaptığı sırada ondan başta kompozisyon olmak üzere çok şey öğrenmiş ve ona “en zor işlerin ustası” lakabını takmıştır. Birkaç yılın ardından, yani 1955’te, Magnum’un tam üyesi olarak fotoğrafçılık dünyasına gerçek anlamıyla adım atmıştır.

Morath’ı en iyi tanıyabileceğimiz özelliği gezgin ruhudur ve Magnum’a katılımı ile bu ruhunu kamerasıyla bizlere yansıtmıştır. Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri, Güney Amerika, Kuzey Afrika ve Orta Doğu gibi çeşitli yerlerde çekimler yapmıştır. İster sokaktan geçenleri, isterse dünyaca ünlü sanatçılarla birlikte çekim yapmış olsun, kendi dünyasını evrensel bir biçimde tanıtmayı başarmıştır. Bu seyahatler, aldığı eğitim ve önceki iş deneyimi sayesinde kendi özel ilgi alanı olan photographic essays (fotoğrafik denemeler) üzerinde çalışmasına katkı sağlamıştır. Özellikle bu yönüyle kendisi benim favori fotoğrafçılarımdan biridir.

Peçeli Müslüman kadınlar ve kafesteki kakadular, Şiraz, İran, 1956

Birçok Magnum üyesi gibi Morath da çok sayıda sinema filmi setinde fotoğrafçı olarak çalıştı. Morath, Londra’ya taşındığı dönemde ünlü yönetmen John Huston ile tanışma fırsatı elde etti ve onunla bir çok filmde çalıştı. 1960’lı yıllarda çalıştığı bir başka film olan ve hepimizin de bileceğini düşündüğüm The Misfits (Uygunsuzlar) filmidir. bulunmaktadır. Burada Marilyn Monroe, Clark Gable ve Montgomery Clift ile de tanışma ve onlarla çalışma fırsatı elde etti. Filmin yönetmeni Arthur Miller, bu filmle gişe rekorları kırdı ve ardından Morath ile evlendi.

Inge Morath, “The Misfits.” Marilyn Monroe ve Arthur Miller. Reno, Nevada. ABD. 1960.

Morath’ın bunlar dışında da birçok başarısı vardır. Kendisi Eve Arnold ile birlikte Magnum Photos’daki ilk kadın üyeleri arasındadırlar. Ayrıca eleştirmenler, sürrealizmi ve eğlenceli sanat tarzını öne çıkaran yazılar yayımlamışlardır. Bana kalırsa Morath, dünyayı lensine nasıl yansıttığıyla ön plana çıkan bir sanatçı. Özellikle siyah-beyaz eserleri, renkli eserlerine göre daha ilgi çekici gibi geliyor.

Inge Morath’ın Sanat Yolculuğu

Inge Morath’ın bir yazar ve fotoğrafçı olduğu kadar gezgin ruhuyla da öne çıktığını bilmemiz gerek. Özellikle benim gibi fotoğraf denemelerini seviyorsanız, Morath’ın bu gezgin eserlerine hayran kalacaksınız. Üzerinde konuşmamız için Morath’ın üç önemli projesini seçtim, gelin birlikte inceleyelim!

Inge Morath’ın Venedik’i

Inge Morath. Büyük Kanal. Venedik. İtalya. 1955.
Venedik şehri, Morath’ın fotoğrafçılık tutkusu tarafından yakalandığı ilk yer olarak karşımıza çıkar. Yazılarını okurken, ne kadar çocuksu bir heyecana kapıldığını fark etmemek mümkün değil. Gördüğü yerlere olan ilgisi, tanıştığı insanlarla olan ilişki şeklinde sıralanan listede bu projesi, en azından benim gözümde, oldukça önemli bir yerde.
 
Inge Morath. Bir villanın arkasındaki özel bahçenin görünümü, Campo San Barnaba. Venedik. İtalya. 1955.
Oldum olası siyah-beyaz temalı fotoğrafları beğenmişimdir, ama hep bir problemleri vardır: Ruhsuzluk. Morath ise bu ruhsuzluğa daha fotoğrafçılığının başında bir çözüm yolu bulmuş olacak ki, rengarenk olan bu bahçeyi renksiz görmek bizde bir şey eksiltmiyor. Aksine, onun gözünden gördüğümüz için farklı bir deneyim sunuyor. Bu sayede bahçeyi çekmiş olduğu bu fotoğraf, projedeki favorilerimden biri oldu.

Pamplona’da Fiesta

Inge Morath. San Fermin Festivali. Pamplona, Navarra, İspanya. Temmuz, 1954.
Gazetecilik eğitimi alıp profesyonel olarak bu işi yapan Morath, İspanya’da yapılan bu proje için biçilmiş kaftan. San Fermin Festivali‘nde yer alan geleneksel kıyafetler, danslar ve ritüeller Morath tarafından başarılı bir şekilde fotoğraflanmış. Bu sayede, bizlere İspanyol kültürünü tanıtmıştır.
Inge Morath. Antonio Ordonez bir “Corrida” dövüşüne çıkmaya hazırlanıyor. Pamplona, İspanya. 1954
Antonio Ordonez‘in bu fotoğrafı, bu projede en sevdiğim olabilir. Çünkü Morath, burada gezgin ruhundan ziyade insanların ruhunu inceleyebildiğini ortaya koyuyor. Bahsi geçen İspanyol kültürü, ağır yaralanma veya ölme tehlikesine karşı gene de dövüşe hazırlanan Ordonez’in fotoğrafında, Morath’ın tarzıyla kusursuz bir şekilde yakalanmış. İnsanların duygularını, ifadelerini ve kişiliklerini yansıtma konusunda bu kadar yetenekli olmak, bir fotoğrafçıya dahi demeye eşdeğer olabilir.

Maske Serisi: Inge Morath & Saul Steinberg

Inge Morath. İsimsiz. (Saul Steinberg ile birlikte Maske Serisi’nden), ABD. 1962.
Morath, seyahat ve gezileri üzerine yoğunlaşsa da sürrealizmle de oldukça yakından bir bağ kurmuştur. Bu bağ, Saul Steinberg ile yaptığı Maske Serisi’nde açıkça görülür. Steinberg, bir karikatürist olarak New Yorker‘daki çalışmalarıyla tanınıyor. Morath ile bağlantıları da buradan gelir. Haberleşirler, günler belirlenir ve bu proje için çalışmaya başlarlar. Sonuç olarak, bir fotoğrafçı ve karikatüristin iş birliğinin ne kadar özgün olabileceğini gösteren bir proje ortaya çıkar.
Inge Morath’ın fotoğrafı. The Inge Morath Estate/Magnum Photos. Saul Steinberg’in Maskesi. The Saul Steinberg Foundation/ARS, NY Untitled. (Saul Steinberg ile Maske Serisi’nden), ABD. 1962.
Morath ruhu yansıtma konusunda ne kadar başarılıysa, Steinberg de o kadar başarılı diyebiliriz. İnsanların sosyal yaşamlarında taktıkları maskeleri ve gerçek kimliklerini nasıl gizlediklerine dair bu proje beni oldukça etkiledi. Morath, bu projede daha içsel ve duygusal çalışırken, Steinberg ise mizahi ve ironik bir dille bu duyguları yorumlar. Özellikle bu seride yer alan 7 kişilik fotoğraf, projedeki en sevdiğim ve en etkileyici olanlardan biri.

Inge Morath’ın Mirası ve Sanatına Katkısı

Stojan Kerbler, Inge Morath, 2001

Inge Morath, 2002 yılında geldiğimizde ise kanserden ölmüştür. Bu üzücü olayın üzerine Magnum Photos’dan meslektaşları, onun adına bir ödül tesis ettiler. Bu ödül, New York’taki Magnum Vakfı ile işbirliği içinde Inge Morath Vakfı tarafından yönetilmektedir. Inge Morath Vakfı, Morath’ın mirasını korumak ve paylaşmak amacıyla 2003 yılında Morath’ın ailesi tarafından kurulmuştur.

Sonuç olarak, Inge Morath, karşımıza yalnızca bir fotoğrafçı değil, bir gezgin ve hikaye anlatıcısı olarak çıkıyor. Yaşadığı zorluklar ve karşısına çıkan engellere rağmen sanatına devam etmiş ve kendini tanıtmıştır. Dünyanın farklı köşelerindeki insanları, kültürleri ve anları büyük bir hassasiyetle yakalamış ve bununla beraber bize objektifinin ne kadar geniş olduğunu kanıtlamıştır. Bugün, eserleri ve adına verilen ödüllerle fotoğraf dünyasında önemli bir yer tutmaya devam ediyor. Bizler ise onu sevgi ve saygıyla anarak sanatını yaşatıyoruz.

Kaynakça

“Inge Morath”. clairbykahn. Web. Erişim Tarihi: 20.09.2024

“Inge Morath”. magnumphotos. Web. Erişim Tarihi: 20.09.2024

“The Extraordinary Life and Work of 20th-Century Photographer Inge Morath”. anothermag. Web. Erişim Tarihi: 21.09.2024

“Inge Morath’s First Months at Magnum”. magnumphotos. Web. Erişim Tarihi: 21.09.2024

“Inge Morath Remembered”. magnumphotos. Web. Erişim Tarihi: 21.09.2024

“The Misfits: Story of a Shoot”. magnumphotos. Web. Erişim Tarihi: 21.09.2024

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Rose Adası’nın İnanılmaz Hikâyesi Film İncelemesi: Bir Mühendisin Ütopyası

68 kuşağının rüzgârını arkasına alarak kendi bağımsız ada devletini kuran İtalyan mühendis Giorgio Rosa'nın gerçek hayat hikâyesini işleyen, eğlenceli, ilham ve umut dolu bir film.

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.