Oluş filozofu olarak adlandırılan Yunan filozofu Herakleitos’un, yaklaşık MÖ 540 yıllarında Efes (Ephesos) kentinde, günümüzde İzmir’in Selçuk ilçesinde doğduğu varsayılmaktadır. Ailesi, o dönemin aristokrat ailelerindendir. Kendisine “Karanlık Filozof” denilmiştir. Peki ama neden? Bu yazıda, Karanlık Filozof Herakleitos’un düşüncelerini ve elimizde kalan az sayıdaki fragmanlarından yola çıkarak evren hakkındaki görüşlerini irdeleyeceğiz.
Ephesos’lu Herakleitos

Herakleitos’un Efes halkıyla olan ilişkisi biraz gariptir. Efes’i ve Efes halkını sevmez, adeta onlardan nefret eder. Kentte en değerli adam olarak nitelendirdiği Hermodoros sürgün edildiğinde, kendini adeta bir boşlukta bulur. Efeslilerin tamamının ölmesi gerektiğini ve yönetimin çocuklara bırakılması gerektiğini haykırır. Hermodoros’un sürgün edilmesinden sonra, Herakleitos Artemis Tapınağı’nda inzivaya çekilir. Zamanını orada çocuklarla taş oyunu oynayarak geçirir. Efesliler etrafında toplanıp neden böyle davrandığını sorduklarında, onlara şöyle der:
“Niçin şaşırıyorsunuz, siz sefil varlıklar? Bu, sizin politikanızla uğraşmaktan daha iyi değil mi?”
(Herakleitos Fragmanlar 1).
Efes halkına şu cümleleri haykırır adeta:
“Efeslilere yakışan, yetişkin insanlarının hepsinin kendilerini asmaları ve şehri yetişkin olmayanlara bırakmalarıdır. Onlar ki en değerli adamları olan Hermodoros’u ‘İçimizden hiçbiri en değerli olmasın; olursa da başka yerde ve başkalarının yanında olsun’ diyerek kapı dışarı etmişlerdir.”
(İlkçağ Felsefe Tarihi I, 208).
Karanlık Filozof

Herakleitos’un kullandığı dil kapalıdır, imgelerle doludur. Aristokrat bir aileden geldiği için, üst kesime hitap etme çabası içindedir. Bu üslubundan ötürü “Karanlık Filozof” lakabını almıştır.
Herakleitos’a göre evren, zıtlıklardan meydana gelmiştir. En güzel uyum çatışmadan doğar diyebiliriz. Peki, gerçekten öyle mi? İki karşıtın çatışmasından ne gibi bir güzellik doğabilir?
“Adaletsizlikler olmasaydı, adaletin tadını bilemezlerdi. Dinlenmeyi hoş kılan, yorulmadır.” (İlkçağ Felsefe Tarihi I, 226).
Örnek olarak kaostan doğan evreni, yani kozmosu gösterebiliriz. Evrenin başlangıcındaki çatışma, şu anki uyumun sonucudur. Diğer yandan, Homeros’u bu konu da eleştirir. Şöyle der:
“Homeros, ‘Tanrılar ve insanlar arasında keşke çatışmalar sona erseydi’ demekle haksızdır; o, evreni ortadan kaldırmak istediğinin farkında değildi. Çünkü eğer onun isteği yerine gelmiş olsaydı, her şey yok olurdu.”
(İlkçağ Felsefe Tarihi I, s. 218).
Her şey Akış Hâlinde

“Heraklit, Heraklit!
Akar suya kabil mi vurmak kilit!”
(Nâzım Hikmet, Moskova’da Heraklit’i Düşünüş).
Herakleitos’un düşüncelerinden esinlenilmiş bu şiirin iki dizesi, zamanın su gibi aktığını ve doğadaki hiçbir gücün bu akışın önüne geçemeyeceğini anlatıyor. Peki, bu akış fikri Herakleitos ile nasıl özdeşleşiyor? Karanlık filozofumuz, dünyadaki her şeyin bir akış, bir hareket halinde olduğu fikrindedir.
“Aynı nehre iki defa giremezsin çünkü aynı nehirlere inenlerin üstüne her zaman yeni sular gelir.”
(Herakleitos, Fragmanlar 17).
Buradaki nehir metaforu, evrenin sürekli bir akış halinde olduğunu, değiştiğini, evrildiğini ve biz insanların da akışın içindeki uyumu (harmony) bulmamız gerektiğini söylüyor. Bu uyumun da logosla, akılla, yasayla olduğunu söylüyor.
“Doğa saklanmayı sever.”
(Herakleitos, Fragmanlar 63).
Doğayı biz kendi ilmimizle, aklımızla kendimize açacağız. Peki, Thales’in evrenin ilk maddesi su “ὕδωρ” (hýdōr) olduğu görüşüne karşılık, Herakleitos buna ne diyor?
Herakleitos evrenin ilk maddesinin ateş (arkhe) olduğu görüşündedir. Ancak bu ateş fikri bir tür yenilenmedir. Hem maddi bir formdur, hem de insanla doğa arasındaki bir güçtür. Kendi deyimiyle logos’tur. Hem phusis (doğa) hem ethos (etik)’dir. Logos ateştir, yasadır, dünyayı düzende tutan güçtür. Bu logos’un içindeki güç, bilgelik herkese eşit verilmiştir. İnsanlar ondan pay almalıdır.
Ağlayan Filozof Herakleitos

Herakleitos’a “Ağlayan Filozof” (Weeping Philosopher) denmesinin sebebi, insanlara karşı karamsar bir bakış açısı beslemesiyle ortaya atılmıştır. Bu yakıştırma özellikle Diogenes Laertios gibi yazarlar tarafından aktarılan bir anlatıya dayanır. Anlatıya göre, Herakleitos dünyanın sürekli bir değişim içinde olduğunu ve bu sebeple insan doğasındaki zayıflıklara üzüldüğünü ifade eder. Karşıt figür olarak Demokritos örnek gösterilir. Demokritos’un dünya saçmalıklarına gülmesi ve önemsememesi nedeniyle “Gülen Filozof” lakabı takılmıştır.
“Herakleitos’tan ziyade Demokritos’u taklit etmeliyiz; zira ilki topluma karıştığında ağlıyor, diğeri ise gülüyordu.”
(Herakleitos, Fragmanlar 5).
Herakleitos’u “Karanlık Filozof” olarak adlandıran yazarlar, onu halktan uzaklaşmış, halkı küçümseyen bir figür olarak tasvir ederler. Ancak kanımca Herakleitos, logos’a ulaşmaya dahi çabalamayan insanları küçümser. İnsanların ne denli umursamaz olduklarını, düşünme eyleminden kaçtıklarını görür ve onlara acır. Bu yüzden “Ağlayan Filozof” adı takılır.
Sonuç olarak Herakleitos, evreni sürekli bir değişim ve karşıtlıklar içinde gören bir düşünürdür. Ona göre bu değişim, evrensel aklın yani logos’un bir yansımasıdır. Karanlık üslubuna rağmen düşünceleri, insanı ve doğayı anlamada bize bir rehber olur. Bu nedenle Herakleitos’un felsefesi, hâlâ güncelliğini koruyan bir bilgelik kaynağıdır.
KAYNAKÇA
- Herakleitos. Fragmanlar. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2020.
- Van Hoorn, Sjoerd. “Everything Flows, or Does It? Heraclitus on Not Stepping Twice Into the Same Rivers.” www.academia.edu, Feb. 2025, www.academia.edu/123821162/Everything_flows_or_does_it_Heraclitus_on_not_stepping_twice_into_the_same_rivers.
- Poyraz, Hakan. HERAKLEİTOS: KOSMOS’TAN İNSAN’A. 15 July 2002, dergipark.org.tr/tr/pub/felsefedunyasi/issue/63935/967632.
- Kaplama, Erman. An Introduction to Pre-Socratic Ethics: Heraclitus and Democritus on Human Nature and Conduct (Part I: On Motion and Change). 2021, philarchive.org/rec/KAPAIP.
- Ahmet Arslan. İlkçağ Felsefe Tarihi. İstanbul, İstanbul Bilgi Üniversitesi, 2006.
Felsefe ile ilgilenenlerin seveceği güzel bir yazı olmuş ellerine sağlık. Bazı konularda Herakleitos gibi düşünmemek elde değil gerçekten.