Hekate, en eski kuşaklardan, titanların soyundan gelen bir tanrıçadır. Hesiodos’a göre Hekate, Titanlar arasında Güneş Soylular diye bilinen tanrılar soyundandır. Hekate, olumlu ve olumsuz yönleri olan gizemli ve efsanevi bir figürdür. Onun etkisi dünya genelinde yayılmış ve farklı kültürler tarafından benimsenmiştir.
Anadolu, Yunanistan ve İtalya boyunca Hekate tapınımına rastlanılır. Hekate inanışı, geniş bir alana yayılmış olmasına rağmen bilinen tek tapınağı Muğla ilindeki Lagina Hekate Kutsal Alanı’dır. Sikkelere ve yazıtlara işlenmiş, heykelleri pek çok yere yayılmış olan bir tanrıçanın bugüne kadar tek bir tapınağının bulunmuş olması Hekate’yi gizemli kılan etmenlerden biridir. Hekate’nin farklı dönemlerde farklı şekillerde tasvir edildiği ve anlamlandırıldığı görülür. Ancak Hekate, yaygın olarak cadılığı, büyücülüğü ve yaşamın farklı evrelerini temsil eder.

Hekate’nin diğer gizemli yanı ise ismidir. İsminin nereden türediği ve neyi ifade ettiği çözülememiştir. Buna rağmen Hekate ismi için mitolojiler aracılığıyla farklı tahminler yapılmıştır. Hekate’nin diğer isimlerinden olan Hekatos ve Hekatebolos, kendi çocuklarını yüce gören Niobe’nin, dokuz çocuğunu tam isabet ettirerek öldüren Artemis ve Apollon’a atfedilmiştir. Bu isimler hedefi vuran anlamına gelir. Ayrıca Hekate isminin eski Yunan dilinde uzak yer anlamına gelen hekastos kelimesinden gelmiş olabileceği söylenir.
Sana yalvarıyorum, sevgili yol kavşakları tanrıçası Hekate
Cennetin, denizlerin ve yeraltının safran renkli örtülü tanrıçası
Kabirlerde ölümün ruhlarıyla büyük gizemlerin sahibi
Perses’in kızı, geyiklerin arasında coşan, yaban hayatın ve el değmemiş doğanın aşkı
olan,
Geceden gelen, köpeklerin koruyucusu, fethedilemez ve yenilmez kraliçe,
Korkutucu bir ses ile kükreyen, ilgi uyandıran çehreye sahip olan
Boğaların baş tanrıçası, dünyaların gizemli anahtarlarının sahibesi,
Gençliği büyütüp besleyen, dağlarda gezen peri, hükümdar tanrıça
Ulu tanrıça, sana yalvarırım beni kutsal yolundan ayırma
Her zaman hoşnut ve zarif bir kalp dilerim.
(Athanasakkis-Orphic İlahi)

Hekate’nin Anadolu’da en çok tapım gördüğü yerler Batı Frigya ve Karya bölgesidir. Bu bölgeler arasında en büyük kutsal alan ise Lagina’dır. Burası aynı zamanda falcılığın merkezi olarak da değerlendirilir. Tapınağın frizlerindeki kabartmalarda farklı konular işlenmesine rağmen, hepsinde Hekate’nin betimlenmiş olması onun tanrılar panteonundaki önemini gösterir.
ÜÇLÜ TASVİR
Erken dönemlerde Hekate’nin tek başlı ve tek gövdeli tasvir edildiği görülür. Tek gövdeli bu tasvirler çoğunlukla Frigya ve Karya bölgesine aittir. Ancak geç dönemlerde Tanrıçanın üçlü betimlemeleri görülmeye başlanmıştır. Bu üçlü tipleme için pek çok yorum geliştirilmiştir. En bilinen yorumlardan birisi Ay’ın döngülerini ifade etmesidir.

Kaynaklara göre Zamanın ilk ölçüsü adet ölçüsüdür; kadınlar bu döngüden yola çıkarak ay takvimini ve eski astrolojiyi geliştirmiştir. Kadının ayla eşleştirilmesinin çok eski dönemlerde başladığı ayrıca Ay’ın doğurgan kadın yumurtasını temsil ettiği görülmektedir. Antik zamanlarda, büyüyen ve küçülen evreleriyle Ay, bütün yaşam formlarını; doğumu, gelişimi, ölümü ve yenilenmeyi temsil eder. Hekate doğumlarda ve ölümlerde insanlar için aracı olmuş bir Tanrıçadır.Ayrıca Ay’ın, dişil varlığın simgesi olduğu düşünüldüğünde bu ay fazlarının genç kızlık, kadınlık ve yaşlılık çağlarını temsil ettiği de söylenir. Ay Tanrıçası Hekate gibi güçlü bir Tanrıça’nın bu fazları belirgin bir şekilde bir arada tuttuğuna inanılır.
HEKATE SEMBOLLERİ
Hekate antik çağ boyunca pek çok sembolle ilişkilendirilmiştir. Hekate’yi niteleyen tasvirler üzerinde; köpek, boğa, yılan, hilal, meşale, hançer, elma, kalkan, anahtar, vb. gibi çeşitli semboller görülür.
KÖPEK
Sümerlerden itibaren köpek pek çok toplumda kutsal kabul edilen bir semboldür. Köpek, özellikle ay tanrıçasına ait olup, Tanrıça Hekate’nin başlıca kurban hayvanıdır. Köpekler, kapı bekçiliği ve ölümden sonraki hayatın olguları ile ilişkilendirilir. Ayrıca köpek yer altı dünyasının en belirgin öğelerinden olup Hekate’nin yer altı kimliğinin bir göstergesidir. Hekate’nin ölüleri Hades’in kapısında bekleyen Kerberos’a teslim ettiğine inanılır. -Kerberos, mitolojide Hades’in yönettiği ölülerin bulunduğu yer altının kapısında bekçilik yapan üç başlı bir köpek.-

Özellikle Anadolu’da Karya bölgesinde Hekate’ye köpek kurban edilmesi oldukça yaygın bir gelenekti. Arınma için yapılan bu törenlerde, arta kalanlar ise tanrıça için dörtyol ağzına bırakılmıştır. Aslında köpek gerek Ay’a (Hekate) uluduğu için, gerekse Kerberos’a atfen Hades’in köpeği olduğu için, Hekate’ye adanmıştır.
Tanrıça gece geç saatlerde, karanlığı meşalesi ile aydınlatır ve yanında ona eşlik eden köpekleri ile gecenin derinliklerinde gezer.
MEŞALE
Meşale aslında Artemis’e has bir semboldür. Ancak Hekate 5. yüzyılda, Artemis gibi ay tanrıçası kimliği kazanmış ve meşale ile betimlenmeye başlanmış. Meşale, karanlığı aydınlatan ilahi ateşin taşıyıcısıdır. Hekate’nin karanlık gecelerde meşale ile gece yolcularına yardım ettiğine inanılır. Bu nedenle en önemli sembollerinden biri meşaledir. Hekate’nin meşalesiz aktarıldığı tasvirler nadiren görülür.

ANAHTAR
Hekate’nin önemli başka bir sembolü ise anahtardır. Anahtar heykellerde nadiren görülür bu yüzden oldukça özgündür. Hekate elinde Hades’in anahtarını tutar. Hades’in kapısını korumak, açmak ve kapamak Hekate’nin yetkisindedir. Bu büyücülükte oldukça önemlidir. Orphic İlahide Hekate’nin tüm kozmosun anahtarını elinde tuttuğu söylenir. Ayrıca anahtar ve kilit, ölenlerin, yer altı dünyasındaki yeni evlerinin kapısını simgeler. Bu nedenle kutsal alanlarda Hekate onuruna kapılar inşa edilmiştir. Atina’da, Eleusis’te, Thasos Adası’nda ve Lagina’da Hekate kapıları bulunmaktadır.
Hekate kutsal alanında Tanrıça onuruna Hekatesia-Romaia adında “anahtar taşıma şenlikleri” düzenlenmiştir. Bu şenlik kutsal alanda yapılan en büyük şenliktir. Anahtar taşıyan genç kızlar tören alayı eşliğinde anahtarı Stratonikeia’dan getirir. Bu işlem hem yer altı dünyasının anahtarının Hekate’nin elinde olduğunu, hem de dini merkezin Stratonikeia (Muğla) olduğunu gösterir.

YILAN
Yılanlar bir yandan güneşle, şifayla, yenilenmeyle bağlantılı diğer yandan yer altıyla, ölülerle ve ruhlarla bağlantılıdır. Yılanların büyücülükle ilişkili olduğu bilinir. Yılanın, yer altında yaşadığı ve ölülerin ruhlarını canlandırdığı için tüm sırları bildiği, bilgeliğin kaynağı olduğu ve geleceği gördüğü sanılır. Derisini değiştirebilme yeteneği sayesinde yılan; ölümsüzlüğü, yeniden doğuşu, şifa sanatını temsil eder. Hekate’nin elinde yılanla tasvir edilmesi onun ruhların ve sihrin tanrıçası olduğunu vurgular.
HEKATE RİTÜELLERİ
Hekate, sihre ve büyüye başkanlık eden ana tanrıçadır. Bu yüzden büyü dünyasında ilk ibadet edilen ve başvurulan tanrıçaydı. Hekate’den uzaklaşmak büyüsel olandan uzaklaşmak demekti. Antik dönemlerde, insanlar Hekate’ye büyü yapma yeteneği ve koruma sağlama gücü için başvururdu. Ona, adaklar sunup dualar ederek yardımını isterlerdi. Ayrıca Tanrıça tarımla da ilişkilendirildiğinden bereket getirmesi için yiyecekler sunulurdu.
Tanrıça genellikle Dolunay esnasında huzursuz ruhları avladığından Dolunay günü Hekate’nin kutsal günü sayılırdı. Her Ay dönümünde, akşam yemeklerinde, Hekate için özel yemekler yapılırdı. Hekate’ye verilen adaklar çoğunlukla gece saatlerinde, kavşak noktalarında ve mezarlıklarda sunulurdu. Dolayısıyla Tanrıçaya sunulan ikramlar, tenha yerlerde dolaşan kötü ruhlardan korunmak içindi.

Hekate’nin geç dönem kültlerinde, orgiastik ritüellerde köpeklerin Hekate için sunuldukları keşfedilmiştir. Plutarkhos, köpek kurbanının kentin arınması için yapıldığını ve bu ayinin Şubat ayına denk geldiğini, ayine arınma anlamına gelen februare denildiğini söyler.
Onun elde edemeyeceği bir şey yoktur.
Ona bütün mutlulukları vermek elindedir
Ünlü Gaia ve Uranos’un çocukları
Kendi paylarından pay vermişlerdir ona
Kim hoşuna giderse Hekate’nin
Yardım görür ondan.
Meydanlarda kalabalıklar içinde
Kimi isterse onu parlatır Hekate(Hesiodos-Thegonia)
HEKATE’NİN DÖNÜŞÜMÜ
Hekate’nin hikâyesi ilk olarak Hesiodos’un Theogonia’sında anlatılır. Bu çoşkulu hikayede, tanrıçanın kutsal rollerinden övgüyle bahsedilir. Titanlardan biri olmasına ve Titanların Zeus tarafından yenilmesine rağmen Hekate’nin yeteneklerine ve yetkilerine dokunulmaz. Bununla birlikte kendisine olağanüstü ayrıcalıklar tanınır. Karadan, denizden ve yıldızlı gökyüzünden birer pay verilir. O, diğer titanların aksine bütün kurban törenlerinde insanlar tarafından çağrılmaya devam eder.

Başlangıçta Hekate; tıpkı Artemis ve Demeter gibi canlıları besleyen “her şeyin anası” olarak kabul edilir. O; besleyen, büyüten ve bereketi sağlayan, insanları hastalıklardan ve kötülüklerden koruyan “Ana Tanrıça”dır. Ancak değişen zamanla birlikte saygınlığı ve iyi nitelikleri gölgelenir. Euripides’in Medea eserinde Hekate’nin büyü sanatları ile ilişkisine, atıfta bulunmasından sonra Hekate kara büyü ile anılmaya başlanır. Yerlerin, göklerin ve suların hâkimi iken kötü ruhlar ve büyüyle bağdaştırılarak kendisinden korkulan bir cadıya dönüştürülür.
Hekate’ye, özellikle erken Hristiyanlık döneminde birçok olumsuz anlam yüklenmiştir. Hristiyanlığın yayılması ile eski inançlar, karalanır ve yok edilir. Hekate’nin, ışık saçan, yol gösteren kişiliği yer altı dünyasının yaşlı büyücüsüne ve şeytanla birlik olan Cadılar Tanrıçasına dönüşür. Dişi tanrısal bilgeliğin sembolü olan “yılan” da şeytanla bir tutularak Hekate ile birlikte aşağılanır. Ancak tüm bu olumsuz etmenlere ve karalamalara rağmen Hekate, feminist araştırmacılar tarafından olağanüstü nitelikleri ve tüm gerçekliği ile gün yüzüne çıkarılmıştır. Günümüzde Neopaganizm’de sevilen bir tanrıçadır.
KAYNAKÇA:
- Emine BOZKURT, TANRIÇA HEKATE, ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ, YÜKSEK LİSANS TEZİ, 2017
- Binnur ÇELEBİ, HAYAT VEREN TANRIÇANIN ÖLÜM TANRIÇASINA DÖNÜŞÜMÜ: HEKATE, SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ARKEOLOJİ ANABİLİM DALI, DOKTORA TEZİ, 2017