İlk Türk Kadın Kimyager: Remziye Hisar

Editör:
Ece Günay
spot_img

Remziye Hisar, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kadın kimyageri, aynı zamanda da Sorbonne Üniversitesi’nde doktora yapan ilk Türk kadın olmasıyla kimya bilimine büyük katkılar sunan; eğitim ve çalışma hayatı boyunca karşılaştığı hiçbir engele kalıcı olarak takılmayan, azmi ve cesaretiyle üstün başarılar elde etmiş öncü bilim insanlarımızdan biridir.

Başarılarla Başlayan Bir Eğitim Hayatı

Remziye Hisar, Binyaprak

Salih Hulusi Bey ve Ayşe Refia Hanım’ın dört kızından biri olan Remziye Hisar, 1902 yılında Üsküp’te dünyaya geldi. Meşrutiyet’in ilanından bir yıl sonra aile İstanbul’a göç etti. Remziye Hisar burada Nazperver Kalfa Mekteb-i İptidaisi’ne yazıldı ve bu üç yıllık okulu bir yılda bitirdi. Henüz dokuz yaşında elde ettiği bu ilk başarı gelecekteki başarılarının sinyallerini veriyordu.

İptidaide bir yılın ardından İttihat Terakki Mektebi‘ne başlayan Hisar, onun hakkı iken okul müdürünün yeğeninin birinci yapılmasına dayanamayıp Emirgan İnas Rüştiyesi‘ne geçiş yaptı. Bu okulda çok sevdiği Türkçe öğretmeni Lütfiye Nigar ile tanıştı ve öğretmeninin İstanbul Darülmuallimatı‘na tayin olmasıyla o da aynı okula kaydını yaptırdı. Okulun evine olan uzaklığı ve ailesinin yatılı kalmasına izin vermemesi sonucuyla günlerinin büyük kısmı yollarda geçmeye başladı ve bu durum sağlığını da giderek bozdu.

Esas amacım hep kimya okumak oldu. Bu amaç hiçbir zaman zaafa uğramadı.

Doktorunun eğitimine ara vermesini gerektiğini söylemesiyle büyük bir üzüntü yaşayan Hisar’ın ailesi okulda yatılı kalmasına daha fazla karşı çıkamadı ve Hisar, eğitimine kaldığı yerden devam etti. Bu dönemde kendisinden alt sınıftaki öğrencilere de geometri ve matematik dersleri vermeye başladı. Yoğunluğa rağmen okulunu birincilikle bitirdi ve Darülfünun’un, yalnızca üç kadın öğrencinin eğitim gördüğü kimya bölümüne geçti.

Remziye Hanım neden kimya dalını seçtiğini şu sözlerle anlatıyor: “Fen derslerinde kanunlarda olsun, buluşlarda olsun hep yabancı isimler görmek beni kahrediyordu. Fen alanında tek bir Türk ismi görememenin ezikliğini, bu dalda başarılı olursam giderebilirim sanıyordum.”

Bakü Günleri ve Reşit Süreyya Gürsey İle Tanışması

Remziye Hisar ve eşi Reşit Süreyya Gürsey, ListeList

Remziye Hanım’ın babasıyla çatışmaları bu yıllarda, evlilik meselesi sebebiyle başlamıştı. Kendisi eğitimine ve kariyerine odaklanmak istiyor, evlilik fikrine kesinlikle sıcak bakmıyordu ancak babası bu duruma karşı çıkıyor ve bir an önce evlenmesi gerektiğini söylüyordu.

Tam olarak bu dönemde Hisar ailesinin hayatında bir dönüm noktası yaşandı: Bakü‘ye öğretmenlik yapmak için gideceğini öğrenen Remziye Hanım’ın ailesi de onunla birlikte gitmeye karar verdi. Meşakkatli bir yolculuğun ardından nihayet Bakü’ye vardılar ve Remziye Hanım devam eden savaşın zorlu koşulları altında bir öğretmen okulunda, erkek öğrencilere ders vermeye başladı.

Remziye Hanım’ın hayatındaki bir diğer dönüm noktası ise katıldığı bir davette Reşit Süreyya Bey ile tanışması oldu. Aralarındaki arkadaşlık ilerledi ve evlenmelerinin ardından Türkiye’ye döndüler. 1921’de Remziye Hisar, ileride adından çokça söz ettirecek başarılı bir fizikçi olan oğlu Feza Gürsey‘i dünyaya getirdi.

Oğlunu ailesine emanet ederek Adana’ya gitti ve öğretmen eksiği olan bir okulda hem matematik öğretmenliği hem de okul müdürlüğü yapmaya başladı. Maddi sıkıntılarla ve çocuğunun özlemiyle geçirdiği bu günlerde eşi Süreyya Bey rahatsızlandı ve tedavi için Paris’e gitti. Süreyya Bey’in gidişinden bir süre sonra Remziye Hanım da istifa ederek Paris’e gitti ve bu karar, kariyerinin en parlak döneminin de başlangıcı oldu.

Engel Tanımayan Bir Başarı Yolculuğu

Sarbonne (1927), Agora Postası

O yıllarda Marie Curie, Langevin gibi önemli bilim insanlarının dersler verdiği Sarbonne Üniversitesi‘nde kimya bölümüne başlayan Remziye Hanım, bir taraftan çocuklarıyla ilgilenirken bir taraftan da eğitimini başarılı bir şekilde yürütmeye başladı. Kimyan dallarından en çok ilgilendiği biyokimya alanında sertifika aldı ancak aksilikler peşini bırakmadı.

Doktoraya başlayacağı yıl bursunun kesildiği ve Erenköy Lisesi’ne kimya öğretmeni olarak atandığı haberini aldı. Türkiye’ye dönüp bu tayin konusunda maarif vekiliyle yaptığı tartışma başlarda sonuç vermedi ve bilim insanı olma arzusuyla çıktığı bu yolda hiç istemediği bir yerde olmanın hayal kırıklığını yaşadı ancak Remziye Hanım kariyeri konusunda çok emin ve inatçıydı.

Bütün amacım Fen alanında Türkiye’nin ismini dünyaya duyurmaktı. Kimya ve fiziği çok önemli görüyordum. Özellikle kimyayı… Kimyanın hazırladıkları olmasa fizikteki gelişmelerin de olamayacağına inanıyordum. Bu inançla ve biraz da meçhulü arama dürtüsüyle ömrümü kolayca oradan oraya savuruverdim.

Tüm engellere karşı çabaları sonuç verdi ve 1930’da, o zamanlar henüz altı yaşında olan ve gelecekte John Hopkins Üniversitesi‘nde başarılı bir profesör olacak olan kızı Deha Gürsey ile birlikte Paris’e döndü. Jüriyi oldukça etkileyen ve övgüyle karşılanan teziyle doktorasını aldı ve bilim nişanesi ile ödüllendirildi. Remziye Hisar, böylece Sorbonne Üniversitesi’nde doktora derecesi alan ilk Türk kadın olarak büyük bir başarıya imza attı.

Remziye Hisar Ankara Hıfzıssıhha Enstitüsü Laboratuvarında (1938), Sarkaç

Doktora derecesini aldıktan sonra Türkiye’ye dönen Remziye Hanım, 1933-36 yılları arasında İstanbul Üniversitesi‘nde doçentlik yaptı. O dönem üniversitede yaşadığı problemler yüzünden Ankara’da Hıfzıssıhha Enstitüsü‘ne geçti fakat Ankara’da da umduğu araştırma ve çalışma ortamını bulamadı ve bu sebeple tekrar İstanbul’a dönerek İstanbul Teknik Üniversitesi‘nde doçentliğine başladı.

Remziye Hanım, 1955’te Fransa’nın Officiel d’Academie nişanını almaya hak kazandı ve 1959’da profesör olarak kariyer serüvenine bir başarı daha ekledi.

Kadınların sadece öğretmenlik yapabildiği gençlik günlerime dönüp baktığımda ne çok yol aldığımızı daha görüyorum. Bir Kadın Sesi’ni tarihin içinden duyabilmek için, bu sesi iyi dinlemek gerekiyor. Belki bu ses başarıya ulaşmak için hala erkeklerden daha fazla çalışması gereken hemcinslerime yol gösterici olur.

1992’de oğlunun vefatından kısa bir süre sonra vefat eden Remziye Hisar; ismini yalnızca kimya alanındaki üstün çalışmalarıyla değil, savaşın ortasında tüm maddi olanaksızlıklara ve toplumsal engellemelere rağmen çağdaş bilimin öncülerinden biri olmayı başarması ve kendisinden sonraki tüm kız çocukları için örnek teşkil edecek başarılı Türk kadınlarından biri olmasıyla da duyurmuştur.


Kaynakça

“Bir Bilim Kadınının Hikayesi: Remziye Hisar Nasıl İlk Kadın Kimyagerimiz Oldu?”. Petrol-İş Kadın Dergisi. 2015: 50.

Oralalp, Füsun, Ali Alpar. “Bir Çalıkuşu Öyküsü: İlk Kadın Kimyacımız Remziye Hisar”. Bilim ve Teknik Dergisi. 1995: 56.

Toros, Taha. “Türkiye’de Kimya Biliminin Öncülerinden: Remziye Hisar”. Tarih ve Toplum Dergisi. 1996.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Sevilme İhtiyacının Gölgesinde: Onay Kompleksi ve Sosyal Kimlik

Kendi ışığınla var olmak, sevilmeden de sevebilmek ve onaysız yaşam, özgürlüğün ve içsel huzurun sessiz zaferidir.

Amy Winehouse – Rehab ve Psikoloji Çerçevesinde İncelenmesi

Kendini inkârın sesi: Amy Winehouse'un Rehab'ı bir kadının içsel direnişini ve kırılganlığını anlatan dürüst bir itiraf.

Çamurda Doğan Saflık: Nilüfer Çiçeği ve 5 Eser İncelemesi

Nilüfer çiçeğinin Doğu’dan Batı’ya uzanan anlamsal yolculuğu ve bu yolculuğun sanat üzerindeki büyüleyici izleri.

Hailey Bieber Stil İncelemesi: Çabasız Şıklığın Öncüsü

Hailey Bieber, minimalist ama iddialı stiliyle sade şıklığı bir güç ifadesine dönüştürüyor.

Bakü Seferi ve Kafkas İslam Ordusu

Osmanlı ordusunun Kafkasya’daki son seferi, Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu’nun Bakü’yü kurtararak Azerbaycan’ın bağımsızlık yolunu açtığı zaferdir.

“The Beach At Sainte Adresse” Tablosunu Anımsatan Şarkılar

Monet'nin The Beach At Sainte-Adresse isimli eserini anımsatan şarkılara birlikte göz atalım!

Dijital Dünyada Görünmez Yönlendiriciler: Algoritmalar Nasıl Çalışıyor?

Algoritmalar nasıl çalışır? Arama, öneri ve yapay zeka sistemlerini örneklerle öğrenin; etik ilkeler ve pratik ipuçlarıyla dijital rehberiniz.

İstanbul Mimarisi: Cercle d’Orient

Beyoğlu'nun kalbi olan Cercle d'Orient ya da Büyük Kulüp, ilginç tarihi ve mimarisiyle bize çok şey anlatıyor.

Love or Duty Tablosunun Hikâyesi – Aşk Uğruna Kutsal Yemini Bozmak

Aşk ve inanç arasında sıkışmış bir rahibenin hikâyesini, Gabriele Castagnola’nın tartışmalı eseri Love or Duty üzerinden keşfeden dramatik bir sanat incelemesi.

Madeleine de Proust Nedir?

Hepimiz kimi zaman kendi kendimize veya çevremizin etkisiyle geçmişe bir yolculuk yapabiliyoruz. Yüzyıl öncesinde yazılmış bir kitap da tam olarak bu konuyu ele alıyor ve sonrasında bambaşka kapılar açılıyor. İşte Proust ve ünlü madleni.

Editor Picks