Hero Film İncelemesi: Renklerin Görsel Şiiri

Editör:
Asiye Tuna Deniz
spot_img

Yimou Zhang‘ın wuxia draması filmi Hero (Kahraman), izleyiciyle buluştuğu dönemde hem eleştirel hem de ticari olarak büyük bir başarıya imza atmıştır. Bugünün standartlarına göre bile görsel olarak baş döndürücü olmasının yanı sıra film, tutkuların ve politik oyunların tüm varlığımızı nasıl manipüle edebildikleri ve hatta tanımlayabildikleri hakkında zamansız bir hikaye anlatıyor.

Çin’in ilk hanedanlığının kuruluşunun öyküsünü anlatan filmde yedi krallık ülke üzerinde iktidar sahibi olmak için uzun yıllardır birbiriyle savaşmaktadır ve içlerinde Qin Kralı (Chen Dao Ming) bunların en hırslısı ve en tehlikelisidir. Onu durdurmak için ülkenin diğer bölgelerinden suikastçılar gönderilse de başarısız olurlar. Bu tehlikelerden dolayı Qin Kralı yanına kimin yaklaşabileceği konusunda katı bir politika benimser: Yanına yüz adımdan fazla yaklaşan ölür!

Yazının bundan sonraki kısmı spoiler içermektedir.

2002 yapımı film, birçok halk efsanesi gibi buyurgan bir hükümdarın tahtının önünde hayatını korumak için zekasına güvenen bir hikaye anlatıcısıyla başlıyor. Bu hikaye anlatıcısı İsimsiz (Jet Li) olarak bilinen yalnız bir savaşçıdır ve İsimsiz, sarayın kapısına geldiğinde kralın yenilmez düşmanlarını – Gökyüzü(Donnie Yen), Kırık Kılıç(Tony Leung) ve Uçan Kar(Maggie Cheung) – öldürdüğü haberini de getirir.

Bir adamın Çin’in en yetenekli üç dövüşçüsünü nasıl alt edebildiğini merak eden kral, İsimsiz’den hikayesini dinlemeye başlar. Eylemlerini kanıtlamak için suikastçıların silahlarını sunan İsimsiz’in ödül olarak krala on adım yaklaşmasına izin verilir. İsimsiz öyküsünü bitirdikten sonra, kral şüpheye düşer ve ustaca bir aldatmaca olduğunu düşünerek İsimsiz’e daha olası olduğunu düşündüğü hikayenin başka bir versiyonuyla meydan okur. Bu noktada film Akira Kurosawa‘nın 1950 yapımı filmi Rashomon gibi birden fazla bakış açısının anlatıldığı bir gizeme dönüşüyor! Hepsi doğru ya da yanlış olabilecek birçok hikaye izlemeye başlıyoruz. Film, kral’ın İsimsiz ile konuşmalarına dayanan geçmişi gösteren sahneler arasında gidip gelirken, anlatı epizodik bir yapıya dönüşüyor.

Hero, büyük bir karşıtlık zamanını da yansıtıyor çünkü savaşlarla sürekli kan dökülmesi ülkeye damgasını vururken aynı zamanda Taoizm ve Konfüçyüsçülüğün de doğduğu zamanlar. Bu yüzden film bize dövüş sanatları türünün nasıl aksiyon ve şiddeti aşıp, şiir, bale ve felsefeye doğru ilerlediğinin de en güzel örneği oluyor. Şimdi Hero’da hangi estetik öğelerin kullanıldığına bakalım.

Mekan ve Felsefe

Christopher Doyle‘un sinematografisiyle daha da vurgulanan görüntülerin güzelliği her karakterin ilkelerini, düşünce süreçlerini göstererek aslında görüntüden daha fazlasının olduğunu izleyicilerine gösteriyor. Derinlik sunan bu mizansenin içinde kendimizi kaybederken belirgin bir zıtlığa şahit oluyoruz. Bir tarafta uçan kılıç sahiplerinin dansı var ve her biri kendi adalet anlayışına sahip, öte yandan isyancıların üzerine milyonlarca ok yağdırmaya hazır bir emperyal savaş makinesi var. Her ne kadar Hero’daki çatışma biçimsel olarak net bir şekilde kurgulanmış olsa da filmin anlatı alanı semboller ve alegorilerle doludur.

Filmde mekanlar, karakterlerin iç dünyalarını yansıtacak şekilde planlanarak izleyiciyi bir duygudan başka bir duyguya geçirmeyi başarıyor. Örneğin, kırmızı sahnelerdeki dar koridorlar savaşçıların iç dünyalarına inen tünellere dönüşürken, devasa ortamlarda yalnızca bir karakterin yürüdüğünü gördüğümüz uzun çekimler, kılıç ustalarının yenilmez bir sisteme karşı güçlü cesaretlerini anlatıyor.

Çin tarihinin en pahalı filmlerinden biri olan Hero’da mekanlar hem el işçiliği hem de özel efektlerle filmin kurgusunun akıcı olmasını sağlıyor. Sadece İsimsiz ve Gökyüzü’nün dövüştüğü sahneyi düşünürsek, gökyüzünden düşen yağmur damlalarının, kör bir müzisyenin şarkısıyla uyumu ya da mücevher gibi saçılmış asılı yağmur damlaları arasında İsimsiz’in ağır çekimdeki dansı filmi izlemeyi çok keyifli hale getiriyor. Yine bir başka sahnede İsimsiz ve Kırık Kılıç’ın bir gölün üzerinde süzülürken savaştığı, bazen bıçaklarıyla suya desenler çizdiği sahnede Zhang, onları üzerinde yürüdükleri suyun altından bile filme alıyor.

“Kılıç ustalığının nihai hedefi, her iki kişinin de elinde ya da kalbinde kılıç olmamasıdır ve tüm dünyayla barışık olmaktır. Bu öldürmemek anlamına gelir; barış budur!”

Filmde kullanılan en önemli felsefi unsur Çin kültürünün en önemli öğelerinden kaligrafi ve kılıç ustalığı arasındaki bağlantı olarak karşımıza çıkıyor. İsimsiz’in Kırık Kılıç’tan “Kılıç” kelimesini yazmasını istemesi onun kılıç ustalığındaki gizemi ortaya çıkarmak içindir çünkü hat sanatında bütün vücut kullanılır ve kılıç ustalığı sadece dövüş sanatlarından elde edilmez, kaligrafinin de yansımasıdır. Burada kaligrafinin ima edilen veya derin anlamı ulusal ve kültürel bir çağrışım olarak Çin geleneğinin felsefesini yansıtıyor.

Renk Anlatımına Bir Bakış

Filmin sinema tarihinde özel bir yer edinmesini sağlayan en dikkat çekici yönü, filmde karakterlerin ruh halini ve genel hikayenin ilerleyişini yansıtacak belirli bir renk şeması kullanılmasıdır. Yönetmenin diğer projelerinde de benzer bir görsel yaklaşım olduğu göz önüne alındığında, bu konseptin anlatım ve karakter ilerlemesi açısından pek çok fırsat sunduğunu görebiliriz. Yönetmen, renkleri çeşitli sembolik anlamlar kurmak için kullanarak, seyircinin hikayeyi farklı karakterler ve onların durumları aracılığıyla deneyimlemesine izin veriyor. Yani Hero’da değişen perspektiflerin aracı olarak renk kullanılıyor.

Filmde ana anlatı unsuru olarak beş renk vardır: Siyah, beyaz, kırmızı, yeşil ve mavi. Farklı renkler farklı karakterleri, onların iç dünyalarını ve durumlarını temsil ederken filmde en önemli mantıksal ipuçları olarak da değerlendiriliyor. Bir renk değiştiğinde anlatım açısının değiştiği anlamına geliyor; bu da izleyicilerin filmdeki hikayeleri farklı olay örgüleriyle karıştırmasının önüne geçiyor.

Siyah: Soğukkanlı Ölümün Estetiği

Hero’nun tüm tonu çoğunlukla siyahtır çünkü rengin kullanıldığı sahneler filmdeki ana hikayenin kurulduğu hattır. Sarayın içindeki sütunlar ve duvarlar, askerlerin zırhları, İsimsiz’in ve kralın kıyafetleri tamamen siyahtır. Çin kültüründe siyah genellikle ölüm, üzüntü, melankoli, soğukluk ve ciddiyet gibi öğelerle ilişkilendirilir. Filmin başından sonuna kadar siyah rengin hakim olduğu her plan izleyiciye güçlü bir baskı duygusu hissettiriyor. Yönetmen filmi siyahla başlatıp siyahla bitirirken izleyicileri filmin başladığı yere getirerek çemberi tamamlamakla kalmıyor, aynı zamanda kralın gücünü, otoritesini ve yenilmezliğini de doğruluyor. Yine bu sahnelerde çoğu kompozisyonun ana karakteri resmin ortasına yerleştirme eğiliminde olduğunu görüyoruz. Sabit objektif kullanılan ve siyah renkle birleşen bu sahneler imparatorluğun soğukkanlılığını ve heybetini anlatırken, sakin bir atmosfer de yaratıyor.

Kırmızı: Ateş Yakan Rüzgar

Kırmızının, Kırık Kılıç, Uçan Kar ve Ay (Kırık Kılıç’ın öğrencisi) arasındaki kıskançlığı ve tutkuyu sembolize ettiği sahnelerde tüm kıyafetlerin yumuşak ve kıvrak ipekten yapıldığını görüyoruz. Kamera hareketleriyle birlikte bu kumaşın kullanılması izleyicide gerçek bir dünyadan ziyade soyut ve duygusal bir iç dünya yaratıyor.

Kırmızı, sadece tutku ve kanın ifadesi olmakla kalmıyor, zaferi de simgeliyor. Filmin sonunda İsimsiz’in kırmızı bayrakla kaplı cesedinin askerler tarafından taşındığını görüyoruz ve bu bize filmin önceki sahnelerinden birinde Uçan Kar ve eski öğretmeninin konuşmasını hatırlatıyor. Uçan Kar, öğretmeninden İsimsiz’in kral’ı öldürmede başarılı olması durumunda kırmızı bayrağı, başarısız olması durumunda sarı bayrağı sallamasını istiyor. Uçan Kar sarı bayrağı görse de İsimsiz’in kırmızı kumaşlarla kaplı cesedi başarıyı simgeliyor çünkü Çin’i kuracak kralı öldürmekten vazgeçmiştir ve yeni bir dünya kuracaktır. Bir karakterin perspektifinden başarısız olan bir durum bir başka karakter için başarı ifade ediyor.

Özgürlük Mavisi, Umudun Yeşili ve Saf Beyaz

Filmde mavi, özgürlük, barışçıl aşk ve iki kılıç ustasının – Kırık Kılıç ve Uçan Kar – geniş kalbi anlamına geliyor. Mavi sahnelerde iki karakter ölümle karşı karşıyalar ama kendilerini huzurlu hissediyorlar, aşkla yüzleşiyorlar ama kırmızı sahnelerdeki kıskançlığı unutmuş gibiler. Mavi her ne kadar soğuk bir renk olsa da gerçek aşkın bir okyanus gibi olması gerektiğini, her şeyi kucaklayabildiğini temsil ediyor.

Yeşil sahnelere baktığımızda yemyeşil bir dağ ve ağaçlarla kaplı bir nehir görüyoruz. Kameranın sabit olması huzurlu bir atmosfer yaratıyor ve umudu simgeliyor. Yeşilin kullanıldığı diğer sahneler Kral’ın sarayındaki savaşı gösteriyor. Burada Kırık Kılıç ve Uçan Kar sevgili olsalar da Qin Kralı’nın saltanatı hakkında iki karşıt görüşü de temsil ediyor. Kırık Kılıç kralın barış getirebileceğine inanırken, Uçan Kar ondan intikam almak istiyor.

Kırık Kılıç ve öğrencisi arasındaki ilişkinin saflığını ve Kırık Kılıç’ın Qin Kralı’nı koruma nedeninin tarafsızlığını sembolize eden beyaz, Çin tarihi için önemli bir dönüm noktasını ifade ediyor. İsimsiz’in kralı öldürmekten vazgeçmesiyle Qin Krallığı’nın Çin’i birleştirme sorumluluğu gerçekleşecek ve barış sağlanacaktır.

Sonuç olarak Hero, basit bir dövüş sanatları filminden çok daha fazlasıdır. Görev, onur ve aşk hakkında yüce ve sofistike bir dramadır. Son sahneler hem Qin Kralı’nın hem de İsimsiz’in zihin ve iradesinin yüzleşmesini ortaya koyuyor. Her ne kadar galip gelen kral gibi görünse de ana karakterin ölümü çok şey anlatıyor. İsimsiz’in ve diğer savaşçıların fedakarlıkları filmin özünü sunuyor ve ana fikri barındırıyor. Ne kadar acımasız olursa olsun, bir bireyin yaşamının, acısının, arzularının ve kayıplarının imparatorluğun çıkarları karşısında hiçbir şey olmadığını gösteriyor. Bu açıdan bakıldığında filmi politik duruş olarak, ulusal barış ve istikrarı sağlamanın yöntemleri olarak tiranlığı ve totaliterliği savunduğu için eleştirebiliriz.

Her türün onu sevmediğini düşünen sinemaseverlerden oluşan bir kadrosu vardır. Bazen yine de izlemeleri gereken bir film gelir. Hero da o filmlerden biri. Hikaye anlatımı oldukça ekonomik olan Yimou’nun wuxia üçlemesinin – diğer filmler House of Flying Daggers ve Curse of the Golden Flower – ilki olan Hero, heyecan verici müzikleri ve doğrusal olmayan hikayesi sayesinde açık ara en iyisi.

Filmin tek başına bile etkileyici olan şarkılarını buradan dinleyebilirsiniz:

Filmin fragmanına buradan ulaşabilirsiniz:

 

 

spot_img

2 YORUM

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Downtown Girl Estetiği: Şehrin Ruhunu Yansıtan Moda Akımı

Downtown Girl estetiği: Özgürlüğü takip edenlerin ve sonbaharın ruhuyla bağlananların temsilî.

Şirvanşahlar: Demir Kapı’nın Muhafızları

Şirvanşahlar Devleti, Azerbaycan ve Kafkasya’da yüzyıllar boyunca hüküm süren İranî ve Türk etkilerini harmanlayan köklü bir hanedanlık mirasıdır.

Enter the Void Film İncelemesi: Noé’nin Neon Tokyo’su

Tartışmalı yönetmen Gaspar Noé, Enter The Void ile izleyiciyi Tokyo’nun neon ışıkları ve dar sokakları arasında ruhsal bir yolculuğa çıkarır.

Aşk Zamanı Filmi: Hafızanın Yarattığı Geçmiş

Aşk Zamanı; hafızanın, deneyim ve arzular eşliğinde en baştan inşa ettiği geçmişin izini sürüyor. Toplumsal normların dayattığı yaşantının yeni özel alanlarını açığa çıkarıyor.

Ters Yüz Karakterleri Hangi Kitapları Önerirdi?

Riley'in duyguları, Ters Yüz ile ekranlara taşındı. İç dünyamıza rehberlik eden bu karakterlerin sizler için hazırladığı kitap listesini inceleyin!

KPop Demon Hunters Fırtınası: HUNTR/X ve Saja Boys

Müzik ve savaşı aynı hikâyede buluşturan Kpop Demon Hunters, 2025'e damgasını vururken izleyiciye hangi temel mesajı iletiyor?

“Cadılar Mutfağı” Tablo İncelemesi: Ötekileştirmenin Görsel Hafızası

Frans II Francken’in Cadılar Mutfağı tablosu, cadı avı döneminin toplumsal korkularını, kadınlık temsillerini ve şeytan imgelerini çarpıcı biçimde yansıtıyor.

Sonbahar Ruhunu İliklerimize Kadar İşleyen 13 Şarkı

Yazı geride bırakıp sonbaharın derinlerine inerken sonbahar havasını yansıtan 13 şarkıyı sizler için derledik!

Three Kilometres to the End of the World Film İncelemesi: Utanç

Three Kilometers to the End of the World, kayırmacı ilişkilerin ve zehirli bir ataerkil kültürün hakim olduğu bir toplumun klinik bir resmini çiziyor.

Bouquet of Sunflowers Tablosunu Anımsatan Şarkılar

Bu yazımızda sizlere ünlü empresyonist ressam Monet'nin "Bouquet of Sunflowers" tablosunun anımsattığı şarkıları derledik.

Editor Picks