İlk baskısı 2011 yılında yapılan ve 50.000 adet yayımlanan Şarkını Söylediğin Zaman, İnci Aral tarafından yazılmıştır. İnci Aral, bizi 1970’lerin o yoğun atmosferinde Ankara’da üniversite okuyan Cihan ve Deniz’in hikayesine götürür. Ülkenin zorlu atmosferinde devrim için mücadele etmeyi seçen Deniz, bu zorlu mücadelede hem aşkını hem de hayatının eski ışığını kaybeder. Uzun yıllar sonra, Cihan ve Deniz’in aşkları, Ayşe ve Cihan’ın aşkında yeniden filizlenecektir. Yine de bu kitabı bir aşk romanı olarak kategorize etmek; toplumdaki 12 Eylül gibi önemli siyasi olayların bireylerin hayatındaki etkisini ve toplumsal belleği okuyucuya etkili bir şekilde sunmasına haksızlık etmek olacaktır. Siyaset, psikoloji veya sosyoloji gibi disiplinlere ilginiz varsa ama aşksız da olmaz diyorsanız bu kitabı soluksuz okuyacağınızdan ve sonrasında da “Nasıl bu kadar geç keşfetmiş olabilirim?” diye hayıflanacağınızdan eminim. Benim de okurken altını çizdiğim, bazen duygulandığım bazen de duvarı izleyip hayata dair derin sorgulamalara daldığım on beş alıntıyı sizlerle paylaşacağız. Umuyorum ki aynı yerlerin altını çizmişizdir.

- “Nefretimiz büyüyordu ama vuruşmak için güçlerimiz eşit değildi.” (s.84)
- “O amaçsız, sürüden ayrılıp yolunu kaybetmiş bir kuş gibi uçup durmaya yakışıyordu. Kanatları yorulana kadar.” (s.93)
- “Bu aşk böyle yaşanacaktı. Yöntemi buydu onun. Adını koymadan, çerçeve içine almadan. Duvara asılmadan.” (s.94)
- “Uçlar ülkesi, diye düşündü. Doğu’da, eve kapatılan genç kızlar kendi canlarına kıyıyorlar, büyük kentlerde kocaları tarafından öldürüyorlardı. Tutuculuk arttıkça adın cinselliği ve hayatı üzerindeki erkek baskısı da artıyor, çizgi dışına çıkanlar şiddetle cezalandırılıyordu.” (s.141)
- “Doğru’nun nesnelliğini savunmaya çalışanların sesi ise çok cılız çıkıyordu.” (s.144)
- “Toplumun yüreğinin, alının, vicdanının yok olduğunu anlattı uzun uzun.” (s.172)
- “Düne gidiyorum. Dün, bu budalaca geçmiş ne kadar sürecek daha? Bugün neden bir türlü gelmiyor?” (s.173)
- “Bilirim insanı hainler sınıfına ne çabuk koyduklarını.” (s.175)
- “Kiminle boğuşacaksın, kim senin karşındaki, topla tüfekle gelenin umurunda mı beynini yemen, ölmüş ya da almış olman!” (s.175)
- “Ben hala inandıklarım ve daha çok da artık inanmadıklarım için sorguya çekiliyor ve yargılanıyorum.” (s.175)
- “Cehenneme direnmek kolay mıdır?” (s.175)
- “İnandıklarım yaşamak istediklerimle niye bağdaşmıyor?” (s.190)
- “Duramazdım artık, yıkıntılar arasında yol aradım dolu dizgin. Özgürlük mevsimiydi. (s.191)
- “Bilmeden dalmak sulara. Benim hayatım hangi ipliklerle dokundu? Hangi biçimlere girdim kesilip doğranarak?” (s.197)
- “Kimse bireyi yok sayamaz. Duyguları, acıları, sevinçleri, seçimleri, anıları olan insanı makine, robot sayamaz.” (s.208)
Kaynakça
- Aral, İnci. Şarkını Söylediğin Zaman. İstanbul: Kırmızı Kedi Yayınevi, 2011.