Hatırla Sevgili denilince aklımıza iki ihtimal gelir. Biri Türk televizyon tarihinin en unutulmaz dönem dizilerinden olan ve aynı adı taşıyan dizi olurken diğeri elbette ki muhteşem melodisiyle birlikte sözlerinin peşi sıra aklımıza düştüğü o meşhur şarkıdır. Peki bu şarkı yalnızca bir aşk şarkısı mıdır?
Hatırla Sevgili
Kimi şarkıların versiyonları orijinallerinin önüne geçer. Yıllar geçtikçe uyarlanmış versiyonlarıyla dillere pelesenk olan bu şarkılar için en üzücü olan kısımsa orijinalinin kim tarafından yazıldığının, bestecisinin kim olduğunun unutulup gitmesidir. Hafızalarımızda yer edinmiş haliyle Hatırla Sevgili ya da Hatırla Ey Peri olarak bilinen nihavend makamındaki bu şarkı sanılanın aksine orijinalinde bir aşk şarkısından daha çok alınmış olan bir intikamı ve verilen bir uyarıyı dile getirir. Şarkının orijinal ismi hikayesi ile birlikte oldukça şaşırtıcıdır.
“Hatırla sevgili, o mes’ud geceyi
Çamların altında verdiğim bûseyi
Beni mecnun ettin, sen de olasın!
Aşkımı inkâr edersen, Allah’tan bulasın!”
Fehim Paşa ve Kâbusu

Bestesi Muhlis Sabahaddin Bey‘e ait olan şarkı meşhur olduktan sonra yayınlanan notalarında Hatırla Margarethe olarak yazılır. Orijinali ya da bilinen ilk versiyonundaki ismiyle Hatırla Margarethe şarkısı bir hayli ilginç olayların yaşandığı bir dönem sonucunda yazılmıştır. O yüzden takvim yapraklarını 20. yüzyılın başlarına sarmak gerekiyor.
31 Mart isyanı yalnızca II. Abdülhamid‘in tahttan indirilmesiyle sonuçlanmaz. Aynı zamanda padişaha yakın olan kişilerin de sonunu getirir. Pek çok asker ve sivil padişahla bağlantılı olduğu gerekçesi ile ya sürgüne yollanır ya idam edilir ya da kızgın halkın öfkesiyle karşı karşıya kalıp linç edilir. Rütbeleri bir anda ellerinden alınan paşaların “Paşa”lıkları ise “Efendi” ya da “Bey”e dönüşür. Rütbeler gider, geriye yalnızca “insan” kalır. İşte o paşalardan biri de Sultan Abdülhamid’in baş hafiyelerinden biri olan Fehim Paşa‘dır.
Padişahın süt kardeşlerinden biri olan Esvapçıbaşı İsmet Bey’in oğlu olan Fehim Paşa babasının nüfuzuyla sultana yakın olmayı başarmış, bıçkın bir hovardadır. Şöhreti pek iyi anılmayan Fehim Paşa belasıyla nam salmış bir isimdir. Padişah yaverliğinden 1898 yılında paşalığa terfi ettirilen ve ardından 1902 yılında serhafiyeliğe getirilen Fehim Paşa, Sultan II. Abdülhamid’in gizli polis teşkilatının başına geçer.
Yıllar geçtikçe Paşa ve çetesinin para ve çıkar uğruna yapmadıkları kötülük kalmaz. Çıkarı uğruna masumların canını almaktan geri durmaz. Bu sebeple de onunla karşılaşmayı kimse istemez hatta onunla yolu kesişen yolunu değiştirir. Bir nevi kabadayıya dönüşen Fehim Paşa, Beyoğlu bölgesinden sorumludur fakat bölgedeki herkesi yalnızca huzursuz etmekle kalmaz canlarından bezdirir. Zamanla hemen herkesi haraca keser ve istediğini almak için zorbalığa girişip cezalandırmaya başlar. Her istediğini zorla ve zorbalıkla elde eden Paşa, girdiği dükkanlarda gözüne hoş gözüken kadınları da bir eşya misali zapt eder ve iki üç gün sonrasında onları evlerine geri yollar.
Güzeller Güzeli Margarethe’nin Hikâyesi

Beyoğlu’nda Fehim Paşa kabusunun sürdüğü bu yıllarda Morgan ailesinin şöhreti gittikçe artar. Morgan ailesi 1900’lü yıllarda İstanbul’a gelen trapez sanatçısı bir ailedir. İstiklal Caddesi’ndeki Konkordiya Tiyatrosu’nda (1913’te yanan tiyatronun yerinde şu anda St. Antuan Katolik Kilisesi bulunur) yaptıkları gösterilerde en dikkat çeken kişi ise ailenin büyük kızı olan Margarethe’dir. Onun kıvrak hareketleri, atların üzerinden atlayışları ve dillere destan güzelliği herkesin bu gösteriye gitmek istemesine sebep olur. Gösteri sonunda ailesiyle resminin basılı olduğu kartpostalları satarak bahşiş toplayan Margarethe, dönemin genç erkeklerinin gözdesi haline gelir. Yeteneği ve güzelliği ile bilinen sirk cambazı Margarethe aynı zamanda II. Abdülhamid’in saray ressamlığını yapan İtalyan ressam Fausto Zonaro’nun başta “Saz Çalan Kadın” olmak üzere pek çok tablosuna model olan kişidir.

Margarethe ve ailesinin gösterisi, gün geçtikçe popülerleşince Fehim Paşa da bir gün gösteriyi izlemeye gider ve gösteri sonrası locasına kartpostal satmak için gelen Margarethe’yi görür görmez etkilenir. Vaatlerde bulunarak nikahına almak istediğini belirtse de Margarethe bunun babasına sorulması gerektiğini söyler. Bu noktada kimi kaynaklarda babasının bu evliliğe izin vermediğini ve Paşa’nın babayı dövdürtüp Margarethe dışındaki tüm aile üyelerini sınır dışı ettiği yazılı olsa da kimi kaynaklara göre de en sonunda babanın bu evliliğe razı geldiği söylenir.

İkilinin evlilikleri oldukça kısa sürmüş olsa da Paşanın unvanından ve saldığı korkudan Margarethe’nin faydalandığı görülür. İşlerini gördürmek için Paşanın adının küçük bir yerde geçmesi yeterli olur. Diğer taraftan ayrılmalarından dolayı Almanya Konsolosluk Mahkemesi’nde yargılanan Paşa, yüksek miktarda tazminat ödemek zorunda kalır.
Takvimler 1908 yılına gelmeden ve II. Meşrutiyet ilan edilmeden hemen önce Paşa, Avrupalı tüccarlarla olan ilişkilerinde olduğundan kat ve kat fazla komisyon almaya ve bunu baskıyla yapmaya başlar. Duruma daha fazla tahammül edemeyen yabancı büyükelçiler, Yıldız Sarayı‘nın yolunu tutar. Padişahın huzuruna çıkarak ona Fehim Paşa’nın yaptıklarını anlatıp artık dar boğazda olduklarını ve bu durumla baş edemediklerini aktarırlar.
İşin bu denli ciddi boyutlara ulaştığının farkına varan ve Paşa, hakkında özellikle Pera civarında yaşayan Avrupalılardan bitmek bilmeyen şikayetlerin gelmesi üzerine, 1907’de Sultan Abdülhamid onu Bursa’ya sürgüne gönderme kararı alır. Bu noktada kaynaklar sürgün kararının alınmasında özellikle İngiltere, Almanya, İtalya ve Avusturya Sefaretlerinin şikâyetlerinin etkili olduğunu gösterir. Bursa valiliğine gönderilen telgrafta Paşanın sürgün sebebi “gençlik saikasıyla bazı ahvalinden dolayı” olarak belirtilir.

Bursa’ya giden Fehim Paşa ve ardında getirdiği korku, İstanbul’dan sonra bu kez Bursa’da devam eder. Ancak artık devran dönmeye başlar. 31 Mart isyanı sonrası Nisan 1909’da Fehim Paşa, Abdülhamid’e yakın olan paşaların başlarına gelenleri duydukça korku nedir anlamaya başlar. Yıllarca kendi yarattığı kâbusun ana karakteri olacağını fark eden Paşa, gizlice Bursa’yı terk etmeye çalışır. Çabası Bilecik’e gelinceye kadar sürse de burada tanınır ve yakayı ele verir. Oldukça öfkeli olan halk tarafından taşlanarak linç edilen Fehim Paşa, halk tarafından öldürülür. Öldüğünde Margaretha hariç üç eşi ve dört çocuğu vardır. Dört çocuktan biri ise ünlü Türk ressam Eşref Üren‘den başkası değildir.
Fehim Paşa’nın başına gelenler kulaktan kulağa İstanbul’da duyulmaya başlar. Yıllarca canından bezdirdiği, ocaklarını söndürdüğü kişiler duydukları karşısında sevinçlidir. Çok geçmeden İstanbul’un eğlence mekanlarında ise aşina olunan melodi şu sözlerle duyulmaya başlar:
Yaşanılanlardan sonra Margarethe’nin şarkıyı duyup duymadığı bilinmese de kimi kaynaklar onun Viyana’ya kaçtığını ve orada çektirdiği fotoğrafları satarak geçimini sürdürdüğünü belirtir. Bazı kaynaklarsa Margarethe’nin İstanbul’dan hiç ayrılmadığını ve burada yaşamını devam ettirdiğini belirtir.
Güzelliğine güvenen Margarethe’nin çektirdiği fotoğraflar Viyana’da basılır. Basılan fotoğraflar ise yeniden İstanbul’da kartpostal olarak satılır. Bu kartpostallara basılan yazı ise ilginçtir çünkü üzerlerinde “Margarethe Fehim Pascha” ibaresi yer alır. 1907 yılında ise Matbuat-ı Dahiliye İdaresi müfettişleri Sirkeci’deki bir dükkânda bu kartpostalları görür ve bu tarihten sonra bu kartpostallara hükûmet tarafından el konulup, satışı yasaklanır.
“Hatırla Margarethe o meş’um geceyi
Bursa yollarında yediğin tekmeyi
Mabeyn kumrusu, yıldız uğursuzu(…)
Fehim’in boynuzu Allah’tan buldun sen!”
27 Mayıs 1960 ve “Hatırla Menderes”

Yıllar yılları kovalar. Fehim Paşa’nın yaptıkları yanına kâr kalmadı dercesine Margarethe üzerinden bir uyarı vererek söylenen şarkı bu kez bir aşk nağmesine dönüşür. Sözler değişip, “Hatırla Sevgili/ Hatırla Ey Peri, o mes’ud geceyi…” halini almaya başlar.
Yeni sözleri ile dillere pelesenk olan bu şarkı, Türkiye’nin siyasi tarihinde bu kez bambaşka bir olayla yeniden gündeme gelir. Tarihler bu kez 27 Mayıs 1960‘ı göstermektedir. Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki bir grup subay ülke yönetimine bütünüyle el koyar. Başbakan Adnan Menderes‘in yanı sıra Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve hükûmet üyeleri tutuklanır. Adnan Menderes’in Kütahya’da tutuklanması üzerine muhalif olanlar tarafından şarkı bu kez Menderes’e uyarı veren sözlere bürünür:
“Hatırla Menderes, o meş’um geceyi
Kütahya yolunda yediğin silleyi…”
Rusya’da Aynı Melodi: “Ah Zachem Eta Noch”
Şarkının bir başka ilginç tarafı ise benzer bestenin Rusça bir versiyonunun da olmasıdır. Bu versiyondaki ismi Ah Zachem Eta Noch (Ах Зачем Эта Ночь-Ah, Neden O Gece) olan şarkının daha da dikkat çeken kısmı bestekârının Hatırla Sevgili şarkısının bestekârı olan Muhlis Sabahaddin Bey ile hemen hemen aynı tarih doğumlu olmaları.
1889 yılında doğan Muhlis Sabahattin II. Meşrutiyet’in en hararetli yıllarında politik bir duruşu olan gazeteci kimliği ile biliniyor. Bunların yanı sıra bestekâr, II. Meşrutiyet’in ilanından sonra kurulan Osmanlı Demokrat Fırkasının da genel sekreteridir. Hükûmet karşıtı yazılarından dolayı sürgüne gönderilen Muhlis Sabahattin önce Avrupa ardından da Amerika’ya gidiyor.
Tam da bu nokta da şarkının Rusça Versiyonunun bestekârı olan Mihail Romanoviç Bakaleynikov‘dan bahsetmek gerekiyor. Bakaleynikov 1890 doğumlu ve 1926 yılında Amerika’ya gidip beş yıl sonra Colombia Stüdyoları‘nda çalışmaya başlıyor. İki bestekârın da yolları Colombia Stüdyolarında kesişiyor. I. Dünya Savaşı başlamak üzereyken özel bir afla ülkesine geri dönen Muhlis Sabahattin gazeteciliği bırakarak artık tamamen müzikle uğraşmaya başlıyor.
Her iki bestekârın birbirlerinden esinlendikleri, aranje yapıldığı ya da birinin diğerine farkı bir versiyonla yaklaştığına dair net bir bilgi olmasa da Rusça versiyonunun sözlerinin tamamen aynı olmamakla birlikte anlam olarak benzer bir temayı işlediği görülebiliyor. Her ikisi de kendi ülkelerinde yazılan şarkıların bestecisi olarak geçiyor.
Sırp Halk Şarkısı “Tamo Daleko”

Son olarak aynı beste bu kez I. Dünya Savaşı yılları sırasında Sırp askerlerinin dilinden duyulur. Tamo Daleko (Тамо далеко-Orada, Uzakta) isimli Sırp halk şarkısı olarak da bilinen bu şarkı bu kez bambaşka duyguları içerisinde barındırır. Sırp askerlerinin savaşa giderken söylediği bu şarkı kaybedilen bir vatan için ona duyulan özlem temasını işler. Sözleri ise savaş yüzünden doğduğu şehirden çok uzakta yaşamak zorunda kalan bir gencin dilinden anlatılır.
I. Dünya Savaşı zamanında Sırp Ordusu Arnavutluk’tan geri çekilirken açlık, hastalık gibi durumlar yaşar. Ordu Yunanistan’ın Korfu Adasında yeniden toplansa da burada çok sayıda Sırp askeri hayatını kaybeder. Bildiğimiz Hatırla Sevgili melodisi de tam da bu noktada Tamo Daleko adıyla burada ölen askerlerin anısına söylenen bir halk şarkısı haline gelir.
2008 yılında tarihçi Ranko Jakovljević bu halk şarkısının 1916 yılında Korfu’da amatör bir müzisyen olan Đorđe Marinković tarafından yazılıp bestelendiğini iddia eder. Savaş sonrası Paris’e yerleşen bestecinin 1922 yılında şarkının telif haklarını aldığı söylense de Türk besteci Muhlis Sabahattin’in 1907 yılında bestelemiş olduğu bilinen Hatırla Sevgili yani orijinal adıyla Hatırla Margarethe şarkısı tarihi kayıtlarda yerini almaktadır.
Bestenin orijinalinin kime ait olduğu, hangi millete ait olduğu bilinmese de bilinen tek bir şey vardır ki o da müziğin evrensel oluşudur. Tek bir beste üzerinden nice duygular ifade edilmiş, kimisinde sevgiliye duyulan özlem kimisinde vatana duyulan hasrete dönüşmüştür. Bazen tarihi olayların bir hatıra belgesi olmuş bazen de siyasi olayları anlatan en nüktedan sözlere evrilmiştir.
Kaynakça:
- Öne çıkarılan görsel: levantineheritage
- Koçu, Reşad Ekrem. “Fehim Paşa“. İstanbul Ansiklopedisi. Cilt 10. İstanbul Ansiklopedisi ve Neşriyat Kollektif Şirketi. İstanbul 1961, s. 5603
- Gör, Emre. “II. Abdülhamid Dönemi’nden Bir İstihbaratçı Profili: Serhafiye Fehim Paşa (1873-1908)”. Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Dergisi. 71-84(3). 2019.
- Topallı, Elvan. “Depictions of Margarethe Fehim in Fausto Zonaro’s Paintings”. Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi. 23(43). 2022.
- Gülmez, Çağatay ve Apaydınlı, Köksal. “Muhlis Sabahattin Ezgi ve Cumhuriyet Dönemi Türk Operetlerinden “Ayşe Opereti””. Istanbul University Press. 54-70. 2024.
- “Türkiye’de Paşa tutuklamalarının 100 küsur senelik hüzünlü tarihi”. Habertürk. Web. 12.09.2025.
- “Muhlis Sabahattin Ezgi (1889-1947)”. Musiki Klavuzu. Web. 12.09.2025.
- “Ünlü şarkının bilinmeyen tarihi ve Türk-Rus bağlantısı: “Hatırla Sevgili…” Türk Rus. Web. 12.09.2025.
- “Кладовчанин аутор песме „Тамо далеко”. Politika. Web. 12.09.2025.


