”bir zeytin ağacını köklemek var ya
sökmek var ya sarp yamaçtan ardıcı
kazma vurmak beşyüz yıllık meşeye
acısını duymak var ya o kopmanın
babaların ağlaması işte o
babaların ağlaması öyle zor ” (syf:29)
”kapıların arkasında kalmışız
bizi yalnız bırakmayın çocuklar
çocuklar
derdi de sabah akşam
derdi de garip anam” (syf:35)
”orada şimdi
işte orada
cançekişen bir çayın hemencik kıyısında
kekik bile yeşermeyen bir dağın yamacında
yatıyor konuşmadan
yatıyor dağılarak
tohumları uzak düşmüş karahindiba” (syf38)
”öyle bir yerdeyim ki
bir yanım maviyosun
dalgalanır sularda
bir yanım çocuk parkı,çığlıkçığlığa
öyle bir yerdeyim ki
anam gider allah allah
dölüm düşmüş sokağa” (syf:45)
”dostum dostum güzel dostum
bu ne beter çizgidir bu
bu ne çıldırtan denge
yaprak döken bir yanımız
bir yanımız bahar bahçe ”(syf:46)
”acı çektim günlerce
acı çektim susarak
şu kısacık konuklukta
deprem kargaşasında
yaşadım birkaç bin yıl
acılara tutunarak
acı çekmek özgürlükse
özgürdük ikimiz de” (syf50)
”geleceksin değil mi
geliyorsun değil mi
gelmelisin mutlaka
bırak şimdi gülmeyi de evet de
hadi bedri
evet de!” (syf:52)
”ne güzel gülüyordun o bahar
ince belli bir şişeden içki dökülür gibi
ellerin de bir sokulgan
ellerin de bir serin
erguvanlı sabahlardı çağrısı gözlerinin
bak işte özlüyorum görüyor musun
irkilerek özlüyorum o güzelliği” (syf:67)
”balık attım
olta tuttum
savurdum günlerimi
buluntu altun gibi
masal oldu çocukluğum
gençliğim bahar seli
ve bir akşam birdenbire bir bulvar otelinde
ipincecik bir dal değdi alnıma
koptu sazımın teli
yüreğim yavru kuşum
bırakma beni” (syf:70)
”ne değişen ışıklardı ne son bulan acılar
” bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm”
o geceler orda kaldı
o görüntü orda bitti
kaç bin yıllık öyküydü
yineledim bitti gitti
vurdum çıplak sırtıma çağdaş yalnızlığımı
‘demir asa demir çarık’
kan içinde ayaklarım
artık bir şey gerekmiyor dostlarım”
(syf:79)
”işte sokak işte gerçek
işte kavganın ucu
ya kaptansın bu gemide
ya da sıradan bir yolcu
ne ararsın bu denizde
beklediğin ne ki senin bu kıyılardan
ey yaşlanmaz yanılsama ey sürekli kuruntu (syf:81)
”çok güzel bir film varmış görmemek eksiklikmiş
görsem de kurtulsam şu eksiklikten
diye düşünüyorum
taksit sözü edildikçe artıyor tutsaklığım
bağımsızlık ne güzeldir kimbilir” (syf:91)
”kitap da öylesine koşuyordu ki
sayfalar filmlerdeki tren pencereleri
kahve de öylesine tütüyordu ki
kekikti karanfildi güldü nergisti
özlemekti
aşermekti
vazgeçilmez gitmekti” (syf:94)
”bol kirpikli gözlerini dikti geceye
baktı andan ana artan yalnızlığına
yalnız geçen yıllarına
güvencesiz yarınına:
‘- neredesin sen
neredesin?” (syf:97)
” akşamdı
dramatik bir oyunda dekordu sanki
nisanın çicekli ortalarında lapa lapa kar gülleri
kayısı çoktan çağladaydı bozkırda
kayısı açacaktı güzelim bulvargülü atkestaneleri
çitler çiçek çiçektş
bakışlar karanfilli
peki ama nerden çıkıp gelmşti bu kar gülleri” (syf:99)
”rakı koydu bardağına sevişir gibi
üzerine damla damla soğuk su
döndü rakı bulut bulut
selvi bardakta
ay doğdu ortasından selvi bardağın
bahçeler bağlar doğdu
yükten çıkmış beygir gibi mutluydu
kitap yutmuş aydın gibi boğumlu” (syf:105)