Afife Jale Kimdir? Afife Jale Hayatı

1164

Ruhunu sanatla besleyen, bu uğurda pek çok zorluğa göğüs geren fedakar Türk kadınlarından sadece bir tanesiydi Afife Jale. İşini öyle yürekten yapıyordu ki karşısına çıkan hiçbir engelde yılmadı, mücadele etti. Kendisi yıllardır hem  Türk tiyatrosu hem de Türk kadınları için çok önemli bir konumda. Peki bu biricik sevdası tiyatro uğruna savaşan, güçlü Kadın Afife Jale aslında kimdir? Nasıl bir yaşamı vardı? işte ilk Türk kadın tiyatro oyuncusu Afife Jale’nin hem umut veren hem de bizleri derinden sarsan yaşam öyküsü…

Afife Jale, 1902 senesinde İstanbul’un Kadıköy semtinde dünyaya geldi. O, 10 Kasım 1918 tarihinde Darülbedayi’ye kabul edilen beş kızdan biriydi. Müslüman kadınların sahneye çıkmasının uygun görülmediği ve günah sayıldığı bir dönemde tüm karşıtlıklara rağmen okuluna devam etti. Okuluna devam ederken Refika tiyatrosunda stajyer oyuncu görevine alındı ancak bir türlü sahneye çıkamadı. Babası oyunculuğu basit görüp küçümserken annesi bu yolda Afife Jale’nin en büyük destekçisi olmuştu. Kızından hiçbir desteği esirgemiyor, onun hep arkasında duruyordu.

13 Nisan 1919’da oynanacak olan Hüseyin Suat’ın “Yamalar” isimli oyununda Emel karakterini canlandıracak olan oyuncunun memleketine geri dönmesi sonucu Darülbedayi, Emel rolünü Afife’nin oynamasına karar verdi. Bu sayede Afife, uzun zamandır hayallerini süsleyen ve aşk ile bağlı olduğu mesleğini icra etme şansı buldu ve o gün ilk kez sahne hayatına adımını attı. Daha sonrasında Şehir Tiyatroları’na girmek için düzenlenen sınava girdi ve sınavı kazanıp “Jale” takma ismiyle sahnelerde yer almaya devam etti. Afife Jale’nin Şehir Tiyatroları’nda oyunculuk yaptığı dönemlerde, polis buraya birkaç kez baskın düzenledi. Afife Jale bu baskınlardan kurtulmayı başarmış olsa da kendisi için son derece üzücü olan bir durum meydana geldi: İç İşleri Bakanlığı, Müslüman Türk kadının sahnede rol almasını yasakladı. Ancak bu yasak onu yıldırmadı ve çok sevdiği tiyatrodan koparamadı…

Yine Şehir Tiyatroları’nın baskın yediği bir günde, mesleğini icra ederken yakalandı. Götürüldüğü karakolda kötü bir muamele gördü ve hırpalandı. Bu durum üzerine babası Afife Jale’yi evlatlıktan reddetti.  O ise her ne kadar zor günler geçirmiş olsa da en büyük tutkusu olan tiyatrodan hiç vazgeçmedi. Nitekim 1923 yılında Atatürk, Müslüman Türk kadınlarının sahnede rol alma yasağını kaldırttı ve Afife Jale çok sevdiği mesleği oyunculuğa rahat bir şekilde devam etti. Ancak geçirdiği buhran ve bunalım dolu günler hiçbir zaman peşini bırakmıyordu. Zaman içinde acılarını ve ağrılarını dindirir umuduyla aldığı morfinin bağımlısı haline gelmişti. Geçirdiği bu sıkıntılı dönem onun tiyatroyu bırakmasına da sebebiyet verdi. Bir süre sonra Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastahanesi’ne yatırılan Afife Jale henüz çok erken bir zamanda, 39 yaşında hayata gözlerini yumdu.

Cesareti, başarısı, yaşam öyküsü ve tiyatroya olan tutkusu ile hepimizi derinden etkileyen Afife Jale,  Türk kadınları ve aslında tüm kadınlar için büyük bir örnek haline gelmiştir. Afife Jale, Yapı Kredi sponsorluğunda 1997 yılından bu yana her yıl düzenlenen “Afife Tiyatro Ödülleri” ile anılmaktadır ve anılmaya devam edilecektir…

 

Kaynak

 

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin