İş hayatımızda, yoğun tempoda yaptığımız işi ne kadar verimli yaparız? Dışardan gelen nasıl bir etki uğraştığımız işin verimliliğini arttırır? Bireylerin hiyerarşik düzen içerisinde izlendiklerini hissettiklerinde ortaya daha verimli sonuçlar çıktığı gözlenmiş. Yani olası bir deney sırasında insan davranışlarının gözlenmesi, bireylerin davranışlarını herhangi bir başka bağımsız değişkene kıyasla daha yüksek oranda değiştiriyor. Bu yazıda Hawthorne Etkisi olarak adlandırılan bu değişime yakından baktık.
Hawthorne Etkisi Nasıl Ortaya Çıktı?

Amerika’daki Western Electric Hawthorne Fabrikasında, 1924-1933 yılları arasında işçilerin verimliliğini arttırmayı amaçlayan bir dizi deney yapılmıştır. İzlenme etkisi olarak da bilinen Hawthorne etkisi ismini bu deneylere ev sahipliği yapan fabrikadan almıştır. İngiliz araştırmacı Elton Mayo öncülüğünde bir grup psikolog tarafından yapılan bu deneylerde üretkenlik ve çalışma ortamları arasındaki ilişki merak edilmiştir. Ortamın aydınlatılması, mola zamanlaması, çalışma gününün uzunluğu gibi etkenler üzerinden işçi verimliliğine olan etki araştırılmıştır. İşte o deneylerden birkaçı:
Aydınlatma Deneyi

Bu deneylerde en çok konuşulan aydınlatma deneyi, ortamdaki ışıklandırmanın çalışma verimliliği üzerindeki etkisine yöneliktir. Ortamdaki ışıklandırmanın işçilerin üretkenliğinde büyük bir etki yaratacağı düşünülerek ortamın ışıklandırmasını arttırılmıştır. Daha sonrasında verimlilik kaydedilmiş, ışıklandırma azaltılarak deney tekrarlanmıştır. Çıkan sonuçlarda verimliliğin düşeceği sanılırken verimlilik ilk dakikalarda düşse de tekrar artmış ve sonuç olarak verimlilikte bir değişiklik olmamıştır. Bu sonuca şaşıran araştırmacılar aynı gözlemi çalışma süresi, molalar ve ücretlendirme sistemi üzerinde değişiklikler yaparak tekrarlamaya karar vermişlerdir.
Röle Montaj Odası Deneyleri

Röle montajı odası deneylerinde fiziksel gereksinimler, yönetim ve sosyal ilişkiler gibi iş çevresinin üretim miktarına etkileri dikkatlice incelenmiştir.
Dipnot: Röle, özellikle eski telefonlarda kullanılan, her numara çevrilmesi ya da numaraya basılması eylemlerini anahtar rolü üstlenerek aktif hale getiren telefon içinde bulunan manyetik bir parçadır.
İlk röle deneyleri, röle montajı yapan altı kadın üzerinde yürütülmüştür. Kadınların çalışmalarını izlemek üzere bir gözlemci atanmıştır. Katılımcılara doğal şekilde çalışmaları ve değişen koşullar karşısında fikirlerini çekinmeden söyleyebilecekleri ifade edilmiştir. Bu deneylerde grup ödeme teşvikleri, mola sürelerinin arttırılması, çalışma saatlerinin kısaltılması gibi değişkenlerin kadınların üretim miktarına etkileri incelenmiştir. Bu gibi faktörler sonucunda üretim miktarının arttığı gözlenmiştir. Deneylerin son aşamasında ise çalışanlara sunulan bütün imkanlar kaldırılmış fakat ilginç şekilde üretim miktarı artmaya devam etmiştir.
Deneyin ilerleyen zamanlarında kadınlar arasında sosyal ilişkilerin güçlendiği gözlemlenmiş ve bu durum çalışanların tanınma, güvenlik ve ait olma güdülerinin bir yansıması olarak kabul edilmiştir. Artan üretim miktarının fiziksel koşullardaki olumlu değişimlerden değil, çalışanların işe ve çalışma grubuna yönelik tutumlarından kaynaklandığı değerlendirilmiştir.
Tel Bağlama Gözlem Odası Deneyi

Araştırmaların devamında farklı meslek grupları arasındaki sosyal tabakalaşmayı gözlemleyen araştırmacılar, iş yerinde sosyal ilişkileri ve statüyü daha yakından incelemişlerdir. Üç farklı meslekten, tamamı erkeklerden oluşan on dört kişilik bir grup oluşturulmuştur. Katılımcılar arasında dokuz tel bağlayıcı, üç lehimci ve iki denetçi yer almıştır. Bu deneyler Hawthorne araştırmalarının son deneyleri olarak bilinmektedir. Deneylerde çalışanların diğerlerinden ayrılarak özel bir odaya alınması, yönetici ziyaretlerinin olmaması, önceki denetleme biçimlerinin devam etmesi gibi koşullar oluşturulmuştur. Gözlemci çalışanlarla etkileşime girmeden yalnızca verileri not etmiştir. Bu koşullarda, önceki deneylere benzer olarak küçük grup ödeme teşvikinin üretim miktarına olan muhtemel etkileri incelenmiştir.
Deneylerin sonunda üretim miktarı artacağı yönündeki beklentiler sonuçlarla örtüşmemiştir. Grup üyelerinin üretim miktarını istedikleri şekilde sınırlandırdıkları ve grubun diğer üyelerini de bu hususta baskı altına aldıkları gözlemlenmiştir. Hızlı çalışan kişilere köle gibi yakıştırmalar yapılarak sosyal baskı oluşturulmuştur. Grup üyelerinin üretimi sınırlandırmalarının temel nedenleri arasında, daha fazla çalışmanın ilerde birim başı üretim miktarına ödenen ücreti düşüreceği korkusu da yer almaktadır. Gözlemler sonucu elde edilen bulgular sosyal etkileşimlerin üretim miktarını standartlaştıracak düzeyde etkili olduğunu ortaya koymuştur.
Yapılan araştırmaların sonucunda, çalışanların tutumunun özel ilgi görme, sürekli ve düzenli takip edildiğini fark etme ve deneyden haberdar olma gibi psikolojik faktörlerle değiştiği görülmüştür. Bu terim aslında mesleki hayatta robot değil insan olduğumuzu hatırlatan bir devrim niteliğindedir.
Güncel Hayatta Hawthorne Etkisi

Hawthorne etkisinin bilimselliği hala tartışılmaktadır ancak bu etki güncel hayatta kendine yer bulabilmiştir. Gözlendiği yerlere bir bakalım:
- İşyerine atanan bir süpervizör olduğunda takibe alındığını hisseden çalışanların süpervizörü olmayan çalışanlara göre daha efektif ve üretken olduğu gözlenmiş.
- Okullarda yapılan bir çalışmada ise çocuklarda yanlarında el yıkayan kişiler bulunduğunda el yıkama oranlarının yüzde 23’e kadar arttığı gözlemlenmiş.
- Politik hayatta yapılan bir araştırmada seçim süreci öncesi bir kesime oy kullanmasına teşvik edecek özel postalar atılmış ve oylama sırasında postayı alan seçmenin oy kullanım oranında bir artış gözlenmiş.
Bu örneklerde Hawthorne etkisinin tahmin edildiği üzere olumlu sonuçlar doğurduğunu söyleyebiliriz. Aşağıda bahsedilen örnekte ise Hawthorne etkisinin var olan olumlu bir sonucu arttırdığı gözlemlenmiş:
- Sağlık alanında yapılan bir çalışmada da Ginkgo Biloba (bir çeşit gıda takviyesi) ile tedavi edilen demanslı hastaların sağlık uzmanlarıyla daha yoğun takipler aldıklarında daha iyi bilişsel işlevler gösterdikleri, minimal takip alan hastalara nazaran daha olumlu sonuçlar gösterdikleri görülmüştür.
İzlendiğimizi Hissettiğimizde Değişiyoruz

Yapılan gözlemlere bakıldığında Hawthorne etkilerinin gerçek olduğu fikri desteklense de etkisinin ne kadar olduğu ile ilgili tartışmalar devam etmektedir. Yine de günümüzde bu terim bir deneyde yer almaktan kaynaklanabilecek davranış değişikliklerini ifade etmek için sıklıkla kullanılmaktadır. Psikoloji, ekonomi, işletme ve diğer çalışma alanlarında yaygın olarak Hawthorne etkisi gözlenmektedir. Deney tasarımı kusurlu bulunmasına rağmen insanların üzerinde bir ilgi hissettiğinde ve bir motivasyon bulduğunda yerine getirdiği işi daha verimlilikle ortaya koyacağına dair algılar daha yaygındır.
Kaynakça
Gerber, Alan S., Donald P. Green, and Christopher W. Larimer. “Social pressure and voter turnout: Evidence from a large-scale field experiment.” American political Science review 102.1 (2008): 33-48. URL (21.03.2024)
McCambridge, Jim, John Witton, and Diana R. Elbourne. “Systematic review of the Hawthorne effect: new concepts are needed to study research participation effects.” Journal of clinical epidemiology 67.3 (2014): 267-277. URL Erişim Tarihi: 21.03.2024
McCarney, Rob, et al. “The Hawthorne Effect: a randomised, controlled trial.” BMC medical research methodology 7 (2007): 1-8. URL Erişim Tarihi: 22.03.2024
Schwartz, Daniel, et al. “The Hawthorne effect and energy awareness.” Proceedings of the National Academy of Sciences 110.38 (2013): 15242-15246. URL Erişim Tarihi: 22.03.2024
Uslu, O. “Deney ve gözlem temelli psikolojik çalışmaların örgütsel davranışlara katkıları (2021). URL Erişim Tarihi: 21.03.2024
Kapak görseli: thinpo.com