Harry Potter, genç büyücü Harry Potter’ın maceralarını anlatan efsanevi bir roman serisidir. Harry, Hermione Granger ve Ron Weasley gibi sadık arkadaşlarıyla birlikte, karanlık büyücü Lord Voldemort ve Ölüm Yiyenler ile cesurca mücadele eder. Toplamda 7 kitaptan oluşan seri, her yaştan okuyucuyu etkilemiştir.
J.K. Rowling‘in yarattığı bu fantastik seri, ona, dünya çapında şöhret ve başarı kazandırmıştır. Rowling, yaşamı boyunca zorlukla mücadele ederken, bir tren yolculuğunda zihninde canlanan Harry Potter fikri, hayatını değiştirmiştir. Bu macera, Rowling’i kitap yazarak milyoner ve dünyanın en zengin insanlarından biri yapmıştır. Şimdi, Rowling’in yazma serüvenini ve Harry Potter’la gelen başarısını detaylıca inceleyelim.
J.K. Rowling’in Zorluklardan Başarıya Ulaşan Serüveni
İngiltere doğumlu olan J.K. Rowling (Joanne Kathleen Rowling), çocuk yaşlardan itibaren hikâye anlatmaya ilgiliydi. Bu tutku, kardeşi Dianne‘e hikayeler yazarak başladı ve ileride büyük bir yazar olmasını sağladı. Yazarlık kariyeri, 6 yaşında yazdığı “Tavşan“ adlı hikayesiyle başladı.
Rowling 9 yaşındayken, ailesiyle birlikte, Harry Potter serisinde dikkat çeken Dean Ormanı‘nın yakınına taşındı. Rowling yalnızca roman yazmak istiyordu. Yoksul bir geçmişe sahip olan ailesi, onun yazarlık fikrine sıcak bakmıyordu. Rowling’in hayal gücünü yalnızca kişisel tuhaflık olarak görüyorlardı ve yazarlıkla geçimini sağlayamayacağına inanıyorlardı.
Rowling, gençlik yıllarının hayatının en zor dönemi olduğunu söylemişti. Üstelik 15 yaşındayken annesine damar sertliği teşhisi konulması, ilerideki kötü gelişmelerin habercisiydi.
Exeter Üniversitesi‘nde Fransızca eğitimi alan Rowling, 1986’da mezun oldu. Daha sonra Uluslararası Af Örgütü‘nde çeviri işi yaptı. Ancak, bu işten mutlu değildi. Ofiste çalışmanın tek olumlu yanı, kimse bakmadığında bilgisayarda hikayeler yazabilmesiydi.
Harry Potter Fikrinin Doğuşu
Rowling’in yaşamındaki zorluklar, bir tren yolculuğunda doğan fikirle büyük başarıya dönüştü. Urbannette dergisine verdiği bir röportajda, 1990’da Manchester’dan Londra’ya giden tren yolculuğunda Harry Potter fikrinin aklına geldiğini söyledi. Yolculuk sırasında kalemi olmadığı ve istemeye çekindiği için dört saat boyunca kitabı üzerine düşünebilme fırsatı bulmuştu.
Rowling, bu yolculukta, cadılar, büyücüler ve ailesini kaybetmiş bir çocukla dolu bir dünyayı gördüğünü söylemişti. Fırsat buldukça, zihninde canlanan sahneleri ve karakterleri not etti. Hayal dünyası genişledikçe, Harry Potter evreni şekillenmeye başlamıştı.
Zorluklar Peşini Bırakmadı
Yazarın en büyük travması annesinin ölümüydü. 1990’da annesini kaybetmesiyle İngiltere‘den Portekiz‘e taşındı. Burada İngilizce öğretmenliğine başlayan yazar, gazeteci Jorge Arantes’le evlendi. Ancak evliliği istediği gibi gitmedi. Yeni doğan kızıyla Edinburgh‘a taşındı ve büyük zorluklar yaşadı. Yaşadığı deneyimler ona yaşamın değerini ve kendi isteklerinin peşinden gitmenin önemini hatırlattı.
1993’ün sonunda Britanya’ya döndüğünde, Rowling’in valizi Harry Potter ile ilgili hikayelerle doluydu. İşsiz kalan Rowling, Edinburg’taki çeşitli kafeleri ziyaret ederek ilk romanını yazmaya başladı.
Birkaç yıl sonra İngiltere Kraliçesinden bile daha zengin olacağından habersiz olan Rowling, o dönemde hükümetin refahından geçiniyordu. 2012’de yaptığı bir açıklamada, o dönemde maddi zorluklar yaşamamış olsaydı kitabı yazmayacağını belirtti. Yazar, yoğun depresyon dönemleri geçirdiğini ve intihar düşünceleriyle mücadele ettiğini açıkladı. Ayrıca, bu depresyon deneyimlerini “Harry Potter“ serisinde Ruh Emicileri gibi karakterler aracılığıyla aktardığını söyledi.
Harry Potter ve Felsefe Taşı Yayımlandı
J.K. Rowling, zorlu zamanlarında bile yazma azmini kaybetmedi. 1995’te “Harry Potter ve Felsefe Taşı”nın el yazması metnini tamamlayıp yayınevlerine gönderdi. Ancak, aldığı ilk tepkiler umut verici değildi ve birçok ret mektubu aldı. 1996 Ağustos’unda, Bloomsbury Yayınevi Rowling’in potansiyelini keşfetti. Bir yıl sonra, Christopher Little, yayıncılık şirketi Bloomsbury ile Harry Potter ve Felsefe Taşı’nın 500 kopyasını basmak için bir anlaşma yaptı ve Rowling’e 2.500 Sterlin avans sağladı. Yayıncı, erkek okuyucuların kadın yazarların kitaplarını okumakta çekinebileceğini düşünerek Rowling’e takma isim kullanmasını önerdi. “J” gerçek adı Joanne‘i temsil ederken, ikinci adı olmadığı için babaannesinin adı olan “Kathleen” yerine “K” harfini seçti.
“Harry Potter ve Felsefe Taşı”, ilk olarak 1997’de basıldı. Mart 1999’a gelindiğinde, İngiltere’de 300.000 kopya satılmıştı. Bu kitap çok sayıda ödül kazandı. Rowling, ABD’de kitabını Scholastic’e 100.000 dolardan fazlaya sattı. Bu satıştan sağlanan gelirle kendi dairesini satın aldı.
Warner Bros ile Anlaşma İmzalandı
“Harry Potter ve Sırlar Odası“ serinin ikinci kitabı olarak Temmuz 1998’de satışa sunuldu. İngiltere’de büyük beğeni toplayan kitap, satış rekorları kırdı. Ekim 1998’de Warner Bros., ilk iki “Harry Potter“ kitabının film haklarını satın almak istedi. Ardından, Rowling ile Warner Bros. arasında yedi haneli anlaşma imzalandı.
Film serisinin son filmi gelecekte tüm zamanların en yüksek hasılat yapan filmi olacaktı. Ancak o dönemde yine de film stüdyosu için risk taşıyordu. Kimse serinin ne zaman ve nasıl biteceğini bilmiyordu.
İlk iki kitabın ardından Temmuz 1999’da “Harry Potter ve Azkaban Tutsağı“ kitabı yayımlandı. Bu 3 kitapla birlikte Rowling daha da popüler hale geldi.
Baskı Altında Yazılan Ateş Kadehi
J.K. Rowling’in “Ateş Kadehi“ kitabını yazma süreci oldukça zorlu geçti. Kitap, Azkaban’ın iki katı uzunluğunda olmasına rağmen bir yıl içinde tamamlandı. Yayıncılar, kitabın dünya çapında eş zamanlı piyasaya sürülmesi için koordinasyon sağladı ve Rowling’i bitirme tarihine kadar baskı altına aldı. Bu dönemde Rowling, ilk Harry Potter kitabının sinema uyarlamasında da bulundu. Ateş Kadehi’nin 2000’de piyasaya sürülmesiyle Harry Potter serisinin popülerliği iyice yükseldi.
Kitabın yayınlanmasından sonra Rowling, yazma hızını yavaşlattı. Bloomsbury’e bir sonraki kitabını bir yıl içinde yazamayacağını açıkladı. Yazar, baskının artık dayanılmaz olduğunu ve kendine, hatta ününe bile vakit ayıramadığını belirtti.
Ancak Ateş Kadehi’nden sonra yazmaya devam etti. 2001’de “Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar” ve “Çağlar Boyu Quidditch” adlı iki ek kitap yayımlandı. Buradan sağlanan gelir hayır kurumlarına bağışlandı. Ardından, Rowling’in en uzun kitabı olan “Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı” 2003’te okurlarla buluştu.
Harry Potter ve Felsefe Taşı Filmi Gişe Rekorları Kırdı
Harry Potter ve Felsefe Taşı’nın 2001’deki sinema uyarlaması, gişe rekorları kırdı. Daniel Radcliffe‘in Harry Potter, Emma Watson‘ın Hermione Granger, Rupert Grint‘in Ron Weasley olarak yer aldığı bu film, bir grup klasik eğitimli İngiliz aktörle desteklenen büyük bir prodüksiyondu. Bu film, yaklaşık 1 milyar dolarlık gişe hasılatı yaparak tarihin en başarılı film serisinin yolunu açtı.
Rowling, filmin vizyona girmesinden bir ay sonra, İskoç Doktor Neil Murray ile evlendi. Çiftin 2003’te oğulları dünyaya geldi. Bunun ardından yazar, Temmuz 2005’de “Harry Potter ve Melez Prens” kitabını çıkardı. Üstelik, Birleşik Krallık’ta aynı anda standart baskı, büyük baskı ve Braille baskısı olarak çıkan ilk kitap oldu.
Serinin Son Kitabı 2007’de Yayımlandı
J.K. Rowling, 2007’de “Harry Potter ve Ölüm Yadigarları“ ile bu büyülü seriyi noktaladı. Bu kitap, tüm zamanların en hızlı satanı unvanını elinde tutuyor. Yedi kitap toplamda 450 milyondan fazla satarak, 67 farklı dile çevrildi. Aynı yıl, “Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı“ film uyarlaması da sinemalarda izleyiciyle buluştu.
Ayrıca 2016’da hayranlarından gelen istek üzerine “Harry Potter ve Lanetli Çocuk“, serinin devamı niteliğinde tiyatro oyunu olarak yazıldı.
Zorlu Serüven, Büyük Başarı
Tüm bu zorlu serüvenin ardından Rowling, Harry Potter serisiyle dünya çapında 500 milyondan fazla satış yapmış, 80’den fazla dile çevrilmiş ve sekiz sinema filmine uyarlanmıştır. Eserleri birçok ödül kazanan Rowling, Britanya İmparatorluk Nişanı, Fransa Légion d’Honneur Nişanı ve Hans Christian Andersen Ödülü gibi prestijli ödüllere layık görülmüştür. Ayrıca, Rowling, “Lumos” adında dünya genelindeki yetimhanelerde yaşayan çocuklara yardım etmeyi amaçlayan kurum kurmuştur. Net serveti 1 milyar doları aşan Rowling, dünyanın en zengin yazarlarından biri olmuştur.
Harry Potter Neden Yazıldı?
Rowling’in işsizlik, yalnızlık, yoksulluk gibi zorluklarla boğuştuğu bir dönemde, hikâye yazmak bir kaçış ve bir umut kaynağıydı. Rowling, Harry Potter evreninde dostluğun, iyiliğin ve cesaretin zaferini göstererek kendi iç dünyasındaki mücadelesini yansıttı. Ayrıca, kusurlu karakterlerin ve iyi kalpli kahramanların önemini vurgulayarak, okuyuculara cesaretin herkesin içinde olduğunu ve doğru olanı savunmanın değerini öğretti.
Harry Potter Karakteri Nasıl Oluştu?
J.K. Rowling’in kendi yaşam deneyimleri ve inançları, Harry Potter karakterini büyük ölçüde etkilemiştir. Rowling, 2008’de verdiği bir röportajda, karakterin oluşumunu insanlık hallerini yansıtan, hata yapan ve zorluklarla karşılaşan biri olarak tasarladığını söylemiştir. Ayrıca, Harry’nin karakteri, Rowling’in kendi yaşamındaki zorlukları ve sevdiklerini kaybetme gibi acı deneyimlerini yansıtır. Harry’nin en belirgin özelliklerinden biri, sevgiye ve dostluğa olan inancıdır. Bu, Rowling’in kendi yaşamında bağların ve sevginin önemini vurguladığı temalardan biridir.
J.K. Rowling’in zorluklarla dolu hayat yolculuğunda kaleme aldığı Harry Potter serisi, sadece büyülü bir dünyanın ötesindeki mücadeleleri ve dostluğun gücünü değil, aynı zamanda yazarın kendi içsel mücadelesini ve zaferini de yansıtıyor. Rowling’in yazdığı her sayfa, cesareti, iyiliği ve insanın içindeki gücü keşfetme yolunda bir kılavuz olmuştur. Bu eşsiz serüven, milyonlarca okuyucunun kalplerinde derin izler bırakmış ve Rowling’i edebi dünyanın zirvesine taşımıştır.