Hereditary: Modern Korku Klasiği

Editör:
Ayçe Cansu Yaşar
spot_img

Hereditary, evin büyükannesinin ölümüyle birlikte Graham ailesinin başına gelen gizemli ve ürkütücü olayların anlatıldığı 2018 yapımı Ari Aster imzalı korku filmi.

Film, büyükanne Ellen Taper Leigh’nin ölüm haberi ile açılıyor. Başta Graham ailesi olmak üzere büyükannenin dostları cenazeye katılanlar arasında görülüyor.

Evin annesi Annie, hayatındaki önemli anları ve travmaları minyatür şeklinde maketlere yansıtıyor. Halihazırda annesini yeni kaybettiği için çareyi terapiye katılmakta buluyor. Terapide geçmişinden ve annesi Ellen ile olan ilişkisinden bahsediyor. Babasının depresyona girip kendisini bilerek aç bırakarak öldürdüğünden ve 16 yaşındaki abisinin, içine insanlar yerleştirmekle annesini suçlayıp yine annesinin odasında intihar ettiğinden bahsediyor. Büyükannenin gizemli ve karanlık bir geçmişe sahip olduğu görülüyor.

Charlie

Evin küçük kızı Charlie, deforme olmuş donuk ve ürkütücü yüzüyle seyircinin kafasını kurcalıyor. Filmin şüphesiz en tekinsiz karakteri olarak karşımıza çıkan küçük kız, sergilediği gizemli davranışlar ve rahatsız edici hareketleri ile tüm şüpheleri üzerine çekiyor. Kuşun kafasını makasla kesmesi ve garip davranışlarıyla birlikte korku filmlerinin klişe korkunç çocuk karakteri izlenimini veriyor. Akıllıca bir tercih ile yönetmen, izleyicinin tüm dikkatini çocuk üzerinde topluyor.

Ailesi ile birlikte vakit geçirmek yerine kendi halinde oyuncaklarıyla oynuyor, çizimler yapıyor ve evin yakınında bulunan ağaç evde kalıyor. Sınıfın camına çarpıp ölen kuşun kafasını soğukkanlılıkla kesip hiçbir duygu göstermiyor.

Peter

Filmin ilk yarısında yeterince ön planda tutulmayan evin tek oğlu Peter, hem büyükannesinin kaybı hem de ergenliğinde bir genç olması sebebiyle anne ve babası ile sağlıklı bir iletişim kuramıyor. Henüz Peter doğduğunda büyükanneyi yanlarına yaklaştırmadıkları için büyükannesi ile arasında kuvvetli bir bağ oluşmuyor.

Araba Sahnesi

Abi kardeş partiye arabayla giderlerken yolda bulunan elektrik direği üzerinde kısa süreliğine tarikat mührü görünüyor. Cenaze sahnesinde bahsedilen Charlie’nin fındık alerjisi partide nüksediyor. Hastaneye yetişmeye çalıştıkları esnada boğazı şişen Charlie nefes almak için başını arabanın camından çıkardığında yolda bi anda beliren köpeğe çarpmamak için araba manevra yapıyor ve camdan dışarı çıkardığı kafası korkunç bir şekilde daha önceden görünen direk ile buluşuyor.

Bu noktadan sonra hem abisi hem de izleyici, kafası koptuğu konusunda emin olmakta çekiniyor. Gerçek hayatta olması gerektiği gibi abisi şoka giriyor ve arkasına bakamadan arabayı eve sürüp yatağına girip uzanıyor.

Akıllara, “Acaba yaşananlar Peter’ın korkunç bir rüyası mıydı?” sorularını getiriyor. Bir sonraki sahnede yan odadan gelen annenin korkunç feryatları ve ekranda gözüken böceklenmiş kopmuş kafayla birlikte tüm soru işaretleri ortadan kalkıyor. Direk üzerinde bulunan mühür detayı, gerçekleşen korkunç ölümün aslında kaza değil tuzak olduğunu gösteriyor.

Bu noktada küçük kızın dehşet veren ölümü bi anda filmin dönüm noktası oluyor ve aile sağlıklı kararlar alamıyor. Korkunç kazayla birlikte anne, baba ve abi çaresiz kalıyor. Peter, kız kardeşinin ölümünden kendisini sorumlu tutuyor ve suçluluk duyuyor. Anne, travmanın etkisiyle yanına yaklaşan tehlikenin ve kendilerine kurulan tuzağın farkına varamıyor.

Ayin

İlk ayin, farkında olmadan Annie tarafından kızıyla iletişime geçmek amacıyla ruhunu çağırdıkları esnada başlıyor. Bu ayinle birlikte hem kitapla bir bütün oluyorlar hem de geri dönülemez bir yola giriyorlar. Farkında olmadan gerçekleştirdikleri ayin ile lanetleniyorlar ve savunmasız kalıyorlar.

Kral Paimon

Büyücülük üzerine isimsiz olarak yazılan “The Lesser Key of Solomon”(Süleyman’ın Küçük Anahtarı) kitabının ilk bölümünde geçen Kral Paimon, 200’den fazla iblis lejyonunu yöneten çok güçlü bir iblis olarak biliniyor. Değerli bir taç takan ve tek hörgüçlü deveye binen bir adam şeklinde tasvir ediliyor. “Cehennem Kralı” olarak da bilinen iblis; iş ve kariyer dünyasında başarı kazanmak, ilişkiler arası gelişim ve bilgelik için kendisini çağıranlara yardımcı oluyor. Birçok inanca göre olumlu güçlere sahip olan Paimon, filmde kötücül bir iblis olarak karşımıza çıkıyor. Erkek olduğu için kendisi gibi erkek bir bedene ihitiyaç duyuyor.

Tarikat

Kral Paimon, büyük çoğunluğu büyükannenin cenazesinde gördüğümüz katılımcılardan oluşan tarikata dünyada zenginlik vaad ediyor. Tarikatın içindeki kötülüğün, çağırdıkları iblisin kötülüğünün çok daha ötesinde olması ve tarikat içinde Queen Leigh(Kraliçe Leigh) olarak bilinen büyükannenin, gözünü bile kırpmadan kendi ailesi üzerine çirkin oyunlar oynaması, tüm ruhani kötülüklerin ötesine geçiyor. Tarikat, minyatür çalışmalarda olduğu gibi Graham ailesinin evini ve küçük dünyasını sürekli kontrol ve gözetim altında tutuyor.

Detaylar

Büyükanne Ellen, Annie’nin terapi esnasında anlattıkları kadarıyla geçmişte iblisi dünyaya getirmek için oğlu ve kocasını kullanıyor fakat kocasının kendisini bilinçli bir şekilde aç bırakarak öldürmesi ve oğlunun intiharı sebebiyle ayini gerçekleştiremiyor. Damadı Steve, erkek olmasına rağmen büyükannenin soyundan olmadığı için ayine uymuyor. Geriye torunları kalıyor. Büyükanne, oğlu ve kocasının ölümü sonrası kızı Annie ile arası iyi olmadığı için ilk torunu Peter doğduğunda torununun yanına yaklaştırılmıyor ve ayini yine uygulayamıyor.

İlk torununa yakın olamadığı için ikinci torununun doğumu ile birlikte kızı Annie ile arasını düzeltiyor ve ikinci torununun bakımını üstleniyor. Geçici bir konak olarak iblisi küçük kızın bedenine yerleştiriyor. Film boyunca tarikat üyelerini görmesi, kuşun kafasını kesmesi, çizim defterine başında taç olan kuş çizmesi ve ağaç evde kalması gibi detaylar, aslında başından beridir iblisin küçük kızın bedenine hakim olduğunu gösteriyor. Aynı şekilde sondaki ayinin de ağaç evde son bulması, iblisin yıllardır Charlie’nin bedenine hakim olduğunu düşündürtüyor.

Final

Steve’in korkunç bir şekilde yanarak ölmesiyle Annie, tam anlamıyla büyünün etkisi altına giriyor. Başından beridir tarikatın hedefi olan Peter, sonunda tarikat eşliğinde ağaç evde gerçekleşecek ayine katılıyor ve ayin başarıyla tamamlanıyor. Kral Paimon, dünyadaki erkek bedenine kavuşuyor.

Sıradan korku filmleri gibi finalde kahramanın kötüleri yenmesi söz konusu bile olmuyor. Ayin başarıyla tamamlanıyor ve film umutsuzca son buluyor.

Filmin Etkisi

Ari Aster tarafından yazılıp yönetilen Hereditary, modern Exorcist şeklinde övgüler alıyor. İlk uzun metrajı ile sinemaya oldukça şık bir giriş yapan yönetmen, yapı olarak The Exorcist (Şeytan) ve Rosemary’s Baby (Rosemary’nin Bebeği) gibi korku ve gerilim sinemasının klasiklerinden oldukça etkilenip ilham almış gibi görünüyor.

Film, yıllardır süregelen klişe konuyu alıp orijinal bir anlatım dili kullanmayı tercih ediyor ve uzun yıllar akıllardan kolay kolay çıkmayacak oldukça etkileyici ve cesur sahneler barındırıyor. Jumpscare (Ani bir değişiklikle izleyicileri korkutmak için sıkça kullanılan bir teknik) gibi ucuz korku teknikleri yerine travmalar ve diyaloglar üzerinden germeyi amaçlıyor. Hereditary; kalıtsal, atasal gibi anlamlara geldiği ve filmde de aile teması işlendiği düşünüldüğünde filmin adı iyice anlam kazanıyor.

Çekimleri yalnızca 32 günde tamamlanan filmde Annie rolünü canlandıran Toni Collette, role seçilmeden önce karanlık filmler yerine komedilerde oynamak istediğini belirtiyor fakat senaryoyu okuduktan sonra çok beğendiği için oynamayı kabul ediyor. Korku filmlerinde alışılagelmiş ucuz oyunculuk performansı tabusunu filmdeki etkileyici oyunculuğuyla Toni Collette (Annie) yıkıp geçiyor.

Çıktığı andan itibaren büyük ilgi gören yapım, daha şimdiden korku klasikleri arasına girmiş gibi gözüküyor.

İyi seyirler!

 

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Rose Adası’nın İnanılmaz Hikâyesi Film İncelemesi: Bir Mühendisin Ütopyası

68 kuşağının rüzgârını arkasına alarak kendi bağımsız ada devletini kuran İtalyan mühendis Giorgio Rosa'nın gerçek hayat hikâyesini işleyen, eğlenceli, ilham ve umut dolu bir film.

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.