II. Katerina: Sanat Âşığı Bir Rus İmparatoriçesi

spot_img

Sophie Friederike Auguste, Çariçe II. Katerina ya da en yaygın bilinen adıyla Büyük Katerina; 1762’den 1796’ya kadar Rusya’da hüküm sürmüş, ülkenin son imparatoriçesi ve en uzun süre iktidarda kalan kadın liderdir. Rusya, Büyük Katerina’nın Aydınlanma fikirlerinden ilham alan uzun saltanatı altında bir kültür ve bilim rönesansı yaşadı. Bu süreçte birçok yeni şehir ve üniversite kuruldu, çok sayıda Avrupalı ​​​​göçmen Rusya’ya taşındı.

Katerina, adli ve idari reformlara öncülük etti, dünyanın en büyük müzelerinden biri olan Hermitage Müzesi‘nin temelini oluşturan geniş bir sanat koleksiyonunun küratörlüğünü yaptı.

Bakanlarıyla birlikte Rus İmparatorluğu’nun yönetimini ve yasasını yeniden düzenleyen, Kırım’ı ve Polonya’nın çoğunu topraklarına ekleyerek Rus hâkimiyetini genişleten Büyük Katerina’nın dikkate değer zaferlerinden biri, tıpkı İngiltere Kraliçesi I. Elizabeth ve Kraliçe Victoria‘nın tarih dönemlerine isimlerini vermeleri gibi ülkesinin gelişmesinde belirleyici bir dönemle eş anlamlı hâle gelen bir kadın olmasıdır.

İmparatoriçenin Erken Dönemleri

Rusya’ya geldikten kısa bir süre sonra Katerina, Louis Caravaaque. Kaynak: wikimedia.org

Sophie Friederike Auguste, günümüzün orta Almanyası’nda bir prenslik olan Anhalt-Zerbst’te 1729’da Prenses von Anhalt-Zerbst ve az bilinen bir Alman prensi olan Christian August von Anhalt-Zerbst’in kızı olarak dünyaya geldi. Annesi aracılığıyla Holstein dükleriyle akraba olan Sophie, gücü soylu bağlantılarından kaynaklanan yoksul bir Prusyalı aileden geliyordu. Bu bağlar sayesinde kısa süre sonra kendini Rus tahtının varisi, hüküm süren imparatoriçenin yeğeni Peter ile nişanlı buldu. 1744’te Czarina Elizabeth tarafından Rusya’ya davet edildi. Rusya’ya gelmesinin ardından Katerina, genç kuzeni Peter ile evlendi ve Büyük Düşes Catherine Alekseyevna unvanını aldı. Evliliğinden sonraki on sekiz yıl, onun için hayal kırıklığı ve aşağılanma ile doluydu. The Empress of Art’ın yazarı gazeteci Susan Jaques’in açıkladığı gibi çift, “akılları ve ilgi alanları açısından bundan daha farklı olamazdı.”

Düşes Ekaterina Alekseyevna’yı henüz II. Katerina olmadan önce gösteren bir portre, Georg Christoph Grooth, 1745. Kaynak: wikimedia.org

Rusya, o dönemde Büyük Petro ve I. Katerina’nın kızı imparatoriçe Elizabeth Yelisavet tarafından yönetiliyordu. 20 yıllık saltanatı monarşiyi büyük ölçüde istikrara kavuşturan, zevk ve lükse kendini adamış Elizabeth 1762’de öldüğünde Avusturya ve Fransa ile müttefik olan Rusya, Prusya’ya karşı Yedi Yıl Savaşı‘na katıldı. Yeğeni Peter, III. Peter olarak tahta çıktı ve Rusya’nın askerî sınıfı için sevilmeyen bir eylem olan Rusya’nın Prusya ile savaşını çabucak sona erdirerek Prusya Kralı II. Frederick ile bir ittifak kurdu. III.Peter’ın; aşırı derecede nevrotik, asi, iktidarsız ve en önemlisi İmparatoriçe Elizabeth’in düşmanı olan Prusyalı II. Frederick’e fanatik derecede bir düşkünlüğü vardı.

Kendi ülkesi Prusya’ya Rusya’dan daha güçlü bir bağlılık hisseden varis, zamanının çoğunu çeşitli ahlaksızlıklara kapılarak geçirdi ve kendini etkili bir askerî komutan olarak göstermeye çalıştı. Tarihçi Janet Hartley, belirttiği gibi “Peter, kaba ve tamamen olgunlaşmamış” iken Katerina, Avrupa kültürünün bilgili bir aşığıydı. Canlı bir zekâya ve olağanüstü bir enerjiye sahip olan çariçe, aklı başında ve hırslıydı. Çiftin sevgisiz evliliği, Katerina’ya Aydınlanma düşünürlerinin eserlerini okumaktan Rusça kavrayışını mükemmelleştirmeye kadar entelektüel ilgilerini sürdürmek için bolca fırsat verdi. Biyografi yazarı Virginia Rounding, “(Katerina) kendini eğitti ve eşinden daha iyisini yapabileceği fikrini oluşturmaya başladı” dedi.

III. Peter ve II. Katerina. Kaynak: biography.com

9 Temmuz Darbesine ve Hükümdar Değişikliğine İten Koşullar

Katerina gibi Peter da Prusyalıydı ancak Prusya’ya karşı fetihleri ​​terk ederek ve Danimarka’da Rusya için çok az değeri olan bir askerî kampanya yürüterek ana vatanına hizmet etti. İmparatoriçe, Rusya’ya olan nefretini ve ana vatanı Almanya‘ya olan sevgisini gizlemek için hiçbir girişimde bulunmayan, davranışlarıyla kendisini durmadan gözden düşüren Peter’ın yönetme yeteneğine sahip olmadığını, onu ortadan kaldırma ve Rusya’yı yönetme olasılığını oldukça erken fark etti. Bu kararları daha da karmaşık hâle getiren şey, Peter’ın metresi karşısında eşini reddetme girişimi ve sekülerleşme kisvesi altında kilise topraklarına el koymasıydı. İmparatoriçenin zekâsı, karakterinin esnekliği ve Rusya’ya olan sevgisi onu güçlendirdi. Ordunun, özellikle St. Petersburg’daki alayların ve her iki başkentte de kamuoyu ve mahkemenin desteğini aldı.

Hükûmet darbesinin olduğu gün 9 Temmuz 1762’de Kışlık Saray’ın balkonunda duran II. Katerina. Kaynak: wikimedia.org

Mevcut gerilimler, 9 Temmuz 1762 darbesiyle doruğa ulaştı. Bir askerî subay olan Grigory Orlov ve büyüyen destekçileriyle Katerina, resmî ilk çıkışını yapmak için Kışlık Saray’a geldi. Simon Sebag Montefiore’nin Romanovlar: 1618–1918‘de belirttiği gibi o zamanlar St. Petersburg’un banliyölerinde tatilde olan Peter, eşinin eylemlerinden habersizdi.

Taç giydirme töreninden III. Peter, 1761. Kaynak: wikimedia.org

Aynı gün Orlov kardeşlerden ikisi, Peter‘ı tutukladı ve onu tahttan feragat beyanı imzalamaya zorladı. Prusya Kralı Büyük Frederick, daha sonra şunu gözlemledi:

“(Peter) tıpkı yatağa gönderilen bir çocuk gibi tahttan indirilmesine izin verdi.”

Sekiz gün sonra tahttan indirilen çar, sarhoş bir kavganın kasıtsız sonucu ve tam bir kaza olarak nitelendirilen belirsiz koşullar altında öldürüldü. Görünüşte Peter’in varisi -çiftin 8 yaşındaki oğlu Paul- adına hüküm süren ancak Paul reşit olduğunda da tahtta kalacak olan Katerina, Rusya’yı “bu prensin tüm ahlaki ve fiziksel yetilerinin vaat ettiği felaketten” kurtardığını yazdı. Alman prensesi, Kazan Katedrali’nde kendisini imparatoriçe ve otokrat ilan etti. Eylül 1762‘de çarların eski başkenti Moskova’da büyük bir törenle taç giydi ve II. Katerina unvanı altında Rusya’nın imparatoriçesi olarak 34 yıl sürecek saltanatına başladı.

İmparatoriçe Olarak İlk Yılları ve Hakimiyetin Genişlemesi

“Taç Giyme Töreni İçin Elbisesini Kuşanmış II. Katerina”, Vigilius Eriksen, 1778-1779

Saltanatının ilk yıllarında Katerina, İngiliz ve Fransız liberal filozoflarının öğrencileri olan Montesquieu ya da Jean-Jacques Rousseau‘nun savunduğu ve Avrupa’da uygulamaya konması yeterince zor olan reformların anarşik ve geri kalmış bir Rusya’nın gerçeklerine hiç uymadığını gördü. 1767’de halkının gerçek isteklerini tespit etmek ve bir anayasa hazırlamak amacıyla tüm illerden ve sosyal sınıflardan (serfler hariç) gelmiş delegelerden oluşan bir komisyon topladı. Nakaz veya Talimat olarak adlandırılan 1767 belgesi, imparatoriçenin ilerici bir Rus ulusu vizyonunun ana hatlarını çiziyor hatta serfliğin kaldırılması gibi konulara değiniyordu. Tartışmalar aylarca sürdü ancak Nakaz Rusya’da ölü bir mektup olarak kaldı. Buna rağmen imparatoriçenin aydınlanmış bir Avrupa hükümdarı olarak ününü pekiştirmeyi başardı.

Büyük Peter’ın hükümdarlığından bu yana Osmanlı İmparatorluğu, Rusya’nın geleneksel düşmanı olmuştu; dış politikada ülkenin büyüklüğünü ve güvenliğini sağlamayı amaçlayan Katerina için savaş vatanseverliğini ve gayretini ateşledi. 1770 yılında Çeşme’de kazanılan deniz zaferi, imparatoriçeye askerî bir zafer kazandırdı ancak bu dönemde Moskova’da korkunç bir veba patlak verdi. Bu veba, savaşın getirdiği zorluklarla birlikte bir hoşnutsuzluk ve popüler ajitasyon ortamı yarattı.

“II. Katerina’nın Portresi”, Fyodor Rokotov. Kaynak: wikimedia.org

1774 yılında eski bir subay olan Yemelyan Pugachov, 1917 devriminden önce Rus tarihinin en büyük ayaklanmasına neden oldu. Bir grup silahlı Kazak ve köylü, Rusya’nın en alt sınıfı olan serflerin sert sosyoekonomik koşullarına isyan etti. Bu isyan, Ural bölgesinden başlayarak hızla geniş güneydoğu eyaletlerine yayıldı. Pugachov’un Kazak birlikleri, Moskova’ya yürümeye hazırlandı. Katerina sonunda ayaklanmayı bastırmayı başardı ancak her iki tarafta da yapılan katliam önemliydi.

Büyük Katerina, başarılı bir askerî hükümdardı. Birlikleri çok sayıda yeni bölgeyi fethetti ve Rusya’ya büyük miktarda yeni bölge ve nüfuz kazandırdı. Katerina’nın yüceltilmesi Kırım yolculuğunda doruğa ulaştı. Bu zaferde imparatoriçenin zekâsı ve yeteneklerinin hırsıyla eş değer olduğu asilzade sevgilisi Grigory Potemkin‘in etkisi de dikkate değerdi.

II. Katerina’nın asilzade sevgilisi Prens Grigory Aleksandrovich Potemkin-Tauricheski. Kaynak: wikimedia.org

Potemkin, fethedilecek topraklar ve doldurulacak eyaletler konusunda deneyimli bir diplomattı. Rusya’nın güneybatısındaki Kafkas Dağları’ndan Bug Nehri’ne kadar uzanan Kırım hanlığının topraklarının alınmasıyla Rusya’nın Karadeniz’in kuzey kıyısını elinde tutmasını ve Osmanlı İmparatorluğu‘nun varlığını tehdit edecek bir konuma ulaşmasını sağladı. Kırım hâkimiyetiyle birlikte Katerina Karadeniz’e uzun zamandır istenen erişimi sağladı.

Büyük Katerina’nın egemenliği altında Rusya’nın sınırları, Baltık’tan Karadeniz‘e kadar uzandı ve büyük bir güç olarak kabul edildi. Rusya’nın eski düşmanı Prusya, ülkenin geleneksel müttefikleri Fransa ve Avusturya ile dostane ilişkileri sürdürmeye devam eden imparatoriçe ülkesine adanmış, Rusya’yı müreffeh ve güçlü bir devlet hâline getirmeyi amaçladı. Bununla birlikte boş olan devlet hazinesini yenilemek olan en acil sorunu da 1762’de Rusya’daki toprakların ve serflerin üçte birine sahip olan din adamlarının mülkünü laikleştirerek çözdü.

Köylülerin feodal lordlar tarafından köleleştirildiği ve özgürce ticaretinin yapıldığı Rus serfliğinin derinlere kök salmış sistemi, onun felsefi değerleriyle çelişiyordu; ancak Katerina, temel dayanağının zenginliğini feodalizmden alan bir soyluluk olduğunu kabul etti. Bu nedenle bu emekçilerin özgürleşmesini pek de hoş karşılamadı. Belirli bir özerkliğe sahip olan köylülerin kaderini kimilerine göre daha da kötüleştirdi. Çariçe, saltanatı sırasında bir düzineden fazla ayaklanmayla karşılaşmasına rağmen ülkeyi aldığından daha güçlü ve daha zengin bir şekilde bıraktı.

II. Katerina’nın Rusya’nın Kültürel Ortamına Yaptığı Katkılar

Kilisi mihrabında yer alan ve II. Katerina’nın saltanatının resmediliği bir çizim, Gregorio Guglielmi. Kaynak: wga.hu

Katerina’nın Rusya’nın kültürel hayatına yaptığı katkılar, sosyoekonomik reformlarından çok daha başarılıydı. Aydın bir imparatoriçe olarak ün salan çariçe, aydınlanmış bir otokrat tarafından yönetilen güçlü, modern, zengin bir ülke yaratarak sanatı ve yeni neoklasik saraylarıyla Rusya’yı görülecek bir yer hâline getirdi.

Saint Petersburg’te bulunan Hermitage Müzesi, Kaynak: wikimedia.org

Katerina; resim, edebiyat, mimari, bilim ve sanatın “çok tutkulu, bilgili” bir savunucusu oldu. Kendini sanat için obur olarak tanımlayan imparatoriçe, tabloları toplu olarak satın aldı ve 34 yılda diğer kraliyetlerin nesiller boyunca biriktirdiği bir sanat eseri koleksiyonunu elde etti. Bu muazzam koleksiyon, Hermitage Müzesi‘nin temelini oluşturdu. İlgi alanları ve hevesleri, inşaat projelerinden kanun yapımına ve sanat objeleri koleksiyonuna kadar uzanıyordu. Katerina; Büyük Peter’ın bronz anıtı, İmparatorluk Güzel Sanatlar Akademisi’nin yapımı ve St. Petersburg’de inşa edilen neoklasik saray binaları da dâhil olmak üzere bir dizi yeni kültürel projeinin çoğunda doğrudan rol oynadı.

Katerina Rus bilim insanı Mikhail Lomonosov’u ziyaret ediyor, Ivan Kuzmich Fedorov, 1884.

Voltaire ve Diderot gibi dönemin önemli şahsiyetlerinin çoğuyla kapsamlı bir yazışma yürüttü. Rus kültürünün destekçisiydi; yazdı, edebî incelemeler yaptı, bilimi teşvik etti, bürokrasiyi yeniden biçimlendirdi, yasaları değiştirdi ve kadınlar için eğitimi destekledi. İmparatorluk genelinde zengin kütüphaneler ve öğrenim kurumları kurdu. Eyaletleri genişletti, yeniledi ve ticareti geliştirdi.

O, kontrol etmek kadar yaratmayı da arzulayan, enerjiye ve entelektüel meraka sahip bir kadındı. Halk için Katerina, belki de en çok bir dizi müstehcen ilişki yürütmesiyle tanındı ancak özel hayatıyla ilgili pek çok sefil hikâye, onun iktidar üzerindeki hâkimiyetini zayıflatmayı umanlara atfedildi.

Fransız Devrimi’nin Etkisi ve Saltanatın Son Yılları

Katerina, Avrupa’nın tüm taçlandırılmış başkanları gibi Fransız Devrimi tarafından ciddi şekilde tehdit edildiğini hissetti. Kraliyet ve aristokrasinin hakkı sorgulanıyordu ve çariçe bir Aydınlanma dostu olmasına rağmen kendi ayrıcalıklarından vazgeçmeye hiç niyeti yoktu. Fransa örneğinden cesaret alan Polonya liberal bir anayasa için eylemlere başladı. 1792’de devrim tehdidini önleme bahanesiyle Katerina, asker gönderdi ve ertesi yıl batı Ukrayna’nın çoğunu kendi egemenliği altına aldı. 1794’te Tadeusz Kościuszko liderliğindeki ulusal ayaklanmadan sonra Katerina; Polonya’yı Rusya, Prusya ve Avusturya arasında bölerek Avrupa haritasından sildi.

Tsarskoye Selo Parkı’nda yürüyen II. Katerina, Vladimir Borovikovskiy. Kaynak: wikimedia.org

Büyük Katerina’nın son yılları; Louis XVI’nın idamı, devrimci orduların ilerlemesi ve radikal fikirlerin yayılmasıyla karardı. İmparatoriçe, ayrıca oğlu Paul’u imparatorluk için yeterli görmediğinden ve torunu İskender hüküm sürmek için çok genç olduğundan uygun bir varisinin olmadığını fark etti. Katerina’nın saltanatının sonunda Rusya, 200.000 mil kareden fazla bir alana, batıya ve güneye doğru genişlemişti. Rus yöneticileri için eski İstanbul Boğazı‘na erişim hayali ulaşılabilir bir hedef hâline gelmişti.

Katerina, 1796 yılında felç geçirdikten sonra yaşama veda etti. Askerî ve kültürel başarıları, zaferlerinin görkemi ve Avrupa’nın en büyük beyinlerinin çekildiği parlak bir mahkemenin şöhreti ile birlikte ona tarihte seçkin bir yer kazandırdı. İmparatoriçe, aynı zamanda kendisinin iktidara yükselişine dayanan The Great isimli tarihî, komedi-drama türündeki 2020 yapımı diziye de ilham kaynağı oldu.


Kaynakça

Solly, M. (2020) “The Story of Catherine the Great” Erişim tarihi 09/07/2022
smithsonianmag.com/history/true-story-catherine-great-180974863/

Jarus, O. (2017) “Catherine the Great: Biography, Accomplishments & Death” Erişim tarihi 09/07/2022
livescience.com/42006-catherine-the-great.html

Britannica, “Catherine the Great” Erişim tarihi 09/07/2022
britannica.com/biography/Catherine-the-Great/Legacy

Maranzani, B. (2020) “8 Things You Didn’t Know About Catherine the Great” Erişim tarihi 09/07/2022
history.com/news/8-things-you-didnt-know-about-catherine-the-great

Görseller: wikimedia.org, history.com

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.