“Hiçbir Şey Anlamadım”, Şinasi Türmüş’ün “Efendi Hazretleri ve Clark” kitabının ardından çıkan ikinci romanı. Velespit Yayınlarından çıkan 80 sayfalık kitap, mutlaka bu yıl şans vermeniz gereken kitaplar arasında yer almakta.
Sonunun Raif Edendi olmasından korkan bir karakterin Kürk Mantolu Madonna okuması ile başlayan kitap; klasik bir olay örgüsünün anlatısı olmasından öte tamamen ana karakterin içindeki yolculuğu ele alıyor. Kitabı okurken ilerleyen süreçte olayın gelişmesini beklemeyi bırakıp artık düşüncelerin ve anlatının akışına odaklanmaya başlıyorsunuz.
Kitap ayrıca “ustalara saygı kuşağı” gibi, birçok esere yer vermekte. Hiçbir Şey Anlamadım romanında en çok dikkat çeken konulardan biri aslında kültürel bir birikime sahip olması ve birçok farklı konuda okuyucuya önerilerde bulunması diyebiliriz. Romanda sıklıkla şarkı önerileri, izleme önerileri ve okuma önerileri yakayabiliyorsunuz. Bu noktada roman size alternatif olarak güzel bir liste çıkarmış oluyor.
Şinasi Türmüş’ün yayınlanan ikinci romanı Hiçbir Şey Anlamadım, düşüncelerle yola çıkabileceğiniz ve birçok soruyu karakterin kendisine sormasından öte kendinize sorabileceğiniz varoluşsal sorular ile bezeli. Okurken birçok noktada es verebilir kendinizden bulduğunuz anları ya da sorguları içinizde yaşamaya başlayabilirsiniz.
Eğer henüz kitabı bir kitapçıda inceleme fırsatı bulamadıysanız sizler birkaç alıntıyı aşağıya bırakıyoruz.
Şinasi Türmüş’ün Hiçbir Şey Anlamadım Romanını şimdi satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Zaten “Hayatı daha güzel kılan bu değil mi?” diye güzelleme yapmak istemem, ya da tam tersi, “bu bir lanettir” de demem; sadece olan bu, istesek de istemesek de. Abelardus bile tüm acısına rağmen bu durumda bir komiklik bulmuştur. Ne diyebilirim ki: cest la vie…
—
Dudaklarımızdan çıkan sözcükler olmak istediğimiz kişiye ait. Hep o kişiye göre yaşıyoruz; gülerken, ağlarken, sevinip üzülürken, nefret ederken…
—
Hasan Ali Yücel klasikleri, Kazım Taşkent, Can… Hah, odam ve kitaplığım çiçek gibi oldu. Kendimi uzun zaman sonra gerçek bir insan gibi hissettim.
—
Tanrım neler diyorum ben! Dışarısı ana baba günü, kimsenin kışı umursadığı yok. Kalabalık içinde kaybolmak güzel bir duygu aslında, insan kendini özgür hissediyor. Burada kendini yumruklasan kimsenin haberi olmaz. Herkes kendiyle o kadar meşgul ki. Ne diyordum; hepimiz benciliz.