How I Met Your Mother Dizisindeki Karakterler Hangi Kitapları Önerirdi?

Editör:
Gaye Nur Karabay
spot_img

Bazı dizilerin bizde ayrı bir yeri vardır. Gerek geçtiğimiz dönem, gerekse de karakterlerin özellikleri nedeniyle kendimizi bunlarla özdeşleştirir, tekrar tekrar izleyerek rahatlarız. How I Met Your Mother da işte böyle bir dizi. Ted’in iflah olmaz romantikliği, Barney’nin çapkınlığı, Lily’nin anaçlığı, Marshall’ın Lily’ye olan düşkünlüğü, Robin’in bağlanma sorunları bize kendi hayatımızda bir yerlerden tanıdık gelir. Belki de bazılarımız tam olarak böyle bir arkadaş grubuna sahip olmanın hayalini kurar.

Peki bu karakterler gerçek olsaydı ve arkadaşımız olsaydı, bize hangi kitapları önerirlerdi?

Yazının devamında sürpriz bozanlarla karşılaşabilirsiniz.

Ted Mosby – Masumiyet Müzesi

Ted Mosby, bildiğimiz gibi doğru kişi arayışından asla vazgeçmemiş, umudunu hiç kaybetmemiştir. Sezonlar boyunca yeniden deneyip, yeniden hayal kırıklığına uğramasına, bazı kişilerle tekrar tekrar denemesine, terk etmesine, terk edilmesine, başkasının ona tercih edilmesine hep birlikte şahit olduk. Bazen bu uğurda beline kelebek dövmesi yaptırdığı da, evinin darmadağın edilmesini izlediği de olmuştur. Azimli ve duygusal Ted’in sonunda hasretini çektiği mutlu sonuna kavuşması, onun kadar seyircisine de “Oh be!” dedirtmiştir.

Masumiyet Müzesi kitabı

Konusu ve uzunluğu nedeniyle Ted’in hayatına oldukça benzeyen Masumiyet Müzesi, Ted’in beğenerek okuyup tavsiye edeceğine inanıyoruz. Masumiyet Müzesi’nde, dizinin aksine tek bir kadına olan tutkulu aşk işlenmiş olsa da, bu saplantı ve yıllara yayılan belirsizlik hali, Ted’in Robin ile olan ilişkisini andırıyor. Romantik anlamda birlikte olamasalar da Füsun‘un hayatında olmaya devam etmeyi seçen Kemal‘in sabrı ve tükenmeyen umudu, Ted’in oldukça aşina olduğu bir ruh hali.

Barney Stinson – Dorian Gray’in Portresi

Barney Stinson
imdb.com

Barney Stinson; yakından baktığımızda babasını tanımadan büyüyen, annesiyle de çok sağlıklı bir ilişkisi olmayan, muhtemelen bu nedenle ilişkilerinde bir hayli kaçıngan bağlanma örüntüsü gösteren, kolaylıkla yalan söyleyen bir karakter. Kadınların gözdesi ve şeytan tüyü olduğu kesin olan Barney’nin aslında önereceğinden emin olduğumuz kitap, kendisinin yazdığı ve dizi boyunca da defalarca bahsettiği bir kitap: The Playbook. Kitap, Barney’nin yıllar içinde kadınları etkilemek için kullandığı yüzlerce taktiği bir araya getirdiği oldukça kalın bir külliyat.

Dorian Gray'in Portresi kitabı

Her ne kadar favori kitabı The Playbook olsa da, eğer halihazırda yazılmış eserlerden birini önerecek olsaydı, Barney Dorian Gray’in Portresi‘ni önerirdi. Bu kitap portresi yapılan, her görenin etkilendiği Dorian Gray adında bir karakterle ilgilidir. Dorian Gray de tıpkı Barney gibi, kolaylıkla karşısındakileri kendine hayran bırakıyor ve hayatı canının istediği gibi, ancak yüzeysel yaşıyor. Yaşlanmaktan çok korkan Dorian gibi Barney de dış görünüşüne çok önem veriyor ve şık takımları üzerinden eksik etmiyor.

Marshall Eriksen – Harry Potter

Marshall Eriksen‘ın en dikkat çeken özelliği belki de çocuksu karakteri. Her zaman koca koca gözlerle, içindeki çocuğu mutlaka dışarı yansıtan tavırlar ve sözlerle cüssesine tezat şirin küçük bir oğlan çocuğu imajı çizmiştir. Loch Ness Canavarı (gerçi kendisi ”Nessy”’nin ”canavar” kelimesinden hoşlanmayacağına dikkat çekip herkesi hitapta daha duyarlı olmaya davet ediyor.) ve Koca Ayak gibi fantastik karakterlerin varlığına yürekten inanıyor. Zaten ancak bu kadar büyük ve saf bir kalp, bu kadar yürekten sevebilir. Lily‘nin onu terk edip gittiği anlar dahil başka hiç kimseye asla gönlü kaymıyor ve büyük bir sadakatle ona bağlılığını sürdürüyor. Aklı havada halleri ve çocuksu optimizmi ile görenlerin yüzünde tebessüm oluşturmayı başarıyor. Bununla birlikte kibar ve erdemli, avukatlık mesleğinde çevreci bir işi çok daha fazla para getirecek bir işe tercih ediyor, doğru olanı yapmanın önemine inanıyor.

Harry Potter kitabı

Marshall’ın içindeki doğruyu yapma güdüsüyle ve macera seven çocuksu halleriyle, şevkle önereceğini düşündüğümüz kitap elbette ki Harry Potter serisinden başkası olamazdı. Marshall’a sorsak Hogwarts’ın gerçek olduğunu ve biz Muggle’lar fark etmeden Harry’nin dünyayı büyük bir tehlikeden kurtardığını anlatacağına eminiz. Harry de tıpkı Marshall gibi arkadaşlığa, sadakate önem veriyor.

Robin Scherbatsky – Açlık Oyunları

Dizinin paylaşılamayan esas kızı Robin‘i, zaman zaman büyürken yaşadığı eve dair verdiği küçük bilgi kırıntılarıyla tanıyoruz. En çok bahsettiği konu ise, bir erkek olarak doğmamış olmasından dolayı babasının yaşadığı hayal kırıklığı. Babası ona oldukça sert davranıyor ve kendisi de büyürken daha maskülen davranış ve kıyafetlerle babasının istediği gibi bir evlat olmaya, onun sevgisini, onayını ve takdirini kazanmaya çalışıyor. Her ne kadar bu bir komedi dizisi olsa ve hafif bir yerden işlense de, babasının bu beklentisinin kendisinde açtığı yara, Robin’in kendisini hep hasarlı görmesine ve her zaman yetersiz hissetmesine neden olmuş gibi görünüyor. Sağlıklı bağlanmayı büyürken öğrenemeyen Robin, büyüdükten sonra da ilişkilerinde onu gerçekten sevecek Ted gibi bir karaktere bir türlü evet diyemiyor, çünkü sevgiyi hak etmediğini düşünüyor.

Açlık Oyunları

Robin’in en büyük isteği kendisini babasına kanıtlamaktı. Sırf bunun için birkaç günlüğüne ormanda sadece bir çakı ile tek başına kaldığı bir anısı bile mevcut. Ormanda tam olarak neler yaşandı bilmiyoruz ancak gözlerinden ve tavrından anlayabiliyoruz ki ormana giren Robin ile çıkan aynı kişi değildi. Açlık Oyunları gibi güçlü ve stratejik olanın hayatta kalacağı bir turnuva tam da kendisine göre olurdu. Konusu birçok çocuğun bir arenaya bırakılıp, hayatta kalan son kişinin ödüle kavuşması olan bu kitabı zevkle okuyup önerir ve kendisini ana karakterin yerine kolaylıkla koyabilir.

Lily Aldrin – Küçük Kara Balık

Her grubun bir tane anaç karakteri vardır, burada da bu kişi Lily. Sevgi dolu ve yumuşak, ama tersi pis. Birisine kızdığında attığı “Sen benim için öldün!” bakışları herkes tarafından biliniyor. Lily’nin dikkat çeken iki özelliği var. Birincisi Marshall’a ve sonrasında da bebeklerine duyduğu büyük sevgi. O kadar ki Marshall’ı terk etmesine rağmen onsuz yapamayıp geri dönmüş, düğünden önce görüşmedikleri zamanda stresten kilo vermiştir. Dizi boyunca herkesin hayatına başkaları girip çıksa, evler değişse ve birçok şey başlayıp bitse de, Lily’nin eşi Marshall ile sahip olduğu sevgi dolu ilişki hep sabit kalmıştır. İkinci özelliği ise her ne kadar evine ve eşine bağlı olsa da içinde hep gitme, kendini ve yeteneklerini keşfetme, dünyayı dolaşma isteği baki oluşu. Hatta Marshall’ı terk etme sebebi de tam olarak bu özlemidir, ancak Marshall’a olan sevgisi ağır basmıştır. Yine de dizi sonlara yaklaşırken Lily’nin İtalya’ya taşınma konusundaki ısrarı ve kendisi ve hayalleri için çok geç olduğuna dair duyduğu pişmanlıktan bunun hep aklının bir köşesinde olduğunu anlıyoruz.

Küçük Kara Balık kitabı

Küçük Kara Balık da tıpkı Lily gibi dış dünyada neler olup bittiğini merak eder ve macera çağrısına kulaklarını tıkayamaz. Sevdiklerini geride bırakıp büyük bir keşfe çıkar. Küçük Kara Balık’ın heyecanını ve göz ardı edemediği bilme ve görme merakını Lily’de de görmek mümkündür. Kendini gerçekleştirme ve hayallerinin peşinden gitmeye duyduğu özlemle bu kitabı severek önereceğini düşünüyoruz.

Tracy Mosby (Anne) – Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler

Tracy‘yi son sezona kadar tanımasak da sezon boyunca yaptığı seçimler ve kendini ifade ediş şekliyle seyirciyi kendine ısıtmayı başardı. Yumuşak huylu ve esprili bir karakter olarak öne çıkıyor. Yolda tanımadığı insanlarla hızlıca arkadaş olabilme, gerek arabasına alma, gerekse de kurabiye ikram etme gibi huyları olduğu dikkat çekmekte. Kolay güvenen ve kin tutamayan, sevgi dolu, tam da Ted’in beklediğine değecek tarzda bir karakter.

Pamuk Orenses ve Yedi Cüceler kitabı

Hülyalı bakışları ve ukulelesiyle kendisi de bir masal kahramanını andıran Tracy muhtemelen Pamuk Prenses masalını önerirdi. Pamuk Prenses’in kendini kolayca sevdiren ve dost canlısı mizacını Tracy’de de görmek mümkün. Pamuk Prenses gibi Tracy de kendisine kötülük yapanlara aynı şekilde karşılık vermiyor ve herkesin içinde bir iyilik buluyor. Bu masalı onun da çok sevdiğine eminiz. Hatta yumuşak sesiyle çocukları etrafına toplayıp masalı kendisinin okuması bir hayli muhtemel.

Bonus: Ranjit (Taksi Şoförü) – Dedikoducu Kız

Bazı karakterlerin dizilerde çok fazla ekran görünürlüğü ya da repliği olmaz, ancak jest ve mimikleriyle, tavırlarıyla sahip oldukları o kısıtlı zamanı çok iyi değerlendirir ve seyirciyi kendilerine bağlarlar. Ranjit de böyle bir karakterdir. Kendisini dizide çok az görsek de zaman zaman oldukça kilit noktalarda varlığını belli ederek seyirciyi güldürmüştür. Ön koltukta sessizce araba kullandığı için genelde kimsenin çok da yanında ne dediğine dikkat etmediği Ranjit, tüm dedikodulara belki de herkesten çok hakimdir.

Dedikoducu Kız kitabı

Kulak kabartmaya ve dedikoduya olan merakıyla Ranjit, Dedikoducu Kız‘ı önerirdi. Sonuçta Dedikoducu Kız da çok göz önünde olmayan ve her şeye tanık olan bir karakter olarak öne çıkıyor. Tabi ona kıyasla Ranjit çok daha masum kalıyor, merakı sadece kendine. Yine de herkesin hayatını bilme merakıyla Dedikoducu Kız’ı anımsattığı söylenebilir.


Kaynakça:

Kapak resmi: ”Hulu Orders a How I Met Your Mother Spinoff Called How I Met Your Father”. Adweek. Web. 10.12.2023.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Söylenti Aylık Frekans

Söylenti Müzik Frekansı ile sonbaharın gizemli, esintili ve en sevilen zamanlarına, Ekim ayına hoş geldiniz! Önerilerimiz sizin için hazır.

Valide-i Muazzama : Mahpeyker Kösem Sultan

Naib-i saltanat unvanıyla Osmanlı İmparatorluğu'nu yaklaşık 30 yıl yöneten Mahpeyker Kösem Sultan, attığı adımlarla hanedanın kaderine yön vermiştir.

Hafıza Mekanları: Anıtların Psikolojik ve Toplumsal Etkileri

Anıtlar, toplumsal hafızayı korur ve kimliğimizi inşa eder. Kolektif hafıza ve kültürel aktarımın dönüştürücü gücüdür.

Eşeği Saldım Çayıra – Kazak Abdal | Şiir İncelemesi

Kazak Abdal hayatı ve bilinen şiirlerinden olan Eşeği Saldım Çayıra eserinin incelemesi.

Twinless Film İncelemesi: İki Yalnız, Bir Kayıp

Başrolde Dylan O'Brien'ın yer aldığı kayıp, yalnızlık, bağ kurma arayışı, yas süreci üzerine dokunaklı bir film olan Twinless film incelemesine göz atın.

Alice in Borderland 3. Sezon İncelemesi: Neden Beklentiyi Karşılayamadı?

Alice in Borderland dizisinin 3. sezonun her oyununda Chishiya'nın zekâsını arayıp, Aguni'nin fedakârlığını andık diyebilirim. 

Evrensel Duygular: Anlamadan da Hissedeceğiniz 8 Şarkı

Dili fark etmeksizin ruhunuza dokunan, evrensel duygusal taşıyan 10 şarkıyı keşfedin. Melodik parçalarla hazırladığımız liste, her anınıza eşlik edecek!

Viktoryen Dönemde Kadın İmgesi: “Evdeki Melek”

Viktoryen dönemde ‘Evin Meleği’ ideali, kadını fedakâr ve itaatkâr bir role hapsetti. Gilman ve Woolf bu miti sorgulayarak özgür kadının sesini aradı.

Jane Austen ve Aşkın Sosyal Eleştirisi

Jane Austen, romanlarında aşkı sadece romantik bir duygu olarak değil; statü ve kadınların konumu üzerinden ele alarak dönemin evlilik anlayışına eleştirel bir bakış atar.

Shirley Jackson’ın Amerikan Gotik Edebiyatındaki Yeri

Shirley Jackson, Amerikan gotiğine modern bir ses getirmiş ve kalıcı bir iz bırakmıştır.

Editor Picks