Geçtiğimiz sene ekim ayında 2024 Nobel Ödüllerinin sahipleri açıklanmıştı. Edebiyat dalında Nobel ödülü, ”tarihsel travmalarla yüzleşen ve insan yaşamının kırılganlığını ortaya koyan yoğun şiirsel düzyazısı” ile Han Kang‘a takdim edildi. Han, bu ödülü kazanan ilk Asyalı kadın olarak da tarihi bir başarıya imzasını attı. Peki, Han Kang kimdir? Birlikte tanıyalım.
Geçmişten Günümüze

27 Kasım 1970 yılında Güney Kore’de doğan Han Kang, edebiyatla bağlı bir ailede büyüdü. Hem öğretmen hem de yazar olan babası sayesinde kitaplar daima Han’ın çevresindeydi. Büyüdükçe, kitaplar Han’a bir arkadaş, koruyucu bir kalkan gibi olmaya başladı. Kang So–cheon ve Ma Hae-song gibi Koreli yazarların eserlerini sevdi ve büyüdükçe İsveç ve Rus gibi başka kültürlerdeki eserlere ilgi duymaya başladı. 2023’te The Guardian‘a verdiği bir röportajda şunları söyledi: ”Benim için kitaplar, sürekli çoğalan ve sınırlarını genişleten yarı canlı varlıklardı. Sık sık taşınmamıza rağmen, tüm o kitaplar beni koruduğu için kendimi rahat hissedebiliyordum. Yabancı bir mahallede arkadaş edinmeden önce, kitaplarım her öğleden sonra yanımdaydı.”
Dokuz yaşındayken, Gwangju Ayaklanması‘ndan yalnızca dört ay önce ailesiyle Seul’a taşındı. Ayaklanmadan kısa bir süre önce taşınmasından kaynaklanan ağır bir ”kurtulan suçluluğu” hissettiğini açıkladı. Bu hissin bıraktığı izler Han’ın eserlerinde karşımıza çıkmaktadır.
Han, edebiyatla olan bağını koparmadı ve Seul’daki Yonsei Üniversitesi’nde Kore Dili ve Edebiyatı bölümünü okudu. 1993’te mezun oldu ve ilk şiirlerini bir Kore edebiyat dergisi olan Munhak-gwa-sahoe‘nın (Edebiyat ve Toplum) kış baskısında yayınlayarak edebiyattaki kariyerini başlattı. Ertesi yıl, Seul Shinmun‘un ilkbahar edebiyat yarışmasında Red Anchor ile ödül kazandı. Sonra, 1995’te, kısa öykülerinden oluşan bir koleksiyon olan Yeosu‘yu yayınlayarak kariyerinde büyük bir adım attı.
Daha sonra 1998’de Iowa Üniversitesi’ndeki Uluslararası Yazarlık Programı’na katıldı ve gizem türündeki ilk romanı Geomeun Saseum‘u (Kara Geyik) yayınladı. Kariyeri ilerledikçe travma, insanlığın doğası ve hayatta kalma gibi konuları kaleme aldı ve Kore edebiyatında öne çıkan bir yazar haline geldi.
Kitapları

Kariyerine şair olarak başlayan Han Kang, şiirsel bir akıcılığı düzyazılarına taşımıştır. Romanları, şiirleri, denemeleri ve kısa öyküleri insanlığın doğası, psikoloji, ataerkillik, şiddet ve keder gibi temaları işleyerek metaforlar ve betimlemelerle doludur. Ayrıca eserlerinde kişisel his, görüş ve travmaları ele alarak edebiyatın okuyucularla duygusal bağ kurabilmesini gözler önüne sermiştir. The White Review ile 2016 yılında yaptığı bir röportajda, ”Yüceden vahşiye uzanan geniş bir insanlık yelpazesi, çocukluğumdan beri benim için zor bir ödev problemi gibiydi. Kitaplarımın insan şiddeti temasının varyasyonları olduğunu söyleyebilirsiniz.’‘ dedi.
Kang‘ın uluslararası tanınmasını sağlayan Vejetaryen romanı üç bölümden oluşuyor ve yaşam tercihleri, özellikle de şiddetli kabuslar sonucu et yemeyi bırakma kararı ve çevresindeki insanlar tarafından incelenip, anlaşılmak yerine kınanan bir kadının hikayesini anlatıyor. Toplumsal yargılarla ve kişisel sorunlarla karşı karşıya kalırken, kırılgan mentalitesi ve ruhsal sağlığı giderek kötüleşiyor. İfade edilmiş ve bastırılmış arzular arasındaki gerilimi ve kişisel seçimlerinin üzerine baskı görmenin psikolojik sonuçlarını inceleyen roman, Han Kang ve tercümanı Deborah Smith‘e 2016’da Man Booker Uluslararası Ödülü‘nü kazandırarak kendisini dünya çapındaki okuyuculara gösteriyor.
Beyaz Kitap, yaşam, ölüm ve insan ruhunun dayanıklılığı üzerine lirik bir eserdir ve Kang’ın ablasının doğumundan yalnızca iki saat sonra vefat etmesi üzerine otobiyografik bir yazıdır. Geleneksel Kore kültüründe, beyaz renk, ölüm ve masumiyeti sembolize eder. Kitap, birbirine bağlı hikayeler aracılığıyla bir annenin yasını tasvir ediyor ve hem yas tutmak ile hatırlanmak arasındaki ilişkiyi hem de doğumdan ölüme kadar olan süreci beyaz nesnelerle ilişkilendiriyor. ”Ben her zaman beyaz renge ilgi duydum. Bana en temel renk gibi geliyor…Beyaz Kitap’ın anlatıcısıyla aramdaki ilişkiyi keşfettim. Birinci bölümde onu hayal ettiğimi ve varlığını çağırdığımı, ikinci bölümde ise onun benim içimde yaşadığını fark ettim. Üçüncü bölümde, hayatlarımız bir arada var olamayacağından dolayı birbirimizden ayrılmamız gerekecekti. Birinin yaşaması için, diğerinin ölmesi şart,” dedi Electric Literature‘e verdiği röportajda.
Çocuk Geliyor kitabında da Kang, Gwangju Ayaklanması‘nı konu almıştır. Kurbanların ve hayatta kalanların hikayeleri aracılığıyla ayaklanmanın uzun ve yıpratıcı etkilerini, aktivizm ile anlatmaktadır. Kitabın son bölümünde Han, ayaklanmayla olan kendi bağlantısını anlatıyor ve bu trajediyi şekillendiren tarihi, sosyal ve politik güçleri ustaca gözler önüne seriyor. Yaşanan katliamı tasvir etmek için en etkili dili kullanan Kang, hem kendi vatanının hem de insanlığın doğasındaki umut verebilecek olan iç güzelliğe dokunabilmeyi de başarıyor. Bu eser, hem başkası tarafından acı çekmiş olanlara teselli, hem de çekmemiş olanlara bir uyarı görevi görüyor.
Nobel Ödülü

Kang, 2024 yılında Nobel Edebiyat Ödülü‘nü alan ilk Güney Koreli ve on sekizinci kadın oldu. İsveç Akademisi, onu ‘‘tarihsel travmalarla yüzleşen ve insan hayatının kırılganlığını ortaya koyan yoğun şiirsel düzyazısı” gerekçesiyle onurlandırdı. Nobel ödülü, yalnızca Kang için kişisel bir dönüm noktası olmakla kalmadı, aynı zamanda Kore edebiyatında tarihi bir ana imza atarak, uluslararası ilgisini ve konumunu yükseltti. Kang’ın eserleri dikkat çekti ve akademik münazaralara ilham verdi. Ödülü için İsveç Akademisi ile yaptığı telefon görüşmesinde Kang, şaşkınlığını ve minnettarlığını dile getirdi: ”Çok şaşkınım ve gerçekten onur duydum. Kendimi çok yakın hissettiğim Kore edebiyatıyla büyüdüm. Bu yüzden bu haberin Kore edebiyatı okuyucuları, arkadaşlarım ve yazarlarım için güzel olmasını umuyorum.” Birçok yazar ve çevirmen Han’a desteğini ve tebriğini sundu, Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol da dahil: ”Modern tarihimizin acı dolu yaralarını harika bir edebiyata dönüştürdün, Kore edebiyatının değerini yükselttiğin için sana saygılarımı gönderiyorum,” açıklamasıyla Kang’ı tebrik etti.
Han, ödül töreninde vermiş olduğu konuşmada, ”Çocukluğumdan beri, bilmek istedim. Doğma nedenimizi. Acının ve sevginin var olma nedenini. Bu sorular edebiyat tarafından binlerce yıldır sorulmuştur ve bugün de sorulmaya devam etmektedir. Bu dünyadaki kısa kalışımızın anlamı nedir? Ne olursa olsun insan olarak kalmamız ne kadar zordur? En Karanlık gecede, nelerden yapıldığımızı soran, bu gezegende yaşayan insanların ve canlıların birinci şahıs bakış açılarını hayal etmekte ısrar eden, bizi birbirimize bağlayan bir dil vardır,” dedi.
Edebiyatta Bıraktığı Etki

Edebiyat uzmanları, yazarlar ve okuyucular, Han Kang‘ın çalışmalarından derinden etkilendiler. Koreli yazarlar, Kang’ın kendine özgü yazım tarzıyla kimlik, toplumsal adalet ve travma konularını kaleme almasından ilham aldılar. Kitapları, Güney Kore tarihi, kültürü ve insanları hakkında okuyucularını bilgilendirerek kültürlerarası empati sağladı. Ayrıca, yazıları, edebiyatın yanı sıra insan hakları, ruh ve akıl sağlığı ile cinsiyetler arasındaki ilişki ve dinamikler hakkında önemli tartışmalara yol açtı.
Kang‘ın Çocuk Geliyor kitabındaki Gwangju Ayaklanması tasviri, tarihi hafızanın ve devlet tarafından zarar görenler için sürekli adalet arayışının önemini yeniden teyit etti. Benzer şekilde, Vejateryen, kadınların toplumda katlandığı baskıyı açığa çıkardı ve dünya çapında feminizm üzerine tartışmaları teşvik etti. İçgözlemsel bir eser olan Beyaz Kitap, hikaye anlatımının deneysel olabileceğini, yazının biçimi ve içeriği arasındaki ilişkiyi hem yazarlara hem de okuyuculara göstererek ortaya koyuyor. Bunlara ek olarak, Kang, geçmişteki adaletsizliklerden zarar gören nesillerin anıları için bir kanal görevi görme kapasitesiyle eleştirmenlerden bolca övgü topladı. Toplumsal acıyı sadece kağıt ve mürekkep kullanarak anlamlı, okunabilir ve zamansız bir esere dönüştürdü ve bu tür trajedilerin uzun süre bastırılmış gerçekleri yeniden anlatmaktan ziyade gelecek nesiller için anlam ve kalıcılığa sahip olmasını sağladı.
Kaynakça:
”Han Kang.” Han-Kang.net. Web. 13.01.2025
”I emerged painfully transformed from her books’: Han Kang readers on her Nobel literature prize.” TheGuardian. Web. 15.01.2025
”South Korean Nobel winner Han Kang hopes daily life ‘won’t change much’.” TheHindu. Web. 18.10.2024
”Han Kang wins the Nobel prize in literature for 2024.” Economist. Web. 20.01.2025
”South Korean author Han Kang wins the 2024 Nobel prize in literature.” TheGuardian. Web. 21.01.2025
”The Vegetarian by Han Kang review – an extraordinary story of family fallout.” TheGuardian. Web. 21.01.2025
”The White Book by Han Kang review – the fragility of life.” TheGuardian. Web. 21.01.2025
”Human Acts by Han Kang review – solidarity and suffering in the shadow of a massacre.” TheGuardian. Web. 21.01.2025
”Why Han Kang’s Nobel Matters.” YaleReview. Web. 22.01.2025
”Han Kang on Death, the Color White, and Her Writing Influences.” ElectricLiterature. Web. 26.01.2025
”Han Kang Banquet Speech.” NobelPrize. Web. 26.01.2025
Öne Çıkan Görsel: https://www.economist.com/culture/2024/10/10/han-kang-wins-the-nobel-prize-in-literature-for-2024