İçimizdeki iyi ve kötünün klişesi olarak çocukluğumuzda izlediğimiz çizgi filmlerden aşina olduğumuz iç ses kavramı genellikle iki şekilde baş gösterir; biri olumsuz ve kötü çağrışımlar yaparken diğeri güzel ve olumlu şeyler fısıldar bizlere. Zihin makinesinden çıkan bu seslerin önemini ve hangisinin kendimize ait olduğunu nasıl fark edebiliriz? İç sesimiz ile kendimize bir arkadaş mı buluyoruz yoksa bir düşman mı yaratıyoruz?
Düşünüyorum Öyleyse Varım

17.yy filozoflarından Descartes, felsefi düşünceyi aklın temeline oturtmaya çalışmış ve rasyonalizmin kurucusu olarak kabul edilmiştir. Kesin bilgiye varmak isterken her şeyden şüphe etmeyi yöntem olarak kullanmış, şüphe edebiliyorken sürekli düşündüğünü fark etmiş, şüphe edilemez gerçekliğin; şüphe etmesini sağlayan düşüncesi olduğunu söyleyerek düşünebilmesini varlığının kanıtı olarak kullanmıştır. Descartes’in “Düşünüyorum, öyleyse varım” sözü düşüncelerimizin eylemlerimiz için bir temel oluşturduğunu gösterir.
Düşüncelerimiz, dış faktörlerle yönlendirilen ya da kendiliğinden zihinde üretilen fikirler ve kavramlardır. Zihin ise öğrenilenleri, dış dünyanın verilerini olduğu gibi biriktiren bir durum ağıdır. Aslında zihnin pasif bir depo değil, aksine etkin rol alan bir işlemci olduğu söylenebilir. Çünkü zihnimiz bize ebeveynlerimizden, çevremizden ve yaşadıklarımızdan topladığımız tecrübelerden oluşan düşsel bir dünya sunar; çoğunlukla düşüncelere dalar, kendi yaşam öykümüzün ayrıntılarını yeniden canlandırır. Bu sayede kendisiyle konuşan, yorum yapan içsel bir konuşma yaratırız. Zihnimizin genellikle bir iş-uğraş halinde değilken düşüncelere dalıp gittiği ve çoğunlukta bizi rahatsız eden şeylere odaklandığı yapılan araştırmalarla anlaşılmış ve ulaşılan sonuçta “düşüncelere dalıp giden bir zihnin mutsuz bir zihin olduğu” tespit edilmiştir.
İç Sesin Hayatımızdaki Önemi

İç ses; zihnin odağının yaşanan anda olup bitenlerde değil de ağırlıklı olarak geçmişte olanlar ve gelecekte olabilecekler üzerine, kişinin içsel dünyasına dönük olarak geliştirdiği konuşmalar veya canlandırmalardır. Zihin dünyamızdan gelen sesler insanların kendileriyle kurduğu ilişkinin ne kadar sağlıklı olup olmadığıyla ilgilidir. Bu anlamda iç sesimizi tanımak, üzerimizde ne kadar etkili olduğunu fark etmek bizler için kendimizi tanımak kadar önemlidir. Bu sayede kendimizi tanıyarak nasıl yaşamak istediğimizi fark edebiliriz.
İç Sesiniz Ne Diyor?

İç sesimiz yapmamız gereken tercihlerde, kararlarımızda, davranışlarımızda bize rehberlik eder. Kimi zaman içsel konuşmaları kendimizi cesaretlendirmek ve kendimizi takdir etmek için kullanırız. Motivasyonumuz ve özgüvenimize katkı sağlar, kendimizi iyi hissederiz. Kimi zaman da öz eleştiri yapabilmemizi mümkün kılarak hatalarımızı görüp düzeltmemiz için bize yardımcı olur. İç sesimiz olumlu konuşmalarla bizi destekliyorsa birçok şey yolunda demektir.
İç sesimiz yaşadıklarımız üzerine de kafa yorar ve özellikle karşılaştığımız sorunlara, kaygılarımıza ve endişelerimize yönelir. İç sesimizin bize fısıldadığı şeyler bazen de bizi kendimizin en acımasız eleştirmeni yapar. Yetersizlik, bencillik, korku gibi duygularla yargılamalar yaparak içimizdeki boşluğu doldurmaya çalışır. Bu olumsuz konuşmalarla üzerimizde kaygı ve stres yaratarak önümüze engel çıkaran bir bariyer oluştururuz.
İçsel Çatışma Nedir?

Kendimizle sürekli bir içsel konuşma halindeysek duygu ve düşüncelerimiz çatışma halinde olabilir. Bu çatışma hali iç dünyamızdaki uyumsuzluğun bir yansımasıdır. Psikolojide içsel çatışma, bilişsel uyumsuzluk teorisi olarak “bireyin inandığı şey ile bu inanca karşı çıkan bilginin tutarsızlığı nedeniyle ortaya çıkan ve psikolojik olarak rahatsız edici bir durum” olarak 1957 yılında ilk olarak Leon Festinger tarafından ortaya atılmıştır. Zihnimizde uyumsuzluğa neden olan şey, tutarsız düşünceler ve yarattığı duygusal yüzleşmeler sonucu oluşan içsel çatışmalarımızdır. İçsel çatışma yaşayan kişi, karar veremez ve kendi kendisiyle sürekli hesaplaşma içindedir. Korkular, endişeler, pişmanlıklar yaşar ve kendini suçlar. Gerçekçi olmayan bu sesler üzerimizde negatiflik yaratıyorsa en büyük düşmanımızı kendi içimizde kendimiz yaratmış oluruz. Böylece içsel çatışmalarımızı destekler ve kendimizle sağlıksız bir ilişki kurarız. Bu durumda olumsuz düşünceleri fark etmek ve değiştirerek olumlu ve yapıcı bir iç ses geliştirmek, bizler için iç sesimizi kontrol edebilmeyi mümkün kılar. Bu negatif etkileri olan sesler uyumsuzluğa neden olan tutarsız düşünceler içerdiğinden empati ve şefkat duygusu gerektirmektedir.
Şefkat Sorumluluğu

“Hatalarınız konusunda sizi eğiten ve seçimlerinize yardımcı olan özenli ve makul bir iç sestir. Hatalarınızdan dolayı sizi sorumlu tutar ancak bunu şefkatli bir şekilde yapar. Ne raydan çıkmanıza neden olur ne de sizi yargılar. Hatalarınızdan ve seçimlerinizden dersler çıkarmanıza, onları geride bırakmanıza ve önünüze bakmanıza yardımcı olur”.
–Dr. Jonice Webb
Aslında herkes hata yapabilir ve işleri ters gidebilir. Bu hayatın olağan akışında olan bir durumdur. Ancak hata yaptığımızda kendimizi eleştiren ve yargılayan bir tutum yerine özenli ve makul bir iç ses edinebilmemiz için kendimize biraz şefkat göstermemiz gerekmektedir. Öz şefkat terimi, kendimize karşı nazik ve anlayışlı olma yeteneğini ifade eder. Kendi duygusal ihtiyaçlarımıza, acılarımıza ve zorluklara karşı hoşgörülü ve sevecen bir şekilde yaklaşmak ve kendi kendimize şefkat göstererek kendimizi kabul etmek anlamına gelir. Bu sayede yaşadığımız içsel çatışmadan arınıp seçimlerimize yardımcı olan özenli ve makul bir iç ses ile daha kolay yol alabiliriz.
Özetle; düşüncelerimizin işlendiği ortam olan zihin ve buna bağlı gelişen iç sesimiz, kendimiz için hem bir ödül hem bir ceza sayılabilecek bir düşünce özelliğidir. İç sesimiz görevine uygun olarak kullanılırsa yaşamımızı olumlu yönde geliştirerek bize arkadaşlık eder. Ancak yanlış şekilde kullanılır ve hiç susmayan bir zihin haline gelirse pek çok çatışmaya sebep olabilir ve kendi düşmanımızı kendi içimizde yaratmış oluruz.
İç sesinizin güzel şeyler fısıldaması dileklerimle.
Kaynakça:
- Davidson, Rıchard J. Daniel Goleman. Karakteri Değiştirmek. İstanbul: Kuzey yayınları, 2019.
- Dr. Jonice Webb. Çocuklukta İhmalin İzi Çözümler. İstanbul: Solo Unitas-Solo Kidz, 2023
- Düşünüyorum Öyleyse Varım: Descartes Felsefesi. parlakjurnal.com. web. 18.03.2025
- Öz Şevkat Nedir? Nasıl Geliştirilir. cemilcelik.com web 20.03.2025
- Yücel, Esin, and Beykan Çizel. “Bilişsel uyumsuzluk teorisi üzerine kavramsal bir inceleme: satın alma perspektifi.” Yaşar Üniversitesi E-Dergisi 13.50 (2018): 150-163.
Kapak Görseli: perspektif.online


